ALLAH’IN RESULÜNÜ, ALLAH’IN DİNDE HÜKÜM ORTAĞI YAPMAKTAN, LÜTFEN VAZ GEÇELİM.
Benim yazılarımın geneli, toplum olarak yaptığımız yanlışların üzerinde durmak, bu düşüncelerin ne derece yanlış olduğunun fark edilmesi adına uyarı ve hatırlatmalar üzerinedir. Bu makalemin de konusu, bizlerin yaptığı çok büyük bir yanlışımızın ne derece toplumda etkili olduğu konusu üzerine olacaktır. Bir arkadaşımız Kur’an’ın açık ve anlaşılır olmadığını ve Allah, Resulünün vasıtası ile Kur’an’ın açıklanmasını sağladığını kanıtlamak adına, bakın bana nasıl bir cevap veriyor. Gelin bu cevabın üzerinde rivayetleri değil, yalnız Kur’an’ı bir bütün olarak düşünelim. Düşünmez de birilerinin yanlış sözlerine tabi olursak, hesap günü inanın pişman olanların safına buluruz kendimizi. Bizler öyle bir din yarattık ki kendimize, ellerimizle cehennemin kapısını, bu dünyada araladığımızın inanın farkında bile olamıyoruz. Allah apaçık hükmünü vermiş ve bizlerin Kur’an’dan hesaba çekileceğimizi hükme bağlamıştır. Tabi kime inanacağınız, güveneceğiniz size kalmış.
“RESULÜNÜN VASITASI İLE AÇIKLIYOR. DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ GİBİ OLSA İDİ LAİLAHE İLLALLAH DER GERİSİ GELMEZDİ. NAHL 36 YI DA BU GÖZLE OKUYUN. ALLAH’A KUL VE TAGUTTAN SAKINMA, RESUL VASITASI İLE OLUR. AYETİ TERSTEN OKURSANIZ, RESUL OLMAZSA ALLAH'A KULLUK OLMAZ, TAGUTA KUL OLURSUNUZ DEMEKTİR. HUD 1 SONUNU VE BU TÜR AYETLERİ DOĞRU OKUMUYORSUNUZ. HUD 1, NAHL 44 NAHL. 64 İLE BİRLİKTE OKUNURSA, DOĞRU ANLAŞILIR.”
Önce şunu lütfen unutmayalım, Allah’a kulluk görevimizi nasıl yapacağımızı ve Taguttan sakınmayı bizler Kur’an’dan öğrendik. Çünkü Allah’ın Resulü ile müşerref olmadık. Eğer bu yolu Kur’an’dan değil de, Resule ait olduğu iddia edilen rivayet hadislerden öğrenirsek, İslam bu günkü gibi dinde bölünür, parçalanır ve adeta Tagutun esiri oluruz. Acaba gerçekten Allah tüm âleme gönderdiği Kur’an’ı açıkça bildirmedi de, size Resulüm mü açıklayacak dedi. Bu düşünceye inandığımız andan itibaren, yüzlerce ayete iman etmemiş oluruz. Önce bunu açıkça söylemek isterim. Kıyame suresi 19. ayette, KUR’AN’I AÇIKLAMAK BİZE AİTTİR dediği halde, İsra 89. ayetinde, ANDOLSUN, BİZ BU KUR’AN’DA İNSANLARA HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK, diye bildirir. Yunus 37. ayetinde de KUR’AN’I AYRINTILI, DETAYLI AÇIKLADIĞINI bildiriyorsa, bizler hala Kur’an açık değil, onu Resulü vasıtasıyla açık hale getirilmesi sağlanmıştır dersek, şimdi yazacağım ayette yapılan yanlışları yapıyoruz demektir. UNUTMAYALM LÜTFEN, ALLAH AÇIKLAMADIĞI, İZAH ETMEDİĞİ BİR KİTAPTAN ASLA HESAP SORMAZ.
Bakara 159: İNDİRDİĞİMİZ APAÇIK DELİLLERİ VE HİDAYETİ KİTAP’TA AÇIKLAMAMIZDAN SONRA, ONLARI GİZLEYENLER VAR YA, İŞTE ONLARA HEM ALLAH LÂNET EDER, HEM DE BÜTÜN LÂNET ETME KONUMUNDA OLANLAR LÂNET EDER. (Diyanet meali)
Eğer onlarca ayetinde biz kitabı velilere, efendilere muhtaç olmayasınız diye nice örneklerle açıklayıp, elçimiz kanalıyla yani Kur’an ayetleriyle gönderdik, Elçinin görevi yalnız Tebliğ etmektir diyor da, bizler hala Kur’an açık değil diyerek, rivayet ve sanı bilgileri dinin asli unsuru yaparak, ayetleri Elçisinin açıkladığına toplumu inandırmaya çalışıyorsak, Allah’ın ayetlerini gizlemeye çalışıyoruz demektir. İŞTE BUNU YAPANLARA ALLAH, LANET ETTİĞİNİ AÇIKÇA BİLDİRİYOR. Bu yanlışa inanan kardeşlerimize, şu soruyu sormak istiyorum. Madem Kur’an ayetleri açık detaylı değil, ayetleri Resulün hadisleri açıklıyor, bu durumda kendimize şu soruyu soralım lütfen. Neden Kur’an’ı kayda alırken, yazdırırken Allah’ın Resulü, Kur’an’ı açıkladığı sözlerini/hadislerini yazdırmadı? Madem Kur'an açık değil, mutlaka açık bir şekilde Allah'ın Resulü kayda aldırması gerekmez miydi? Görevini haşa eksik mi yaptı? NELER SÖYLEDİĞİMİZİN, NELERE İNANDIĞIMIZIN FARKINDA MISINIZ? İşte onun için Allah, aklınızı kullanın ey kullarım, kullanmazsanız sizi pislik, rezillik içinde bırakırım diye uyarıyor.
Allah Zuhruf 44. ayetinde, ileride sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim diye bir hüküm verdiyse, Allah kullarına açıklanmamış detay verilmemiş, hatta rivayet yolla anlayabileceğimiz bir kitaptan sorumlu tutar mı? Hani Allah emin olmadığınız sözlere/hadislere inanmayın, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın, yoksa bunun hesabını sorarım diyordu, bu uyarıyı unuttuk mu, yoksa ayetlerin üstünü örtüp görmezden mi geliyoruz?
Arkadaşımızın verdiği örnek çok ilginç. 'LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH' sözüne yüklediği anlam, adeta Allah’ın Resulünü Allah’ın hüküm ortağı yaptığı gibi, dinin tamamlayıcısı konumuna getiriyor. Bizler bu sözle Allah’ın Resulünü, dinde Allah’ın hüküm ortağı yapmıyoruz, tam tersine Allah’ın Resulü/elçisi olduğunu söylüyoruz. Allah bu yanlışı yapmayalım diye, Elçisine verdiği yetki ve sorumluluğunu da bildiriyor Kur’an’da. Ayetleri hatırlayalım ki, büyük yanlışlar yapmayalım. “RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18) BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ. (Kehf 56) SENİN GÖREVİN, SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. (Rad 40) BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM. (Ahlaf 9 )”
Yoksa bizler, batıl ve hurafe inançlarımızı aklamak ve din diye yaşamak adına buna benzer ayetlerin üstünü örtüp, gizlemeye mi çalışıyoruz. Bunları yapanların sonu bakara 159. ayette ne olacağını biraz önce hatırlatmıştım. Allah cümlemizi bu yanlışlardan korusun. Verdiği örneklere gelince. Nahl suresi 36. ayeti örnek vermiş arkadaşımız. Bu ayette Allah, “ANDOLSUN BİZ HER ÜMMETE, “ALLAH’A KULLUK EDİN, TÂĞÛTTAN KAÇININ” DİYE RESUL GÖNDERDİK.” Diyor bu ayeti, Resulünün Kur’an’ı açıkladığına örnek veren arkadaşımız, hiç ilgisi ve alakası olmayan bir örnek verip, onlarca hatta yüzlerce ayeti görmezden geldiğinin farkında bile değil. Allah’a nasıl kul olacağımızı ve Taguttan nasıl sakınacağımızı, eğer Kur’an açıklamadıysa, bizler bunu rivayetlerden öğrenmemiz gerekiyorsa, bu durumda açıklanmamış izah edilmemiş, taguttan nasıl korunmamız gerektiği konusunu Kur’an detaylandırmamış olduğunu söylersek, bizler Kur’an’a değil, rivayetlere sarılır onun peşi sıra gideriz, böylece Kitap Ehli gibi Allah’ın Resulünü de İLAH EDİNMİŞ OLURUZ. BÖYLECE TAGUTLARIN ARDINDAN GİTMİŞ OLURUZ. ÖYLE YAPTIĞIMIZ İÇİNDİR Kİ, BUGÜN İSLAM TOPLUMU DÜNYA ÜZERİNDE ACINACAK HALDE, BÖLÜNMÜŞ VE BİRBİRİNE DÜŞMAN.
RESUL OLMAZSA, ALLAH'A KULLUK OLMAZ TAGUTA KUL OLURSUNUZ diyen bir insan, Resulünün dinde Allah’ın ortağı olduğuna inanıyor demektir. Hâlbuki bizler bu yanlış inancı kabul edip Kur’an’ı anlayabilmek için, Allah’ın dışında birilerine muhtaç olduğumuza inandırıldığımızdan, Allah’ın berisinden VELİLER, TAĞUTLAR EDİNDİK. Hâlbuki Allah ne diyordu? “HİÇ KİMSEYİ HÜKMÜME ORTAK ETMEM. SAKIN BENİM YANIMDA KENDİNİZE VELİLER EDİNMEYİN, GÜVENİLECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM.” Bırakın hükmüne ortak etmeyi bizler Allah’ın elçisini, dinde hüküm ortağı yaptığımız gibi, sözde açık ve anlaşılır olmadığını iddia ettikleri ayetleri bile, Elçisinin açıkladığına inandırıldık. Tekrar soralım bu yanlışa inananlara. PEKİ, NEREDE ALLAH’IN ELÇİSİNİN KAYDA ALDIRDIĞI BU BİLGİLER? EN YAKINLARININ KAYDA ALDIRDIĞI TEK BİR HADİS KİTABI VARMI? YOKSA NEDEN YOKTA 200 YIL SONRA TOPLANMAYA BAŞLANMIŞ. SORMAYACAKMIYIZ KENDİMİZE BU SORUYU. HÂŞÂ ALLAH’IN ELÇİSİ, GÖREVİNİ EKSİK Mİ YAPTI DİYORSUNUZ YOKSA?
Allah Hud suresi 1. ayetinde, bizlerin din ve imanımız adına gönderilen ayetleri MUHKEM, yani şüphe duyulmayacak kadar açık göndermesinin nedenini, Hiç kimseye kulluk etmeyelim diye AÇIKLANDIĞINI söylediği halde, hala birileri bu ayetleri anlayabilmemiz için, Kur’an’ın dışından bilgilere, kaynaklara hatta kişilere ihtiyaç vardır diye inanıyorsak, bizler Allah’ın ayetlerini gizlemeye, ATALARIMIZIN BATIL İNANÇLARINI BÖYLECE YAŞAMAYA ÇALIŞIYORUZ DEMEKTİR. Bu kişilerin, bakara suresi 159. ayeti tekrar okumaya davet ediyorum. Yoksa Allah’ın lanetinden kurtulamazlar.
Kur’an’ın açık, detaylı olmadığına inananlar, Allah’ın ayetlerini tercüme ederken de özellikle batıl inançlarını ayetlere ilave ederek, yani ayetlere söyletmeye çalışarak, kendi inançlarını aklamaya çalışıyorlar. Elbette buda Allah’ın ayetlerini gizlemektir, çünkü anlamlarını değiştiriyorlar böylece. Nahl 44. ayeti tercüme ederken, öyle bir kelime kullanıyorlar ki, adeta Kur’an'ın yüzlerce ayetine ters düşebilecek, bir anlam çıkıyor ortaya. Böylece Kur’an detaysız ve açık olmadığını iddia edenlere bu ve benzeri şekliyle kendilerine kanıt yaratıyorlar. Nahl 44. ayette bir cümleyi tercüme ederken şöyle yazıyorlar. “SANA DA, İNSANLARA GÖNDERİLENİ AÇIKLAYASIN DİYE KURAN'I İNDİRDİK.” Bu cümleyi duyanlar, işte bakın Kur’an açık değil, Elçisi açıklıyor demek ki diyerek, kendilerine kanıt gösteriyorlar. Peki, birçok kez nice örneklerle açıkladık, izah ettik, Kur’an’ı açıklamak bize düşer şeklindeki ayetleri ne yapacağız? Onları yoksa inkâr edip inanmıyor muyuz? Ayette bahsedilen açıklamak sözüyle anlatılmak istenen, Allah’ın ayetlerini açık açık bildiresin, tebliğ edesin ki, yanlış inançlarından dönsünler diyor.
Nahl 44: ONLARI MUCİZELERLE VE HİKMET DOLU SAYFALARLA GÖNDERDİK. O ZİKRİ (KİTABI) SANA DA İNDİRDİK Kİ KENDİLERİNE GÖNDERİLENİN NE OLDUĞUNU O İNSANLARA AÇIK AÇIK ANLATASIN, BELKİ DÜŞÜNÜRLER. (Süleymaniye vakfı meali)
Aynı ayeti, bir başka mealden de alıntı yapmak istiyorum, konu daha iyi anlaşılsın diye ”VE BİZ SANA DA BU UYARICI KİTABI İNDİRDİK Kİ, İNSANLARA, BAŞINDAN BERİ İNDİRİLEGELEN MESAJIN ASLINI OLANCA AÇIKLIĞIYLA ULAŞTIRASIN VE ONLAR DA BÖYLECE BELKİ DÜŞÜNÜRLER.”
Arkadaşımızın örnek verdiği Nahl suresi 64. ayette, ne yazık ki kelime oyunları ile batıl inançlarına kanıt yaratma çabası içinde oldukları bir başka ayet. Bu ayeti de şu şekilde tercüme ediyorlar. “SANA KİTABI, ANCAK AYRILIĞA DÜŞTÜKLERİ ŞEYLERİ ONLARA AÇIKLAMAN İÇİN VE İMAN EDEN BİR TOPLUMA DOĞRU YOLU GÖSTERİCİ VE RAHMET OLARAK İNDİRDİK.” Diyelim Kur’an açık değil, anlaşılmıyor, O dönemde Allah’ın Elçisi açıkladı izah etti öyle anlaşıldı. O devirde olanların işi kolay anlatılanın, izah edilen kesin doğru olduğunu biliyorlar çünkü karşılarında Allah’ın Elçisi var ve her anı Allah’ın kontrolünde ve gerektiğinde Allah tarafından ikaz ediliyor. Peki, söylenenler doğru ise, bugün bizler o günkü toplum gibi emin olabilir miyiz, bizlere rivayet yolla gelen bilgiler açıklamalar konusunda? MÜMKÜN DEĞİL. Adı üzerinde rivayet zinciri ile geliyor ki, doğru olmama ihtimali yüzde 90. Çünkü Allah Kur’an’ı koruduğunu söylüyor, onun dışında Resulün hadislerini de koruyorum demiyor. Bu durumda nasıl olurda bizler bu bilgilerle imanımızı yaşar ve ayetleri doğru anlarız. HİÇ Mİ AKLIMIZI KULLANMIYORUZ, HİÇ Mİ KUR’AN’I ANLAYARAK OKUMADIK? Bakın Merhum Elmalı hocamız bu ayeti nasıl tercüme etmiş. Tabi daha sonra bu tercümeyi bile değiştirmişler, kendilerine uydurmuşlar.
Nahl 64: SANA BU KİTABI İNDİRMEMİZ DE ANCAK ŞUNUN İÇİNDİR Kİ ONLARA HAKKINDA İHTİLÂF ETTİKLERİ ŞEY'İ BEYAN EDESİN VE İYMAN EDECEKLERE BİR HİDAYET, BİR RAHMET OLSUN. (Elmalı Orijinal meali)
Bakın bu tercümede, ne güzel anlaşılıyor her şey. Allah bu kitabı sana indirmemizin nedeni, aralarında ihtilaf ettikleri konuların anlaşılması için ayetleri onlara beyan edesin yani bildiresin, söyleyesin tebliğ edesin ki, onlarda yanlışlarından dönsünler diyor. HATIRLATMAK İSTERİM, BEYAN ETTİĞİN BİR KONUNUN MUTLAKA YAZILI, EMİN BİR KAYNAKTAN KAYDI OLMASI GEREKİR. KANITSIZ BEYAN OLMAZ. Lütfen Allah’ın Resulünün, ümmi oluşunu ve ümminin ne anlama geldiğini doğru anlayalım. Allah’ın Resulü, hiçbir kitap Ehline tabi değildi ve din adına daha önce hiçbir bilgisi de yoktu. Ne öğrendiyse Allah’ın vahyi Kur’an’dan öğrendi ve yalnız onu tebliğ etti. Hatırlayınız Allah bu konuyu doğru anlayabilmemiz için ne diyordu şura 52. ayetinde. “İŞTE BÖYLECE SANA DA EMRİMİZLE KUR'AN'I VAHYETTİK. SEN, KİTAP NEDİR, İMAN NEDİR BİLMEZDİN.”
Değerli arkadaşlarım, ömür bir su misali gelip geçiyor. Allah uyarıyor ve diyor ki, sakın sizleri Allah ile aldatmasınlar. Gerçekten de Allah ile aldatıcılar, aramızda güç kazanmış dolaşıyorlar. Arada biz aciz kullarına derslerde veriyor ve edindikleri veli kişilerin toplumu nasıl düşmanlıklara, hainliklere götüreceği örneklerini de veriyor. SİZCE BİZLER, DERS ALABİLİYOR MUYUZ? DİLERİM TOPLUM OLARAK, DERS ALABİLENLERİN SAFINDA OLURUZ.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/