Bizler günümüzde öyle bir İslam yaşıyoruz ki, cahiliye dönemini aratmıyor. Ama bunun ne yazık ki farkında bile değiliz. Çünkü bizlerin KUR’AN İLE BAĞINI KESTİLER VE DEDİLER Kİ, SEN KUR’AN’I ANLAYAMAZSIN, ONU VELİ, ÂLİM KİŞİLER ANLAR. EĞER DEDİKLERİ DOĞRU OLSAYDI, ALLAH BİZLERİ KUR’AN DAN ASLA SORUMLU TUTMZDI. ANLAYAMADIĞIMIZ BİR KİTAPTAN, NASIL SORUMLU OLURUZ? Tüm bu iftiralara inandığımız içindir ki, KUR’AN I TERK ETTİK VE BEŞERİN RİVAYET VE SANI SÖZLERİNE DİN DİYE SARILDIK. Hâlbuki Allah yemin ederek, hiç kimseye muhtaç olmayalım diye Kur’an ı kolaylaştırdım diyor, hem de birçok kez. Ama bizler apaçık bu ayetleri tebliğ aldığımız halde, Allah a güvenip inanmamız gerekirsen, edindiğimiz veli dedikleri kişilerin sözlerine inanmayı, onlara güvenmeyi seçtik. Sizce bu durumda mahşer günü halimiz ne olur Allah ın huzurunda? Lütfen bu soruyu kendimize şimdiden soralım, çünkü emaneti teslim ettikten sonra, asla geri dönüp hatalarımızı düzeltme imkânımız olmayacak. ÖMÜR O KADAR KISA Kİ, AH BİR FARKINDA OLABİLSEK.
Öyle bir kaptırmışız ki kendimizi geçmiş toplumların, rivayet ve sanı inançların dine yaptığı ilaveleri Kur’an da göremediğimizde, hani nerede namazın kaç rekât olduğu yazıyor Kur’an da. Ama bak hadislerde var, demek ki yalnız Kur’an ile İslam yaşanmıyormuş diye biliyoruz. Kur’an zekattan bahsediyor ama kazancımızın yada malımızın kaçta kaçını vereceğimiz Kur’an da yazmıyor, ama rivayet hadislerde ve fıkıhta bunlar çok detaylı yazıyor diyerek, adeta verdikleri örneklerle üzgünüm ama bu gerçek, TOPLUM KUR’ AN DAN ADETA SOĞUTULDU, UZAKLAŞTIRILDI RİVAYETLER, SANI BİLGİLER, İSLAM DİNİNDE KUR’AN IN ÖNÜNE GEÇTİ.
Hiç araştırmıyoruz ve düşünmüyoruz. Allah namaz kıl emrini verip, kendisinin huzurunda kalacak süreyi kuluna bırakmışsa, bunun neresini eksik görüyoruz da tamamlamaya çalışıyoruz. Allah zekât verin emrini verdikten sonra, birçok ayetinde buna bizleri teşvik edip, ihtiyacınızdan arta kalanı bizzat kendimizce belirleyip, bunun miktarını özellikle bizlere bırakarak, bizleri imtihan ediyorsa, bunu nasıl bir eksiklik kabul ederde, adeta eksik tamamlamaya çalışırız. Bu kadar mı gözlerimiz kör oldu. Bu kadar mı aklımızı yitirdik.
Günümüzde öyle bir İslam inancı yaşıyoruz ki, adeta Allah Kur’an da ne emrediyorsa, onun tersini yapıyor, söylüyor ve buna da kendi nefsimizi aldatacak kılıflar buluyoruz. Bazen yetmiyor, ayetlerde geçen kelimelerin anlamını değiştiriyoruz ki, batıl inancımıza kanıt, delil olsun. Allah birçok ayetinde, şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin fayda etmediği o günden sakının diyorsa, sizce başka bir ayette sizlere şefaat edecek başka velilerde olacak, onlara da yetki veriyorum der mi? Demiş olsaydı bu kitap çelişkilerle dolu olurdu. Elbette Kur’an da asla çelişki yok, ama bu çelişkiyi bizler ellerimizle yaratıyoruz. Yukarıda örneğini verdiğim gibi, Allah biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, nice örneklerle açıkladık dediği halde, Kur’an açık ve anlaşılır detaylı değildir, onu herkes anlayamaz detaylıda değildir diyerek, yüzlerce ayetin tam tersine inanıyoruz. Bu durumda bizler hala Müslüman’ız, Allah’ın doğru yolundan gidiyoruz nasıl deriz?
Allah yasakladığı, haram olan yiyecekleri sayıyor ve diyor ki, bunun dışında her temiz şey sizler için helaldir. Kur’an a şirk koşarak Kur’an yetmez diyenler, hemen atalarının haram listesini saymaya başlıyorlar ve diyorlar ki, bakın bunların haram olduğu Kur’an da yazmıyor, demek ki Kur’an da her bilgi olmuyor muş. İşte bizler bu kadar aklımızı yitirdik ve ne söylediğimizi bilmez haldeyiz. Allah yoklukla imtihan etmesin, kendi nefislerinde haram dedikleri O yiyecekleri bir gün, arayıp ta bulamaya bilirler.
Allah ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diye hüküm veriyor, Kur’an dan nasiplenmeyenler ise, Allah ın elçisi de dinde hüküm koyma yetkisi vardır demekten korkmuyorlar. Kur’an ın tek başına anlaşılamayacağını onun tefsir edilmesi gerektiğini savunanlar, aslında şunu söylemiş oluyorlar. ALLAH KULLARINA HAŞA EMİRLERİNİ/HÜKÜMLERİNİ ANLATAMAMIŞ, İZAH EDEMEMİŞ ONU ANLAŞILIR HALİNE, YARATTIĞI BİR BEŞER GETİRİYOR. HÂŞÂ, Allah ım sen koru bizleri bu akıl tutulmasından. Allah yemin ederek Kur’an ın muhkem ayetleri kolaylaştırdığını birçok kez söylüyor ve onu açıklamak bize düşer, biz Kur’an ı nice örneklerle açıkladık diye de belirtiyor. Bizler hala Allah ın kitabının tercümesini Kur’an kabul etmeyip, onu mutlaka birilerinin tefsirine muhtaç bırakıyoruz.
Çok ilginçtir, Kur’an ın anlaşılarak okunmasından korkan din tacirleri, atalarının dinini topluma zorla yaşatmaya kalkan din simsarları, Allah ın nurunu toplumdan saklıyorlar. DİYORLAR Kİ, KUR’AN IN TERCÜMESİ KUR’AN DEĞİLDİR. Peki, Kur’an nedir o zaman? Evet, soruyorum Kur’an nedir? Allah tüm insanlığa rehber olarak Kur’an ı gönderiyor, bu Kur’an başka dillere tam olarak çevrilemiyor, ama Allah tüm kullarını Kur’an dan sorumlu tutuyor öylemi? ALLAH'A KARŞI NASIL BİR ADALETİ NİSPET ETTİĞİMİZİN, FARKINDA MISINIZ? Hatırlatmak isterim, Allah’ın Resulüne ait olduklarını iddia ettikleri hadisler de Arapçadır. Ama onları dilimize tercüme ettiklerinde herkes anlıyor ve Türkçeye çevriliyor kimse itiraz etmiyor, iş Kur’an a gelince Kur’an her dile tam çevrilemiyor öylemi? Aman Allah ın düşünceye bakın. Menfaat tacirlerinin, lütfen bu oyununa gelmeyelim, yoksa Allah a hesabını veremeyiz.
Değerli dostlar, bizler aklımızı mı yitirdik? Böyle bir adaleti, nasıl olurda Allah a nispet ederiz. Kur’an ın tercümesini Kur’an kabul etmeyenler istedikleri, beğendikleri kişilerin Kur’an tefsirini Kur’an kabul ediyorlar ama. ANLAMINI BİLMEDEN KUR'AN I OKUDUĞUMUZDA, ALLAH IN TEBLİĞİ ULAŞMADIĞI İÇİN, AMACINADA ULAŞMAMIŞ DEMEKTİR. BUNU YAPAN NASIL OLURDA KUR’AN OKUDUM DER. KUR’AN I OKUDUĞUNU SÖYLEYEN, TEBLİĞİDE ALMIŞ OLMALIDIR Kİ, ALLAH IN EMİRLERİNİ YERİNE GETİREBİLSİN. Sanırım anlamadan Kur’an okuduğumuz için, Cuma suresi 5. Ayetin acı gerçeğini bizlerde yaşıyoruz. Tefsir tercüme değildir. Tercüme bire bir başka dile aktarmadır. Kelimeler farklı olabilir, önemli olan manadır, anlamdır.
İmamı Azam Ebu Hanife de bu konuda bakın ne demiş, yüzlerce yıl önce. “KURAN KÂĞITLARDA YAZILMIŞ VE BİZİM OKUDUĞUMUZ LAFIZLAR DEĞİLDİR. ESAS KUR’AN O LAFIZLARIN TAŞIDIĞI MANADIR Kİ, BİR KELAM-İ NEFSİ OLARAK KALIPTAN KALIBA DÖKÜLÜR.”Tefsir, kitabı yazanın ayetten anladıklarının detayıdır ki, bu risklidir ve tehlikelidir. Elbette okuyalım, okumayalım demiyorum. Ama bizler önce bizzat kendimiz Kur’an ın tercümesi ile muhatap olmalı, onunla buluşmalı ve onu anlayabilmek adına, bir öğrenci misali çaba harcamalıyız. ÇÜNKÜ KUR’AN DAN İMTİHAN OLUYORUZ. ALLAH ANLAYAMAYACAĞIMIZ BİR KİTAPTAN BİZLERİ, SİZCE İMTİHAN EDER Mİ? ANLAMINI BİLMEDEN OKUDUĞUMUZ BİR KİTAPTAN, İMTİHAN OLURKEN, İÇİNİZ RAHAT İYİ BİR SONUÇ BEKLEYEBİLİR MİYİZ? BU KONUDA RAHATMISINIZ, YOKSA İÇİNİZDE ŞÜPHELER Mİ VAR? KARAR SİZİN, İMTİHAN SİZİN İMTİHANINIZ. Kur’an ile bizzat kendimiz buluştuktan sonra, her türlü kitabı okuyalım araştıralım. Ama Kur’an ın tercümesi/meali Kur’an değildir dersek, BİZLER BAŞKALARININ KUR’AN DAN ANLADIĞINI DİN DİYE YAŞARIZ, ONDAN SONRADA HESAP GÜNÜ BENİ O KANDIRDI, ŞU KANDIRDI DİYEREK KAÇACAK YER ARARIZ.
Değerli din kardeşlerim. Binlerce bilimsel yabancı kitaplar dilimize çevriliyor ve milyonlarca insan faydalanıyor, bilim adamları oluyor. Buna Arap bilim adamlarının yazdığı kitaplarda dâhil. Bu gerçek önümüzde apaçık dururken, nasıl olurda Kur’an a böyle bir saygısızlık yaparda, Kur’an her dile tam çevrilemez diyerek, toplumu tedirgin ederiz ve din tacirlerinin eline kendimizi teslim ederiz. HANİ İSLAM DİNİNDE RUHBAN SINIFI YOKTU? ELLERİMİZLE RUHBAN SINI YARATTIK, HABERİMİZ BİLE YOK. Lütfen aklımızı başımıza toplayalım ve Allah ın emrettiği gibi, emin olamayacağımız sözlerin değil, ALLAH IN İPİ KUR’AN A SARILALIM. İstedikleri kadar Kur’an tercümesini kendilerine alet etmeye çalışsınlar, onların yaptığı şeytanlık, aklını kullanarak Kur’an ı okuyanlar tarafından hemen fark edilecektir. ÇÜNKÜ ALLAH, BATILDAN UZAKLAŞARAK, YALNIZ ALLAH A KENDİSİNİ TESLİM EDENİN, GÖNÜL GÖZÜNÜ AÇARARAK, KUR’AN I DOĞRU ANLAMASINI SAĞLARIM DİYOR. ONUN İÇİNDİRKİ KUR’AN DA, AYNI KONUDA BİRÇOK TEKRARLAR VARDIR.
Geleneksel İslam FIKIH anlayışının, hatta mezheplerin dine, ibadetlerimize yaptıkları ilaveleri, Kur’an da göremediğimizde, lütfen bunu bir eksiklik olarak görmeyelim. Bunlar toplumların gelenek, töre ve çağın etkisi olarak düşünelim. Kur’an a ters düşmeyenleri elbette yaşamamızda bir sakınca yoktur, ama Kur’an a ters düşen bir gelenek, bilgi varsa, lütfen ondan hemen vazgeçelim. Çünkü bu dünya hayatı inanın çok kısa. Her an emaneti teslim edip, bu dünyadan göçebiliriz. DEĞERMİ RİSKE? İŞİMİZİ SAĞLAMA ALALIM VE DİYELİM Kİ, RABBİMİZ BİZLERİ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEKSE, BİZLER EL BİRLİĞİYLE YALNIZ ONUN KİTABINA, ONUN İPİNE SARILALIM. Bundan daha garantisi var mı sizce?
Dilerim cümlemiz batıldan, hurafeden, sanıdan uzak, yalnız Kur’an a sarılan, onu anlamak adına çaba gösteren, Allah ın azınlık halis kullarından oluruz. Allah insanları Kur’an hakkında şüpheye düşürmeye çalışanlara, bakın O gün bile nasıl meydan okuyor ve ne diyor. SİZCE BİZLER O GÜN YAPILAN YANLIŞIN AYNISINI ALLAH IN KİTABINA YAPMIYOR MUYUZ? YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ, RESULÜN RİVAYET HADİSLERİ OLMASAYDI KUR’AN KAPALI KALIR ANLAŞILAMAZDI DİYENLERİ, AŞAĞIDAKİ AYETİ, TEKRAR DÜŞÜNMEYE DAVET EDİYORUM. HATIRLATIRIM ÖMÜR ÇOK KISA, BİR AN EVVEL HATALARIMIZI GÖRMEMİZİN KUR'AN İLE YÜZLEŞMEMİZİN ZANMANI GELDİ, GEÇİYOR BİLE.
Bakara 23: KULUMUZA İNDİRDİKLERİMİZDEN ŞÜPHE İÇİNDEYSENİZ, ONUN (KUR’AN’IN) BENZERİ HERHANGİ BİR SURE GETİRİN! DOĞRUYSANIZ ALLAH’TAN BAŞKA ŞAHİTLERİNİZİ (YARDIMCILARINIZI) DA ÇAĞIRIN!
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/