Bu makalemde, sizlerin üzerinde düşünmenizi istediğim çok önemli bir ayet var. Bu ayet örnek verilerek, Allah ın elçisinin, tıpkı Allah ın verdiği hükümler gibi hüküm verebileceğine inanılmakta ve dinin ikinci bir kaynağı olarak, hadisler gösterilmektedir. Önce ayeti yazalım birlikte üzerinde düşünelim.
Nur 62: Mü’minler ancak, Allah’a ve peygamberine inanan, ONUNLA BERABER TOPLUMU İLGİLENDİREN BİR İŞ ÜZERİNDEYKEN, ONDAN İZİN ALMADAN ÇEKİP GİTMEYEN KİMSELERDİR. O hâlde bazı işlerini görmek için senden izin isterlerse, içlerinden dilediğine izin ver ve onlar için Allah’tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (Diyanet meali)
Allah bu ayetinde dikkat ettiyseniz, peygamberimizin yaşadığı dönemde, ONUN İŞLERİNİ KOLAYLAŞTIRMAK, DEVLETİ YÖNETMEK ADINA ÇALIŞMALARINDA YARDIMCI OLUYOR ve diyor ki Müslümanlara, elçimin söylediklerine uyun, bir karar alınacağı zaman, onu yalnız bırakmayın, yardımcı olun diyor.
Dikkat ederseniz bu ayette anlatılan, Allah ın resulü toplumu ilgilendiren kararlar alacağında, demek ki bazı kişileri yanına çağırıyor ve danışıyor, tek başına karar vermiyor. Zaten Allah devleti yönetenlere uyarısında, Şura 38. ayetinde ne diyordu?” İŞLERİNİ BİRBİRLERİNE DANIŞARAK YAPARLAR” Demek ki Allah ın elçisi de, devleti yönetirken, halkı ilgilendirdiği konularda karar vermeden önce, danışıyor onların fikirlerini alıyormuş. Bu ayetten bunu çok açık anlıyoruz. LÜTFEN DİKKAT, KONU DİN DEĞİL, TOPLUMU İLGİLENDİREN KONULARDA ÇIKARTILACAK KANUNLAR. BU KANUNLAR, ÇAĞIN GEREKLERİNE, İHTİYAÇLARINA GÖRE DEĞİŞEBİLİR. Dini konular belli tartışılmaz, oda apaçık Kur’an yani Allah ın vahyidir.
Buradan da şunu anlıyoruz, bu ayet örnek gösterilerek, Allah ın resulünün dine ilaveler yapabileceği konusuyla, ayetin hiçbir ilgisi olmadığını görüyoruz. Allah birçok ayetinde Peygamberimizin yaşadığı dönemde, Müslümanların her konuda kesinlikle elçisine uymasını ve onun sözlerini dinlemesini özellikle istemiştir, peki neden?
Çünkü Allah elçisine Kur’an da çok sıkı tembihlerle, kendisinin görev, yetki ve sorumluluklarını bildirmiş ve yalnız Kur’an ile ümmetine hükmedeceği görevini vermiştir. Bunun dışına elçisinin asla çıkamayacağını, yine Kur’an da detaylı bir şekilde bizlere tebliğ etmiştir. Bazı örnekler verelim.
Enam 57: De ki: “Şüphesiz ben, Rabbimden (gelen) kesin bir belge üzereyim. Siz ise onu yalanladınız. Sizin acele istediğiniz azap benim elimde değil. HÜKÜM YALNIZCA ALLAH’A AİTTİR. O, hakkı anlatır. O, hakkı batıldan ayırt edenlerin en hayırlısıdır.” (Diyanet meali)
Kehf 56: Biz resulleri, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ. (Diyanet vakfı)
Rad 40: SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. (Diyanet meali)
Ankebut 18: PEYGAMBERE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Diyanet meali)
Enam 48: BİZ PEYGAMBERLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİ VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ. (Bayraktar Bayraklı meali)
Bizler onca ayeti göz ardı edip, hala atalarımızın rivayetlerine inanırsak, hem Allah a hem de elçisine iftira etmiş olacağımızı unutmayalım. Allah elçisini sağlığında, her anını takip ettirdiğini, onu kontrol altında tuttuğunu ayetinde bakın bizlere nasıl bildiriyor.
“ÇÜNKÜ O, PEYGAMBERİNİN ÖNÜNDEN VE ARDINDAN GÖZETLEYİCİLER GÖNDERİR Kİ RABLERİNİN EMİRLERİNİ TEBLİĞ ETTİKLERİNİ BİLSİN.” (Cin suresi 28)
PEKİ, BUNU ALLAH NEDEN SÖYLÜYOR BİZLERE, NE ANLATMAK İSTİYOR BU SÖZLERİYLE, HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ? Çünkü diyor Rabbimiz, benim elçim yaşadığı dönemde, benim kontrolüm altındadır, kullarıma asla benim gönderdiğim Kur’an dan başka bir şey söylemez, ben söylemediğim halde, bunlarda Allah katındandır demez, çünkü benim takibimde, kontrolümde. Bu konuda elçisini uyardığı, ayetleri hatırlayınız.
ALLAH ELÇİSİNİN VEFATINDAN SONRA, DİN ADINA HİÇBİR KULUNU UYARMADIĞINI, GÖREV VERMEDİĞİNİ, İMTİHANLARI GEREĞİ SERBEST BIRAKTIĞINI ANLATMAYA ÇALIŞIYOR BİZLERE. ONUN İÇİNDE DİKKATLİ OLUN, VELİLERE, ŞEYHLERE VE ONLARIN SÖZLERİNE, EMİN OLMADIĞINIZ BİLGİLERE, RİVAYETLERE KUR’AN IN ONAYINI ALMADAN, SAKIN İNANMAYIN, BUNUN HESABINI SORARIM DİYOR.
Kur’an ı Allah ın elçisi, Yaradan ın verdiği ilimle/hikmetle çok iyi anlamış ve ümmetine tebliğ etmiştir. AMA ALLAH IN ELÇİSİ, BENDEN SONRA ÜMMETİM KUR’AN I OKUDUĞUNDA ANLAYAMAZ DEMEMİŞ, ASLA AKLINDAN BÖYLE BİR DÜŞÜNCE GEÇMEMİŞ Kİ, AYRICA KUR’AN I AÇIKLAYAN SAĞLIĞINDA, HİÇBİR KİTAP, YAZILI METİN BİZLERE BIRAKMAMIŞTIR. Bugün topluma, Kur’an ı anlatan ve açıklayan hadisler diye sunulan bilgiler, Allah ın elçisinin vefatından yaklaşık 250 yıl sonra, rivayetler yoluyla toplanmış ve kayda geçirilmiştir. Sizce bu bilgilerin doğru olma ihtimali nedir? Karar sizlerin.
Değerli din kardeşlerim, Allah ın onlarca, hatta yüzlerce ayetini görmezden gelerek, bazı ayetlerde geçen kelimelerin anlamları ile oynayıp, diğer ayetlere tamamen ters düşecek anlamlar verip, Allah ın elçisine asla vermediği yetkileri bizler vermeye çalışmayalım, inanın bunun hesabını asla veremeyiz ve çok pişman oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK