Bir yazıma karşılık verilen cevapta, bana yöneltilen bir eleştiriyi, sizlerle değerlendirmek istiyorum. Çünkü hepimiz beşeriz, şaşma yanılma ihtimalimiz her zaman vardır. Önemli olan akıl ve Kur'an ile birlikte hareket ederek, hurafelerin etkisinden kurtulmaktır. Bakın bir arkadaşımız aşağıdaki ayeti yazımda kullandığım için, neler yazmış yazıma cevaben.
Ankebut 51: KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMEDİ Mİ? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır. (Diyanet meali)
(Haluk bey bakın Rabbimiz Kur an ile birlikte peygamberi de indirmiş[yaratmış, seçmiş ve örnek alın demiştir, Ahzab 21 BÖYLE PARÇACI KURAN ANLAYIŞIYLA Bİ YERE VARAMAZSINIZ ,YOKSA SİZ ALLAH İLE PEYGAMBERİN ARASINI MI AÇMAK İSTEYENLERDEN MİSİNİZ HİTABINADA MARUZ KALIRSINIZ....Yoksa sadece yukarda ki Ankebut ayetini parçacı alırsanız ÇIKMAZA GİRERSİNİZ .....Kİ GİRMİŞSİNİZ...)
Elbette böyle bir ithamla karşı karşıya kaldığınızda, sanırım sizde tedirgin olursunuz ve söylenenler üzerinde acaba yanlış mı yaptım diye, düşünme gereği duyarsınız. Gelin bu konuyu birlikte düşünelim. Bazı kardeşlerimiz İslam ı yaşarken, gerçekten büyük çıkmazda, bunların kimler olduğunu araştırmak bulmakta herkezin bizzat görevi olmalı ki, hesabın görüleceği o gün üzülenlerden, yüzleri kapkara olanlardan olmayalım. Allah yardımcımız olsun inşallah.
Ben Ankebut 51. ayeti örnek gösterip, bakın Allah ne söylüyor diyerek, peygamberimizin o günkü topluma Kur’an ı tebliğ ederken, atalarının rivayet, hurafe inançlarından vazgeçmeyenlere, Allah ın seslenişini örnek vermiştim. ACABA BEN BU AYETİ GÜNÜMÜZDE YAŞAYAN DİN KARDEŞLERİME ÖRNEK VERMEKLE, YANLIŞ YAPMIŞ OLABİLİR MİYİM? Bu ayet bizlere günümüzde hitap etmiyor da, yalnız o devrin insanlarına yani, cahiliye toplumuna mı hitap ediyor? İşte kendimize sormamız gereken çok önemli soru. Bu sorunun doğru cevabını bulan, Allah ın doğru yolunu da bulmuş olacaktır. Allah bir ayetinde kullarına, Kur'an ın yeteceğini söyleyip, diğer ayetlerinde acaba Kur'an ın yeterli olmadığını, din adına bazı konularda hükümleri elçisinin vereceğini söylemiş olabilir mi? BUNU DÜŞÜNMEK KUR'AN DAN HABERSİZ OLMAKTIR Kİ, BU DÜŞÜNCE VE İNANÇ ASIL ALLAH İLE ELÇİSİNİN ARASINI AÇMAKTIR. ALLAH HÜMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DEDİKTEN SONRA, ELÇİSİNİNDE DİNDE HÜKÜMLER KOYACAĞINA İNANMAK, ALLAH İLE ELÇİSİNİN ARASINI AÇMAKTIR.
Allah atalarının, hurafe inançlarından vazgeçmeyenlere söylediği, KENDİLERİNE OKUNAN KİTABI SANA İNDİRMEMİZ ONLARA YETMİYOR MU sözlerinden bizler günümüzde, hiç mi dersler almamız gerekmiyor? Sanırım Allah ın ayetlerinin bu yöntemle, teker teker saf dışı kalmasının, güzel bir örneğini yaşıyoruz. Çünkü bu ve benzeri ayetlerin, bizlere değil yalnız kitap ehline hitap ettiği söylenmekte. İlginç olan, Kur'an ın tamamı zaten onlara indirilmedimi? KUR’AN IN HER KELİMESİ BİR NURDUR VE ÇAĞLAR ÖTESİ HER DAİM GEÇERLİDİR, HEPİMİZDE TÜM KUR'AN DAN SORUMLUYUZ. İŞTE BUNU UNUTUYOR VE HATALARIN EN BÜYÜĞÜNÜ YAPIYORUZ.
Şimdi şöyle düşünelim. Peygamberimizden önce gelen, Hz. İsa ve Hz. Musa peygamberlerimizi hatırlayalım. Eğer bizim peygamberimizin Allah ın gönderdiği kitaba ilave hüküm koyma yetkisi var diye inanıyorsak, ondan önce gelen peygamberlerinde, böyle bir yetkisi olmalı değil mi? Eğer vardır diyenlere, işte hatırlattığım ayet asla böyle bir yetkilerinin olmadığının açık kanıtıdır. Çünkü onlarda tıpkı günümüzde olduğu gibi, Allah ın gönderdiği kitabın dışından, o kadar çok hurafelere, rivayetlere inanmışlar ki, Allah ın indirdiği din elden gitmiş. Onun içindir ki Allah onlara, OKUNMAKTA OLAN KİTABI SANA İNDİRMEMİZ, ONLARA YETMİYOR MU DİYOR. YANİ KUR'AN IN YETECEĞİNİ SÖYLÜYOR. Kur’an ın o günkü topluma yeteceğini söyleyen ben değilim, Yüce Rabbimdir. Dikkat ederseniz, rivayet inançlarımızı yaşayabilmek adına, ayetlere nasıl bir pencereden bakmaya çalışıyoruz.
Gerçekten Kur’an a parçacı yaklaşarak bir ayeti alıp, ona Allah ın hiç bahsetmediği bir anlam verirde, Kur’an bütünlüğünde verdiğimiz anlamı, manayı destekler hiçbir ayet yoksa, işte ben o zaman çok büyük yanılgı içindeyim demektir. Şimdide gelin Kur’an dan, verdiğim Ankebut 51. ayete delil arayalım, bakalım ben gerçekten Allah ile Elçisinin arasını açmaya çalışarak, çıkmaza mı girmişim, yoksa peygamberimizi HAŞA Rabbimizle hüküm vermede eş konuma getirmeye çalışıp, ŞİRK koşanların, yanılgısını ortaya mı çıkarmaya çalışıyorum, gelin bana yapılan bu ithamın cevabını, Kur’an dan arayalım.
Enbiya 10: ANDOLSUN Kİ, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ. BÜTÜN ŞANINIZ ONDADIR; Hala akıllanmayacak mısınız?
Ahzab 2: RABBİNDEN SANA VAH YEDİLENE UY. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Araf 3: RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN, O'NDAN BAŞKA VELİLERE UYMAYIN. Ne az öğüt alıyorsunuz.
Araf 185: Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O HALDE KUR'AN'DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR.
Enam 50: De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. BEN, SADECE BANA VAHYOLUNANA UYARIM. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?
Ne dersiniz, yukarıdaki ayetler Allah ın Kur’an da bizlere öğüt almamız için verdiği, Ankebut 51. ayetin bugünde bizlere hitap ettiğini, bizlerinde dersler çıkarıp, YALNIZ KUR’AN A SARILMAMIZ GEREKTİĞİNİ, KUR'AN IN BİZLERE YETECEĞİNİ ve bütün bilgilerimizin, şan ve şerefimizin onda olduğunu, peygamberimizin de yalnız ona uyduğunu anlatmıyor mu? ACABA BEN BU AYETLERİ HATIRLATMAKLA, YÜCE RABBİM İLE ELÇİSİNİN ARASINI MI AÇMAYA ÇALIŞIYORUM, YOKSA ATILAN İFTİRALARI, İSLAM A SOKULAN HURAFELERİ TEMİZLEMEYE Mİ ÇALIŞIYORUM, bu sorunun cevabını huzuru mahşerde alacağız inşallah.
Bir örnek vermek istiyorum. Bakara 222. ayetinde Allah, kadın ay halinde iken, cinsel birleşme yapılmamasını, çünkü bu halin kadına rahatsızlık vereceğini söyledikten sonra, bu halin bitiminde TEMİZLENDİKLERİNDE, cinselliğin serbest olduğunu söylüyor. Ayetin verdiği hüküm sizce çok açık değil mi? Fakat biz ne yapıyoruz, hurafe inançlarımıza delil aramak için, ayetlerde geçen bir kelimeyi cımbızlayıp, batıl inançlarımıza delil yaratmaya çalışıyoruz. İşte bu ayette de, TEMİZLENDİKLERİNDE kelimesini cımbızlayıp, bakın Allah kadını bu haldeyken kirli sayıyor, abdest aldıktan sonra diyor anlamı verilip, bu haldeyken kadının ibadet yapamayacağını, oruç tutamayacağını söylüyoruz. Hâlbuki ayetin anlattığı konu o kadar farklı ki, kadının bu halindeyken cinsel birleşmeden uzak durun diyor. Kur’an ın hiçbir ayetinde, kadın ay halinde kirlidir demez. Hiçbir zaman kadın ay halinde ibadet edemeyeceği, oruç tutamayacağı konusunda da, tek bir hüküm dahi vermemiştir.
İşte Kur’an a parçalı yaklaşmak böyle olur, hem de bir kelimenin ardı sıra anlam verip, Allah ın kitabında asla hüküm vermediği, bahsetmediği, açıklık getirmediği bir inanç, işte böylece ortaya çıkartılıyor, dine sokuluyor. Ne dersiniz, ben mi Kur’an a parçalı yaklaşarak, Rabbimiz ile elçisinin arasını açıyorum çıkmaza giriyorum, yoksa kelimelerin ardı sıra, anlamlar verenler ve bunlarda peygamberimizin din adına hükümleridir, diyenler mi Rabbimiz ile elçisinin arasını açmaya çalışıyor?
Kur’an ı sen anlayamazsın diyenler, bunlarda Allah ın elçisinin hükümleridir diyerek, peygamberimizin adını kullanıp, onun asla söylemeyeceği sözleri ona mal ederek ona iftira atanlar, mahşer günü peygamberimizin şahitliğinde, bunun hesabını Yaradan a vereceklerdir. Dilerim cümlemiz, yalnız Kur'an ın ipine sarılan, batıl ve hurafeden uzak İslam ı yaşayabilmek adına çaba gösteren, Allah ın azınlık halis kullarından oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/