İslam dininin akıl dini olup olmadığını, eğer bizler hala tartışıyorsak, inanın bizlerin Kur’an ile bağı tamamen kesilmiş demektir. Aklı ve düşünmeyi onaylamayan bir inancın, ayakta kalabileceğine nasıl inanırız. Kur’an aklıyla yaşayan, aklıyla her türlü medeniyeti kuran bir topluma indirildiyse, nasıl olurda Kur’an'ın her konuda akla hitap etmediğini, İslam'ın akıl dini olmadığını söyleriz. Herşeyden önce Allah kuluna akıl vermesinin nedeni, onu kullanarak doğruyu bulması içindi. Bu durumda Allah, aklın onaylamayacağı bir din gönderir mi? Kur’an ayetlerinin akılla, düşünerek anlaşılması, onu beşerileştirmek anlamında değil, tam tersine bizler için gerçek bir rehber olduğunu gösterir. Bizlere rehber olarak gönderilen bir kitabın, bizler tarafından düşünerek, akılla anlaşılamayacağını söylememiz, Allah'ın verdiği AKLA VE MANTIĞA TERS DÜŞER. Aklını kullanmayan, körü körüne inanan bağnaz insanların sözleridir bunlar. Bunu bilen İslam düşmanları, güzelim inancımıza öyle batıl itikatlar sokmuşlardır ki, düşünme ve akıl devre dışı kalmıştır. Böyle olunca da, bu toplumu istedikleri gibi Allah ile aldatabilir ve istedikleri gibi sorgulamadan her şeye inandırabilirsiniz.
Ne yazık ki bu zihniyet, İslam toplumunda başarılı oldu ve bugün bizlerin Kur’an ile bağını kestiler. Her söyleneni sorgulamadan, kabul eden bir toplum olduk. Bu bilgiler Allah katından mıdır diye, sorgulama gereği bile duymadık. ÇÜNKÜ DİN SORGULAMADAN, DÜŞÜNMEDEN YAŞANIR DÜŞÜNCESİNE İNANDIRILDIK. ELBETTE İMAN ETMENİN İLK ŞARTI KOŞULSUZ İNANMAKTIR. AMA ALLAH İMANIMIZI GÜÇLENDİRMEMİZ İÇİN, BİZLERİN DÜŞÜNEREK, ARAŞTIRARAK İMAN ETMEMİZİ ÖZELLİKLE KUR’AN'DA BİRÇOK AYETİNDE ÖZELLİKLE İSTEMİŞTİR. Allah bunu istemişse, nasıl olurda İslam akıl dini değildir deriz. Sizlere bu konuda bazı örnekler vermek istiyorum. Bakın Rabbimiz ayetlerin sonunda, nasıl uyarıyor bizleri.
“HÂLÂ DÜŞÜNMÜYOR MUSUNUZ? ÖĞÜT ALAN YOK MUDUR? FAKAT DÜŞÜNEN Mİ VAR. AYETLERİ SİZE AÇIK-SEÇİK BİLDİRİYORUZ Kİ, AKLINIZI İŞLETEBİLESİNİZ. ALLAH, AYETLERİ SİZE İŞTE BÖYLE AÇIKLAR Kİ, DERİN DERİN DÜŞÜNEBİLESİNİZ. HÂLÂ AKLINIZI ÇALIŞTIRMAYACAK MISINIZ? BİZ BENZETMELERİ İNSANLAR İÇİN YAPIYORUZ Kİ, İNCEDEN İNCEYE DÜŞÜNEBİLSİNLER. DÜŞÜNÜP TAŞINACAK DA ÖĞÜT KENDİSİNE YARAYACAK. DİLEYEN ONU DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALIR. AKLINI KULLANMAYANI ALLAH, PİSLİK İÇİNDE BIRAKIR.”
Bu uyarılardan da anlıyoruz ki, Allah indirdiği ayetleri bizlerin düşünerek, sindirmemizi, özümlememizi ve aklımızı kullanmamızı, ondan sonra hayata geçirmemizi istiyor bizlerden. Hiçbir zaman körü körüne bir itaati Allah emretmemiştir. ÇÜNKÜ DÜŞÜNMEDEN KABUL EDİLEN BİR BİLGİ, İNANÇ ASLA SAĞLIKLI VE KALICI OLAMAZ. Öyle yanlış düşünce ve inançlar vardır ki toplum arasında, Kur’an'ın kabul etmesi mümkün değildir. Bu konuda bakın neler söyleniyor ve inanılıyor. "İSLAM'IN AKIL DİNİ OLDUĞUNU SÖYLEMEK YANLIŞ OLUR." "İSLAM AKIL DİNİ DEĞİL, NAKİL YANİ VAHİY DİNİDİR." Bu düşünce sahipleri ne yazık ki, İSLAM AKIL DİNİ DEĞİL, VAHİY DİNİDİR demişlerdir. Buna inandırılmalarının nedeni hurafe, batıl inançlarının, dine sokulan yalan ve iftiraların ortaya çıkmaması adınadır. Kur’an'ın emirleri içinde, akla ve mantığa ters düşen her hangi bir bilgi var mıdır ki bizler böyle düşünüyoruz? Kur’an eğer bizleri düşünmeye sevk ediyorsa, bunu söylemek ve düşünmek, ancak Kur’an'a yapılan bir iftiradır, saygısızlıktır.
İslam inancına batılı, hurafeyi sokanlar, yalan ve iftiralarının devam edebilmesi için, toplumun aklını çelenler, dine nifak karıştıranlar, gerçeklerin ortaya çıkmaması içinde önlemlerini almışlardır. Böylece dine soktukları, akılla ve mantıkla açıklanamayan batılında, bu yolla yaşanmasının devam etmesi sağlanmıştır. Sizlere bir örnek vermek istiyorum. Bu örneği lütfen dine sokulan, Kur’an'ın asla bahsetmediği, hüküm vermediği diğer konularla birlikte değerlendiriniz. "MESELA ALTIN TAKI ERKEĞE HARAMDIR. BUNUN İSPATLANMIŞ BİR SEBEBİ YOKTUR. BU DURUMDA MANTIK KURAMIYORUZ. KUR'AN BUNU BELİRTİYOR. PEYGAMBERİMİZ A.S.V. HADİSLERİYLE BUNU BELİRTMİŞ."
Lütfen dikkat eder misiniz? Kim demiş erkeğin altın takamayacağını ve bunun HARAM olduğunu? KUR’AN'IN ASLA BÖYLE BİR HÜKMÜ YOKTUR. Anladığı dilden toplum Kur'an'ı okumadığı içinde, Kur'an'da olup olmadığını bilmiyor, ne söylenirse inanıyor. Bu sözler Kur’an'a iftiradır. Kur'an'ı tebliğ almış olsaydı, bizlerin Kur'an'dan sorumlu olduğumuzu ve Kur'an'ın sınırlarını aşamayacağımızı, yalnız Kur'an'ın ipine sarılmamız gerektiği hükmünü, ayrıca Allah'ın hükmüne hiç kimseyi ortak etmediğini, böylece Allah'dan başka hiç kimsenin dine hüküm koyamayacağınıda bilirdi. Ama dine batıl ve hurafe sokanlar, Resulün adını kullanarak ona iftira atanlar, böyle yalanlar uydurup dinin emri gibi gösterebiliyorlar. Elbette bunları din zannedenler, akla ve mantığa uymayan yüzlerce konuların akıl ve mantıkla, Kur’an ile açıklanamadığını gördüklerinde, kendi inançlarının devamı için böyle yanlış bilgileri kullanacaklar ve Resule, Kur'an a iftira atmaktan çekinmeyeceklerdir.
Tekrar etmek istiyorum, Kur’an özellikle akla ve düşünmeye vurgulama yapar. Bizlerin her söylenene inanmamamız içinde, düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı emreder. ÇÜNKÜ DÜŞÜNEN VE SORGULAYAN İNSANI, HİÇ KİMSE ALDATAMAZ, KANDIRAMAZ. Kur’an akıl dinimidir, vahiy dinimidir diyerek toplumun kafasını karıştıranlar, yalan ve iftiralarının ortaya çıkmasını istemeyenlerdir. Allah'ın ayetler üzerinde bizlerin düşünmemizi istemesi, ayetlerin ne derece güçlü ve sağlam olduğunu gösterir. Ayrıca bizlerin ayetler üzerinde düşünmemiz, onu gerektiği ölçüde kavrayamadığımızda, kabul etmeyeceğimiz anlamını taşımaz. Tam tersine ayetleri daha iyi anlamamız için çaba harcamamızı, araştırmamızı sağlar.
Zaten ayetlerin bir kısmı dinin anası, temeli olan MUHKEM yani şüphe götürmeyecek kadar açık anlaşılan, bir kısmı da MÜTEŞABİH, yani zamanla ilimle, araştırmalarla anlaşılacak ayetlerdir. HİÇ KİMSE AYETLER ÜZERİNDE BEN BUNU ANLAMADIM, İNANMIYORUM DEMEZ VE DEMİYOR DA ZATEN. İMANIN GEREĞİ BUNU GEREKTİRİR. Ama araştırıp gönlümüzün ve aklımızın tatmin olması, İmanımızı güçlendireceği için, Allah araştırmamızı ve sorgulamamızı istemiştir. Sorgulamak, araştırmak, incelemek doğruyu bulmak adına çaba harcamak demektir. Allah da bizlerin böyle kullar olmamızı özellikle istemiştir. Kur’an da bu konuyla ilgili uyarıda bulunarak, SAKIN EMİN OLMADIĞINIZ BİLGİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, HESABINI SORARIM diye bizleri uyarmıştır. Allah sakın Kur’an'ın sınırlarını aşmayın, kâfirlerden olursunuz der bizlere. Daha da net bir uyarı yaparak, SİZLERİ YALNIZ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM diyerek, sorumlu olduğumuz kitabın, bilgilerin yalnız Kur’an olduğunun altını çizmiştir, sınırları da belirlemiştir.
Gerçek bir Müslüman'ın İMANI kanıta, bilgi ve belgeye dayanmalıdır. DİN VE İMAN ADINA, ŞÜPHE DUYMAYACAĞIMIZ TEK DELİL, BELGE VE KANIT YALNIZ KUR’AN DIR. BUNU SÖYLEYEN KUR’AN'IN BİZZAT KENDİSİDİR. Allah'ın Resulü yalnız Kur’an'ı tebliğ etmek ve yalnız Kur’an ile hükmetmek görevi almıştır. Onun içinde Allah, yalnız Kur’an'ın ipine sarılın ve Kur’an'ın sınırlarını sakın aşmayın diye uyarır bizleri. Allah aklını kullanmadan, körü körüne inananlara, bakın nasıl bir uyarıda bulunuyor.
Yunus 100: Allah'ın izni olmadıkça hiç kimse inanamaz. O, AKLINI KULLANMAYANLARA KÖTÜ BİR AZAB VERİR. (Diyanet eski meali)
Sizce bu uyarıyı alan bizler, İslam dini hala akıl dini değildir diyerek, aklı önemsemeyen bir tavır içinde olmamız normal midir? Buna inanarak, böylece vahye/Kur’an'a saygı gösterdiğine inananlar batılın, hurafenin ve şeytanlaşmış insanların tuzağına, çok daha kolay düşeceklerini unutmamalıdırlar. Rabbimiz geleceği bilen ve ona göre önlemler alandır. Onun içinde bizleri uyarıyor ve düşünmeye davet ediyor. Akıl asla alt edilemeyen, yenilemeyen bir güçtür. ONUN İÇİN ALLAH KUR’AN İÇİN İLİMDİR, NURDUR DİYOR. HANGİ İLİM AKILLA TERS DÜŞER. Allah Kur’an'ın birçok ayetinde, bizleri bu dünyada imtihan ettiğini söyler.
Ankebut 2: İnsanlar, “İnandık” demekle İMTİHAN EDİLMEDEN, bırakılacaklarını mı zannederler. (Diyanet meali)
Sizlere sormak isterim, madem Allah bizleri bu dünyada imtihan ediyor, aklımızı kullanmamızı emrediyor, düşünmemizi istiyor, sizce aklın onaylanmadığı, akılla bağdaşmayan kanun ve kurallardan bizleri sorumlu tutarak, imtihan eder mi? Aklın onaylamadığını kabul eden, akılsızdır. Böyle bir insanın imtihandan geçerek, Allah'ın sevgili kulu olması ve Rabbimizin vaat ettiği cennetine layık olmasını nasıl düşünürüz. Allah birçok ayetinde düşünen yok mu, düşünün diye uyaracak, daha sonrada aklın onaylamadığı bilgilerden, bizleri imtihan edecek, sorumlu tutacak öylemi dostlar?
SON OLARAK ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ. İSLAM HEM AKIL, HEM DE VAHİY DİNİDİR. ALLAH AYETİNİ İNDİRİR, DAHA SONRADA İNDİRDİĞİ AYETLER ÜZERİNDE BİZLERİN DÜŞÜNMEMİZİ ARAŞTIRMAMIZI EMREDEREK, BUNLARDAN BİZLERİ İMTİHAN EDER. ÇÜNKÜ AKILLA VAHİY BİR BÜTÜNDÜR. AYETLER ÜZERİNDE DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDE, ALLAH'IN UYARI VE TAVSİYELERİ EN DOĞRU ŞEKİLDE ANLAŞILACAK VE İMANIMIZDA KALICI VE GÜÇLÜ OLACAKTIR. UNUTMAYALIM AKIL VE VAHİY ÇELİŞMEZ. ÇELİŞEN ATALARININ RİVAYET İNANÇLARIDIR. BUNUN FARK EDİLMEMESİ İÇİNDE, TOPLUM ALDATILARAK KUR'AN DÜŞÜNEREK AKILLA ANLAŞILAMAZ, İFTİRASINI ORTAYA ATMIŞLARDIR.
Lütfen bu konulara daha dikkatle yaklaşarak, Allah'ın rehberi FURKAN a saygılı olalım ve onu aklın, mantığın, ilmin dışına çıkarmaya çalışmayalım. Bunu yaparsak, şeytana ve şeytanlaşmış insanlara hizmet etmiş oluruz, hurafe ve batılın tuzağına düşmekten de, asla kurtulamayız.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK.