KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
MÜBAREK RAMAZAN AYINI, GEREĞİ GİBİ YAŞAYABİLMEK.
Bereketli ve sağlıklı bir Ramazan ayı geçirmemizi cümlemize Allah nasip etsin inşallah. Bizlere ve bizden önceki toplumlara, oruç tutmamızı özellikle Allah emrettiğini Kur'an'da bildiriyor. Peki neden? İşte önce bu sorunun doğru cevabını mutlaka bulmalıyız ki, orucun faziletlerinden gereği gibi faydalanabilelim. Yoksa Allah bizlerin gün içinde aç, susuz kalmasını istemez ve buna Allah’ın ihtiyacı ‘da yoktur.  Allah Kur’an da indirdiği ayetlerin üzerinde, bizlerin özellikle düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı ister. Eğer Allah'ın emirlerini, düşünmeden yerine getirirsek, ayetlerin bizlere vermek istediklerinden, gereği gibi faydalanamayız. Çünkü akıl devre dışı bırakıldığında, inancımızı da güçlü ve doğru yaşayamayız. Onun içindir ki Kur’an'ın onlarca ayetinde, Allah bizleri düşünmeye davet eder. Allah bizlerin, sırf kendisi için aç kalmamızı istemeyeceğine göre, demek ki bu bedenin, ruhun ve nefsin oruca ihtiyacı var demektir. Oruç tutan sıhhat bulur, bunu Kur'an'dan öğreniyoruz. Tutmayan, orucun faydalarından mahrum kalır.
 
Oruç Allah'ın bizlere emanet ettiği, bedenimizin dinlenmeye alındığı, ruhumuzun ve nefsimizin de terbiye edildiği aydır. RAMAZAN AYININ EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİDE, KUR'AN'IN İNDİRİLMEYE BAŞLANDIĞI AYDIR. On bir ay bizlere hizmet eden, bedenimiz ve onun çalışan organlarının oruç ayında, bakıma alındığı, tabiri caizse bedenin ve organlarının yavaşlatılmış bir çalışmaya girdiği aydır. Tıpkı fabrikaların bakıma alınması gibi. Elbette bu ayda, yalnız bedenimiz ve organlarımız değil, ruhumuzun ve nefsimizin de, çok önemli bir eğitimden geçtiği aydır. Bu ayın önemini idrak edip, nefsine akılla hükmederek, gereği gibi bu aydan faydalananlara ne mutlu. Ömrünün geri kalan zamanı içinde, daha sağlıklı ve mutlu yaşamak isteyen, Ramazan ayını iyi bir şekilde değerlendirir. HEM KUR'AN HEMDE ORUÇLA. Bakın Allah oruç ile ilgili bizlere ne söylüyor?
 
Bakara 183: EY İMAN EDENLER! ORUÇ SİZDEN ÖNCE GELİP GEÇMİŞ ÜMMETLERE FARZ KILINDIĞI GİBİ, SİZE DE FARZ KILINDI. UMULUR Kİ KORUNURSUNUZ.
 
Demek ki Allah orucu tüm kullarına, korunmaları sağlığa kavuşmaları adına emretmiş. Bizlerin üzerinde dikkatle düşünmesi gereken, orucun bizleri koruyucu, sağlık etkisini, doğru anlamak ve böylece Orucun değerini, gereği gibi bilmek olmalıdır. Allah bizlerin aç kalmasını değil, sağlıklı olmamızı istiyor oruç tutarak. Peki, oruca ne zaman başlamamızı ve ne zaman bitirmemizi emrediyor Kur'an, gelin ona bakalım. Bakara suresi 187. ayetinde bakın nasıl tarif ediyor, herkesin anlayacağı bir şekilde oruca başlanacak vakti.
 
"TAN YERİNİN BEYAZ İPLİĞİ, SİYAH İPLİĞİNDEN SİZCE SEÇİLİNCEYE KADAR YİYİN İÇİN; SONRA DA ORUCU GECE OLUNCAYA DEĞİN TAMAMLAYIN.
 
Allah o kadar basit ve açık bir şekilde izah ediyor ki oruca başlama anını, anlamadım demek hiç mümkün değil. Peki, bizler Allah'ın emrettiği vakitte mi başlıyoruz orucumuza? Tabi ki Kur’an ile bağımızı koparıp, Allah ile aramıza girenler, bizleri bu konuda da yanıltmaktan ve istedikleri gibi yönetmekten çekinmiyorlar. İlginçtir Ramazan dan önce okunan sabak ezanı, ramazanın başlangıcı ile daha geriye çekilir ve sabah ezanı okunduğunda, Oruca başlamalısınız diyede özellikle anlatılır. Halbuki ezanın okunduğu vakit ne sabah namazının kılınma vaktidir, nede oruca başlama vaktidir. Topluma şunu nedense söylemezler, bizim erken ezanı okumamızın nedeni, camide namaz kılmak isteyenleri erken uykularından kaldırıp, sabah namazına yetişmeleri içindir demezler. Çünkü sabah namazına camiye gidenler bilir, ezan okununca sabah namazının farzı kılınmaz, günün aydınlamaya başladığı fecr vakti beklenir. Oruca başlama vaktide farklı değildir. Günün yavaş yavaş aydınlanmaya başladığı, siyah iplikle beyaz ipliğin fark edilme anıdır. 
 
Toplumu erken ezanın okunmasıyla oruca başlatanlar ve bunu topluma izah etmeyenler,  Allah'ın oruca başlama vaktini tarif ettiği zamandan, çok önce oruca başlatanlar, şunu sakın unutmasınlar, bunun büyük vebali vardır. Lütfen sahura kalktığınızda, havanın durumunu kendiniz kontrol ediniz. Allah'ın oruca başlamak için tarif ettiği vakit, yavaş yavaş günün ağarmasına hazırlandığı bir andır. Tekrar ediyorum tıpkı sabah namazını tarif ettiği, Fecr vaktinde olduğu gibi. Oruca başlama vakti, ezanın okunması ile değil, Allah'ın tarif ettiği tan yerinin ağarmasına çok yakın olan, ALLAH IN TARİF ETTİĞİ VAKTE GİRİLMESİ İLE BAŞLAR. 
 
Bizler din ve iman adına her konuda yaptığımız gibi, bu konuda da birilerinin güdümünde düşünmeden yaşıyoruz. Kur'an'a danışmadan araştırmadan, sorgulamadan yaşıyoruz imanımızı. Bir başka deyişle, İMTİHANIMIZI BAŞKALARINA EMANET ETMİŞ, YAŞAYIP GİDİYORUZ. Şunu sakın unutmayalım. Din ve imanımızı yaşamak şakaya gelmez. EĞER BİZLER BU DÜNYADA İMTİHANIMIZI YAŞIYORSAK, BU İMTİHANIMIZI BAŞKALARINA HAVALE EDEMEYECEĞİMİZİN DE ARTIK BİLİNCİNDE OLMALIYIZ.
 
Dilerim tüm Ramazan ayları, ülkemize ve tüm İslam âlemine sağlık, mutluluk ve huzur getirsin. Yine dilerim toplum olarak, Kur’an gerçekleri ile yüzleşen, sorgusuzca değil, din adına söylenenleri Kur’an ile sorgulayarak, onun nuruyla nurlanma çabasını gösteren, Rabbin halis kullarından oluruz. UNUTMAYALIM RAMAZAN AYI KUR'AN AYIDIR. ÖZELLİKLE BU AYDA, ALLAH'IN KUR'AN'DAKİ MESAJLARINI, ARACISIZ ANLADIĞIMIZ DİLDEN, ÜZERİNDE DÜŞÜNEREK ALMANIN ÇABASI İÇİNDE OLALIM.
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK