ALLAH KUR'AN DA, YERİNE GETİRMEMİZİ EMRETTİĞİ İBADETLERİN DETAYINI, VERMEMİŞ OLABİLİR Mİ?
Bizler Kur’an dan o kadar uzaklaştık ki, yalnız Kur’an ile hiçbir şey yapamayacağımıza, inancımızı yaşayamayacağımıza iyice kanaat getirdik, inandırıldık. Onun içinde ne söylenirse söylensin, ayetleri bile delil gösterseler, hiç kimseyi dinlemiyoruz. Sizce Allah sizin bütün şan ve şerefiniz Kur’an dadır, orada hiçbir eksik bırakmadık, anlayasınız diye yemin olsun ki kolaylaştırdık, hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız onun için Kur’an ın ipine sarılın, sakın veliler edinip ardı sıra gitmeyin, güvenilecek veliniz yalnız benim dedikten sonra, son noktayı koyarak Allah, SİZLERİ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM diye hüküm verip, sizce Kur’an da Allah ın yerine getirmemizi emrettiği konular, örneğin namaz kılın, oruç tutun, zekat verin, Hacca gidin emirlerinin gerekli, yeterli açıklamasını yapmayıp, detay vermemiş olabilir mi? Bu bilgileri Allah, en emin Allah ın korumasındaki Kur’an da yazmayıp, bizlerin emin olamayacağımız rivayet kaynaklardan öğrenmemizi ister mi? Zerre kadar düşünen bir insan için, bu sorunun cevabı çok açık ama düşünmeyi başkalarına bırakanlar, ne yazık ki aklın, mantığın ve Kur’an ın kabul etmediği şeylere inanıyorlar.
Eğer bu bahsettiklerinizin detayını Kur’an vermemiştir diyorsanız, aslında şunu söylemiş oluyorsunuz Allah a. “ALLAH IM EMİR VERMİŞSİN, SORUMLUDA TUTMUŞSUN BİZLERİ AMA GEREKEN BİLGİLERİ, DETAYI KUR’AN DA VERMEMİŞSİN. BU ADALETSİZLİK DEĞİL Mİ? İYİ Kİ PEYGAMBERİMİZİN HADİSLERİ VAR. YOKSA NE NAMAZ KILABİLİRDİK, NE ORUÇ TUTABİLİR, ZEKÂT VEREBİLİR, NEDE HAC CA GİDEBİLİRDİK.” Ne dediğimizin farkında mıyız? Sizce Allah sorumlu tutacağına hükmettiği konuları, gerektiği kadarıyla açıklamamış olması mümkün mü? Böyle bir adaletsizliği, nasıl olurda Allah a nispet ederiz.
Allah yemin ederek kolaylaştırdığı Kur’an ı, yani içindeki tüm hükümleri, bizler çok basit ve kolay görmüşüz. Örneğin abdest almayı Allah açıkça tarif etmiş bizlere ama yeterli gelmemiş, sanki eksik tamamlar gibi ilaveler yapmışız. Bu yetmemiş yapılan ilaveleri, daha iyi daha doğru kabul etmişiz. Cünüp olduğunuzda tertemiz yıkanın demiş, ama bizlere bu açıklama da çok basit gelmiş ve ne demişiz? “YIKANMAYA NEREDEN BAŞLAYACAĞIZ, BAKIN BUNUN DETAY BİLE YOK KUR’AN DA.” Mezhepler ve FIKIH ulemaları kendi düşünceleri doğrultusunda dine ilaveler yapmış, işin kötüsü bu ilaveleri Kur’an da göremediğimizde ise söylediklerimiz, hem Allah a hem de kitabına yapılabilecek en büyük saygısızlık, bunlar olmasaydı namazımızı kılamazdık, orucumuzu tutamazdık zekât verip, Hacca bile gidemezdik olmuş. Bu nasıl bir akıl tutulması, anlamak mümkün değil. ÜZÜCÜ OLAN RİVAYETLER VE FIKIH İNANCI NE YAZIK Kİ KUR’AN IN ÖNÜNE GEÇMİŞ. BAŞVURULAN KİTAP OLMAKTAN ÇIKMIŞ KUR'AN, YÜKSEK BİR YERE ASARAK, ONA ÖYLE SAYGI GÖSTERİYORUZ. Tabi sonucunu da İslam toplumları görüyor acı, keder, savaş, düşmanlık.
Namaz konusunda Allah ın bahsettiklerinin dışında, dine yapılan ilaveleri öyle kabullenmişiz ki, artık onlar olmazsa olmaz haline dönüşmüş. Bizler Salâtın/namazın ne anlamlara geldiğini doğru anlayamadığımız içinde, görünüşe aldanmışız. SALÂT Kur’an da üç anlamda geçer, bunların ne anlama geldiği de zaten ayette hemen anlaşılır. Birincisi dua anlamındadır ki, yalnız Allah a dua edeceğimizi, yalnız Allah dan yardım isteyeceğimiz konusunda, Allah ın birçok uyarılarını görürüz. Salâtın bir başka anlamı da destek olmaktır ki, her Müslüman din kardeşine, komşusuna, akrabasına destek olmalı ve yardım etmelidir mantığını bizlere ayetlerle Allah anlatır. Cuma salâtı toplu namaz aslında bu amaçlıdır ama buraya Allah kadın erkek gelmemizi istediği halde, bizler yalnız erkelere farz demiş çıkmışız. Öyle olunca da Cuma toplu namaz amacından saptırılmış. Salâtın bir başka anlamı da, günümüzde Farsçadan namaz diye çevrilen ve Allah ayetlerinde bunun şekilsel tarifini de yaptığı, Allah a saygımızı, hürmetimizi ve isteklerimizi sunduğumuz bir ibadettir ki, onu da tarif eder ve Allah ın huzurunda kıyam edin, rükû edin ve secde edin bilgilerini vermiştir.
Kur’an ı yetersiz gören, yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyen zihniyet, atalarının rivayet inançlarını yaşayabilmek adına Kur’an ı feda edenler, ne yazık ki bu konuda hemen şöyle bir savunmaya geçiyorlar. İyide namaza nasıl başlayacağız, kaç rekât kılacağız, hangi duaları okuyacağız, namaz biterken ne yapacağız, hani bunlar Kur’an da yok diyerek, Allah ın bizleri sorumlu tuttuğu, eşi benzeri olmadığını bizzat bizlere söylediği kitabına karşı eksik bulma tavrımız, saygısızlığın en büyüğüdür. Allah verdiği detayın dışında huzuruna dururken ilave şeyler koymadıysa, sizce bunlardan hesap sorar mı? Namazın zor durumumuzda bir rekât olduğu örneğini verip, normal zamanda serbest bırakıp sınır koymadıysa Allah, sizce bunu bir eksiklik olarak nasıl kabul ederiz. Allah ın rekât sayısından bahsetmeyip serbest bırakması, sizce eksiklik mi yoksa Allah ın kullarına kolaylığı mı? Namazda neler okuyacağımız konusunu bizlere bıraktıysa, namazı şekillendirenlerin söylediği gibi, böyle ya da şöyle kılacaksınız diyenlerin söylemlerinden, sizce Allah sorumlu tutar mı bizleri?
Önce bizler salatın/namazın ne olduğunu doğru anlamalıyız. Namaz Allah ile kulunun bir olduğu andır. Ona saygısını sevgisini gösterdiği, ondan yardım dilediği zamandır. Lütfen Allah ın şekillendirmediği şeyleri, namazın ya da dinin asli unsuru yapmayalım, Rabbimize saygısızlık yapmış oluruz. Kur’an ı dikkatle düşünerek okuyan, Allah ın huzurunda namaza nasıl duracağını çok iyi bilir. Namaza yapılan ilaveleri elbette yapmamızda sorun yoktur, ama bunlar olmasaydı namaz kabul olmazdı demek hataların, Allah a karşı saygısızlığın en büyüğüdür. Şöyle düşünün, bir yazar herhangi kir konuda toplumun bilgilendirilmesi adına bir kitap yazıyor. Okuyucuları kitabı tenkit ederek, sizin yazdığınız kitaptan bahsettiğiniz konuyu anlamak çok zor, bilmem kimin yazdığı, açıkladığı, detay verdiği kitap olmasaydı, sizin kitabınızı asla anlayamazdık demiş olsa bir okur, o kitabın yazarı şunu düşünürdü. “DEMEK Kİ KİTABIMI YAZARKEN, BAŞARILI OLAMAMIŞIM” Ne dersiniz, hala Allah ın eşi benzeri olmayan kitabına karşı, Kur’an özet bilgi verir detay yoktur onu herkes anlayamaz, Kur’an ı açıklayan ve anlaşılır hale getiren peygamberimizin hadisleridir, hadisler olmasaydı Kur’an kapalı kalırdı, demeye devam edecek miyiz? Karar sizin. Unutmayalım hesap günü, çok uzak değil.
Allah oruç konusunda, çok basit izah yaparak gereken detayları veriyor ve diyor ki, beyaz iplikle siyah iplik fark edilmeye başladığında yemeyi, içmeyi ve cinsel ilişkiyi kesin, taki akşam vaktine kadar. Tutamadığınızda daha sonrada tutabilirsiniz bilgisini verdiği gibi, hiç tutamayanlar içinde fidye verebilecekleri kolaylığını getiriyor. Allah daha ne söylesin? Zekât, sadaka hayır konusunda çok basit bilgi veriyor ve imtihan olmanın gereği vereceklerimizin miktarını bizlere bırakarak, zekâtın bizler için arınma günahlardan kurtulma yolu olduğunu anlatarak, Bakara 219. ayette ne diyordu hatırlayalım.
“Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki:“İHTİYAÇTAN ARTA KALANI.” Allah, size ayetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.”
Allah özellikle şu kadar zekât vereceksiniz demiyor ve bizleri imtihan ediyor, nefsimizle baş başa bırakıyor. Ama mezheplerin fıkıh inancı, Allah ın açıklamalarından hâşâ memnun olmamış, açıklamalar yeterli görülmemiş eksikmiş gibi kendilerince oranlar koymaktan çekinmiyorlar. Ondan sonrada zekâtımızı ne kadar vereceğiz o bile yazmıyor Kur’an da demekten korkmuyoruz. Hac konusunda da Allah ın Kur’an da yaptığı açıklamalar yeterli görülmediği için, mezheplerin FIKIH inancı buna da el atmış, Allah ın haram aylarda Hac yapabilirsiniz diye izin verdiği halde, Haccı yılda birkaç güne indirerek, her konuda yapılan zorlaştırmaları bu konuda da yapmışlarıdır. Kur’an ı dikkatle ve art niyetsiz okuyan herkes, hac konusunda Kur’an dan tüm bilgileri alacaktır.
Tekrar hatırlatmak isterim, Allah Kur’an sizlerin şan ve şerefinizdir, yalnız Kur’an ın ipine sarılın, biz Kur’an da hiç bir eksik bırakmadık. Her şeyden nice örnekleri verdik ki anlayasınız diyor da, bizleri Kur’an dan hesaba çekeceğine hükmediyorsa, lütfen beşeri uydurmalara, rivayetlere, sanı bilgilere değil, Allah ın nuru Kur’an a kulak verelim. Bunun tersini yapan, Kur’an a kulak vermesi gerekirken, emin olamayacağı sözlerin ardına düşenlere hatırlatmak isterim. ALLAH SÖZÜNDE DURANDIR. BİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORSA, BU KİTAPTA BİZLER ADINA HİÇ BİR BİLGİ DETAY EKSİK OLAMAZ, LÜTFEN BU ALDATMACANIN ARTIK FARKINDA OLALIM. Bu gerçeği mahşer günü fark edenler, geri dönüşü olmayan yola girdiğinde, acıların en büyüğünü yaşayacaklarını asla unutmamalıdırlar.
ALLAH IN KİTABINI YETERLİ GÖRMEYENLER, ALLAH I DİN ADINA MUHATAP ALMAYANLARDIR.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/