ALLAH KUR'AN’DA RESULÜME UYUN DERKEN, SİZCE RESULE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN, HADİSLERİNE Mİ UYUN DİYOR?
Allah Kur’an'da birçok ayetinde Resulüme uyun, ona uymak bana uymak tır diye uyarır. Örnekler verelim ki konuyu daha iyi anlayabilelim. Allah Ali İmran 31. ayetinde şöyle söylemesini ister Resulünün bizlere. “EĞER ALLAH'I SEVİYORSANIZ BANA UYUNUZ Kİ, ALLAH’TA SİZİ SEVSİN VE GÜNAHLARINIZI BAĞIŞLASIN.” Yine Nisa suresi 115. ayetinde, bakın Allah bizleri nasıl uyarıyor. “KENDİSİ İÇİN DOĞRU YOL BELLİ OLDUKTAN SONRA, KİM RESULÜNE KARŞI ÇIKAR VE MÜMİNLERİN YOLUNDAN BAŞKA BİR YOLA GİDERSE, ONU O YÖNDE BIRAKIRIZ “ Yine Nisa suresi 64. ayetinde de Resulleri ile ilgili, bakın nasıl bir açıklama yapıyor Kur’an. “BİZ HER RESULÜ ALLAH’IN BUYRUĞU GEREĞİ ANCAK, KENDİSİNE İTAAT EDİLMESİ İÇİN GÖNDERDİK.” Bu ayetlere benzer birçok ayet Kur’an’da vardır. Peki, bu ayetlerde Allah, bizlere neler anlatıyor olabilir, bunun açıklamasını yapmıyor mu Kur’an’da? Çünkü bizler Allah’ın Resulü zamanında yaşamadık, onunla tanışma şerefine nail olamadık. Allah’ın Resulüne bizler nasıl uymalı, bu ayetlerden bizler günümüzde ne anlamalıyız? ALLAH BU AYETLERDE, RESULÜM VEFAT ETMİŞ OLSA BİLE, ONUN KUR’AN DIŞINDAN SÖYLEDİĞİ VE SİZLERE RİVAYET YOLLA BİLE ULAŞSA, ONUN HADİSLERİNE DE UYUN MU DEMEK İSTİYOR? YOKSA RABBİMİZ BAŞKA BİR ŞEY Mİ ANLATIYOR? Gelin hiç bir etki altında kalmadan, onu Kur'an'dan anlamaya çalışalım.
İlk Müslümanların işi kolaydı. Şüpheye düştükleri bir konuda Allah’ın Resulüne müracaat ediyorlar ve kafalarındaki sorulara cevap bulabiliyorlardı. Allah'ta zaten bu konuda Müslümanları rahatlatıyor ve ona danışın, onun sözlerine güvenin diyor. Bu durumda bizlerin tavrı nasıl olmalıdır? Allah neden Resulüme uymak bana uymak gibidir diyor. BUGÜN RESULE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN RİVAYET HADİSLERE UYDUĞUMUZDA, BİZLER RESULE Mİ UYMUŞ OLURUZ? AYETLER BUNUMU EMREDİYOR? Çünkü öyle bir gurup var ki İslam toplumunda, Resule ait olduğu iddia edilen her hadisi araştırmadan, doğru kabul ediyorlar. Bu konuda titiz davranıp, araştıran ve Resule ait olduğu iddia edilen sözleri/hadisleri Kur’an süzgecinden geçirenlere de, siz Allah'ın Resulünü devre dışı bırakıyorsunuz diyerek, HADİS İNKÂRCISI DAMGASI VURULUYOR. Nisa suresi 59. ayetinde Allah şöyle uyarıyor. “EY İMAN EDENLER! ALLAH’A İTAAT EDİN RESULE VE SİZDEN OLAN EMİR SAHİPLERİNE DE İTAAT EDİN! BİR KONUDA ANLAŞMAZLIĞA DÜŞERSENİZ ALLAH’A VE AHİRETE İNANIYORSANIZ ONU ALLAH’A VE RESULE GÖTÜRÜN! “ Bakın bu ayette de Allah’a ve Resule itaati emrediyor ama ayetin sonunda, Resulün yaşadığı dönemle ilgili olduğunu anlıyoruz. Ayetin sonunda onu Allah'a ve Resulüne götürün diyor. Peki Allah'a nasıl götürebiliriz? Zerre kadar düşünen ve Kur'an ile buluşan bir Müslüman bilir ki, Resul yalnız Allah'ın vahyini tebliğ edeceğinden, Resule uyan Allah'a uymuş demektir. Resulün çözeceği her sorun, Allah'ın emirleri ayetleri ile çözülecektir. Yoksa Resulün vefatından sonra, onun rivayet hadislerine sorunlarınızı götürün demiyor. Günümüzde aynı konuda ama tam tersi Resule ait olduğu rivayet hadisler var, bu durumda hangisi ile sorunlarımızı çözeceğiz? Bu yol bizleri şeytana ve şeytanlaşmış insanların tuzağına götürür, lütfen unutmayalım. Ayette sizden olan emir sahiplerinden kastedilen, ULUL EMR yani seçimle başa getirilen, devleti yöneten emir sahiplerine, onların çıkardığı beşeri kanunlara da uyulması emrini veriyor. Toplumda düzenin sağlanabilmesi için. Bunların hiç birisi dini konularda değildir, lütfen unutmayalım.
Önce şunu hatırlatmak isterim. Günümüzde bizlere nakledilen ve Resule ait olduğu iddia edilen hadisler için, bunları Allah’ın Resulü söylemiştir, kesinlikle ona aittir diyemeyiz. Hatırlatırım hadislerin neredeyse tamamı, bir rivayet göre diye başlar ve bir ya da birkaç kişinin nakilleri ile oluşmuştur. BU DURUMDA BU HADİSLERİN/SÖZLERİN, ALLAH’IN RESULÜNE AİT OLDUĞU KONUSUNDA, MUTLAKA TİTİZ DAVRANMALI VE KUR’AN’DAN ONAY ALMALIYIZ. Eğer hiç araştırmadan düşünmeden, Resule ait olduğunu kabul edersek, Allah’ın Resulüne iftira atma riskimiz çok yüksek olacaktır. Bunu hangimiz yapmak ister. BİZLERE ULAŞAN, RESULE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN HADİSLERİN HİÇBİRİSİNDEN, RESULÜN HABERİ OLMADIĞINI, RESUL SAĞLIĞINDA YAZDIRMADIĞINDAN, ONUN ONAYINI ALARAK KAYDA GEÇİRİLMEDİĞİNİ, LÜTFEN UNUTMAYALIM. ONUN İÇİN TÜM HADİSLER, BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLAR. SİZCE BU BİLGİLERLE, ALLAH’IN DİNİ YAŞANIR MI? KARAR SİZİN, İMTİHAN SİZİN İMTİHANINIZ.
Sizlerin de bildiği gibi, günümüzde bizlere rivayet yollarla ulaşan hadisler, Resulün vefatından en az 200 yıl sonra TOPLUMUN AKLINDA KALDIĞI KADARIYLA toplanıp, kayda alınmaya başlanmıştır. Dört halife devrinde bile, hadis yazımından bahsedilmez, hatta tam tersine yazmak isteyenler engellenir ve Resul bizlere yalnız Kur’an bıraktı diye uyarılır toplum. Bu bilgilerin ne kadarının doğru olup olamayacağının yorumunu sizlere bırakıyorum. Bizler 100 yıl öncesindeki tarihimiz konusunda bile tam ve doğru bilgilere sahip değiliz. Birde yüzlerce yıl öncesinden, Resule atfen söylenen sözlerin, ne kadarının doğru olacağını sizler değerlendirin lütfen. Sizce bu bilgilerle Allah’ın dini yaşanır mı?
Günümüzde bizlerin, Kur’an’ın hükümlerine tamamen ters düşen öyle inançlarımız var ki, apaçık Allah’ın ayetlerini gördüğümüz halde, tam tersini yaşamaktan korkmuyor, inatla atalarımızın rivayet inancını yaşamaya devam ediyoruz. Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı o günden sakın diyor. Yine bir başka ayetinde, YOKSA ALLAH’TAN BAŞKA ŞEFAATÇİLERMİ EDİNDİLER dediği halde, Allah’ın Resulünün ve Veli kişilerin de şefaat yetkisi vardır diyerek şefaati, bağışlanmayı Allah’tan dilememiz gerekirken, Resulünden diliyor ve ŞEFAAT YA RESULALLAH DEMEKTEN KORKMUYORUZ. Gelelim yazımızın ilk bölümünde paylaştığım ve Allah’ın Resulüne itaat edilmesini istediği ayetlere. Bu ayetlerden anlıyoruz ki Allah, indirdiği vahyini tebliği için, Resulüne yardımcı oluyor ve kendisine güvenilmesini istiyor. Diyor ki, Resulüme uymak bana uymak gibidir onun sözlerine inanın, güvenin. Çünkü O sizleri yalnız benim vahyim Kur’an ile uyaracak. RESULÜM BENİM KONTROLÜMDEDİR DİYOR. Elbette bugün bizlere bu ayetlerle Allah, yüzlerce yıl sonra Müslümanlar Kur’an dışından, Resulün rivayet yolla ulaşacak sözlerine de uyun demiyor. Demesinin Mümkün olmadığını, Kur’an’dan çok açık birçok ayetinden anlıyoruz. Böyle demiş olsaydı, Allah sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın der miydi? BU AYETLERİN TAMAMI, ONUN YAŞADIĞI DÖNEMDE, ALLAH’IN RESULÜNE GÜVENİ SAĞLAMAK, TEBLİĞİ KOLAYLAŞTIRMAK VE ONUN YAŞADIĞI DÖNEMLE BAĞLANTILI OLDUĞUNU ANLIYORUZ. Bir örnek vermek istiyorum.
Nisa 65: HAYIR, RABBİNE ANDOLSUN Kİ ARALARINDA ÇIKAN DERİN ANLAŞMAZLIK KONUSUNDA SENİ HAKEM KILIP, SONRA DA VERDİĞİN HÜKÜMDEN İÇLERİNDE HİÇBİR SIKINTI DUYMAKSIZIN, ONU TAM MANASIYLA KABULLENMEDİKÇE İMAN ETMİŞ OLMAZLAR. (Bayraktar Bayraklı meali)
Bakın bu ayet, aslında kafamızdaki çok önemli soruya cevap veriyor. Resulün döneminde ilk Müslüman olanlar, dini konularda aralarında çıkan anlaşmazlık ya da herhangi bir konuda yaptıkları tartışma konusunda sana danışıp, seni hakem kılıp, daha sonrada verdiğin kararı, hükmü kabullenmedikçe iman etmiş sayılmazlar diyor. Demek ki bahse konu ayetlerin tamamı, Resulün yaşadığı dönemle ilgili. Peki neden Allah, Resulüme uymak bana uymak gibidir diyor, işte burası çok önemli. Çünkü Allah Resulünü kontrol ediyor gerekirse indirdiği ayetlerle ikaz ediyor. Resulüne verdiği yetkiyi ve görevi Kur’an’da çok açık bildiriliyor bizlere ve ne diyordu hatırlayalım.
“BU KUR’AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19) “RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18“BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ. “ (Kehf 56) “SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40) “BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE, APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9 )
Bu ve benzeri ayetlerden de anlıyoruz ki, Allah Resulünün yetkisini belirlemiş ve bizlere de tebliğ ederek Resulüm sizlere, yalnız benim vahyimi tebliğ edecek ve onun dışına asla çıkmayacaktır, çünkü benim kontrolümdedir diyor Kur’an’da. ONUN İÇİN DE ALLAH RESULÜME UYUN, ONA UYMAK BANA UYMAKTIR DİYOR. YOKSA ALLAH, RESULÜN VEFATINDAN YÜZLERCE YIL SONRA, RESULÜNE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN, KONTROL VE KORUMA ALTINDA OLMAYAN, HADİSLERİNEDE UYUN DEMİYOR. Özellikle günümüzde yaptığımız yanlışların, yani Allah’ın Resulünün, Kur’an dışından kendisi bazı hadisler/sözler söyleyip, bunlarda dinin emri, Allah’ın emri diyemeyeceğini görebilmemiz için, Hakka suresi 44 ve devamındaki ayetlerde bakın ne diyor. “EĞER RESULÜM BİZE ATFEN, BAZI SÖZLER UYDURMAYA KALKIŞSAYDI, ELBETTE ONU BUNDAN DOLAYI KISKIVRAK YAKALARDIK; SONRA DA ONUN ŞAH DAMARINI KESER ATARDIK. HİÇBİRİNİZ BUNA ENGEL DE OLAMAZDINIZ.” Lütfen şöyle düşünelim. Allah’ın Resulü bizlerin, Kur’an’ı yalnız Allah'ın indirdiği ayetlerle anlayamayıp yaşayamayacağımıza inansaydı, rivayet edilen hadislerle anlaşılacak olsaydı, sizce Kur’an ile birlikte hadislerini kayda alıp yazdırıp, Allah'ta bunlarıda koruma altına almaz mıydı? Neden yüzlerce yıl sonra, kayda alınma çabası içine girildi. Bunu akıl eden, yaptığımız büyük yanlışın farkına varacaktır.
Kur’an’ın birçok ayetinde, bu uyarıya benzer ayetler vardır ve hepsinde Allah’ın Resulünün, ümmetini yalnız Kur’an ile uyardığı çok açık belirtilmiştir. Onun içindir ki Allah, bizlerin yalnız KUR’AN’IN İPİNE SARILMAMIZI EMREDİYOR. Bu emri veren Allah, Resulümün Kur’an dışından, sizlere ulaşan rivayet hadislerine de uyun demiş olabilir mi? Elbette hayır. ONUN İÇİN RABBİMİZ BİRÇOK AYETİNDE, AKLIMIZI KULLANMAMIZI VE EMİN OLAMAYACAĞIMIZ RİVAYET VE SANI SÖZLERİN, ARDINA DÜŞMEMİZİN YASAKLANDIĞI ÖRNEĞİNİ VERMİŞTİR. Çok daha ilginci Zuhruf 44. ayetinde bakın Allah bizleri nasıl çok açık uyarır. Sizce bu ayette Allah, bizlerin Kur’an dışından, Resulüne ait olduğu iddia edilen rivayet hadislerine de mi uyun diyor, yoksa yalnız vah yettiği Kur’an’a mı uyun, ondan sorumlusunuz mu diyor? Ne dersiniz?
“ŞÜPHESİZ Kİ O (KUR’AN), SENİN VE KAVMİN İÇİN GERÇEĞİ HATIRLATAN ÖĞÜTTÜR. İLERDE ONDAN SORGULANACAKSINIZ.”
Allah’ın uyarısını dinlemeyip, aklını kullanmayan bu gerçekleri asla fark edemez. Günümüzde bizler aklın ve mantığın kabul etmeyeceği sözleri/hadisleri, din kabul edip yaşıyoruz. Yahudi ve Hristiyanlarda aynı yanlışı yapmaya devam ediyor. ÇOK AZ BİR AZILIK, ALLAH'IN GERÇEK YOLUNU ARIYOR, O YOLDA GİTMEK İÇİN ÇABA HARCIYOR. Eğer ataların inancının etkisinde kalmadan, Kur’an’ı anlayarak ve düşünerek okursak, tüm gerçekleri görebiliyoruz, şükürler olsun. Allah’ın Resulünün, bizlere yalnız Kur’an’ı bıraktığını ve yaşadığı dönemde de, yalnız Kur’an’ı tebliğ edip Kur’an ile hükmettiğine çok açık bazı ayetler hatırlatıp, makaleme son vermek istiyorum. Yalnız lütfen şunu da unutmayalım. Allah’ın Resulü sağlığında ve Resulün vefatından sonra, onun en yakınları olan dostları tarafından, onun hadisleri/sözleri diye kayda alınan hiçbir sözü/hadisi yoktur. Hâşâ Allah’ın Resulü, günümüzde Kur’an’ı açıkladığını ve yaşanır hale getirdiğini iddia ettikleri sözleri/hadisleri sağlığında Allah’ın Resulü yazdırıp kayda aldırmayarak, görevini eksik mi yaptı? Onun vefatından yüzlerce yıl sonra, birileri bunları toplayıp yazdırarak, bizlerin imanını mı kurtardı? NE DEDİĞİMİZİN, NELERE İNANDIĞIMIZIN FARKINDA MISINIZ?
“AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?” (Enbiya 10)
“ALLAH'TAN VE O'NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” (casiye 6)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/