Bizlere din adına, öyle batıl ve yanlış şeyler anlatılmış ki, topluma Kur’an gerçeklerini anlatmak neredeyse imkânsız olmuş. Cahiliye dönemindeki Ehli kitabın başına gelenler, ne yazık ki peygamberimizden sonra, yavaş yavaş ve sinsice bizlerin inancına da girmiş ve güç kazanmış. Allah yarattığım kulum ile aramda kimseyi istemem diyerek, peygamberimize hitaben bile, bakın nasıl bir uyarıda bulunur.
Müddesir 11: BENİ, YARATTIĞIM KİŞİYLE BAŞ BAŞA BIRAK. (Diyanet meali)
Bizlerin Kur’an ile bağı kesildiğinden batılı, hurafeyi din diye yaşatanlara kandığımızdan, Allah ın uyarılarından habersiz yaşıyoruz. Bunun da elbette cezasını çekiyoruz. Kur’an, dinde ruhban sınıfı yoktur, çünkü Allah sizleri bire bir imtihan ediyorum dediği halde, bizler imtihandan kaçan tembel öğrenci misali, çok bilgili ve doğru sandığımız kişilerin hiç düşünmeden imtihanlarına tabi oluyoruz. Ama Allah bunu Kur’an da yasaklamış ve sakın VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN diye, Kur’an da bizleri uyarmıştır. Allah Elçisini bile uyararak, imtihanlarında Allah kulu ile arasında, elçisini bile istemediğini özellikle bildiriyor. Ama bizler, imtihandan kaçarcasına, Allah ile aramıza kimleri sokmaya çalışıyoruz.
Ardı sıra gidilen veliler, efendiler, şeyhler kendi sultanlığını korumak adına, Kur’an ın gücünü ellerine almak için, SİZLER KUR’AN I ANLAYAMAZSINIZ, KUR’AN I VELİ KİŞİLER ANLAR, KUR’AN AÇIKLANMAMIŞTIR, diyecek kadar gaflete düşmüşlerdir. Tabi onlara inanan ve Kur’an a müracaat etmeyen bizlerde, en az onlar kadar suçluyuz. Düşünebiliyor musunuz, Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, hesaba çekeceğim, sakın veliler, efendilerin ardına düşmeyin diyecek, daha sonrada sorumlu tuttuğuna hükmettiği Kur’an ı, gereği gibi açıklamayacak, öylemi dostlar? Bu nasıl bir mantık ve adalet ki, bunu Rabbimize isnat ediyoruz.
Kur’an da yüzlerce ayet vardır ki, Kur’an ı bizzat yine Kur’an ayetleri ile açıklandığını, izah edildiğini söyler bizlere. Hatta Kur’an ı, yemin olsun ki sizler için kolaylaştırdık diye de belirtir birçok kez. Bu yazımda sizlere özellikle iki ayet örneği vermek istiyorum. Lütfen bu ilki ayet üzerinde, dikkatle düşünelim.
Hud suresi 1: Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce MUHKEM KILINMIŞ, SONRA AYRINTILI HALE GETİRİLMİŞTİR.
Hud suresi 2: Kİ BAŞKASINA DEĞİL, YALNIZ ALLAH'A İBADET/KULLUK EDESİNİZ! Kuşkusuz, ben size O'NDAN GELEN BİR UYARICI VE MÜJDECİYİM.
Ne dersiniz, siz bu iki ayetten, Kur’an ın gereği gibi açıklanmadığını mı anladınız? Allah Hud 1. ayetinde, Kur’an kast edilerek, hâkim yani hükümranlığını yürüten, hükmeden, habir yani her şeyden haberdar olan, gizliyi saklıyı bilen Allah katından bir kitap olduğu söyleniyor. Daha sonrada bizleri dinimiz ve imanımız adına bağlayan, tüm bilgilerin MUHKEM, yani şüphe götürmeyecek şekilde açık ve tartışmasız olduğu ve daha sonrada bu ayetlerin ayrıntılı bir şekilde açıklandığını söylüyor. Hatta bir başka ayette de, bu bilgileri doğrulamak için. BİZ HERŞEYDEN NİCE ÖRNEKLERİ, DEĞİŞİK ÖRNEKLERLE, İFADELERLE VERDİK Kİ ANLAYASINIZ DER.
Bizler ne yazık ki dinin temeli, anası olan MUHKLEM ayetlerin peşine düşmek yerine MÜTEŞABİH, yani zamanla ilimle ortaya çıkacak, dinimizi ve inancımızı yaşarken bizi bağlamayan ayetlerin, harflerin, kelimelerin peşine düşüyoruz. Allah da bu konuda bizleri uyarıyor ve diyor ki, sizler önce MUHKEM ayetlerin ardına düşün ve hayatınıza geçirin. Müteşabih ayetler zamanla ilimle ortaya çıkacak ve sizlerde bunları gördüğünüzde, imanınız artacak diye bizleri bilgilendiriyor.
Dine nifak sokmaya çalışan ve toplumu çıkarları doğrultusunda yönlendirmek, tedirgin etmek isteyenler, Hud suresi 1. ayette geçen Elif, lam, Ra harflerinin, ne anlama geldiği konusunda fitne yaratarak, bakın her şey demek ki açıklanmıyormuş denmektedir. Günümüzde bu harflerin anlamları tam çözülememiş, farklı düşünceler ortaya atılmıştır. Elbette bir gün onlarında gerçek anlamı, neyi kast ettiği ortaya çıkacaktır. Anlamı gizlenen, bizlerin sorumlu olduğu hiçbir bilgi, Kur’an da yoktur olamazda. Bizlere düşen önce Müteşabihlerin değil, MUHKEM ayetlerin ardı sıra gitmek ve yaşamak olmalıdır. ÇÜNKÜ BU HARFLERİN KARŞILIĞI, O GÜNKÜ TOPLUMUN KÜLTÜRÜNDE, ANLATILAN KONUYA DİKKAT ÇEKMEK ADINA BİR HİTAP ŞEKLİ UYARI, İKAZ ANLAMLARINA GELİYOR OLMALI Kİ, TOPLUM TARAFINDAN HERHANGİ BİR SORU, YA DA İTİRAZ OLMAMIŞ. ÖNCE DİKKATLERİ ÇEKİLİYOR, DAHA SONRADA ALLAH, ÇOK ÖNEMLİ KONUDAKİ TEBLİĞİNİ YAPIYOR. BU HARFLERDEN SONRA ÖYLE ŞEYLER ANLATILIYOR Kİ AYETLERDE, NEREDEYSE KUR’AN IN BİR ÖZETİNİ TEŞKİL EDİYOR. HATTA KUR’AN IN ANA FİKRİNİ OLUŞTURUYOR.
Allah Ali İmran suresi 7. ayetinde bu konuda bizleri uyarıp,” Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler.” Diye örnek verir. Gelelim Hud suresi 2. ayette. Dikkat ederseniz birinci ayetinde, Kur’an ın MUHKEM ayetlerini bizzat Kur’an ın açıkladığını söylemişti. Çünkü Muhkem ayetler dinin anası, temeli ve bizlere yol gösterici ayetler olup, bizlerin sorumlu olduğumuz ayetlerdir. Bunu da Kur’an ın bir başka ayetinde açıklar bizlere. Peki, Hud 2. ayette ne söylüyor Rabbimiz?
Allah Kur’an ın muhkem ayetlerini, KUR’AN DA BİZZAT AÇIKLADIK Kİ, YALNIZ ALLAH A İBADET, KULLUK EDESİNİZ diye uyarıyor ve elçisinin bunu bizzat bizlere bildirmesini istiyor. Allah ın ayetleri açıklamasının nedeni üzerinde, lütfen dikkatle düşünelim. YARADAN DİN VE İMAN ADINA, İMTİHANLARINI YAŞARKEN KULLARININ, BAŞKALARINA MUHTAÇ OLMASINI İSTEMİYOR VE BİZLERİN ALLAH İLE ALDATILMAMIZIN ÖNÜNÜ KESİYOR. Ama din simsarcıları bu gerçeği gizleyerek, toplumu istedikleri gibi yönetebilmek adına, sizler Kur’an ı anlayamazsınız diyerek, toplumu tedirgin ediyor. Lütfen bunlara kanmayalım. Aldanmamak isteyen Kur’an a müracaat ederek, onu anladığı dilden bolca okumalı ve üzerinde düşünmelidir. BİR MÜSLÜMAN, GÖSTERDİĞİ ÇABASI ÖLÇÜSÜNCE KUR’AN I ANLAYACAKTIR.
Ayetin devamında da peygamberimiz, ben Allah dan gelen bir UYARICI VE MÜJDECİYİM DİYOR. Tüm bu bilgilere ve uyarılara rağmen, bizler peygamberimizi öyle yetki ve sorumluluklarla donatıyoruz ki, neredeyse peygamberimizi dinde HÂŞÂ, Allah ın dinde ortağı konumuna getiriyoruz. Allah ın elçisine verdiği görev ve sorumluluğundan bir örneği de sizlere hatırlatmak istiyorum, konu daha iyi anlaşılsın diye.
Haydi öğüt ver; SEN ŞİMDİ SIRF BİR ÖĞÜTÇÜSÜN. (Gaşiye 21) RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18) SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. (Rad 40)
Beşerin uydurma yalanlarına, rivayetlerine değil, gelin ALLAH IN SÖZLERİNE, KUR'AN A KULAK VERELİM. Ölüm bizlere çok uzak gibi görünür, hatırlamak istemeyiz. Unutmayalım ölüm bizlere, BİR NEFES ALIMI KADAR YAKINDIR. Dikkatli olmazsak, hesabın görüleceği O çetin gün, mutlaka çok ama çokkkkk pişman oluruz, bunu unutmayalım.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/