Allah tüm Elçileriyle gönderdiği dinin adının, İSLAM olduğunu söyler. Kur’an, Allah indinde tek din İslam dır diye bizlere açıklama yapar. Çünkü bu kelimenin anlamı teslimiyet ve Allah'a itaat anlamındadır. Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman ismi ise, Elçilere inanan toplumlara verilen isimlerdir, dinin adı değildir. En son Allah'ın şeriatıda, Allah'ın Elçisi Hz. Muhammed'e indirilen Kur'an şeriatıdır. İslam dininde Kur'an, ruhban sınıfı yok der, ama bu ne yazık ki lafta kalmıştır. Bizler diğer Ehli kitabı aratmayacak bir ruhban sınıfını, mezhepler edindiğimiz veliler, şeyhler gavs adını verdiğimiz kişiler yoluyla kurduk, ama bunu itiraf edemiyoruz. Allah'ın bizlerden istediği şu üç şey, tüm inançların, gönderilen tüm kitapların ortak noktasıdır ki, bunu gerçekleştiren Allah katında mükâfatlandırılacaktır der Kur’an.
1. ALLAH'IN BİRLİĞİNE İMAN ETMEK VE ONA EŞ KOŞMAMAK. 2. AHİ RET GÜNÜNE İNANMAK VE İMAN ETMEK. 3. İYİ AMELLER İŞLEYİP, HAYRA VE BARIŞA YÖNELİK İŞLER YAPMAK. Allah bizleri yaratmasının nedeni olarakda, imtihan olduğumuzu söyler ama bakın asıl amacı nasıl açıklar.
Mülk 2: O, HANGİNİZİN DAHA GÜZEL İŞ YAPACAĞINIZI DENEMEK İÇİN ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayandır.
Bizler ne yazık ki bu gerçeklerden uzak, öyle bir inanç yarattık ki kendimize tüm Ehli kitap olarak, Allah'ın bizleri yönlendirmek istediği amaçtan uzak, birbirimizi suçlarcasına düşman olduk. Allah dinde sakın bölünmeyin diye uyardığı halde bölündük ve bölünmekte bereket ve zenginlik var bile diyebildik. Çünkü Allah'ın koyduğu kuralları görmezden gelip, dinde kendi kurallarımızı yarattık. Yani Tüm Ehli kitap olarak kendimizi haklı çıkardık ama Allah'ın has, katıksız dini olan İSLAM'DAN uzaklaştık. Hepimiz aynı hataları yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Hâlbuki Allah tüm Ehli kitaba hitaben, bakın ne kadar güzel açıklama yapıyor Kur’an'da.
Bakara 62: Kesinlikle, iman edenlerden (Müslümanlardan), Yahudi olanlardan, Hıristiyanlardan ve Sâbiîlerden kim ALLAH'A VE ÂHİRET GÜNÜNE İNANIP İYİ AMELDE BULUNURSA, RABBLERİ KATINDA ONLARIN ÖDÜLÜ VARDIR. Onlara bir korku yoktur ve onlar kederlenmeyeceklerdir.
Maide 69: İman edenlerle YAHUDİLER, HIRİSTİYANLAR VE SÂBİÎLERDEN ALLAH'A VE ÂHİRET GÜNÜNE İNANIP İYİ AMEL İŞLEYENLER ÜZERİNE ASLA KORKU YOKTUR, onlar üzülecek de değillerdir.
Hac 17: İman edenler, Yahudiler, Sâbiîler, Hıristiyanlar, Mecusîler ve ŞİRKE SAPANLAR ARASINDA ALLAH, KIYAMET GÜNÜ AYRIM YAPACAKTIR. Allah, her şey üzerine Şahit’tir, tanıktır.
Ayete dikkat ederseniz, hesap günü Allah yapılanlara bakacağını, gönderdiğim rehberlere kimler uyup, benim birliğime inanıp, ahiret gününde hesap vereceğini bilerek imtihanını yaşayıp, iyi amel işleyen, hayırda ve barışta yarışan, benden mükâfatını alacaktır diyor Rabbimiz. Dikkatimizi çeken konu ise, hükümlerimin dışına çıkan, yani şirke sapanların ayrılacağını ve cezalandırılacağını söylemesidir. Peki, günümüzde bu gerçekler üzerinde durulup topluma böylemi anlatılıyor. Elbette hayır, herkes kendisini temize çıkartıp, karşısındaki inançları, şeriatları suçlayarak, kendilerinin Allah'ın sevgili kulları olduğunu söylüyorlar ve cennete bizler gireceğiz diyebiliyorlar. Ne yazık ki bütün Ehli kitap, buna biz Müslümanlarda dahiliz, bunu karşısındaki topluma söylüyor. GEÇMİŞTE DE BUGÜNDE, AYNI YANLIŞ DEVAM EDİP GİDİYOR.
Maide 18: YAHUDİLER VE HIRİSTİYANLAR, “BİZ ALLAH'IN OĞULLARI VE SEVGİLİLERİYİZ” DEDİLER. DE Kİ: “ÖYLE İSE GÜNAHLARINIZDAN DOLAYI SİZE NİÇİN AZAP EDİYOR? Doğrusu siz de O'nun yarattığı insanlardansınız. O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Göklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa, mülkiyeti Allah'a aittir. Sonunda dönüş de ancak O'nadır.”
Ayette Yahudi ve Hıristiyanların, kendi yaptıkları yanlışları görmezden gelerek, Allah'ın bizlerden istediklerinden çok uzak yaratılan bir inancın sonucu olarak, kendilerini temize çıkarmaya çalışmaları anlatılıyor. Tabi Allah'ın bu sözlere verdiği cevap, dikkatle düşünülmelidir. Yine Allah bir başka ayetinde, Ehli kitabın kendi kuruntularına, verdiği cevap daha da düşündürücüdür.
Bakara 111: Dediler ki: 'Yahudi veya Hıristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak cennete giremez.' BU, ONLARIN KENDİ KURUNTULARIDIR. De ki: 'Eğer doğru sözlüyseniz, kesin kanıtınızı getirin.
Bu ayete lütfen kulak verelim ki, aynı hataya bizlerde düşmeyelim. Allah bu ayetin devamında, konuya açıklık getiriyor ve bakın neler diyor.
Bakara 112: BİLAKİS, KİM İYİLİK YAPARAK BÜTÜN BENLİĞİNİ ALLAH'A TESLİM EDERSE, ONUN ÖDÜLÜ RABBİNİN KATINDADIR. Öyleleri için ne bir korku vardır ne de üzüntü çekerler.
Bakara 113: YAHUDİLER “HIRİSTİYANLARIN HİÇBİR TUTAR TARAFI YOKTUR” DEDİLER. HIRİSTİYANLAR DA “YAHUDİLERİN HİÇBİR TUTAR TARAFI YOKTUR” DEDİLER. HÂLBUKİ HEPSİ KİTABI OKUYORLAR. Bilmeyenler de tıpkı onların söylediklerini söylediler. Allah, ihtilafa düştükleri hususlarda, kıyamet günü onlar hakkında hükmünü verecektir.
Allah çok güzel açıklama yapıyor ve diyor ki, sizler kendi nefsinizde birbirinizi boşuna suçluyorsunuz. Bu sözlerinizin doğruluğunu, kıyamet günü göreceksiniz. Bakara 111. ayetin sonunda Allah, eğer doğru söylüyorsanız, kesin kanıtını getirin diyor. Sizlere sormak isterim, bugün tüm Ehli kitap bizlerde dahil birbirimizi aynı şekilde suçlamıyor muyuz? Bu söylediklerimizin gerçek kanıtı nerede? ELBETTE KENDİ YARATTIĞIMIZ, BEŞERİ VE HURAFE, SANI İNANÇLARIMIZDA VAR. Allah'ın gönderdiği kitapları kanıt olarak sunan, ne yazık ki yok. Buna biz Müslümanlarda dahiliz. Allah bu sözleri söyleyen bizlere, Kur’an'da çok dikkat çekici uyarıları da var. Onlara da bakalım ki, dersimizi alalım.
Bakara 135: "Yahudi yahut Hıristiyan olun ki doğruya kılavuzlanasınız." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil. ŞİRK VE YOZLAŞMADAN UZAK BİR BİÇİMDE, İBRAHİM MİLLETİNDEN OLALIM. O, şirke bulaşanlardan değildi.
Ankebut 46: İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap EHLİYLE EN GÜZEL OLAN BİR TARZIN DIŞINDA MÜCADELE ETMEYİN. Ve deyin ki: 'BİZE VE SİZE İNDİRİLENE İMAN ETTİK; BİZİM İLAHIMIZ DA, SİZİN İLAHINIZ DA BİRDİR VE BİZ O'NA TESLİM OLMUŞUZ.
Ali İmran 64: De ki: “EY KİTAP EHLİ! BİZİMLE SİZİN ARANIZDA ORTAK BİR SÖZE GELİN: YALNIZ ALLAH’A İBADET EDELİM. O’NA HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYALIM. Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin.” Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahit olun, biz Müslümanlarız.
Lütfen bakar mısınız, Rabbimiz ne söylemesini istiyor elçisinin? Peki bizler bu ayetleri duyuyor ve bu doğrultusunda mı çaba gösteriyoruz? Yahudi ve Hıristiyanlar Müslümanlara, Yahudi ve Hıristiyan olunki, doğruya kılavuzlanasınız diyenlere, Allah çok güzel cevap veriyor ve diyor ki; Hayır öyle değil, şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde İbrahim'in yolunu izleyin. ALLAH BU AYETİNDE ASLINDA, YOK BİRBİRİNİZDEN FARKINIZ, HEPİNİZ İBRAHİM'İN DİNİNDENSİNİZ, ONUN İÇİN BIRAKIN BİRBİRİNİZE KARŞI TAVIR ALMAYI, DÜŞMAN OLMAYI, İSTEDİĞİM GİBİ SİZLERE VAHYETTİĞİM DOĞRULTUDA, YOL ALAN KULLARIM OLUN DİYOR. Diğer ayette de aynı konuya, çok daha açıklık getiriyor ve tüm Ehli kitaptan bahsederek, içlerinden zulmedenler hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel bir şekilde geçinin, birbirinize düşman olmayın diyor. Ayetin devamında birbirimize söylememizi istediği o gerçeği lütfen görelim, duyalım ve birbirimize söyleyelim ve diyelim ki; "BİZE VE SİZE İNDİRİLENE İMAN ETTİK; BİZİM İLAHIMIZ DA, SİZİN İLAHINIZ DA BİRDİR VE BİZ O'NA TESLİM OLMUŞUZ."
Ali İmran 64. ayetinde de yine, Kitap Ehliyle aramıza duvarlar örmeden, onlarla ortak noktalarımızda buluşmamızı, böylece bir birimize daha fazla yardımcı olacağımızı, yanlışlarımızı düzeltebileceğimizi anlatıyor Allah bizlere. Böyle davranmadığımız taktirde, onlara Allah ın en son şeriatı Kur'an ı nasıl anlatırız ve tebliğ ederiz? Lütfen Allah ın bu ayetteki tavsiye ve uyarısını unutmayalım ve tekrar hatırlatmak istiyorum. Bakın Allah onlara ne söylememizi istiyor. "EY KİTAP EHLİ! BİZİMLE SİZİN ARANIZDA ORTAK BİR SÖZE GELİN: YALNIZ ALLAH’A İBADET EDELİM. O’NA HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYALIM." Sizce bizler, Allah'ın bu uyarısı ışığında mı hareket ediyoruz? Hiç samıyorum.
Tam tersine, geçmiş Ehli kitabın yaptığını biz Müslümanlarda yapıyoruz ve diyoruz ki, MÜSLÜMAN OLMAYAN CENNETE GİREMEZ. Bunu söylediğimiz andan itibaren, diğer Ehli kitapla aramıza yüksek bir duvar örmüş oluyoruz. Tıpkı onların bizlerle arasına ördükleri duvar gibi. Daha önce, Yahudi ve Hıristiyanların birbirlerine yaptıkları gibi. Böyle yaparsak Müslümanlığı, diğer toplumlara nasıl anlatırız? Allah'ın Elçisi Ehli kitaba, böylemi davranmıştır?Allah ne diyordu elçisine Ali İmran 159. ayetinde;
"ALLAH'TAN BİR RAHMET DOLAYISIYLA, ONLARA YUMUŞAK DAVRANDIN. EĞER KABA, KATI YÜREKLİ OLSAYDIN ONLAR ÇEVRENDEN DAĞILIR GİDERLERDİ."
Eğer bizler, Allah'ın Resulünü örnek aldığımızı söylüyorsak, onun insanlara nasıl davrandığını, Onun adalet ve sevgi anlayışını önce örnek almalı ve öğrenmeliyiz. Allah'ın Resulünün yaptığı gibi Ehli kitaba DİKKATLE, ama sevgiyle yaklaşarak, Allah'ın gerçeklerini anlatmalıyız. Aldanmadan ve aldatmadan, Allah'ın ayetlerini tebliğ etmeliyiz. Bizleri uzaktan tanıyan ama yanlış tanıyanlara, gerçek Müslümanın yüzünü davranışlarımızla göstermeliyiz. Kur'an daki gerçek Müslümanlığı anlatmanın yolunu mutlaka bulmalıyız. Bugün ne yazık ki bunu yapamadığımız için, Müslümanlık yanlış anlaşılıyor. GERÇEK İSLAM YANİ, KUR'AN İLE EHLİ KİTABI MUTLAKA BULUŞTURMALIYIZ. TABİ BUNU YAPABİLMEK İÇİN, ÖNCE BİZLER BATIL VE HURAFEDEN UZAK, KUR'AN İLE BULUŞARAK, ÖRNEK BİR MÜSLÜMAN OLMALIYIZ.
Müslüman olduğunu söyleyip adı Müslüman kalan, Allah'ın istediği koşulları hayatına geçiremeyen, dini kendi çıkarlarına kullanan, ibadeti gösteriş için yapan, toplumu Allah ile aldatarak, Kur’an'ın sınırlarını tanımadan, kendi ellerimizle yarattığımız bir İslam'ı yaşayan bir insan, nasıl olurda cennete gideceğini zanneder? Cennete girmenin, Allah'ın sevgili kulu olmanın şartları, çok açıktır Kur’an'da. Bu şartları yerine getiren, Allah'ın sevgisini, şefkatini kazanır. Kendisini temize çıkartıp, karşısındakini suçlayanlar, yaptıkları hatayı, mahşer günü elbette fark edeceklerdir. Maide 18. ayette Yahudi ve Hıristiyanların, biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriz diyenlere, Allah'ın verdiği cevaptan, bugün bizler ders almasını bilmeliyiz. Ne diyordu bu sözleri söyleyenlere Yaradan?
"DE Kİ: “ÖYLE İSE GÜNAHLARINIZDAN DOLAYI SİZE NİÇİN AZAP EDİYOR."
ALLAH'IN BU CEVABINI, LÜTFEN BUGÜN BİZ MÜSLÜMANLAR KENDİMİZE SORMALIYIZ VE ÜZERİMİZE ALINMALIYIZ. MADEM BİZLER MÜSLÜMANIZ VE ALLAH'IN SEVGİLİ KULLARIYIZ, ACABA BU DÜNYADA MÜSLÜMAN TOPLUMLAR, NEDEN BİRLİK VE BÜTÜNLÜKTEN UZAK, BİR BİRİNE DÜŞMAN, ADALETTEN UZAK YOKLUK VE ACI İLE YÜZYÜZE YAŞIYOR. DÜNYA ÜZERİNDE SAVAŞ, ACI VE KEDER BU TOPLUMDA NEDEN EKSİK OLMUYOR? BU SORUNUN CEVABINI MUTLAKA BULMALIYIZ. YOKSA KENDİMİZİ ALDATMAYA DEVAM EDERİZ.
LÜTFEN CENNETİ GARANTİLEMİŞ ROLÜNÜ ARTIK BIRAKALIM. Allah'ın istediği doğruda, ona şirk koşmayan yalnız Allah'dan yardım dileyen güzellikte, hayırda yarışan, Allah'ın sevgili kulu olmanın çabası içinde olalım. Dilerim Yüce Rabbimizden, hiç kimseyi suçlamadan, elde Kur’an Allah'ın gerçeklerini arayan, Rabbin halis kullarından oluruz. Ankebut 46 ve Ali İmran 64. ayetlerde, Allah'ın uyarılarını tekrar hatırlayalım. Allah biz Müslümanların, bakın Ehli kitaba nasıl hitap etmesini istiyor.
"BİZE VE SİZE İNDİRİLENE İMAN ETTİK; BİZİM İLAHIMIZ DA, SİZİN İLAHINIZ DA BİRDİR VE BİZ O'NA TESLİM OLMUŞUZ."
“EY KİTAP EHLİ! BİZİMLE SİZİN ARANIZDA ORTAK BİR SÖZE GELİN. YALNIZ ALLAH’A İBADET EDELİM. O’NA HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYALIM."
Saygılarımla
haluk GÜMÜŞTABAK