Bizler İslam ı öyle bilgiler ışığında yaşıyoruz ki, aklın ve mantığın asla kabul etmediği, Kur'an ın onaylamadığı bir yolun yolcusu olmuşuz adeta. Geçmiş yıllarda yazılarımı yayımladığım bir forum sitesi yöneticisinden, şöyle bir ikaz alarak beni sitelerinden uzaklaştırmışlardı. Sebeb gösterdikleri konu, gerçekten çok dikkat çekici ve düşündürücü olduğu için, sizlerle paylaşmak istedim. Bu hadisi düşünmeden, batılı savunmak adına, çok kullanan arkadaşlarımız var.
(Aşağıdaki sebepten dolayı yasaklandınız:
“Benim emrettiğim veya nefyettiğim bir konu kendisine iletildiğinde, sakın sizden biriniz, koltuğuna yaslanmış olarak, biz onu bunu bilmeyiz, ALLAHIN KİTABINDA NE BULURSAK ONA UYARIZ, İŞTE O KADAR DERKEN BULMAYAYIM. ( Ebu Davud)
Minareyi çalan, kılıfını hazırlar misali, rivayet ve batıl inançların hükümranlığını sürdürebilmesi adına, bakın Allah ın elçisine nasıl iftiralarda bulunabiliyorlar. Evet, beni sitelerine girmemi yasaklamalarının nedeni olarak, peygamberimizin bu hadisinin olduğunu söyleyip, benim buna muhalif yazı yazdığımdan dolayı, yasaklandığımı yazmışlar. Önce Allah ın elçisi, böyle bir söz söylemiş midir, gelin onu düşünelim. Eğer gerçekten söylediğine kanıt Kur’an dan onay alıyorsak, ben büyük bir yanlış yapmışım demektir. Yok eğer bu hadis diye nakledilen sözler, Kur’an dan onay almıyorsa, benim siteye girişimi bu nedenle engelleyenler, toplumun Kur’an ile kucaklaşmasını, buluşmasını engellemiş olacakları gibi, içimize sokulan hurafelerin temizlenmesine de engel olduklarını bilmelidirler. BUNUN VEBALİ VE SORUMLULUĞU HESAP GÜNÜ, ÇOK ÇETİN OLACAKTIR.
Peygamberimizin bazı hadisleri vardır ki, adeta Kur'an ın öğütlerini, üzerine basa basa dikkatimizi çeker, bizlere hatırlatır. Şimdide onlara bakalım.
"Benden sonra, benim adıma söylenecek çok söz duyacaksınız, Bu sözleri KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ ki, benim sözüm olup olmadığı hakkında delalete düşmeyesiniz. Her kim ki, ben söylemediğim halde bu sözü peygamber söyledi dese, BUYURSUN KENDİNİ CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLASIN."
"ALLAH’IN KİTABINDA HELAL KILDIĞI HELAL, HARAM KILDIĞI HARAMDIR. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir.
Ebu Davud K. Etime 39/Tırmizi K. Libas 6 İbni Mace K. Etime 60/ El-Müracaat sayfa 20 "
"Ey insanlar ateş tutuşturuldu ve karanlık gecenin parçaları gibi fitneler yakınlaştı. Allah’a yemin ederim ki aleyhimde tutunacak bir şeyiniz yoktur; KURAN’IN HELAL KILDIKLARI DIŞINDA BİR ŞEYİ HELAL KILMADIM. KURAN’IN HARAM KILDIKLARI DIŞINDAKİLERİ DE HARAM KILMADIM.
İbni Hişam Siret 4 sayfa 332 "
Bazı arkadaşlarımız, neden hadis örneği veriyorsunuz, size Kur'an yetmiyormu, diye sitem ediyorlar. Elbette bir Müslüman için Kur'an yeter. Yeteceğini zaten Allah söylüyor. Bizlerin Allah ın elçisinin söylemesi yüksek muhtemel sözlerinide, araştırmamızda ne gibi bir sakınca olabilir? Kur'an ın onayını alan her sözü, Allah ın elçisi söylemiştir, onun içinde verdiğim örnekler, Allah ın elçisinin söylemesi mümkün olan hadisleridir/sözleridir. Kur'an ın onayını alan doğru söz, başımızın tacıdır, kimin söylediğininde bir önemi yoktur. Ne dersiniz, bu örnek hadisler, yazımızın başında, benim sitelerine yasaklanmama neden olan, peygamberimizin hadisidir diye naklettikleri düşünceye, sözlere ters düşmüyor mu? Allah ın elçisi bugün yaşamış olsaydı, bu iftira sözleri kendisi adına söyleyenleri, kesinlikle ikaz ederdi.
Allah ın elçisi, benim adıma uydurulacak sözleri Kur’an ile karşılaştırınız ki, benim sözüm olduğunu anlayasınız diyor. Bu zaten Kur'an ın gerçeğidir. ALLAH IN HELAL KILDIĞI HELAL, HARAM KILDIĞI HARAMDIR, BUNUN DIŞINDA HİÇBİR HÜKÜM VERMEDİĞİNİ BELİRTİYORSA VE BU SÖZLERİ KUR'AN ONAYLIYORSA, daha sonrada ben, Kur’an ın dışından da, onun bahsetmediği hükümleri veririm, onlara da uyacaksınız dermi Allah ın elçisi? Bu nası bir mantık. İşin ilginci, benim yasaklanmama neden olan hadisi nakleden olarak aynı isim, yani Ebu Davud ismi var, tam tersi düşünceyi, hadisi nakleden isimde aynı. Ne dersiniz hangisi doğru olabilir? Bakın yalnız bir kişiye değil, daha fazla kişilere iftira atıyoruz. Sırf kendi inançlarımızı yaşayabilmek adına. Seçim ve karar sizlerin.
Allah Kur’an da Kefh suresi 26. ayetinde, KENDİ HÜKMÜNDE HİÇ KİMSEYİ ORTAK KILMAZ dediği halde, bizler Allah ın elçisini hangi konuma getirip, İslam dininden nasıl uzaklaştığımızın farkında bile değiliz. Allah ın elçisinin, yalnız hangi kitaba uyacağını söylüyor Rabbimiz hatırlayalım.
Ahkaf 9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. BANA VAHYE DİLENDEN BAŞKASINA DA UYMAM! VE BEN, AÇIKÇA UYARAN BİR ELÇİDEN BAŞKASI DA DEĞİLİM.
Değerli din kardeşlerim, biz neler söylediğimizin, kendimizce nasıl bir inanç yarattığımızın farkında mıyız? Allah ın elçisi ben, bana vah yedilenden başkasına uymam diyor, bizler ise peygamberimizin uyduğu, Rabbin tebliği Kur’an dışından da vahiylerin olduğuna inandırılıp, onların peşine düşerek, bir bilinmezin kapısını aralama çabasında olduğumuzun, farkında bile değiliz.
Ankebut 18: Eğer siz yalanlarsanız, bilin ki, sizden önce bir takım milletler de yalanlamışlardı. ELÇİNİN GÖREVİ İSE AÇIK BİR TEBLİĞDEN İBARETTİR.
Allah elçisinin görev ve sorumluluğunu çok açık ve net onlarca kez söylediği halde, bizler hala yanlış hurafe inançlarımıza, nasıl da kılıflar arıyoruz. Allah yunus suresi 109 ayetinde, ne diyordu elçisine hüküm verme konusunda hatırlayalım.
Yunus 109: Sana vah yedilene uy VE ALLAH HÜKÜM VERİNCEYE KADAR SABRET. O, hâkimlerin en hayırlısıdır.
Görüyor musunuz? Hüküm veren yalnız Rabbimiz olduğu, çok açık değil mi? Yine Nisa 105. ayetinde Allah elçisine bakın toplumu hangi kitap ile hükmet diyor.
Nisa 105: Doğrusu Biz sana gerçeğin ta kendisi olan kitap (Kur'an)'ı indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin. Sakın hainlerin savunucusu olma.
ALLAH ELÇİSİNE, SANA İNDİRDİĞİMİZ KUR’AN İLE HÜKMET DİYOR, FAKAT BİRİLERİ ÇIKIP, PEYGAMBERİMİZİN KUR’AN DIŞINDAN HÜKÜMLERİNİN OLDUĞUNU SÖYLEYEREK, KUR’AN DA ADETA ÇELİŞKİ YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR. İşte bunları yapanların, yani Allah a ve elçisine iftira atanların, hesap günü yüzleri kapkara olacağını, Allah ın onların yüzlerine asla bakmayacağını söylüyor. Tabi ebedi gidecekleri yerin neresi olduğunu, söylemeye gerek yok sanırım. Allah bu ve buna benzer şeylerin olacağını bildiği için, çok açık uyarısını yapıyor ve bakın ne diyor.
İsra 36: HAKKINDA KESİN BİLGİN OLMAYAN ŞEYİN ARDINA DÜŞME! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.
Hakkında emin olamayacağımız bilgi, neler olabilir dersiniz? Elbette Allah ın koruması altında olan Kur’an ın dışındaki bilgiler. Ona uyan her bilgi, ondan onay alan her konu, bizlerin başının tacıdır. Günümüzdeki mezhepleri düşünün. Rivayetlere yani emin olamayacağımız, sözlerin ardına düşmüş toplum. Bazen aynı konuda dört farklı hadisten bahsedilir. Peki, hangisi peygamberimizin sözüdür. Bunu nasıl anlayacağız? İşte Kur’an hükümlerinden başka hükümler ararsak, sonucu meçhul bir yöne doğru gideceğimizi unutmayalım. Sorduğumuzda her mezhep kendi inancının doğru olduğunu söylüyor, en kötüsü HİÇ KİMSE BU BİLGİLERE KUR’AN DAN ONAY ALMAYI VE EN DOĞRU BİLGİYE ULAŞMAYI DAHİ DÜŞÜNMÜYOR. Çünkü her bilginin, detayın Kur'an da olmadığına inandırıldıkta ondan.
Şimdi vereceğim ayet, acaba elçisinin Kur’an dışından da hükümler koyup, tebliğler yapmasına izin veriyor mu dersiniz? Acaba elçisinin nereye sarılmasını istiyor Yaradan?
Maide 67: EY RESUL! RABBİNDEN SANA İNDİRİLENİ TEBLİĞ ET. EĞER BUNU YAPMAZSAN ONUN VERDİĞİ PEYGAMBERLİK GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEMİŞ OLURSUN.Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.
Zühruf 43: SEN, SANA VAH YEDİLENE SIMSIKI SARIL! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.
Bakın ne kadar açık her şey. Allah elçisine, sana indirdiğimi tebliğ et diyor. Bunu yapmazsan görevini yapmamış sayarım diye de ekliyor. Şimdide şunu düşünelim. Allah elçisine benim hüküm vermediğim konularda da sen hüküm verebilirsin diyor mu, birde ona bakalım.
Hakka 44: EĞER BAZI LAFLARI BİZİM SÖZLERİMİZ DİYE ORTAYA SÜRSEYDİ, 45- Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
Lütfen ayet üzerinde, çok dikkatle düşünelim. Allah elçisi için, biz söylemediğimiz halde, bunlarda Allah katından hükümlerdir demiş olsaydı, onun canını alırdık diyor. Peki, bizler bu ayetleri bu kadar açık seçik gördüğümüz halde, peygamberimizin Kur’an dışından da hükümleri, yasakları vardır, buna uymayanları sakın bulmayayım der mi? DER DİYENLER, ÇOK İYİ DÜŞÜNMELİDİR DERİM BENDE.
Son olarak bir ayet daha hatırlatmak istiyorum. Bu ayeti genelde her yazımda hatırlatırım, çünkü bizler için anahtar ayettir. Bakın Allah hesabın görüleceği gün, bizleri nereden sorumlu tutacağını söylüyor. Sizce bunu söyleyen Allah, ayetini tebliğ eden elçisi, yazımın başında benim yasaklanma nedenim olarak verilen sözleri, doğruluyor onaylıyor mu?
Doğrusunu Rabbimiz bilir, bizlere düşen Kur’an a sarılıp, onu anlamaya çalışmak olmalıdır. Hesabın görüleceği gün, tüm gerçekleri göreceğiz. Hepimiz kendi imtihanımızı yaşıyoruz, elbette imtihan olduğumuz kitabın Kur’an olduğunun tebliği de çok açık. Yorum ve karar sizlerin.
Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ.
Beni sünnet inkârcısı yaparak, sitelerinden atan ve toplumun Kur’an gerçekleri ile buluşmasını engelleyenleri, Yüce Rabbime havale ediyorum. Sünnet izlenecek yoldur, oda yalnız Allah ın sünnetidir. Peygamberimizde Allah ın sünnetine uymuş ve bizleride bu yola davet etmiştir. Allah şahittir ki benim yaptığım, batıldan, hurafeden, sanıdan uzak bir İslam ın yaşanması adına çaba göstermektir. Bunun aksini yapıyorsam, LÜTFEN BENİ KUR'AN İLE UYARINIZ.Allah cümlemizi büyük yanlış ve hatalardan uzak tutsun, gerçekleri görmemizi nasip etsin inşallah.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK