Dini konularda konuşurken, şöyle bir slogan duyarız ” KUR’AN A VE SÜNNETE UYMAK” Bu sözün ne anlama geldiğini ve bu söylemin Kur’an ile analizini hiç yaptınız mı? Bu konuda sizi düşünmeye davet etmek istiyorum. Lütfen önce unutmayalım, BU DİN ALLAH IN DİNİDİR VE DİNDE ALLAH IN ORTAĞI DA ASLA YOKTUR. ÇÜNKÜ ALLAH, HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYOR. Tabi bu benim düşüncem değil, Kur’an ın verdiği apaçık hükümdür. BUNUN TERSİNİ SÖYLEYİP, ALLAH IN DİNİNE ELÇİSİNİ ORTAK ETMEYE ÇALIŞARAK TOPLUMUN, RİVAYETLERLE ŞEKİLLENMİŞ, KUR’AN IN ONAYLAMADIĞI İLAVELER YAPILMIŞ ATALARININ DİNİNE İNANMALARINA DAVET EDENLERİ LÜTFEN SORGUSUZ KABUL ETMEYİNİZ, MAHŞER GÜNÜ PİŞMAN OLANLARIN SAFINDA BULURUZ KENDİMİZİ. Kur’an a ve sünnete uymak ne demek, gelin bu söylemin günümüzde nasıl kullanıldığına ve nasıl anlaşıldığına bakalım? Kur’an ve sünnete uymak iki farklı şeymi, yoksa Kur’an ın emrettiği sünnete yani onun öğrettiği yol ve yönteme uymak anlamında mı. Peki, sünnete uymak sözünden neyi kast ediyorlar?
Sünnet Kur’an da Allah ın yolu, kanunları anlamında geçer. Yani bizler Kur’an a uymakla ALLAH IN SÜNNETİNE YOLUNA, kanunlarına uymuş oluyoruz. Peki günümüzde Kur’an dan sonra bahsedilen sünnetten, ne kast ediliyor? Allah ın kanunlarından başka, uymamız gereken kanun, kurallar mı var? Allah Nisa 87. ayetinde ne diyordu.”SÖZ BAKIMINDAN ALLAH’TAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR!” Sizce bu ayet bizleri ilgilendirmiyorda, Allah ın sözünün yanında Resulününde sözü Allah ın sözü gibidir diyebilirmiyiz? Hatırlayınız Allah, bazı konularda Resulünü ikaz ediyordu, bunu lütfen unutmayınız. Maide suresi 50. ayetinde de benzer bir uyarıda, bakın ne diyor. “ALLAH’TAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ?” Ne dersiniz bu ayeti tebliğ alan bizler, ne yani Allah Resulünü postacı diyemi gönderdi, elbette onunda dinde Allah ın dışında hükümler koyma yetkisi vardır diyebilir miyiz? Karar sizin. Sünnet kelimesi toplumda, peygamberimizin yaşantısı, hayatı, söylemleri ve ibadetlerimizi yerine getirebilmemiz için verdiği bilgiler, birde Kur’an ın bahsetmediği hükümlerdir, diye kısaca anlatılır günümüzde topluma.
Hemen şu soruyu soralım kendimize, Allah ın elçisi Kur’an ın sünnetinden başka sünnetlerde, dine ilaveler etmiştir de, bizler İslam ı yaşamak adına, Kur’an ın yanında Allah ın Elçisinin sünnetine de uymamız mı gerekiyor? Allah ın sünneti din ve iman adına bizlere yeterli gelmiyor mu? Kur’an ı düşünerek okuyan bir Müslüman, bunu asla kabul etmez. Şunu da söylemek isterim. Allah ın elçisi bizler için Kur’an da örnek gösterilmiştir. ONUN HAYATI, DAVRANIŞLARI BİZLER İÇİN ÖRNEKTİR AMA ANLATILANLARIN, NE YAZIK Kİ BU ÖRNEKLİKTEN BAŞKA, ÇOK FARKLI ŞEYLERİ KAPSADIĞINI GÖRÜYORUZ.
Bizler bu konuda inanın, çok büyük bir yanılgı içindeyiz. Unutmayalım peygamberimiz ÜMMİYDİ, yani din adına ne öğrendiyse Kur’an dan öğrendi ve Kur’an dışından din adına hiçbir bilgisi de yoktu. Ümmi okuma yazma bilmeyen anlamında değil, Ehli kitaba tabi olmayan anlamında geçer Kur’an da. Onun içinde Allah ın sünnetinden başka sünneti Allah ın Elçisinin bilmesi, dine ilaveler yapması mümkün değildi. Hatırlayınız lütfen, elçisine nasıl emirler veriyordu Rabbimiz? SANA İNDİRDİĞİMLE ONLARA HÜKMET. Bu konuyu bizlerin daha net anlayabilmesi içinde, deki kullarıma diyerek elçisinin bizlere ne söylemesini istemişti Rabbimiz? “BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM” DEMEK Kİ ALLAH IN ELÇİSİNİN SÜNNETİ ZATEN, ALLAH IN SÜNNETİNDEN FARKLI DEĞİLMİŞ.
Allah ın elçisinin, ÜMMİ olduğu konusu üzerinde sizlerin dikkatle düşünmenizi rica ediyorum. Söylemiştim, Allah ın Elçisi Ehli kitabın hiç birisine tabi olmamış, kokuşmuş batıl inançlarla yoldan çıkmış bir inancın peşi sıra gitmemiştir. Buradan şunu anlıyoruz, Allah ın elçisi Yahudi ve Hıristiyanların batıl inançlarına karşıydı ki, onların inançlarından uzak durmuştur. Hatırlayınız lütfen, günümüzde Kur’an da olmayıp, İslam a sokulmuş özellikle Yahudi inançlarını peygamberimiz kabul etmediği ve karşı geldiği için onlara tabi olmamıştır. Ne yazık ki Yahudiler kendi batıl inançlarını, yıllar sonra içimize soktuğu ajanları sayesinde İslam a sokmuşlardır. Allah ın elçisinin, Kur’an da hükmü olmayan hiçbir konuyu, dine sokmasının mümkün olamayacağını bizlere Rabbimiz, bakın özellikle ne diyor, elçisini anlatırken.
Şura 52: İşte böylece sana da emrimizle ruhu/Kur’an’ı vahyettik. SEN, KİTAP NEDİR, İMAN NEDİR BİLMEZDİN. FAKAT BİZ ONU KULLARIMIZDAN DİLEDİĞİMİZİ KENDİSİYLE DOĞRU YOLA ERİŞTİRDİĞİMİZ BİR NUR KILDIK. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin. (Diyanet vakfı meali)
Bakın Allah bunu özellikle bizlere söylüyor ve diyor ki, elçim daha önce hiçbir inanca tabi değildi, kitap ehlinden de uzaktı. Yanlış inançlarını gördüğü için, onlara tabi olmadı ama doğruların arayışı içindeydi Muhammet kulum diyor. Tabi bu sözlerimi Kur’an ın diğer ayetlerinden yararlanarak söyledim. Peki, Allah ın bunu söylemekteki asıl amacı neydi, yine diğer ayetlerle birlikte düşündüğümüzde, şöyle bir gerçek ortaya çıkıyor. “BEN ELÇİMİ ÖZELLİKLE, ÜMMİLERİN İÇİNDEN SEÇTİM Kİ, GÖNDERDİĞİM KUR’AN I KENDİSİ YAZMIŞ DEMESİNLER.” Onun içinde, peygamberimizin Kur’an dışından dine asla tek kelime bile ilave etmesi mümkün olamaz. Allah ın Elçisinin ÜMMİ oluşu bu gerçeğin kanıtıdır. Allah bir ayetinde elçisini uyarmak adına ne diyordu hatırlayalım.
Hakka 44–45–46–47: EĞER ELÇİM BİZE ATFEN BAZI SÖZLER UYDURMAYA KALKIŞSAYDI, ELBETTE ONU BUNDAN DOLAYI KISKIVRAK YAKALARDIK; SONRA DA ONUN ŞAH DAMARINI KESER ATARDIK. Hiçbiriniz buna engel de olamazdınız. (Bayraktar Bayraklı meali)
Ne dersiniz, hala Allah ın bu uyarısından da bizler, ibret almayacak mıyız? Allah ın elçisinin ibret ve ders aldığı çok açık, ya bizler? Bizlere öyle yanlış şeyler öğrettiler ki, bunları söylediğimde, Kur’an da namazın nasıl kılınacağının, kaç rekât olduğunun, hangi duaları okuyacağımızın detayı yok deyip çıkıyoruz işin içinden. İyide bu söylediklerimizin tamamı beşeri bilgiler, sonradan ilaveler, elbette Kur’an da olmayacak ve Allah namaz konusunda, BAHSETTİKLERİ KONUDA BİR SINIRLAMA YAPMAMIŞ Kİ Kur’an da olsun. Lütfen unutmayalım, Salat Farsça deyimiyle namaz, Allah ile kulunun bir olduğu, onunla sohbet ettiği, ondan yardım isteyip, onu tesbih ettiği çok önemli bir andır. Allah bu konuda bir sınırlama yapmayıp, birçok konuda serbest bırakmışsa, bizler nasıl olurda namazın rekat sayısı Kur’an da yok, namazda neler okuyacağımzda geçmiyor deriz. Allah ile bizlerin sohbetine hiç kimse müdahale edemez, lütfen bunu unutmayınız. Bunları neden düşünemiyoruz. Çünkü batıl ve rivayetler, Kur’an ın önüne geçmişte ondan.
Allah namazın kısaltılmış örneğini, özellikle vermiş Kur’an da, ama normal zamanda tam bir şekilde tamamlayın demiştir ve bizleri sorumluluk altına alacak hiçbir sınırlama yapmamıştır. Yani namazın rekât sayısının sınırı yoktur, Allah ın huzurunda huşu içinde istediğimiz kadar kalabiliriz ve Rabbimize içimizden geldiği gibi duamızı yapar, Kur’an da olan örnek ayetlerden okuyabiliriz. Hatta içimizden gelen, Rabbimizi övgülü sözlerde söyleyebiliriz. Şöyle düşünün, günümüzde kılınan namazda, yalnız ayetler okunmuyor, beşeri dualarda var. Lütfen bize öğretilen beşeri bilgileri Kur’an da göremediğimizde, Kur’an ı detaysız ve eksik görmeyelim büyük hata yaparız. Unutmayalım lütfen Allah, verdiği emri detaysız ve açıklanmamış verip, daha sonra bizleri, BU KONULARI RESULÜMÜN RİVAYET HADİSLERİNDEN ÖĞRENİN DİYEREK, ASLA SORUMLU TUTMAZ. EMİN OLMADIĞIN BİLGİNİN ARDINA DÜŞMEYİN EMRİNİ VEREN ALLAH, HÜKÜMLERİNİN DETAYINI NASIL OLURDA RİVAYETLERDEN ÖĞRENMEMİZİ İSTER?
Yine beşeri FIKIH inancının öğretisi olan zekât, oruç, Hac gibi konularındaki ilaveleri de Kur’an da aramayalım bulamayız. Bu konularda da gerekeni, gerektiği kadar basit ve kolay bir şekilde Allah açıklamış Kur’an da ne demişti. “YEMİN OLSUN Kİ BU KİTABI, SİZLER İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK.” Lütfen Kur’an ı yetersiz ve açıklanmamış kabul ederek, Rabbimize saygısızlık yapmayalım, ÇÜNKÜ KUR'AN I BİZ AÇIKLADIK DİYOR. ALLAH A MI İNANIP GÜVENİYORUZ, YOKSA KİMİN SÖYLEDİĞİNDEN EMİN OLAMAYACAĞIMIZ, RİVAYETLERE Mİ GÜVENİYORUZ. Allah ın elçisi de bu konularda, Allah ın verdiği bilgiler dışında, bir bilgisi yoktu ki ilaveler yapsın. Bu söylediklerim, bazı kardeşlerimi elbette mutlu etmeyecek ve bana kızacaklar bunu biliyorum, belki de yüzlerce kez anlattım ama beşerin sözleri rivayetler, daha kabul görüyor günümüzde, buna çok üzülüyorum. Son olarak şunu hatırlatmak isterim. Allah tüm elçilerini aynı yetkilerle göndermiş, ASLA DİNDE HÜKÜM ORTAĞI YAPMAMIŞTIR. DAHA DOĞRUSU YAPMADIĞINI ÇOK AÇIK SÖYLÜYOR KUR'AN DA VE NE DİYORDU? “ALLAH HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ.”
Şu soruları, hesabın görüleceği o çetin gün gelmeden, kendimize lütfen soralım ve doğru cevabını da, akıl ve Kur’an ile bulmaya çalışalım. Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, yalnız Kur’an ın ipine sarılın, sakın emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin sorumlu tutarım, sakın veliler, dostlar edinip onlara güvenerek din adına ardı sıra gitmeyin, güvenilecek veliniz, dostunuz yalnız benim, Kur’an ın sınırlarını asla aşmayın dedikten sonra, sizce Allah Kur’an da bizlerin sorumlu olduğu ibadetleri yerine getirmemiz için, Kur’an dışından bilgilere bizleri muhtaç bırakırda, Kur’an ın yanında kayda alınmamış, Kur’an gibi korunmayan rivayetler yoluyla bizlere ulaşan bilgilere, bizleri muhtaç bırakır mı?
Karar sizlerin. Sonucunu hep birlikte mahşer günü göreceğiz. Bu sorumun cevabını, bugün kendine sorup, inancını Kur'an ile sorgulayıp, doğru cevabını bulan, mahşer günü yüzleri gülenlerin safında olacaktır. Doğru cevabın arayışında olmayıp, düşünmeden aklını kullanmadan birilerinin rivayet ve sanı sözlerine tabi olanlar ise inanın, onların durumunu hayal bile edemiyorum. Çünkü onları acıklı bir son beklediğini, Allah Kur'an da bizlere bildiriyor. Allah cümlemizin yardımcısı olsun.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK..