Bizler ayetleri, Allah ın Kur’an da verdiği örneklerden yola çıkarak anlamaya çalışmadığımız sürece, Allah ın bizlere neler anlattığını, hangi konularda uyardığını da doğru anlamamız, hiç mümkün olmayacaktır. Günümüz İslam anlayışı, ne yazık ki Kur’an ı referans alarak anlatılmıyor. Rivayetler, sanı inançlar Kur’an ın önüne geçmiş, onun içinde Allah ın yolundan saptıkça sapıyoruz.
Bugünkü makalemin konusu, Araf suresi 6. ayette geçen, çok önemli bir konu üzerinde olacaktır. Bu ayette Allah aslında, bizleri çok açık bir konuda uyarıyor ve dikkatimizi çekiyor. Önce ayeti yazalım, sonra üstünde birlikte düşünelim.
Araf 6: Yemin olsun, kendilerine elçi gönderilenleri muhakkak hesaba çekeceğiz; GÖNDERİLEN ELÇİLERİ DE MUTLAKA HESABA ÇEKECEĞİZ. (Yaşar Nuri Öztürk meali)
Allah ayetinde, elçi gönderdiğim kullarımı, yani Kur’an ı tebliğ almış bizlerin mutlaka hesaba çekileceğini söylüyor. Peki, nereden hesaba çekeceğini söylüyordu, Kur’an ın diğer ayetlerinde? Onu da Zuhruf suresi 44. ayette söylüyor ve SİZLERİ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM diye de, net bir şekilde bildiriyordu. Aslında her şey, çok açık anlaşılıyor. Sizce Allah, bu kadar açıkça verdiği bu hükümden sonra, yalnız Kur’an bilgilerinden değil de, başka kaynaklardan, sözlerden de hesaba çeker mi bizleri? Yada Kur’an dan hesaba çekeceğini söyleyip gereken açıklamayı, detayı Kur’an da vermemiş olabilir mi? Elbette mümkün değil. Bu durumda, günümüzde yaşanan İslam ın öğretisi olan, bizler yalnız Kur’an dan değil, FIKIH ve peygamberimizin dine koyduğu hükümlerden de sorumluyuz sözleri, asla doğru olamaz.
Bazı kardeşlerimiz, İslam toplumlarının tek bir düşünce etrafında toplanmasının gerektiğini söylüyor ve önerdikleri düşüncede,KUR’AN VE SÜNNET YANİ PEYGAMBERİMİZİN SAHİH HADİSLERİ ETRAFINDA TOPLANILMALIDIR DİYORLAR. Ama Allah böyle söylemiyor. Allah ın önerisi, yalnız Kur’an ın çevresinde birleşin, yalnız onun ipine sarılın, asla emin olmadığınız sözlerin ardına düşmeyin, Allah ın sünnetini yaşayın, diye emrediyor. Sahih kelime anlamı olarak, şüphe duyulmayacak kadar doğru anlamındadır. Kur’an ın sözlerinden başka, bizler için SAHİH dinde hiçbir bilgi, söz yoktur. Hatta bir ayetinde Allah ne diyordu?, KİMDİR SÖZÜ ALLAH’IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN? (Nisa 87). Bakın bunu Allah söylüyor. Unuttuğumuz en önemli şey ise, ayetlerde açıkça geçen, Allah ın elçisinin yalnız ben Kur’an a uyarım sözleridir. Bu ayetlere iman etmiyor muyuz, yoksa batıl inançlarımızı yaşamak adına, görmezden mi geliyoruz.
Gelelim Allah ın elçilerinin de, hesaba çekilmesi konusuna. Acaba bu ayette, onlarında Allah ın gönderdiği kitaptan hesaba çekileceğini mi anlatıyor, yoksa burada çok daha önemli bir konuya mı değiniyor? Ne dersiniz? Allah ın gönderdiği elçilerinin, zaten kitap dan sapması mümkün değil. Çünkü Allah onların sağında ve solundaki melekler ile sürekli takip ediyor ve en küçük yanlışlarında uyarıyordu. Bunu Kur’an dan anlıyoruz. Bu durumda Elçilerinin, gönderilen kitaplara iman edip etmediklerinden değil, onları farklı bir konuda sorgulayacakları anlaşılıyor. BAKARA 143. AYETTE DE ELÇİLERİN, BİZLER İÇİN ŞAHİT OLDUĞUNU SÖYLER.
Evet, Allah ın gönderdiği elçiler, bizlerin mahşer günü şahidi olacaktır. Peki, hangi konuda şahitlik yapacaklar. Burası çok önemli. Eğer bu konuyu gereği gibi anlarsak, bugün anlatılan onca yanlış bilgilerden kurtulur ve gerçekleri görebiliriz. Elçiler, hesabın görüleceği o çetin gün, bizlere Kur’an ı tebliğ edip etmediği konularında şahitlik yapacak ve sorgulanacaklar. Acaba Allah ın elçisi yalnız nereye uymuştu ve yalnız neyi tebliğ etmişti, önce onu hatırlayalım.
Ahkaf 9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. BANA VAHYEDİLENDEN BAŞKASINA DA UYMAM! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim." (Yaşar Nuri meali)
Ahzab 2: RABBİNDEN SANA VAHYOLUNANA UY! Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Bayraktar Bayraklı meali)
Maide 67: Ey resul! RABBİNDEN SANA İNDİRİLENİ TEBLİĞ ET.Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez. (Yaşar Nuri meali)
Buradan da anlıyoruz ki, Peygamberimiz yalnız Kur’an a uymuş ve yalnız Kur’an ı tebliğ etmiştir. Bunun dışından hiçbir sözü, bilgiyi asla ümmetine söylemediği apaçık ayetlerle sabittir. İşte Allah ın elçisi, bunun şahitliğini yapacak. Şimdi gelelim yine Kur’an dan bir örnekten yola çıkarak, Peygamberimizin nasıl hesaba çekileceğine ve bizlere nasıl şahit olacağına dair bir örnek verelim.
Allah ne diyordu birçok ayetinde, sana indirdiğimle kullarıma hükmet. Sakın Kur’an ın sınırlarını aşmayın. Biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim. Bu bilgiler ışığında bizlere Allah, elçisini şahit gösterip, nasıl bir soruyla elçisini sorgulayabileceğine bir örnek düşünelim. Ama önce isterseniz, Hz. İsa ya inanan, Hıristiyan toplumun yaptığı yanlıştan örnek vererek, İsa peygamberimizin sorgulanış şekline bakalım ki, bizlerde bu örnekten yola çıkarak, doğru düşünebilelim. Allah mahşer günü gelmeden, o gün yapılacak sorgulamaya, bizlere güzel bir örnek veriyor ki aynı hataları yapmayalım.
Maide 116: Ve hatırla ki, Allah: “EY MERYEMOĞLU İSA! SEN Mİ İNSANLARA DEDİN, “ALLAH’IN YANINDA BENİ VE ANAMI İKİ İLAH EDİNİN!” der. İsa: “Allah’ım! Seni tenzih ederim. Benim hakkım olmayan bir şeyi söylemek, bana yakışmaz. Eğer söylemişsem, muhakkak Sen bilirsin. Sen beni bilirsin, fakat ben Sen’i bilmem. Şüphesiz Sen bütün gaybleri bilensin.”
Maide 117: “BEN ONLARA, ANCAK BANA EMRETTİĞİNİ SÖYLEDİM. ‘Benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz' dedim. İÇLERİNDE BULUNDUĞUM MÜDDETÇE ONLAR ÜZERİNDE KONTROLCÜ İDİM. BENİ VEFAT ETTİRİNCE, ARTIK ONLAR ÜZERİNDE GÖZETLEYİCİ YALNIZ SEN OLDUN. Sen her şeyi hakkı ile görensin.”( Bayraktar Bayraklı meali)
Bakın Allah elçisine, nasıl bir soru soruyor. Sen mi söyledin, beni ve anamı ilah edinin diye soruyor. Hâlbuki Allah, onun böyle bir şey söylemediğini biliyor. Ama bu yanlışı yapanlar, yanlışlarını anlasınlar diye bu soruyu soruyor Yaradan. Hz. İsa nı verdiği cevap üzerinde, lütfen dikkatle düşünelim. Bakın ne diyor. BEN ONLARA ANCAK BANA EMRETTİĞİNİ SÖYLEDİM. Buda elbette vah yettiği kitap. Kur’an da da aynısını söylüyor Allah ve ne diyordu? Kur’an ın ipine sarılın, çünkü sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum. Kullarıma Kur’an ı tebliğ et. Ayetin devamında, Hz. İsa nın mahşer günü söyleyeceği sözler, aslında günümüzde bizlerin yaptığı yanlışı çok güzel anlatıyor. Tekrar yazmak istiyorum Hz. İsa nı cevabını.
“İÇLERİNDE BULUNDUĞUM MÜDDETÇE, ONLAR ÜZERİNDE KONTROLCÜ İDİM. BENİ VEFAT ETTİRİNCE, ARTIK ONLAR ÜZERİNDE GÖZETLEYİCİ YALNIZ SEN OLDUN.”
Demek ki Hz. İsa yaşadığı dönemde, hiç kimse kendisine Allah ın oğlu demiyorlarmış. Yalnız Allah ın indirdiği kitaba uydukları çok net anlaşılıyor. Devamında söyledikleri, ne yazık ki günümüzde bizlerin Kur’an ın asla bahsetmediği, Peygamberimizin söylemesi mümkün olmayan, onca yanlış sözlere inanmamıza bu sözler, güzel bir örnek teşkil ediyor. Demek ki Hıristiyanların yaptığı yanlış, batıl ve hurafenin inançlarına girişi, Hz. İsa nın ölümünden sonra başlamış. Dikkat ederseniz elçisinin vefatından sonra, insanların üzerinde gözetleyicinin Allah olduğunu söylüyor. Allah ın gözetlemesi de, bizlerin imtihanıyla ilgilidir. Allah kullarım acaba benim gönderdiğim kitaplara, ne derece uyuyor onun gözetlemesini yapıyor.
Konuyu sanırım bu örnekle, daha iyi anladık. Şimdi de gelelim, Peygamberimizin, nasıl hesaba çekilip, bizlere nasıl şahit olacağı konusuna. Örnekten yola çıkarak, Allah ın elçisine şöyle bir soru soracağını söylememiz yanlış olmasa gerek. “ EY RESULÜM, SENMİ SÖYLEDİN KULLARIMA, YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ DİYE. BANA KUR’AN IN MİSLİ KADAR HÜKÜM VERME YETKİSİ VERİLDİ. KUR’AN ÖZET BİLGİDİR, HERŞEY KUR'AN DA YOKTUR. ONUN İÇİNDE SİZLER, KUR’AN VE BENİM HADİSLERİM, SÜNNETİMLE İSLAM I YAŞAYACAKSINIZ DEDİN Mİ?”
Ne dersiniz, Allah ın elçisi, O örnek peygamberimiz mahşer günü, Allah böyle bir soru sorarsa, bizlere şahitlik yaparken, Allah ın bu sorusu karşısında, acaba nasıl bir cevap verecek olabilir? Aslında vereceği cevap zaten Kur’an da var. Ama gözler perdeli, gönüller mühürlenmiş ise, tüm bu gerçekleri görmemizde mümkün olmuyor.
Allah ın elçisinin vereceği cevap, Kur’an ın verdiği bilgilere göre şöyle olacaktır: “EY RABBİM SEN BANA, SANA İNDİRDİĞİMİ KULLARIMA TEBLİĞ ET DEDİN. HATTA HAKKA SURESİ 44–45–46–47. AYETLERİNDE SEN, BEN İNDİRMEDİĞİN HALDE, BUNLARDA ALLAH KATINDANDIR DEMİŞ OLSAYDIN, SENİN CANINI ALIRDIM DEDİĞİN HALDE, BEN NASIL OLURDA, SENİN İNDİRDİĞİN KUR’AN A İALVELER YAPARDA, BUNLARI SÖYLERİM. HEM BEN BUNLARI SÖYLEMİŞ OLSAYDIM, SEN BUNLARI BİLİRDİN. RABBİM BEN, ÜMMETİMİ SORUMLU TUTACAĞINA HÜKMETTİĞİN KUR’AN IN DIŞINDAN ASLA HİÇ BİR ŞEY, ALLAH KATINDAN DIR DİYE TEBLİĞ ETMEDİM.”
Değerli din kardeşlerim. Hesabın görüleceği O çetin gün, Allah ın elçisi, Örnek insan Hz. Muhammed, bizlere tebliğ ettiği ayetler konusunda sorgulanacak ve bizlere şahitlik yapacak. Lütfen aklımızı başımıza toplayalım ve Allah ın Kur’an da hükmetmediği hiçbir sözü, bunlarda Allah katındandır diyenlere inanmayalım. Bu yanlışı yapmaya devam edersek, Peygamberimizin sorguya çekildiği şahitliği anında, inanın çok üzülen ve kaçacak delik arayanların safında oluruz.
Dilerim hesabın verileceği O çetin gün, yüzleri gülen, Allah ın elçisinin de yüzünü güldüren, azınlık Allah ın halis kullarından oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK