Kur’an hiç iman etmeyenlere kâfir dediği gibi, imanını batıl ve hurafe bilgilerle yaşayıp, Allah’ın hükümlerinin tam tersini din diye yaşayanlara da, KÂFİR OLDULAR DİYOR. İnancınızı Kur'an ile hiç sorguladınız mı, acaba bizlerde iman ettiğimizi söylediğimiz halde, dini Allah‘a has kılarak yaşamayıp, batıl ve hurafeleri din diye yaşıyor olmayalım. Çünkü bizler batıl inançlarımızı aklayabilmek için, ayetlerde geçen bir iki kelimeyi, bağlamından ayette geçen anlamından koparıp, batıl inançlarımıza öyle kanıtlar yaratıyoruz ki, adeta Kur’an’da ayetler arasında çelişki yarattığımızın farkında olamıyoruz. Allah dinimizi inancımızı yaşarken, kişi odaklı değil Kur’an odaklı, merkezli yaşamamızı emreder. Çünkü sizleri Kur’an’dan sorum tutuyorum, hesaba çekeceğim hükmünü vermiştir. Ama bizler edindiğimiz Veli, şeyh dediğimiz kişilerinde sözleri ile dini yaşamamız gerektiğini savunarak, ayette geçen BİLMİYORSANIZ ZİKİR EHLİNE, BİLENLERE, KİTAP EHLİNE SORUN sözlerini alıp, bu sözleri bağlamından koparıp, neden söylendiğine hiç bakmadan, demek ki dini yaşarken birilerine danışmamız, sormamız gerekiyormuş diyerek, kanıt yaratma çabasında oluyoruz. Ayette bahsedilen, neyi zikir ehline soracağımız konusunu hiç düşünmüyoruz, araştırmıyoruz bile. Haşa Allah’ın açıklayamadığı, izah edemediği bir şey varda, onumu açıklayanlar var? Din adına hakemimiz, din kaynağımız yalnız Allah ve onun kitabı Kur’an’dır lütfen unutmayalım.
Hadisler konusunda dikkatli olmalıyız, çünkü Kur’an’a uymayan çok hadis var konulu bir video konuşmasına cevap yazan bir kardeşimiz, aynen şunu yazmış. “HADİSLER PEYGAMBERİMİZE İNMEDİMİ, KİMİ KANDIRIYORSUN.” EĞER MÜSLÜMANLARIN ÇOĞU, RİVAYET EDİLEN HADİSLERİN ALLAH TARAFINDAN RESULÜNE İNDİRİLEN AYET ZANNEDİYORSA, BU TOPLUM ARTIK ALLAH’IN DİNİ İSLAM’I YAŞAMIYOR DEMEKTİR. Allah hani bizleri Kur'an'dan hesaba çekecekti? Ne oldu bu ayetin hükmü? Eğer bu hatayı bizlerde yapıyorsak, hesap günü iman ettikten sonra, kâfir olanların safında buluruz kendimizi Allah korusun. İsterseniz gelin bunu Kur’an ile test edelim. Acaba bizler, Allah’ın Kur’an’da emrettiği herhangi bir konunun, tam tersini dinin emri diye yaşıyor muyuz ona bakalım.
Çok konuşulan hatta hala birliktelik sağlanamayan bir konu var. ŞEFAAT. Allah bir ayetinde şefaat tümden bana aittir der. Yine bir başka ayetinde, “HİÇ BİR ŞEFAATİN KABUL EDİLMEDİĞİ, O GÜNDEN SAKININ.” Diye de uyardığı halde, hala bazı ayetlerde geçen kelimeleri tahrif edip, farklı anlam verip sanki Allah Resulüne, din ulemalarına, veli kişilere de şefaat yetkisi vermiştir dersek, bizler Allah’ın ayetlerini tahrif edip, tam tersini din diye yaşıyoruz demektir ki, Allah işte bu kullarına, imanlarından sonra küfre saptılar yani kâfir oldular diyor.
Allah sakın dinde bölünenler gibi olmayın diye uyarır ve iman edenlerin aşırıya gitmeden, ORTA YOLU İZLEYEN BİR ÜMMET OLMAMIŞI EMREDER. Orta yolda hiç bir hadisin, sözün etkisinde kalmadan, yalnız Allah'ın hadislerine/ayetlerine tabi olmak anlamındadır. Peki, bizler bunca uyarıya iman ettik diyerek, yerine getiriyor muyuz? Yoksa dinde bölünmekte zenginlik, bereket vardır diyor ve mezheplere, cemaatlere bölünüp, birbirimize düşman oluyor ve birbirimizi dinsizlikle itham edip, gerektiğinde birbirimizi öldürüyor muyuz, ne dersiniz?
Maide suresi 50. Ayetinde Allah, yoksa onlar cahiliye kanununu mu istiyorlar, iyi anlayan için ALLAH’TAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ? Diye uyarıp ikaz edip bizlere soruyor Allah. Peki, bu ayete bizler nasıl cevap veriyoruz imanımızı yaşarken? Allah’ım senin kanunlarından şüphemiz yok, ama sen Resulünü herhalde postacı diye göndermedin, oda senin Kur’an’da bahsetmediğin konularda, senin gibi dinde güzel hükümler koyar. Ayrıca mezhep imamlarımızı sayar ve severiz, onlarında kararlarını dinin emri gibi sayarız diyorsak, bizler İslam dininin sınırları dışına çıkmışız demektir.
Allah Resulüne verdiği yetki ve sorumluluğu bizlere bildirirken, Ankebut 18. Ayetinde, RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR DİYOR. Kehf 56. Ayetinde, BİZ RESULLERİ SADECE MÜJDECE VE UYARICI OLARAK GÖNDERİRİZ diye apaçık bildirdiği halde, bizler hala Allah’ın Resulü de dinde hükümler koyar demeye devam ediyorsak, Yunus suresi 106. Ayetin hükmüne dâhil olmuşuz demektir. Bakın bu ayette Allah ne diyor. "ONLARIN ÇOĞU ALLAH’A ANCAK, ORTAK KOŞARAK İNANIRLAR." Bunun anlamı, böyle kullarım şirk batağına batmış demektir. Allah bana şirk koşanlar kâfir olmuştur diyor.
Allah bakara 147. Ayetinde, ”GERÇEK HAK OLAN, RABBİNDEN GELENDİR. O HALDE KUŞKULANANLARDAN OLMA!” Diye bizleri uyarıyor. Ama bizler dinde gerçek HAK OLANIN Allah katından gelen Kur’an olduğunu apaçık tebliğ aldığımız halde, atalarımızın rivayet ve sanı inançlarını yaşayabilmek için, “YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ, RESULÜN RİVAYET HADİSLERİ OLMADAN KUR’AN ANLAŞILMAZ KAPALI KALIR. ÇÜNKÜ KUR’AN ÖZET BİLGİDİR DİYORUZ.” Biz Müslümanlar bu inançla, Allah’ın ayetleri arasında kuşkular yaratıyor, toplumu ikilemde bırakıyoruz. Bunu yapan bizler, acaba Allah’ın doğru yolunda olabilir miyiz? Yoksa iman ettikten sonra bu hataları yaparak, kâfirlerin safına mı geçiyoruz, ne dersiniz?
Allah Enbiya suresi 10. Ayetinde yemin ederek, YEMİN OLSUN SİZE ÖYLE BİR KİTAP GÖNDERDİK Kİ ÖĞÜDÜNÜZ, ZİKRİNİZ YALNIZ ONDADIR. HALA AKILLANMAYACAKMISINIZ DİYEDE UYARIR. Peki, bizler bu uyarıya, iman ettik kabul ettik ve hayatımıza geçirdik mi diyoruz, yoksa Kur’an’da her bilgi detaylı yoktur, zaten Kur’an’ı herkes anlayamaz diyerek toplumu Kur’an’dan uzaklaştırıp, beşerin yazdığı kitaplara mı yönlendiriyoruz? BUNU YAPIYORSAK, ALLAH’A ŞİRK KOŞUYORUZ DEMEKTİR. Böyle kullarım Allah, kâfir olmuştur diyor. Daha açıkça kâfir oldular demesinin nedeni, KUR’AN’DAN APAÇIK AYETLERİMİ TEBLİĞ ALDIKLARI HALDE, ONUN TAM TERSİNİ SÖYLEYENLER VE HAYATINA GEÇİRENLER KÂFİR OLDULAR DİYOR.
Allah birçok ayetinde yemin ederek, Kur’an’ı kolaylaştırdığını söylüyor. Nedenini de Kur’an açıklıyor. Hiç kimseye muhtaç olmasınlar diye kolaylaştırdığını ve nice örneklerle açıkladığını bizlere bildiriyor. Peki, bizler bu ayete iman ettiğimizi söylediğimiz halde ne diyoruz? Kur’an kolayda ne kadar kolay, onu âlim olanlar anlar. İlginç olan Allah Kur’an’ı açıklamak bizim görevimiz dediği ve nice örneklerle açıkladığını bildirdiği halde, bizler rivayetleri din diye yaşayabilmek için, bunca ayetin uyarılarını göz ardı ediyoruz, böylece kâfirlerin safına doğru ilerlediğimizin farkında bile değiliz.
Bu hatayı yapan arkadaşlarımızı Kur’an ile uyardığımızda aldığımız cevap bile, bu kardeşlerimizin Kur’an’dan çok uzak olduklarını gösteriyor. “ÇOĞUNLUK BİZİM GİBİ DÜŞÜNÜYOR VE İNANIYOR, SİZ AZINLIĞIN DÜŞÜNCESİNE İNANCINA MI İNANALIM.” Hâlbuki Allah Enam 116. Ayetinde “YERYÜZÜNDE BULUNANLARIN ÇOĞUNA UYARSAN, SENİ ALLAH’IN YOLUNDAN SAPTIRIRLAR, ONLAR ZANDAN, SANIDAN, RİVAYETLERDEN, BAŞKA BİR ŞEYE TABİ OLMAZLAR” DİYOR. Allah nasıl uyarıyor, bizler bu uyarılardan ya habersiz ya da görmezden gelerek nelere inanıyoruz.
Kur’an’da her bilgi, hüküm olmaz diyerek batıla, rivayetlere yönelen kardeşlerimize, Ali İmran 78. Ayeti de hatırlatmak isterim. Çünkü bu ayetle Allah gönderdiğim kitabın dışına çıkarak, Allah'ın dinine beşeri hükümler koyanları nasıl uyarıyor. “ONLARDAN BIR GRUP VAR KI, KİTAPTA OLMAYAN BIR ŞEYI SIZ KITAPTAN SANASINIZ DIYE, DILLERIYLE KITABI ÇARPITIRLAR VE ALLAH'TAN OLMADIĞI HALDE, “BU, ALLAH KATINDANDIR!” DERLER, BÖYLECE BiLE BiLE ALLAH HAKKINDA YALANLAR UYDURURLAR.” Sizce Allah’a yalan uyduranları Allah affeder mi? Onuda Allah’ın huzuruna gittiğimizde göreceğiz.
Allah’ın Resulü Kur’an’da, ben sizleri yalnız Kur’an ile uyarma görevi aldım dediği ve Enam 155. Ayetinde, “ İŞTE BU KUR'AN, BİZİM İNDİRDİĞİMİZ MÜBAREK BİR KİTAPTIR. BUNA UYUN VE ALLAH'TAN KORKUN Kİ SİZE MERHAMET EDİLSİN.” Diye uyardığı halde, bizler hala yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz demeye devam ediyorsak, Allah’ın yolundan sapmışız demektir. Kalem suresi 36-37.ayetlerinde, “SİZE NE OLUYOR, NASIL HÜKÜM VERİYORSUNUZ? YOKSA SİZE AİT BİR KİTABINIZ VAR DA (BU BATIL HÜKÜMLERİ) ONDAN MI OKUYORSUNUZ?” Diye de uyardığı halde, bizler hala Kur’an dışı kaynakları din diye yaşıyorsak, Kur’an’ın örnek verdiği kâfirlerden olma ihtimalimiz, yüksek demektir.
Hâlbuki Allah aklını kullanarak, düşünerek Kur’an’ı okuyan kullarının, tüm gerçekleri göreceğini bildiriyor ve Bakara 5. Ayetinde Kurtuluşa erecek kullarının kimler olduğunu bakın nasıl müjdeliyor. “İŞTE ONLAR, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER ve KURTULUŞA ERENLER DE ANCAK ONLARDIR.” Kurtuluşa erecek olanların Allah, Rabbinden gelen KUR’AN’A tabi olanlar olacağını müjdelediği halde, bizler hala yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyerek, rivayetlerin ve mezheplerin dine yaptığı ilaveleri Kur’an’da göremediğimizde, bakın kaç rekât namaz kılacağımız bile Kur’an’da yazmıyor, ne kadar zekât vereceğimiz Kur’an’da geçmiyor demeye devam ediyorsak, bizler yalnız Allah’ı değil dine hükümler koyan insanları da İLAH edinmişiz demektir.
Bizler o kadar büyük hatalar yapıyoruz ki, saymakla bitmez. İbret olsun diye bir ayet daha hatırlatmak istiyorum. Zuhruf 44. Ayetinde Allah Kur’an için bakın ne diyor. “ŞÜPHESİZ Kİ O KUR’AN, SENİN VE KAVMİN İÇİN GERÇEĞİ HATIRLATAN ÖĞÜTTÜR. İLERDE ONDAN SORGULANACAKSINIZ” Allah indiğim kitaptan sorgulanacaksınız diye hükmünü veriyor, bizler adeta duymazdan gelip, tam tersini yaşıyor ve yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyor da batıl, hurafe bilgileri din diye yaşıyorsak lütfen unutmayalım, hesap günü iman ettim dediğimiz halde, farkında olmadan sözünü yerine getirmeyen, sözünden dönen KÂFİRLERİN SAFINDA BULURUZ KENDİMİZİ. Allah bu acı durumdan, cümlemizi korusun inşallah. Adiyat suresi 6. Ayetinde bu konuya dikkatimizi çekiyor ve bakın Allah ne diyor. “İNSAN, RABBİNE KARŞI ÇOK NANKÖRDÜR.” Allah’a karşı nankörlerden olmak istemiyorsak, onun emrettiği gibi, YALNIZ ALLAH’IN İPİ KUR’AN’A SARILMALIYIZ.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/