RİVAYETLER VE MEZHEP İNANÇLARIMIZ, BİZLERİN GÖZLERİNE PERDE ÇEKMİŞ. BU PERDEYİ ANCAK KUR'AN KALDIRABİLİR.
Kur’an akla düşünmeye çok önem verir ve birçok ayette düşünmüyor musunuz, aklınızı hala kullanmayacak mısınız diye de uyarır. Hatta aklını kullanmayanı, pislik içinde bırakırım der. Gelin bu konuda birlikte, yaşadığımız İslam’ın ne derece Kur’an ile bağdaşıp bağdaşmadığına bakalım. Bir arkadaşımız yalnız Kur’an ile asla İslam’ı yaşayamayacağımızı kanıtlayabilmek için, şöyle bir cevap vermiş. Gelin üstünde birlikte düşünelim ama düşünürken, bizlere öğretilenlerin etkisinde kalıp, lütfen o inancımızı kanıtlamaya çalışmayalım, gerçeklerin doğruların arayışında olalım.
“HİÇBİR MÜMİN, KUR'AN YETMEZ DEMEZ. KUR'AN İMAN ETMEK İSTEYENLER İÇİN TASTAMAM BİR KİTAPTIR. ANCAK İBADETLERİN DETAYI ALLAH'IN RESULÜNE DEVREDİLMİŞTİR, SOSYAL HAYATTA UYGULANARAK GELMİŞTİR. YOKSA NAMAZIN KILINIŞI, HACCIN YAPILIŞ, ZEKÂT DETAYLARI YAZMAZ. KURBAN BİLE KESEMEYİZ. KURBAN DA TAVUK KESİLMEZ DİYE AYET Mİ VAR. CUMA NAMAZI SABAH 10 DA KILINMAZ DİYE AYET Mİ VAR YOK……”
Arkadaşımız hiçbir mümin, yani Kur’an’a iman ettiğini söyleyen bir Müslümanın, İMAN ETMEK İÇİN Kur’an yetmez diyemeyeceğini TASTAMAM OLDUĞUNU söylüyor. Çünkü Allah, size indirdiğim Kur’an yetmiyor mu diye ayet indirmiş ve biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, nice örneklerle açıkladık diyor da ondan. Bakalım devamda arkadaşımız neler söylemiş. Sözlerinin devamı çok ilginç. İlk önce iman etmek için, Kur’an tastamam bir kitaptır dediği halde, sözlerine devam ederken, kendisine öğretilen beşeri mezheplerin öğretisini Kur’an’da bulamadığı için olsa gerek, başında tastamam dediği Kur’an için, bakın nasıl eksiklikler buluyor kendince. Eksik değil ama Allah emrettiği ibadetlerin detayını Kur’an’da açıklamamış, ALLAH’IN RESULÜNE DEVRETMİŞ diyor. Bu düşünce ve inanç Kur’an’dan asla onay almadığı gibi, yüzlerce ayet hükmüne de ters düşer. Tastamam dediğimiz Kur’an’a, ne yazık ki mezheplerin inancını yaşayabilmek için, farkında olmadan aslında tastamam değil, çünkü açıklanmamış diyoruz AMA BUNU KELİME OYUNLARI İLE YAPIYORUZ. ÇOK ÜZÜCÜ.
Neden bu düşünceye, Kur’an onay vermiyor biliyor musunuz? Çünkü çok değil biraz düşündüğümüz de, şu gerçekler apaçık ortaya çıkıyor. Allah Kur’an’da apaçık hükmünü veriyor ve SİZLERİ KUR’AN’DAN HESABA ÇEKECEĞİM diyor. Yine bir başka ayetinde, benzer uyarıda bulunuyor ve BİZLERİN YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILMAMIZI EMREDİYORDU. Çünkü Allah Kur’an’ı açıklamak bizim görevimiz diyor ve nice örneklerle açıkladığını da bizlere bildiriyor. Ama bizler çok üzgünüm Allah’a değil, inandığımız beşeri mezhep inancımızın öğretisine inanıp güveniyoruz. Sizce hangi bilgi ve kaynak bizleri hesap günü mahcup etmez? Karar sizin. Bakın bunlara benzer yüzlerce ayet örneği verebilirim ama Kur’an’ın tek bir ayetine bile ters düşen bir inancımız varsa, o inanç ne Allah’ın emridir nede Resulü ümmetine böyle bir bilgi Asla vermemiştir. BUNU ANCAK DÜŞÜNEN AKLINI KUR’AN İLE KULLANAN ANLAYACAKTIR.
Allah bizleri uyarıp, Kur’an’dan sorumlu tutacağına hükmedip yalnız Kur’an'a sarılmamızı emrettiyse, sizce arkadaşımızın saydığı o ibadetleri yerine getirmemiz için Allah Kur’an’da, gerekli açıklamayı yapmayıp detaylı izah etmemiş olabilir mi? Buna inanan Allah’a ve onun kitabı Kur’an’a güvenmiyor demektir, hatırlatırım. Allah Kur’an’ı bizzat kendisinin koruduğunu söylüyor. EĞER SÖYLEDİKLERİ DOĞRU OLSAYDI BU AYETİN DEVAMINDA, RESULÜM BENİM HÜKÜMLERİMİ NASIL HAYATINIZA GEÇİRECEĞİNİZİN AÇIKLAMASINI YAPACAK BU GÖREVİ ONA VERDİM, ONLARI DA BEN KORUMA ALTINA ALACAĞIM DERDİ. Ama asla böyle bir bilgi yok. Tam tersine Allah Resulünün yetki ve sorumluluğunu bizlere bildirirken, nasıl ayetler indirmişti hatırlayalım. “RASULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) “SENİN GÖREVİN, SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40) Kur’an ışığında aklını kullanan, gerçekleri apaçık görecektir. Kur'an ile aydınlanmayanın gözlerinden perdeyi hiç kimse kaldıramaz, böylece gerçekleride göremez.
Böyle olsaydı sizce, Allah’ın Resulü Kur’an ayetlerini yazdırırken, bahsedilen detaylar olsaydı yazdırmaz mıydı? Hatırlatmak isterim günümüze rivayet yolla gelen, Allah‘ın Resulüne ait olduğu iddia edilen rivayet hadislerin tamamı, Resulün vefatından yaklaşık 200 yıl sonra dilden dile dolaşan söylentilerin toplanmasıyla kayda alınıp, yazıya geçirildiği rivayet edilir. Hatta bu yazılanlar konusunda, Allah’ın Resulünün haberi bile olmadığını, onun onayından asla geçmediğini lütfen unutmayalım. Rabbimiz bizlerin böyle bir yolu izleyerek, imanımızı yaşamamızı ister miydi sizce? Mümkün değil, çünkü Allah ayetinde uyarıyor ve SAKIN EMİN OLMADIĞIN BİLGİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, HESABINI SORARIM DİYRODU. Düşünen aklını Kur’an ile kullanan bir Müslümanı, asla hiç kimse Allah ile aldatamaz. Tüm bu düşünce ve inançlar Kur’an’ın tek bir ayetinden bile onay alması mümkün değildir.
Biz Müslümanlarda, ne yazık ki Kitap Ehlinin düştüğü yanlışlara düştük. Allah Kur’an’da onlardan örnek verip, sizde sakın dinde bölünenler gibi olmayın batılın, rivayetlerin atalarınızın inancının peşinden gitmeyin diye Kur’an’da uyarıyordu. Ne yazık ki ders alamadık, bizlerde bölündük parçalandık, Allah’ın kitabına ilaveler yaptık, çok daha kötüsü yaptığımız ilaveleri Kur’an’da göremediğimizde, bakın yalnız Kur’an ile İslam yaşanmıyormuş diyerek, kendi inançlarımızı Resulün üzerinden aklamaya çalışarak, dinin emri haline dönüştürdük. Allah yemin ederek, anlayasınız hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye KUR’AN’I KOLAYLAŞTIRDIK dediği halde, yine çok üzgünüm ama Allah’a güvenmemiz gerekirken, beşeri sözlere rivayetlere güvendik ve Kur’an kolayda ne kadar kolay, Kur’an’ı herkes anlayamaz VELİ olanlar anlar dedik. Hesap günü pişman olmak istemiyorsak, lütfen imanımızı Kur’an ile sorgulayalım.
Gelelim arkadaşımızın verdiği örneklere. Allah hiçbir hükmünü yetkisini, görev verdiği hiçbir Resulüne devretmemiş ve hükmüne ortak etmemiştir. Bunu Kur’an’dan anlıyoruz ve Rabbimiz ne diyordu? BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM. Allah salat et namaz kıl derken, neden nasıl yapılacağını açıklamasın? Açıklamadığını söyleyenlere şunu söylemek isterim. Eğer açıklamadığına inanıyorsanız, bizleri Kur'an'dan sorumlu tutan Allah, bu konuda asla bizleri sorumlu tutmaz. AMA AÇIKLADIĞINI SÖYLÜYOR, HEMDE NİCE ÖRNEKLERLE. Bizler mezheplerin öğretisini Kur’an’da göremeyince, çok büyük bir hata yaparak, Kur’an’ı hayatımıza geçirirken yeterli kaynak görmüyoruz. Rivayetleri ve mezhep inançlarını dinin ikinci kaynağı görüyoruz. Hani Allah hükmüme hiç kimseyi ortak etmem, biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık diyordu? Ne oldu bu ayetin hükmü? Mezhepleri araştırınız lütfen hepsinde farklı rivayet hadisler kabul görmüş ve ibadetlerine ilave etmişler. ALLAH BİZLERİN İMANIMIZI YAŞARKEN, BÖYLE BİR YOL İZLEMEMİZİ İSTERMİ? Kur’an ile buluşan hiç kimse bunu asla kabul etmez, çünkü Kur’an bunu onaylamaz. Bunları söylediğimde hadi bana namazın kaç rekât olduğunu söyle bakalım diyorlar. İyide Allah huzuruna dururken savaş ve tehlike durumunda bunu kısaltabileceğimiz örneğini verip, normal şartlarda bir sınır koymadıysa bizlere bıraktıysa, bunu nasıl bir eksiklik gibi görürüz, onu da mı akıl edemiyoruz.
Cuma namazının, ne zaman kılınacağı konusuna gelince. Bizler Kur'an'a gereken değeri verseydik onu doğru anlayabilirdik. Gereken değeri vermeyince, Kur'an'da kendisini bizlere açmıyor. Allah namazın, vakti belirlenmiş bir ibadet olduğunun hükmünü vermiştir Kur'an'da. Salat etmemiz namaz kılmamız gereken zamanlarıda bildirmiştir. Gelelim cuma, yani toplantı namazına. Cuma namazı Kur'an'da özellikle önemsenen, kadın erkek ayrımı yapılmadan çağrıldığında, işi gücü bırakacağımız bir toplantı namazıdır. Bunun vaktini zamanını rivayetlerden öğrendiğinizi zannediyorsanız, yanılıyorsunuz demektir. Bu izah ve anlatım rivayetleri ve hurafeyi dine sokmaya çalışanların bir tuzağıdır. Batıldan ve hurafeden uzak düşünen onunda zamanını Kur'anda görebilecektir. Bakara suresi 238. ayeti şöyle geçer. "NAMAZLARA VE ORTA/VUSTA NAMAZA DEVAM EDİN" Bakın iki farklı namazdan bahsediliyor. Önce şunu söylemek isterim. Ayette geçen en iyi ideal orta, yani VUSTA namazına, geleneksel İslam alimleri her zaman yaptıkları gibi, kendi inançlarına kanıt yaratabilmek için, bu namaza sabah yada öğlen hatta ikindi namazı diye açıklama yapanlar olmuştur. Gelelim ayete. Birincisi daha önce açıklanmış Kur'an'da zamanı belirlenmiş namazlar olduğu anlaşılıyor. Peki ikinci salat/ namaz nasıl geçiyor? Lütfen araştırınız VUSTA yani en iyi, ideal orta namaz diyor. Demek ki ilk bahsedilen namazlar ile ikinci namaz farklı. Zamanı da günün ortası ve özellikle dikkati çekilen cuma namazının vakti olduğunu, düşünen anlayacaktır. Zaten cuma namazı ayetinde de bu namaza çağrıldığında, işinizi bırakıp toplantı namazına gidin, daha sonrada işinize devam edin demiyor muydu? Demek ki cuma namazı günün ortasında çalışma vakti arasında, dinlenme vaktinde olduğu anlaşılıyor. Batılı aklamaya çalışmak yerine, Kur'an'ı anlamaya çalışan gerçekleri görecek ve her sorunun cevabını Kur'an'da bulacaktır. Önce iyi niyet, daha sonrada doğru kaynaktan alınan bilgiyle akıl her sorunu çözebilir.
Mezhepler inancımıza o kadar hâkim ki, üzgünüm Kur’an’dan daha çok etkili. Allah’ın apaçık verdiği bilgilerle yetinmiyoruz. Mezheplerin öğretisini mutlaka Kur’an’da arıyoruz. ŞUNUN HALA FARKINDA DEĞİLİZ. MEZHEPLER DİN DEĞİLDİR. TOPLUMLARIN ANLAYIŞI VE GELENEKLERİ İLE YAŞADIĞI İNANÇ ŞEKLİDİR. Kur’an’a ters düşmediği sürece, bunları uygulamakta elbette bir sakınca yoktur. Zekât konusuna gelince. Allah bu konuda da çok açık hükmünü verdiği halde, bizlere öğretilen beşeri kültürü Allah’ın emri zannediyoruz. Hâlbuki Allah bu konuda çok net bir ayet indirmiş ve sana neyi infak edeceğini, yani neyi ne kadar zekât olarak dağıtacağı soruyorlar, deki onlara diyerek ne demişti hatırlayalım, Bakara 215. ayetinde. “İHTİYAÇTAN ARTA KALANI.” “O'NUN İÇİN AYIRABİLECEĞİNİZ HER ŞEYİ.” Bundan daha çık kolay basit bir anlatım olabilir mi? İmtihanımız gereği Allah bunun miktarını özellikle bizlere bırakmış ve Kur’an’da birçok ayetiyle bizleri teşvik etmiştir. Hatta ihtiyacı olana yardım etmeyi, yani zekât vermeyi kendisine borç verme olarak kabul etmiştir. “Kimdir Allah’a güzel bir borç verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin.” (Bakara 245) Ama Kur’an ile buluşamadığımızdan, bu gerçekleri göremiyoruz. Birde günümüzde mezheplerin ve rivayetlerin topluma dayattığı zekât konusunu araştırınız, gerçekleri anlayacaksınız ama önce kafamızdaki batılı atmak, onun yerine Kur’an’ı koymak şartıyla.
Düşünebiliyor musunuz, bu zihniyet eğer Allah’ın Resulünün sünneti, yani rivayet hadisleri olmasaydı, KURBAN BİLE KESEMEZDİK DİYEBİLİYOR. Hani hiçbir mümin, Kur’an yetmez demezdi ne oldu? Hadisler olmayınca Kurbanı bile kesemezdik diyebiliyorsak, bizlere Kur’an yetmiyor demektir. ALLAH’IN DİNİ İSLAM DİYE, ÖYLE BİR İNANÇ YARTTIK Kİ KENDİMİZE, NE AKIL NE MANTIK NE KUR’AN ONAY VERMİYOR. ALLAH’I KANDIRAMAYIZ, AMA KENDİMİZİ NE YAZIK Kİ KANDIRMAYA DEVAM EDİYORUZ. Rabbimiz Kurban konusuna düzenleme getirmiştir, birçok ayetinde lütfen Kur’an’dan araştırınız okuyunuz. Çünkü Kitap Ehli bu konuda çok büyük yanlışlar yapıyor ve Kurban kesmek isteyenlerin, yalnız Allah için Kurban kesmeleri gerekirken, edindikleri Veli-evliya adını verdikleri kişiler için Kurban kesmeye başlamışlar. Rabbimizde sakın böyle bir şey yapmayın, böyle yaparsanız o hayvanın etinin yenmesini bile haram kılıyor demiştir.
Değeri dostlarım, lütfen mezhep inançlarımızı yaşayabilmek için, kendi nefsimizde delil kanıt yaratma yarışına girip, hatalı yollara sapmayalım. İnanın kendimizi kandırmış olduğumuz gibi, EBEDİ HAYATIMIZIDA TEHLİKEYE ATMIŞ OLURUZ. Şunu lütfen unutmayalım, bizler için anahtar olsun. Rabbimiz bizlerin yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamızı istiyor da, yine yalnız Kur’an’dan sorumlu olacağımıza hükmediyorsa, KUR’AN’DA AÇIKLANDIĞI KADARIYLA BİZLERİN SORUMLU OLACAĞIMIZIN, LÜTFEN ARTIK BİLİNCİNDE OLALIM.
Dilerim bu gerçeklerin farkında olan, Allah’ın azınlık halis kulları arasına oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/