Allah kullarına, vahyini tebliğ edecek Resulünü/Elçisini seçtikten sonra, onun Allah’ın vahyini tebliğ ederken de yardımcı olacak bazı ayetler indirerek, ona kolaylıklar sağlamıştır. Elbette bu ayetlerden de bizlerin günümüzde alacağımız kısadan hisseler vardır. Örneğin Rabbimiz, vahyini ayetlerini tebliğ eden Resulüne itaat edilmesi için ALLAH’A VE RESULÜNE UYUNUZ tamlamasını kullanır. Burada Resule itaatin sağlanması için, Allah’ın ismi ile anlam güçlendiriliyor ve deniyor ki, Resulüm size benim vahyimi iletecek, ona uyun. Ona uymak bana uymak gibidir diyerek, bu birlikteliği neden söylediğini diğer ayetlerde açıklıyor ve bir ayetinde, “BİZ RASULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ” (Kehf 56) diyor. Bir başka ayetinde de aynı konuyu pekiştirmek için, “SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40) diyerek, son noktayı koyuyor.
Böyle bir yetki verilmiş Allah’ın Resulünün, bu sınırın dışına çıkarak, Allah’ın hükmüne ortak olup, Kur’an’ın bahsetmediği hükümler vermesi asla mümkün değildir. Çünkü Allah, ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diye uyarmamış mıydı? Bazı ayetleri doğru anlamayıp, kendilerine delil kanıt yaratmaya çalışanlar, bakın Allah Resulüme uyun emri vermiş, demek ki Allah’ın Resulü de dinde hüküm koyabiliyormuş, Resulün rivayet hadisleri de dinin ikinci emriymiş demektedirler. Tabi bu sözlerinin Kur’an’da çelişki yaratması, hatta yüzlerce ayete ters düşmesi, onları hiç rahatsız etmiyor. Yeter ki batıl inançlarını Kur’an’a onaylatabilsinler, gönüllerini rahatlasınlar. Halbuki Allah bizleri, yalnız Kur'an'dan sorumlu tutacağına hükmetmiştir. Haşa Allah sözünden cayar mı? Caymaz diyorsanız, lütfen inancıcmızı Kur'an ile sorgulayalım. Allah başka nasıl Resulünü destekleyen ayetler indirmiştir, onlara da bakalım.
“ALLAH RESULÜNÜN YANINDA SESLERİNİ ALÇALTANLAR VAR YA, İŞTE ONLAR, ALLAH’IN KALPLERİNİ TAKVÂ HUSUSUNDA SINADIĞI KİMSELERDİR. ONLAR İÇİN BÜYÜK BAĞIŞLANMA VE BÜYÜK BİR ÖDÜL VARDIR. SANA ODALARIN ARKASINDAN BAĞIRARAK SESLENENLERİN ÇOĞU AKIL ETMEZLER. ONLAR SEN YANLARINA ÇIKINCAYA KADAR SABRETSELERDİ, ELBETTE KENDİLERİ İÇİN DAHA HAYIRLI OLURDU. ALLAH ÇOK BAĞIŞLAYANDIR, ÇOK MERHAMETLİDİR.” (Hucurat 3-4-5 )
Yine bu ayetlerde Rabbimiz Resulüne destek veriyor, çünkü o devrin batıl inançları öyle kemikleşmiş ki toplumda, gerçekleri kabul etmeleri çok zor. Tıpkı günümüzde olduğu gibi. Bunu anlayabilmeniz için, isterseniz günümüzde mezheplerin, cemaat ve tarikatların sözlerine inanmış olan Müslümanları lütfen hayal edin. Günümüzde Allah bir başka Resul göndermiş olsaydı, sizce bu toplumlar O Resulü dinler ve saygı gösterirler miydi? Onun için Allah Resulüne yardım için bu ve benzeri ayetleri özellikle indirmiştir. Çünkü gerçeklerden uzaklaşmış, Hakkın yerine batılı din diye yaşayanlara, ALLAH’IN HAK OLAN DİNİNİ APAÇIK ELLERİNDE KUR’AN OLDUĞU HALDE ANLATMAK, KABUL ETTİRMEK GÜNÜMÜZDE NE YAZIK Kİ MÜMKÜN OLMUYOR. Kitap ehlinede, aynı dirençle Allah'ın Resulüne direniyorlardı. Çünkü yaşadıkları ataların dini, indirilen vahiyle tamamen ters düşüyor. Günümüzde mezheplerin öğretisi ve rivayet edilen hadislerin bir kısmının, Kur’an’a ters düştüğü gibi. Ters düşmesi hiç önemsenmeden, kabul etmekte sakınca görülmüyor, çünkü HAKKIN YERİNİ BATIL ALMIŞTA ONDAN.
Allah’ın Resulü, aldığı çok zor tebliğ görevini yerine getirirken inkârcı, isyankâr batıla sapmış müşrik kitap Ehli ile zorlu bir uğraş verirken, ayrıca evinde eşleri ile de, onların evde çıkardığı huzursuzluklarla da mücadele ediyordu. Lütfen kendimizi böyle bir durumda hayal edin. Bu huzursuz ortamda, zorlu görevinizde başarılı olabilir misiniz? Elbette hayır. Resulün aile içinde eşleri ile arasında çıkan huzursuzluk ve dedikodu sonunda, bakın Allah bu konuda da Resulüne yardımcı olabilmek için, nasıl bir ayet indiriyor, özellikle eşlerini uyarmak için.
(EY NEBÎ’NİN İKİ EŞİ!) ALLAH’A YÖNELİP TEVBE EDERSENİZ İYİ OLUR. ÇÜNKÜ İKİNİZİN DE GÖNLÜ KAYDI. EĞER BİRLİKTE ONA KARŞI HAREKETE GEÇERSENİZ BİLİN Kİ ALLAH, CEBRAİL VE İYİ MÜMİNLER ONUN YAKIN DOSTLARIDIR. BUNDAN SONRA MELEKLER DE ONA DESTEK OLURLAR. O SİZİ BOŞARSA, RABBİ ONA, SİZDEN DAHA HAYIRLI, (ALLAH’A) TESLİM OLAN, İMAN EDİP GÜVENEN, (ALLAH’A) BOYUN EĞEN, (ALLAH’A) YÖNELEN, İBADET EDEN, SEYAHAT EDEN, DUL VEYA BAKİRE EŞLER VEREBİLİR. (Tahrim 4-5)
Bu ayetleri örnek verip bunları Allah indirmemiş, bunlar Resulün Kur’an’a kendi ilaveleridir diyen inkârcıları duyarsınız. Bu ve benzeri ayetleri Resulün kendisinin ilave etmesine gerek olmadığını, onun özel hayatını araştıranlar anlayacaktır. Bu konuda çok fazla konuşmak istemiyorum. Vereceğim tek bir örnek, Allah’ın Resulünün, isteyerek çok eşli olmadığını, Arapların kabile kabile yaşadıklarından, o kabileden Resul ile akrabalık bağı kurabilmek için, eş teklif ettiklerinde karşı gelemediği için çok eşli olduğunu ve bu şekilde İslam’ı o kabileye tümüyle kabul ettirdiğini araştırmalarında görecektir. HZ. MUHAMMED VE EVLİLİK HAYATI DENİNCE İSLAM DÜŞMANLARI, HEMEN ONUN ÇOK EŞLİLİĞİNİ GÜNDEME GETİRİRLER. HÂLBUKİ ONUN EVLİLİK HAYATI, YAKLAŞIK OLARAK OTUZ SEKİZ YILDIR. BU SÜRENİN YİRMİ DOKUZ YILLIK KISMINDA, O TEK EŞLİ OLARAK YAŞADI. KÖTÜ NİYETLİ OLMAYANLARA BU BİLGİ YETER. Art niyetli olmayan, Resulün çok eşli olmasının nedenini çok iyi anlar. Onun içinde Allah Resulüne yardımcı olabilmek için, eşlerini özellikle Kur’an’a dâhil ederek ayet indirmiştir. Bu ayetlere benzer birçok ayet vardır ki, Resulüne tebliğde yardımcı olmak için indirilmiştir. Ayrıca çok eşlilik konusunda o devrin yaşadığı hataları ve yanlışları konusunda da uyarılarda bulunmuştur Rabbimiz Kur’an’da. Örneğin Allah’ın Resulüne, akrabalık bağı kurmak evlenmesi için kadın teklifinde bulunan kabileler çok artınca, bakın nasıl bir ayet indiriyor Rabbimiz.
“BUNDAN SONRA ARTIK, BAŞKA KADINLARLA EVLENMEN DE SAĞ ELİNİN SAHİP OLDUKLARI (MEVCUT EŞLERİN) HARİÇ, GÜZELLİKLERİ SENİN HOŞUNA GİTSE BİLE BUNLARI BAŞKA EŞLERLE DEĞİŞTİRMEN DE SANA HELAL DEĞİLDİR. ALLAH HER ŞEYİ GÖZETLEYİCİDİR.” (Ahzab 52)
Bakın Allah, Resulünü nasıl bu konuda uyarıyor. İslam düşmanlarının söylediği gibi bu ve benzeri ayetleri Resulün kendisi uydurmuş olsaydı, Resul kendisinin bundan sonra evlenmesini yasaklar mıydı? Lütfen ayetleri anlamaya çalışırken, o devrin Araplarının yaşamını, hayat görüşlerini geleneklerini iyi düşünelim. Kur’an’ı bir bütün olarak anlamaya çalışalım ki, İslam düşmanlarının iftiralarının etkisinde kalmayalım. Dilerim batıl ve hurafeden uzak, Kur’an gerçekleri ile buluşan ve yalnız Allah’ın ipi Kur’an’a sarılan, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/