Değerli dostlarım bu geçici imtihan dünyamızda, öyle hatalar yapıyoruz ki, bizlere anlatılanları bir an kenara koyup, biraz düşünmeye araştırmaya başladığımızda, eyvah ben nelere inanıyormuşum, iyi ki Kur’an’a bakmışım diyoruz. Lütfen imanımızı tarafsız bir şekilde, ALLAH'IN SORUMLU TUTACAĞINA HÜKMETTİĞİ KUR’AN İLE SORGULAYALIM, İNANIN PİŞMAN OLMAYACAKSINIZ. Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Zuhruf suresi 78 ve 79. Ayetler olacak. Önce ayeti yazalım, üzerinde birlikte düşünelim.
ZUHRUF 78-79: ANDOLSUN, SİZE HAK OLANI GETİRDİK. FAKAT ÇOĞUNUZ HAKTAN HOŞLANMAYANLARSINIZ. YOKSA (GERÇEĞİ KABUL ETMEME KONUSUNDA) BİR İŞE KESİN KARAR MI VERDİLER? ŞÜPHESİZ BİZ DE (ONLARI CEZALANDIRMAKTA) KARARLIYIZ. (Diyanet meali)
Allah yemin ederek, size HAK OLANI yani inancınızı yaşarken, SORUMLU OLACAĞINIZ KUR’AN’I İNDİRDİK diye uyardığı halde, bizler Kur’an’dan uzak adeta Kur’an’ı küçümsercesine, YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ diyerek, atalarımızdan öğrendiğimiz beşeri bilgileri, adeta KUR’AN’IN ÖNÜNE GEÇİRİP, onların ışığında Kur’an’ı anlamaya çalışıyoruz. Sonucu da ortada. Acı, keder, hüzün ve savaş.
Allah ayetinde başında, size HAK OLANI GETİRDİK diyor. Bunu sizce kimlere söylüyor olabilir? Allah’a hiç inanmayanlara söylemesi mümkün değil. Elbette bu uyarı, daha önce kendileri uyarılmış Kitap Ehli. Peki, Hak olan hangi bilgilerdir? Onu da yine Kur’an’ın başka bir ayetinde açıklıyor ve Bakara 147. Ayetinde bakın ne diyordu? “HAK ANCAK RABBİN KATINDAN GELENDİR. ARTIK, SAKIN ŞÜPHEYE DÜŞENLERDEN OLMA!” Demek ki HAK yani GEÇERLİ OLAN, Allah katından gelen Kur’an olduğunu, asla beşeri bilgiler olamayacağını apaçık bildiriyor Rabbimiz. Peki bizler İslam’ı yaşarken, yalnız HAK OLAN ALLAH KATINDAN GELEN bilgilerle mi inancımızı yaşıyoruz? Lütfen bu sorunun cevabını, herkes kendi nefsine versin, yoksa Zuhruf 78-79. ayetlerin muhatabı olurlar. Zuhruf suresinde size hak olanı getirdik dedikten sonra, çok önemli bir ikazda bulunuyor Rabbimiz ve diyor ki; “FAKAT ÇOĞUNUZ, HAKTAN HOŞLANMAYANLARSINIZ”
Ne dersiniz, bizler Kitap Ehlinin yaptığı bu yanlışı yapıyor ve Allah katından HAK olarak gelen Kur’an için, böyle bir saygısızlık yapıyor muyuz? Çünkü Hak olanı küçümseyip yeterli görmediğimizde, mutlaka onu tamamladığına inandığımız batıl bilgilere de inanıyor olmalıyız. Hatırlayınız bazı din kardeşlerimiz yalnız Kur’an’dan delil kanıt getirdiğimizde, bu adam SÜNNET İNKARCISI, KUR’AN'DA KUR'AN DEYİP DURUYOR, Allah’ın Resulünü dışlıyor demiyorlar mı? HATIRLATMAK İSTERİM BUNU YAPANLARA ALLAH, ÇOĞUNUZ HAKTAN HOŞLANMIYORSUNUZ DİYOR. Kitap Ehli ne yazık ki Allah’ın, HAK olarak gönderdiği kitaplarını yeterli görmeyip, atalarının inancını da dine ilave ettikleri ve Allah’ın HAK YOLUNDAN SAPTIKLARINDAN, Rabbimiz son olarak Kur’an’ı indirmiş ve siz yalnız haktan gelenden hoşlanmıyor atalarınızın inancıyla karıştırıp, kendinize bir din yarattınız diyor.
Bakın ayetin devamındaki uyarılar, size sanırım günümüzde bizlerinde yaptığı bazı yanlışları hatırlatacaktır. “YOKSA (GERÇEĞİ KABUL ETMEME KONUSUNDA) BİR İŞE KESİN KARAR MI VERDİLER?” Kitap Ehline, Hz. Muhammed Kur’an’ı tebliğ etmeye çaba harcarken, bir kısmı senin getirdiğin Kur’an’a inanırız ama bizim atalarımızın inancı da var, onlara da inanırız dediklerinde, Allah nasıl bir ayet indirmişti hatırlayalım. “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” (Ankebut 51) Allah’ın verdiği bu cevap, sanırım sizlere bir şeyler hatırlattı. Günümüzde bazı kardeşlerimize, bakın Allah bizlerin yalnız Kur’an’a sarılmamızı emrediyor, Kur’an’ın sınırlarını sakın aşmayın, çünkü sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum diye uyardığında, nasıl bir cevap veriyor bazı kardeşlerimiz? "YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ, KUR’AN ÖZET BİLGİ VERİR DETAYLI DEĞİLDİR." ALLAH KUR’AN SİZLERE YETER DİYOR, BİZLER HALA NELER SÖYLÜYORUZ.
Bakın Kitap Ehlinin yaptığı yanlışın aynısını bizlerde yapıyoruz ve Allah katından HAK OLARAK BİZLERE İNDİRİLEN KUR’AN’I YETERSİZ, HAYATIMIZA GEÇİREBİLECEĞİMİZ DETAYDA OLMADIĞINI SÖLEMEKTE, BİR SAKINCA GÖRMÜYORUZ. Allah’ın ayetinde söylediği gibi, ne yazık ki bizlerinde çoğunun farkında olmadan Hak olanı yetersiz görüp, kitap ehlinin durumuna düşüyoruz. Hatta yalnız Allah’ın ipi Kur’an’a sarılmalıyız dediğimizde, YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ. ALLAH RESULÜNÜ POSTACI DİYE HERHALDE GÖNDERMEDİ DİYEREK, ALLAH’IN RESULÜNÜ DİNDE HÜKÜM ORTAĞI YAPTIK. Allah ben hükmüme, hiç kimseyi ortak etmem dediği halde. Allah’ın hadi bir benzerini getirin bakalım diye meydan okuduğu Kur’an’a karşı, bizler neler söylüyoruz. Ayetin sonunda Kitap Ehlinin, imanları konusunda yaptıkları hatalarından uyarıyor ve yoksa hak olanı tebliğ ettiğimiz halde, gerçeği kabul etmemek, atalarının dinini yaşayabilmek adına, kesin bir karar mı verdiler diye uyarıyor. Bu hatayı yapanlar için, bizde onları cezalandırmak konusunda kararlıyız diyerek, Rabbimiz uyarıyor.
Bizler Allah’ın zikri Kur’an’ı yeterli görmüyoruz, çünkü Kur’an ile bir bağ kurmamızın onu anlayarak ve düşünerek okumamızın önüne set çektiler ve böylece KUR’AN İLE HALA GENEL ÇOĞUMUZ TANIŞAMADI. Onun içinde anlatılan rivayetleri, bu rivayetlerin dine yaptığı ilaveleri Kur’an’da göremediklerinde, DEMEK Kİ KUR’AN İLE YALNIZ DİN YAŞANMIYORMUŞ DİYEREK, BAKIN NAMAZIN REKÂT SAYISI KUR’AN’DA YOK, NE KADAR ZEKÂT VERECEĞİMİZ BİLE YAZMIYOR DİYEBİLİYORUZ. Hâlbuki Allah kendi huzuruna dururken, zor bir anımızda namazı nasıl kısaltabileceğimiz örneğini verip, normal zamanda herhangi bir sınır koymadıysa, bunu bizlere bırakmış dememiz gerekirken, hala Allah’ın kitabını eksik detay sız görüyoruz. Zekât konusu da aynı, birçok ayetinde teşvik etmiş ve ne kadar vereceğimiz konusunu imtihanımız gereği bizlere bırakıp, ihtiyacınızdan arta kalını verin demiştir. Bizler Allah’ın zikri Kur’an’dan, farkında olmadan yüz çevirdik çünkü onu herkesin anlayamayacağı, detay vermeyen bir kitap ilan ettik. Böyle olunca öptük başımıza koyduk ve yüksek bir yere astık. AMA REHBERİMİZ HAK OLAN KUR’AN DEĞİL, NE YAZIK Kİ RİVAYETLER, SANI BİLGİLER MEZHEPLERİN BEŞERİ ÖĞRETİSİ OLDU. Daha doğrusu bizler, Allah’ın zikrinden yüz çevirdik. Bunu yapanları nasıl bir son beklediği konusunda da Kur’an uyarıyor ve bakın ne diyor.
Taha 124: “HER KİM DE BENİM ZİKRİMDEN (KUR’AN’DAN) YÜZ ÇEVİRİRSE, MUTLAKA ONA DAR BİR GEÇİM VARDIR. BİR DE ONU KIYAMET GÜNÜNDE KÖR OLARAK HAŞREDERİZ.” (Diyanet meali)
Sanırım bu üzücü cezayı, İslam toplumu olarak hep birlikte çekiyoruz. Farkında olmadan Kur’an’ı yeterli görmeyerek Kur’an’dan yüz çevirdik, onu açıkladığını söyleyen kitaplara yöneldik. HAK İLE BATILI KARIŞTIRARAK KUR’AN'I ANLAMANIN YOLUNU SEÇTİK. Ama hala Kur’an ile buluşamadığımız için, bu hatamızın farkında bile değiliz. Bakın Allah Resulüne, deki kullarıma diyerek kullarını Resulü nereye çağırıyor ve davet ediyor.
Yusuf 108: DE Kİ: “İŞTE BU, BENİM YOLUMDUR. ALLAH’A ÇAĞIRIYORUM; BEN VE BANA UYANLAR AYDINLIK BİR YOL ÜZERİNDEYİZ. ALLAH YÜCEDİR! BEN ASLA ORTAK KOŞANLARDAN DEĞİLİM.” (Mehmet Okuyan)
Bakın Allah’ın Resulü yalnız, ümmetini Allah’a yani Kur’an’a çağırıyormuş. Ama günümüzde bizler Resulün çağırdığı Kur’an’ı detay sız açıklanmamış ve herkesin anlayamayacağı bir kitap ilan ettik. Hâlbuki Allah yemin ederek anlayasınız ve hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye KUR’AN’I AÇIKLADIK VE KOLAYLAŞTIRDIK DEMİYOR MUYDU? Bizler Kur'an ile buluşamamanın cezasını çekiyor, Allah'a onun HAK olan kitabına güvenmemiz gerekirken, doğruluğundan emin olamayacağımız rivayetlere güveniyoruz. Allah’ın Resulü yalnız Kur’an’a uyduğunu, bizleri yalnız Kur’an'a davet ettiğini söylüyorsa, bizlerin Allah'ın Resulüne ait olduğu iddia edilen hadislerine de uymalıyız, Allah’ın Resulü de dinde hükümler koyabilir dememizin, nasıl doğru olduğuna inanırız. Enam suresi 19. Ayetinde yine Rabbimiz Resulüne, deki kullarıma diyerek, bakın nasıl uyarıyor.
“DE Kİ: “HANGİ ŞAHİDİN ŞAHİTLİĞİ DAHA GÜVENİLİRDİR?” DE Kİ: “BENİMLE SİZİN ARANIZDA ALLAH ŞAHİTTİR. BU KUR’AN BANA, HEM SİZİ HEM DE ULAŞTIĞI HERKESİ ONUNLA UYARMAM İÇİN VAHYEDİLDİ.” (ENAM 19)
Ne yazık ki bizler imanımıza, sahte şahitler bulduk. Mahşer günüde o sahte şahitlerin yüzünden yüzümüz simsiyah, gözlerimiz kör olarak haşredileceğiz. Çünkü Allah uyardığı halde, en güvenilir Allah’ın şahitliğini seçmemiz gerekirken, beşeri şahitler seçtik kendimize. Allah bakın Resulüne, deki kullarıma diyerek, nasıl uyarmasını istiyor. Kimin şahitliği güvenilirdir diyor. Peki, hangi konuda? Elbette imanları inançları konusunda. Allah’ın Resulü bu soruya cevap veriyor ve diyor ki; “BENİMLE SİZİN ARANIZDA ALLAH ŞAHİTTİR.” Devam ediyor Allah neyin şahitliği yapacağı konusuna açıklık getiriyor. “BU KUR’AN BANA, HEM SİZİ HEM DE ULAŞTIĞI HERKESİ ONUNLA UYARMAM İÇİN VAHYEDİLDİ.”
Sizlere soruyorum, Allah’ın Resulü bu Kur’an bana vah yedildi ki, hem sizi hem de bu Kur’an’ın ulaştığı herkesi, onunla yani KUR’AN ile uyarmam için vah yedildi diyor ve BUNA ALLAH’I ŞAHİT GÖSTERİYOR. Ama bizler çok üzgünüm, Allah’ın şahitliğinin farkında olmadan Kur’an’ı yetersiz ve detay sız görüyor, Kur’an’ın asla onay vermediği rivayet, sanı ve mezheplerin dine yaptığı ilaveleri dinde kendimize ŞAHİT GÖSTERİYORUZ. SİZCE HANGİ ŞAHİDİN ŞAHİTLİĞİ GEÇERLİ OLACAK, O ÇETİN GÜN? NE DERSİNİZ? Allah’ın dinine Resulünü ve kendilerine veli, gavs ilan ettikleri kişileri ortak edenler, gözlerine perde çekildiği kulak ve kalpleri mühürlendiğinden, bu gerçekleri ancak HUZURU MAHŞERDE GÖRECEKLER. AMA GERİ DÖNÜ OLMAYAN YOLDA ANCAK PİŞMANLIKLARINI DİLE GETİRECEKLERDİR. Dilerim bu hatalarla Allah’ın huzuruna çıkmayan, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/