PEYGAMBERİMİZ NAMAZI NASIL KILDIYSA, BİZLERDE ONUN KILDIĞI GİBİ KILIYORUZ DEMEK, DOĞRUMU?
Değerli arkadaşlarım. Bizlere öyle bir İslam yaşatıyorlar ki aklın, mantığın kabul etmediği gibi, Kur’an’da asla kabul etmiyor. Tabi bunu ancak Kur’an’ı anlayarak ve ayetler üzerinde düşünerek okuyanlar fark edebiliyor. Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konuya gelince. Geleneksel İslam anlayışının öğretisi şöyle bir söylem ve inançla İslam yaşanıyor. “KUR’AN’DA NAMAZIN TARİFİ YOKTUR, PEYGAMBERİMİZ NAMAZI NASIL KILDIYSA, BİZLERDE ONUN KILDIĞI GİBİ KILIYORUZ. O NASIL HAC YAPTIYSA, BİZLERDE ONA UYUYOR ONUN GİBİ HAC YAPIYORUZ.”
Elbette bunları çoğaltabiliriz. Sizce bu sözleri söylememiz ve bu yolu izleyerek İslam’ı yaşamamız yani ibadetlerimizi yerine getirirken, bu söylemler doğrultusunda mı İslam’ı yaşamalıyız, ne dersiniz? Allah birçok ayetinde bizleri uyarıp, düşünün aklınızı kullanın diye uyarır. Hatta kendi ayetleri üzerinde bile bizlerin düşünmesini, aklımızı kullanmamızı ister. Çünkü düşünen bir insan, inandığı ve yaptığı her şeyi bilinçli yapar ve o yaptıklarının farkında olur.
Gelelim Kur’an’da namazın tarifi yoktur, Peygamberimiz namazı nasıl kıldıysa, bizlerde onun kıldığı gibi kılıyoruz sözlerine. Bu söylem üzerinde önce düşünelim. Çünkü Allah kendi sözleri/ayetleri üzerinde düşünmemizi istiyorsa, bizlere din diye anlatılan sözler/hadisler üzerinde de mutlaka düşünmeliyiz. Çok fazla değil biraz düşündüğümüzde, aklımıza birçok soru takılıyor. Hatırlatırım Allah'ın Resulünün yaşadığı dönemle, günümüz arasından yaklaşık 1400 yıl geçmiş. Allah'ın Resulüde, namazı şöyle kılın diye bir detaylı bilgi kayda almamış, onun vefatından yaklaşık 250 yıl sonra, kayda alınan bilgilerden bu detayları öğreniyoruz. Düşündürücü bir soru daha, madem namazın detayları Kur'an'da yok, Allah'ın Resulü bunu biliyor, bu durumda yüzlerce yıl sonra benim ümmetim namaz kılarken hata yapar diye düşünmesi, Kur'an'a ilave etmesi yada kayda aldırması gerekmez mi? Haşa Allah'ın Resulü bunu unuttuda, 250 yıl sonra birilerinin aklına gelipde yazdırıp, bizlerin imanını mı kurtadı? Sizce bu bilgilere güvenmemiz doğru olur mu?
Bakın işin başında daha akıl ve mantık bunu kabul etmiyor. En önemlisi bizler Allah’ın Resulü döneminde yaşamadık, onun nasıl namaz kıldığına da şahit olmadık. Bu durumda bizler Resulün namaz kıldığı gibi namaz kılıyoruz diyebilir miyiz? Bundan nasıl emin oluruz? Hatta Allah hükümlerini yerine getirmemizi isterken Kur’an’da, böyle bir yol izlememizi istiyor mu? Elbette hayır. Ancak şunu söyleyebiliriz. Bizlere ulaşan rivayet hadislere göre, Peygamberimiz sanırım böyle namaz kılıyormuş, çünkü bizlere öyle anlattılar diyebiliriz. Bu düşüncenin de içinde birçok bilinmeyen zan ve sanı bilgiler olduğu için, bu bilgilerden emin olamayız demeliyiz, eğer biraz aklımızı kullandıysak. Tabi yalnız aklımızı kullanmak yetmez, Allah bu konularda Kur’an’da ne diyor, ona da bakmalıyız.
Peki, Allah ne diyor bu konuda Kur’an’da? En önemli uyarılarında birisi, emin olamayacağınız bilginin ardına sakın düşmeyin, sizleri sorumlu tutarım. Çok açık, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın ikazı olduğunu söyleyebiliriz. Makalemin konusu olan söyleme, yani Peygamberimiz nasıl namaz kıldıysa, bizlerde öyle kılıyoruz sözlerine inanırsak, HİÇ BİR ZAMAN ALLAH’IN RESULÜNÜN, GERÇEKTEN BİZLERE ANLATILDIĞI GİBİ NAMAZ KILIP KILMADIĞINDAN, ASLA EMİN OLAMAYIZ. Sizce Allah bizlerin yerine getirmemizi emrettiği bir konuyu, gereği gibi Kur'an'da açıklamayıp, detayını vermeden, Resulüm size öğretecek, onun yaptığı gibi yapın demiş olabilir mi? Eğer buna inanıyorsak, Kur’an’ın tüm âleme, tüm zamana indirilmediğini, YALNIZ ARAPLARA VE O GÜNÜN TOPLUMUNA İNDİRİLDİĞİNE İNANMIŞ OLURUZ.
Kur’an tüm insanlığa, tüm zamana indirildiğine göre, bu düşüncenin doğru olması mümkün değil. Zaten Allah Kur’an’da bu düşüncenin asla doğru olmadığına kanıt, birçok ayetinde Kur’an’ı açıkladığını söylüyor. Örneğin Kıyame 19. Ayetinde, “SONRA ONU AÇIKLAMAK DA BİZE AİTTİR.” Hud suresi 1 ve 2. Ayetlerinde de Kur’an’ı açıklama ve detaylandırma konusunda çok net bilgiyi verip, bakın ne diyor Rabbimiz. ”BU KUR’AN; ÂYETLERİ, HÜKÜM VE HİKMET SAHİBİ (BULUNAN VE HER ŞEYDEN) HAKKIYLA HABERDAR OLAN ALLAH TARAFINDAN MUHKEM (EKSİKSİZ, SAĞLAM VE AÇIK) KILINMIŞ, SONRA DA ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK ETMEYESİNİZ DİYE, AYRI AYRI AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR.”
Bu konuda birçok örnekler verebiliriz Kur’an’dan, ama bu ayetler sanırım bizlere yeter. Allah Kur’an’ı açıklamak bize aittir, biz sizlerin sorumlu olduğu ayetleri MUHKEM yani açık anlaşılır ve detaylı indirdik diyor da, bununda izahını yaparak, açıklamamızın nedeni, Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz yani muhtaç olmayasınız diye, ayetleri AYRI AYRI AÇIKLADIK diyor. Eğer Allah’ın hükmünü yerine getirmek için başkalarına muhtaç isek, Allah’ın dışında yaratılmış insanlara da muhtacız demektir ki, buna Allah izin vermiyor. Allah Resulüne hitaben Enam 19. ayetinde bizlere ne söylemesini istiyordu hatırlayalım. “BU KUR'AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” Allah'ın Resulü sizce uyardığı kitabın hükümlerini bizler yerine getirirken, detayı verilmemiş bir kitapla uyarmış olması, sizce mümkün olabilir mi? Bunu düşünen gerçekleri görecektir. Düşünmeyenlere zaten sözümüz yok. Bunca açık ayetlere iman ettiğimizi söylediğimiz halde batılı, atalarımızın inancını yaşayabilmek adına, bu ayetlerin üstünü örtüp, hatta görmezden gelerek, Allah namaz kılın, hacca gidin, zekât verin emrini vermiş ama izah edip detaylandırmamıştır. Bizler Peygamberimiz nasıl namaz kıldıysa, hacca gittiyse, zekât verdiyse öyle yerine getiriyoruz, bunların detayını Peygamberimizin rivayet hadislerinden öğreniyoruz diye inanırsak, Kur’an’a değil atalarımızın batıl inançlarına iman etmiş olur ve böylece KENDİMİZİ KANDIRMIŞ OLURUZ.
Geleneksel İslam anlayışının, yani mezheplerin ve onun öğretisi olan Fıkıh inancını şöyle bir araştırınız lütfen. Hepsi aynı şekilde mi namaz kılıyor? Elbette hayır. Genel çoğunluğu aynı diyebilirsiniz, çoğunlukta birleşmek gerçeklerle buluşmak mıdır? Allah ne diyordu ayetinde, çoğunluğa uyarsan seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Böyle bir düşünce, mantık bizleri Allah’ın doğru yolundan sapmamıza neden olur. Olmuşta zaten. Neredeyse Kur’an ne emrediyorsa, bizler dinin emri diye tam tersini yaşıyoruz. Farklı mezheplere inananlara sorduğumuzda aldığımız cevap, PEYGAMBERİMİZ BÖYLE YAPIYORMUŞ OLUYOR. İşte bu anlayış ve inanç, bizleri Kur’an ve mantık dışına itiyor. Sonucunu da hep birlikte görüyoruz. LÜTFEN UNUTMAYALIM, ALLAH’IN DİNİ NE RİVAYETLERE NEDE SANI BİLGİLERE GÖRE YAŞANMAZ. İSLAM YALNIZ KUR’AN’A GÖRE YAŞANIR, ÇÜNKÜ ALLAH ZUHRUF 44. AYETİNDE, SİZLERİ VAHYİMDEN YANİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM HÜKMÜNÜ VERMİŞTİR. Sizce Allah bu hükmü verdikten sonra, namaz ve diğer konularda emrini verip, tüm kullarına detayını vermeden, yüzlerce yıl önce Resulün nasıl kıldıysa, emir verdiyse öyle yerine getirin diyerek, bizleri namaz hükmünden sorumlu tutar mı? Aklını Kur’an ile kullanan, bu sorunun doğru cevabını verecektir.
Allah dinde sakın bölünenler gibi olmayın diyor, peki neden? Çünkü Kitap Ehli, Allah’ın gönderdiği kitapların dışına çıkıp, tıpkı bizlerin günümüzde yaptığı gibi, Allah’ın vahyini yeterli görmemişler. Bölünüp, vahiy dışına çıkarak bir birine düşman olmuşlar. KUR’AN’IN İNDİRİLMESİNİN AMACI, KİTAP EHLİNİN ALLAH’IN VAHYİNİN DIŞINA ÇIKIP, KENDİLERİNE BEŞERİ BİR DİN YARATMALARININ NETİCESİNDE İNMİŞTİR. Biz Müslümanlarda Allah’ın bölünmeyin emrini göz ardı edip bölündük. Yetmedi bölünmekte zenginlik, bereket vardır dedik ama bir birimize kanlı bıçaklı düşman olduk.
Değerli kardeşlerim, lütfen okuma alışkanlığı edinip önce Kur'an'ı anlayarak, daha sonrada din adına her kaynağı bolca okuyalım. Yalnız birilerine sorular sorup, onların söylemleri ile İslam’ı öğrenip doğru yaşayamayız. Verilen cevaplarında doğru olup olmadığından asla emin olamayız. Emin olmak isteyen Allah’ın ipine sarılır. Ama önce Kur’an’ı anladığımız dilden dikkatle ve tarafsız bir şekilde, kafamızdaki tüm rivayet ve sanı bilgilerden arındırarak okuyalım, anlamaya çalışalım. İnanın yaptığımız öyle yanlışlar var ki, farkında olduğunuzda çok üzüleceksiniz ama iyi ki bu dünyada farkına vardım diyerek sevineceksiniz.
Şunu lütfen unutmayalım. Allah yerine getirmemiz gereken bir emir verdiyse, onu mutlaka bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an’da açıkladığına inanalım. Buna inanmadığımız sürece gerçeklerle buluşamayız. Örneğin Allah namaz kıl emrini verdiyse ki vermiş, bunu nasıl yerine getireceğimizi önce Kur’an’dan öğrenelim. Daha sonrada geleneksel İslam anlayışının öğrettikleri, eğer Kur’an’a ters düşmüyorsa, onları da ilave etmenin elbette bir sakıncası yoktur. Tabi bunlar olmadan, namaz kılamayız demeden. Ama lütfen namaz konusunda, mezheplerin öğretisini Kur’an’da göremediğimizde, bakın şunlar ya da bunlar Kur’an’da geçmiyor, demek ki her bilgi Kur’an’da yazmıyormuş, Peygamberimizin hadisleri olmasa, namaz bile kılamazmışız demeyelim. BU DÜŞÜNCE ALLAH’A VE KİTABINA İFTİRADIR, SAYGISIZLIKTIR. Lütfen unutmayalım her konuda olduğu gibi Allah, kendi huzuruna salat/namaz ile durma emrini verirken, kolay ve basit bir şekilde vermiştir. Bunu bizlerin yeterli görmeyip, ellerimizle zorlaştırdığımızı da unutmayalım.
Dilerim Allah’tan batıl, sanı ve rivayetlerden uzak, Kur’an gerçekleri ile buluşan, Allah’ın halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/