İslam toplumunda bazı konular öyle istismar ediliyor ve öyle kullanılıyor ki, adeta bizler farkında olmadan dine nifak sokuyor, dini zorlaştırıyor hatta bilmeden Allah a ve elçisine, iftira atmış konumuna düşüyoruz. Bu konuya bir örnek vermek istiyorum. İslam toplumunda kadınların başını örtmesi, hatta saçının bir telini bile göstermesinin haram, günah olduğu, genel çoğunlukla İslam toplumlarında, kabul gören bir inançtır.
Bir hükmün farz olması ya da Allah ın emri oluşunu, bizler ne yazık ki Kur’an da arama, Kur’an dan onay alma gereği duymuyoruz. Çünkü dine Allah dan başka, hüküm koyucuların olduğuna inanıyoruz. Halbuki Yaradan, HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM, sorumlu olacağınız kitap Kur’an dır dediği halde bizler, bu yanlışı yapmaya devam ediyoruz. Bir kısım Müslüman kardeşlerimiz ise, gönülleri tatmin olmadığından olsa gerek, başörtüsüne Kur’an dan dolaylı yollarla, inançlarına delil arama çabası içine girerler. Hâlbuki Allah ayetlerinde verdiği hükümleri, DOLAYLI OLARAK DEĞİL, AÇIK HATTA DAHA DA İYİ ANLAŞILMASI İÇİN, NİCE ÖRNEKLERLE VERDİĞİNİ SÖYLER.
İsra 89: Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara HER TÜRLÜ MİSALİ ÇEŞİTLİ ŞEKİLLERDE ANLATTIK. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Kehf 54: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.
Bu ayetlere benzer birçok ayetler vardır ki, Allah bizlere anlatmak istediği konuları, birçok örnekler vererek izah ettiğini söyler. Hatta açıkça, Kur'an ı açıklamak bize düşer diyede bildirmiştir. Gelelim başörtüsü konusuna. KUR’AN IN HİÇBİR YERİNDE ALLAH, KADININ BAŞINI ÖRTMESİNİ AÇIKÇA ASLA EMRETMEMİŞTİR. Önce bunun altını çizerek söylemek isterim. Madem Allah Kur’an da, açıkça böyle bir hüküm vermemiş, İslam toplumunda bu kadar önemsenen, kadının başının örtülmesi nereden çıkmıştır. Tabi bu konuda söylenecek çok şeyler vardır, ama ben özet olarak şunu söylemek isterim. Bizler İslam ı Kur’an a göre değil de, geçmiş toplumların dini nasıl anladıklarına ve nasıl yaşadıklarına bakarak anlamaya çalışıyoruz. Geçmiş toplumların adet ve geleneklerinin dinleştirilmesini, fark edemediğimizden kaynaklandığını, özet olarak söyleyebilirim.
Geleneklerin dini etkilemesini aslında yadırgamamalıyız. ÇÜNKÜ TOPLUMLAR FARKINDA OLMADAN, GELENEKLERİNE GÖRE DÜŞÜNÜRLER, YANİ DÜŞÜNCELERİ VE GELENEKLERİ İLE PARALELLİK ARZ EDER. Yaradan da bunu bildiği için, özellikle bizleri Kur’an ın ipine sarılmamızı ve sizleri yalnız Kur’an dan sorumlu tutuyorum türünden, bir çok kez hatırlatarak ikaz etmiştir ki, geleneklerimizle dini karıştırmayalım. Kur’an da iki ayet örnek gösterilerek, BAŞÖRTÜSÜNE DOLAYLI KANIT ARANMAYA ÇALIŞILMIŞTIR. Gelin o iki ayet üzerinde birlikte düşünelim. Önce şunu unutmayalım, Allah biz her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız uyarılarını, bu konuda rehber alalım ki, bizleri farklı yönlere çeken olmasın.
Bu iki ayet Nur suresi 31 ve Ahzab 59. ayetler. Allah Nur suresi 31. ayetinde, kadınların göğüs açıklığını örtmeleri emrini verir. Başörtüsü Allah emridir diyenler, bu ayette geçen bir kelimeye başörtüsü anlamını vererek, DOLAYLI OLARAK BAŞINDA ÖRTÜLME EMRİNİ, ALLAH VERMİŞTİR DENMEKTEDİR. O cümleyi üç farklı mealden yazalım.
(Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar.)
(Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar.)
(Örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar.)
Biz ilk mealde yazılan, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar tercümesinden yola çıkarak, konuyu düşünelim. Bu farklılık ayette geçen HIMAR kelimesine farklı anlamlar verilmekten kaynaklandığını da söylemek isterim. Hımar ın kelime anlamı ÖRTÜ olup, nereye örtülürse onun anlamını aldığı, kadın başını örttüyse başörtüsü, masaya örtülmüşse masa örtüsü anlamına geldiği anlatılır. Bu ayet örnek gösterilerek, belki ayetin hükmünde göğsün kapatılması anlatılmamaktadır, ama Allah HIMAR kelimesi yani başörtüsü sözcüğünü kullanarak, dolaylı olarak da başın örtülmesini emrediyor diye, başörtüsüne delil gösterilmektedir.
Yine bu ayeti bu konumuyla delil gösterenler, Allah başın örtülme emrini açıkça söylemesi gerekmez, o günkü toplumun kadınlarının zaten, başları kapalıydı diye savunma yapılmaktadır. Hemen bu bilgiler ışığında düşünelim. Allah sizlere öyle bir kitap gönderdim ki, tüm zamana, her çağa uygun olacak ve tüm insanlık bundan nasiplenecektir diyor.
TÜM ZAMANA HÜKMEDECEK BİR REHBERİ, BİR NURU NASIL OLURDA YÜZLERCE YIL ÖNCEKİ GELENEKLERİN İÇİNE HAPSEDERİZ? Allah elbette Kur’an ı o günkü toplumun anlayacağı örneklerle göndermiştir. Bizler o örnekleri, kendi çağımıza göre anlama yolunu seçmezsek, asla Kur’an ı doğru anlayamayız. Hatırlayınız Allah bir ayetinde haccı ilan et, GEREK YAYA, GEREK YORGUN DEVE SIRTLARINDA HACCA GİTSİNLER diyordu. Bugün hangimiz Hacca yaya ya da deveyle gitmeliyiz, Kur’an da öyle emrediliyor diyoruz. Lütfen bu ayeti nasıl anlıyorsak, tüm ayetleri de bu mantıkla anlayalım ki, ayetleri doğru anlayabilelim.
Allah ne demişti Kur’an ayetleri için? Biz Kur’an da bir konuyu anlatırken, birçok örnekler verdik ki anlayasınız diyordu. Bu ayetler ışığında kendimize hemen soralım. Allah Nur 31. ayetinde, eğer açıkça değil de, dolaylı olarak kadının başının örtülmesini emrettiyse, yine başka bir ayetinde bunun açıklamasını, detaylarını belirtmesi gerekmez mi sizce? ALLAH BİR KONUDA ANLAYABİLMEMİZ İÇİN, NİCE ÖRNEKLER VERDİK DİYORSA, BAŞIN ÖRTÜLMESİ ALLAH EMRİ OLSAYDI, BUNU DA APAÇIK BAŞKA AYETLERİNDE İZAH EDERDİ, PEKİ NEDEN BÖYLE BİR HÜKÜM YOK? HANİ ALLAH AYETLERİNİ MUHKEM, YANİ ŞÜPHE DUYULMAYACAK BİR ŞEKİLDE AÇIK GÖNDERMİŞTİ, BUNA YOKSA İNANMIYOR MUYUZ? lütfen bu bilgiler ışığında Kur’an ı anlamaya çalışalım rivayet, gelenek ve sanı bilgiler ışığında değil. Yine başın örtülmesine örnek gösterilen diğer ayete bakalım.
Ahzab 59: Ey Resul! Hanımlarına, kızlarına ve inananların hanımlarına, dışarıya çıkarken (cilbablarını)“üstlerine örtü almalarını” söyle. Bu, onların tanınmasını ve İNCİTİLMEMESİNİ SAĞLAYAN EN UYGUN YOLDUR. Allah çok bağışlayıcıdır; merhamet sahibidir.
Allah bu ayetinde, sizinde açıkça anladığınız gibi, mümin iman eden kadınların dışarıya çıkarken, cilbab yani dış giysilerini giymelerini, evin içinde giydiğimiz daha serbest kıyafetlerle dışarı çıkılmamasını anlatıyor. Zaten ayetinde sonunda, böyle yapın ki, sizleri tanısınlar sizin hakkınızda art niyet beslemesinler ki, rahatsız edilmeyesiniz diyor.
Peki, bu ayetin başörtüsüyle ne ilgisi var diyeceksiniz. Bu ayette geçen CİLBAB kelimesi örnek gösterilerek, bu kelimeye Kur'an ın asla bahsetmediği öyle anlamlar yükleniyor ki, Allah bizleri affetsin. Dikkat ederseniz ayette bir kıyafet tarifi asla yapılmıyor ve dış giysi anlamında cilbab sözcüğü geçiyor. Hurafe ve batıl inançlarına Kur’an da kanıt arayanlar, Allah cilbab kelimesiyle, kadının başından aşağıya çarşaftan bahsettiğini söyleyerek, çarşaf hatta peçe takmanın Allah emri olduğu bu ayet örnek gösterilerek iddia edilmektedir. BİZLER NE YAZIK Kİ GELENEKLERİMİZİ DİNLEŞTİRİYORUZ, ONDAN SONRADA KENDİMİZCE AYETLERİN ANLAMLARI İLE OYNAYIP, İŞTE BÖYLE KANITLAR YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ. Sanki HÂŞÂ Rabbimiz kıyafetin tarifini yapmakta eksik bırakmış gibi, birileri eksik tamamlayıcısı rolünü üstleniyor. Bunu yaptığımız içinde Allah bizleri, işte böyle cezalandırıyor. Dikkat ederseniz ayetin sonunda, kadınların giydiği kıyafetle tanınmaları ve incitilmemelerinden bahsediyor. Eğer çarşaf ve peçe olsaydı kadınlar nasıl tanınırdı?
Gelelim geleneklerin, inançlarımızı etkilediği konusuna. Peygamberimizin döneminde, geleneklerinde kadının başının örtülmesi, kadının özgür kadın olduğunun göstergesiydi, yani çok önemliydi kadınlar için. MÜSLÜMAN BİLE OLSALAR, CARİYELERİN BAŞLARINI ÖRTMELERİ YASAKTI. Arapların bu geleneği, Kur’an ın tamamlanmasına, hatta peygamberimizin vefatına kadarda böyleydi, değişmedi. Sizlere sormak isterim, başörtüsüne örnek gösterdikleri ayetleri, peygamberimiz tüm iman edenlere o gün tebliğ ederken, siz Müslüman olan cariyeler hariç, diğer özgür kadınlar başlarını da örtecek, bu Allah emridir diye mi tebliğ etmiştir? Lütfen bu soruma Kur’an ışığında doğru cevabını bulmaya özen gösterelim, yoksa hem Allah a, hem de peygamberimize iftira atmış olabileceğimiz gerçeğini, lütfen göz ardı etmeyelim.
Allah kadının özellikle kapatması ve dikkatli olması gereken yerlerini zikretmiş, asla ne kadında nede erkekte bir kıyafetin şeklini çizmemiştir. İşte Kur’an ın evrenselliği ve tüm zamana uyan gerçeği bu kadar açıktır. Ama bizler bu gerçeğin üstünü örtüyor, geleneklerimizi yaşamak adına Kur’an gerçeklerini görmek istemiyoruz. Kur’an ın nurundan da toplum olarak, böylece faydalanamıyoruz. BİR BAŞKA DEYİŞLE GELENEKLER, KUR’AN IN ÖNÜNE GEÇMİŞ, İNANCIMIZI YAŞAR OLMUŞUZ.
Geleneklerin zamanla değiştiğini lütfen unutmayalım. Değişmeyen Kur’an ın hükümleridir. Eğer Kur’an ı geleneklerimiz ışığında anlamaya kalkarsak yanlış anlarız. Ne yazık ki bizlerde, başörtüsü konusunu, geçmiş toplumların geleneklerinin ışığında anlamaya çalışıyoruz. Kur’an a sormaya, onun açık onayını almaya hiç gerek duymuyoruz. Geleneklerimiz, kadınlarımızın ya da erkeklerin kıyafetini elbette yöresel, iklimsel ya da bölgesel etkileyebilir, bunda hiçbir sorun yok. Çünkü bizler karşımızdaki insanı kıyafetleriyle değerlendirebilir, hatta kendi nefsimizde yargılayabiliriz. Onun için yaşadığımız ortamın töresine, geleneklerine uygun giyinmemiz, toplum açısından önemlidir.
Örnek vermek isterim. İstanbul da toplumun, normal karşılayacağı bir kıyafeti kadının giymesi yadırganmaz, ama aynı kıyafeti, belki köyünde giydiğinde hiçte hoş karşılanmaz. İşte Ahzab 59. ayetinde bahsedilen bu konudur. KADIN DIŞARIYA ÇIKTIĞINDA, TOPLUMUN YADIRGAMAYACAĞI BİR KIYAFET GİYMESİDİR DOĞRU OLAN. Konuyu özetlemek gerekirse, Kur’an da kadının başını örtme emri kesinlikle yoktur. Dikkat ederseniz başörtüsüne açık delil bulmak yerine, kelimelere hiç bahsedilmeyen kendi nefislerinden anlamlar yüklenerek, dolaylı kanıt aranmaktadır. Bu yöntem, Allah ın Kur’an dan istifa ederken, takip etmemiz gereken yöntemlerine tamamen ter düşer. Lütfen bu gerçeği göz ardı ederek, geleneklerimizin ve emin olamadığımız rivayet inançlarımızın etkisiyle, Kur’an dan delil aramaya çalışmayalım. Bu yol bizleri, daha büyük yanlışlara götürecektir, unutmayalım.
BAŞÖRTÜSÜ BİZİM TOPLUMUMUZUN DA, GÜZEL BİR GELENEĞİDİR. Toplumu başörtüsü ekseninde ayırıp, iffetli, iffetsiz kadın yakıştırmaları ile bölerek, bir birine lütfen düşman etmeyelim. Bunu yapanlar Allah a, mutlaka hesap vereceklerdir.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/