Yazıma cevap veren bir kardeşimiz, yazdığım yazımın ana fikrine katılmadığını anlatmak için, üzerinde çok düşünülmesi gereken bakın ne söylemiş. Bu sözler üzerinde lütfen, Kur’an ı referans alarak dikkatle düşünelim.
"MÜSLÜMANLAR HER ŞEYİ KURAN-I KERİMDEN ALACAK OLSALARDI, PEYGAMBERE GEREK KALIR MIYDI? "
Değerli din kardeşlerim. Bu sözün anlamı, ALLAH IN DİNDE HÜKÜM ORTAĞI ELÇİSİDİR DEMEKTİR. Buna inanan bir Müslüman, Kur'an ın yüzlerce hükmüne iman etmiyor demektr. Allah hükmüne hiç kimseyi ortak etmem, biz kitapta hiç bir eksik bırakmadık nice örneklerle açıkladık, sizleri Kur'an dan sorumlu tutuyoruz dedikten sonra, bu sözü nasıl söyleriz ve inanırız? Bukadar mı Kur'an ı terk ettik? Bu sözleri ve benzeri sözleri çok duydum, sizlerde duymuşsunuzdur. İslam ı cemaat ve tarikat eksenli yaşayan din kardeşlerimin, dini bir konuda konuşmaya başladıklarında, söyledikleri ve savundukları fikir ve düşüncenin ana temelini, bu yanlış inanç oluşturuyor.
Şu soruyu kendimize soralım. Gerçekten İslam dininin kuralları, sorumlu olduğumuz din adına verilen hükümler, YALNIZ ALLAH IN TEKELİNDE DEĞİL DE, elçisinin de verdiği ama Kur’an da bahsedilmeyen hükümlerle birlikte mi yaşanmalı? Gelim bu soruya Kur’an dan cevap arayalım.
Ankebut 18: “Eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de yalanlamışlardı. RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.”
Gaşiye: Artık sen öğüt ver! SEN ANCAK BİR ÖĞÜT VERİCİSİN.
Kehf 56: BİZ, RESULLERİ ANCAK MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ. İnkâr edenler ise, hakkı batılla çürütmek için mücadele ederler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar.
Enam 50: De ki: “Ben size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. BEN SADECE, BANA GÖNDERİLEN VAHYE UYUYORUM.” De ki: “Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?”
Rad 40: Ya onlara vaat ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana gösteririz yahut da seni vefat ettiririz. O HALDE TEBLİĞ ETMEK SANA, HESAP SORMAK BİZE DÜŞER.
Ne dersiniz, Allah elçisinin görev tanımını yaparken söylediği sözler ve Allah ın elçisine, deki onlara diye başladığı tebliğiyle söyledikleri, ben yalnız bana vahyedilene uyarım hitabı, çok açık değil mi? Tebliğ etmek sana, hesap sormak bana düşer sözlerinden demi hiçbir ders alamıyoruz? Çok açık ama O nefis yok mu, işte O nefis, atalarımızın hurafe itikatlarını yaşatmak adına, Allah ın ayetlerini görmezden gelmemizi sağlıyor. Bizlerin din ve iman adına sorumlu olduğumuz her konu, Kur’an da açıklanmamış, örnekleri verilmemiştir diyebilir miyiz? Allah Kehf suresi 26. ayetinde bakın ne diyor.
(O, HÜKMÜNE HİÇBİR KİMSEYİ ORTAK ETMEZ.)
Bu kadar açık bir hükmü gördüğümüz halde, nasıl olurda, Peygamberimizi Allah ın dinde hüküm ortağı yaparız. Allah bakara 5. ayetinde bakın bizleri nasıl ve ne için uyarıyor.
(İŞTE ONLAR, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER VE KURTULUŞA ERENLER DE ANCAK ONLARDIR.)
Allah kurtuluşa erecek kullarının, bakın kimler olduğunu söylüyor. RABLERİNDEN GELEN, YANİ KUR’AN IN ÜZERİNDE, ONUN TAKİPÇİLERİ OLANLARDIR KURTULUŞA ERECEK DİYE ÜSTÜNE BASA BASA SÖYLÜYOR. Ama bizler hala bunca açık ayetleri de görmezden gelerek, emin olmadığımız ve peygamberimizin adını kullanarak bizleri aldatmaya çalışanların, foyasını ortaya çıkarmak için, kılımızı bile kıpırdatmıyoruz. ACABA BUNU YAPARAK KURTULUŞA ERENLER ARASINDA YER ALABİLİR MİYİZ, NE DERSİNİZ? Peygamberimiz Allah ın dine hüküm koyduklarından başka, hiçbir ilave yapmadığını bakın daha başka nasıl söylesin.
Ahkaf 9: De ki: “Ben türedi bir peygamber değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.”
Değerli din kardeşlerim, Allah ın bu ayetinden sonrada mı, aynı sözleri söylemeye devam edeceğiz? Allah elçisine deki onlara diyerek bakın ne söylemesini istiyor. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM. Bu sözleri, ne yani peygamberimiz postacımıydı diyerek, yanlış inançlarına delil yapanlara hatırlatırım. DİN ŞAKA GÖTÜRMEZ. BÖYLE YANLIŞLAR İNSANI, SONSUZ CEHENNEMİN KALICISI YAPAR. Bizler Kur’an da, bizlerin sorumlu olduğu her bilgi yoktur diyoruz, ama Allah tam tersini söylüyor bakın.
İsra 89: Andolsun, BİZ BU KUR’AN’DA İNSANLARA HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK. Yine de insanların çoğu ancak inkârda direttiler.
Nur 34: Andolsun ki BİZ SİZE (GEREKENİ) AÇIK AÇIK BİLDİREN AYETLER, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik.
Kehf 54: Andolsun, BU KUR'AN'DA İNSANLAR İÇİN HER ÖRNEKTEN ÇEŞİTLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDUK. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.
Bizler öyle sözler söylüyor ve inanıyoruz ki, Allah ın Kur’an da söylediklerinin tam tersi düşüncelere inanıyoruz. Edindiğimiz ve emin olmadığımız rivayetleri Kur’an da göremediğimizde, bakın Kur’an da her şey yokmuş, deme yanlışlığını yapıyoruz. Daha da ileri giderek, O RİVAYETLER OLMASAYDI KUR’AN I ANLAYAMAZDIK, KUR’AN KAPALI KALIRDI, İSLAM I GEREĞİ GİBİ YAŞAYAMAZDIK DİYEREK, büyük bir yanlışlığın kapısını aralıyoruz. Allah bizleri affetsin.
Bunca apaçık ayetleri görmezden gelerek, yanlış itikatlarımıza delil olsun diye, ayetlerde geçen kelimelere öyle anlamlar veriyoruz ki, yüzlerce ayetin üstünü örtüyor ve görmezden geliyoruz. Allah bir hüküm verdiyse, bir başka ayetinde onun tam tersi bir hükmü, asla vermez, lütfen bunu unutmayalım. Sizce Allah aşağıdaki ayetinde verdiği hükmü bizlere tebliğ ettiyse, Kur’an ın vermediği bir hükümden de sorumlu tutar mı bizleri?
Zühruf 44: Doğrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür VE SİZ ONDAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ.
Ne dersiniz, Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, Kur’an dan hesaba çekileceksiniz diyorsa, Kur’an ın açıkça vermediği bir hükümden, bilgiden, sorumlu asla tutmaz. Allah casiye suresi 6. ayetinde, bakın ne diyor ve bizleri yalnız nereye yönlendiriyor.
Casiye 6: İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir. Bunları sana gerçek olarak okuyoruz. ALLAH'TAN VE O'NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?
Peygamberimizin de yalnız Kur’an ile ümmetine hükmettiğini, lütfen unutmayalım. Çünkü Allah dan aldığı emir öyleydi. Kur’an a harfiyle uyan, peygamberimize de uymuş demektir. Elbette peygamberimizin örnek hayatı, bizler için çok önemlidir. Elbette onun sözleri, bizlerin başımızın tacıdır. Ama onun sözü olup olmadığını anlamak için de, gayret gösterelim ve dine nifak sokanların oyununa gelmeyelim. Onun sözü olup olmadığını, Kur’an ile karşılaştıralım, Kur’an ın süzgecinden geçirelim. Çünkü peygamberimizin, benim adıma yalan uyduranlar, cehennemde ebedi kalıcıdır diye uyarısını da, asla unutmayalım.
Allah görev verdiği elçilerinin görev ve sorumluluğunu, çok açıkça bizlere bildirdiği halde, bizlerin bu gerçeklerden uzaklaşarak yaptığımız yanlışları, lütfen artık fark edelim ve KUR’AN İLE İTİKATLARIMIZI MUTLAKA SORGULAYALIM. Yoksa hesabın görüleceği O çetin günde, çok pişman oluruz. Bakın Allah bizleri, kurtuluşa erdirecek bilgilerin nerede olduğunu söylüyor.
Enbiya 10; And olsun, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?
Yüce Rabbim ne yazık ki akıllanmadık, akıllanmaya da sanırım hiç niyetimiz yok gibi görünüyor. Bizlerin bütün şan ve şerefimizin, kurtuluşumuzun Kur’an da olduğunu açıkça söylediğin halde, eğer bizler hala Kur’an da her bilgi açıkça yoktur diyor da, beşeri rivayetlere kurtuluşumuz adına sarılıyorsak, yöneliyorsak bizlerin akıllanmadığımızı ve akıllanmaya da, hiç niyetimizin olmadığını gösterir. Ne olursun bizlerin gözlerindeki perdeyi, gönlümüzde ki mührü kaldır ki, senin nurunun ışığıyla aydınlanalım.
Dilerim Yüce Rabbimizden, Kur’an nurunu gönlünde hisseden, onun ışığıyla aydınlanan, Kur’an ın sınırlarını aşmayan, Rabbin halis kullarından oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK