Allah Kur’an’ı bizlere bir rehber bir ışık ve yol gösterici olsun diye indirdiğini söyler Kur’an’da. Peki, bizler Kur’an’ın rehberliğinden mi faydalanıyoruz, yoksa sen Kur’an’ı anlayamazsın, zaten Kur’an’da her bilgi detaylı yoktur, Kur’an’ı Veli kişiler anlar diyerek, bizleri yönlendirdiği kişi ve onların kitaplarını mı bizler rehber alıyoruz, ne dersiniz? Şunu lütfen unutmayalım, bizler herkes Kur’an’ı anlayamaz diyenlere uyup, ONLARA VE KİTAPLARINA GÜVENİP REHBER ALIYOR VE İNANCIMIZI O KİŞİNİN SÖZLERİYLE YAŞIYORSAK, ONUN KULU OLMUŞUZ, ONDAN YARDIM BEKLİYORUZ DEMEKTİR. Buda Kur’an’a göre şirktir. İmtihanını tehlikeye atmak istemeyen, en emin garantili, Allah'ın korumasındaki Kur'an'ın davetine uyar.
Bizlere Kur’an’ı en doğru anlayıp, İslam’ı en doğru anlattığını söyleyerek, kendilerine ve kendi kitaplarına davet edenler varsa, onlar Allah’ın Resulünün yolunda gitmiyor, Kur’an’ı değil edindikleri güvendikleri Velileri rehber ediniyorlar, onlara kul oluyorlar demektir. Allah’ın rehberi Kur’an’ı REHBER EDİNEN asla bu hataları yapmaz, böyle bir Müslümanın izlediği yol yalnız, Allah’ın Resulünün de izlediği ve bizleri davet ettiği yol olan, Allah’ın Kur’an’da çizdiği yoldur. Bakın Allah Resulüne, deki kullarıma diyerek, Resulünün hangi yolu izlediğini ve Resulün kullarını kime, neye davet ettiğini, tebliğ etmesini istiyor.
Yusuf 108: DE Kİ: “İŞTE BU, BENİM YOLUMDUR. ALLAH’A ÇAĞIRIYORUM; BEN VE BANA UYANLAR AYDINLIK BİR YOL ÜZERİNDEYİZ. ALLAH YÜCEDİR! BEN ASLA ORTAK KOŞANLARDAN DEĞİLİM.” (Mehmet Okuyan).
Bakın Allah’ın Resulünün, bizleri nasıl uyarmasını istiyor Allah. Bu benim yolumdur derken, neyi kast ediyor? Hatırlatırım Resul kendi hadislerine/sözlerine davet etmiyor. Kendisinin Kur’an ile yalnız Allah’a çağırdığını özellikle Allah, Resulünün söylemesini istiyor. Peki, Resul Allah’a nasıl çağırır? Elbette Kur’an’ı anlayarak okuyan, veliler edinip birilerine tabi olmayan onu da Kur’an’dan tebliğ alır. Bakın Resul biz ümmetini, hangi bilgiyi tebliğ ediyor ve uyarıyor, hangi yola davet ediyor.
“BU KURAN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19)
Eğer Kur’an her bilginin ve detayın olmadığı, aklı başında her insanın okuduğunda anlamadığı bir kitap olsaydı, böyle mi söylerdi? Tam tersine şöyle söylemesi gerekirdi. Ben size Kur’an’ı tebliğ ediyorum ama onu hepiniz anlayamazsınız, Veli, âlim kişiler ancak benim hadislerimden istifade ederek anlar, sizi onlar bilgilendirir demesi gerekirdi. Tabi bu düşünce ve inanç, Kur’an’ın tamamına, özellikle imtihan olduğumuz gerçeğine ters düşer. Ters düşer ama bizler hala, inanmaya devam ediyoruz. Ayrıca Allah, Resulüne verdiği görev ve yetkiyi bizlerin anlayabilmesi içinde, Resulün görev tanımını nasıl yapıyordu Kur’an’da hatırlayalım. “RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) Demek ki Resulde yalnız Kur’an’a uymuş ve biz ümmetini yalnız, ALLAH’A DAVET EDEREK, YALNIZ ALLAH’IN VAHYİNİ TEBLİĞ ETMİŞ. UNUTMAYALIM DAVET, YALNIZ ALLAH'A YANİ DİNİN SAHİBİNEDİR, ONUN DİNDE ORTAĞI YOKTUR. Allah’ın Resulünün yolunun yalnız Kur’an olduğunu ve bizleri yalnız Kur’an ile Allah’a çağırdığını, yani davet ettiğini bu ayetten tebliğ aldıysak, sizler Kur’an’ı anlayamazsınız diyerek bizleri kendilerine, kendi yazdıkları kitaplara cemeatlarına, tarikatlarına davet edenlerin, tuzağına düşmemiz asla mümkün olamaz.
Allah’ın Resulü bizleri, aydınlık bir yola davet ettiğini söylerken, bu aydınlık yolun yalnız Allah’ın kitabında olduğunu açıkça bildiriyor. Eğer bizleri Allah’ın kitabına çağırmayıp kendilerini Veli, âlim ilan edip, Kur’an’ı en doğru anladıklarını söyleyerek kendilerine davet edenler, ayetin sonunda Resulün uyardığı gibi, ALLAH’A ORTAK YANİ ŞİRK KOŞMUŞ OLURLAR. Eğer Allah’ın Resulü, bizlere Kur’an yetmeseydi, ya da Kur’an gerekli detayları vermemiş olsaydı, bizleri yalnız Allah’a yani Kur’an’a davet eder miydi? Elbette etmezdi, Kur’an’da bu konuda açıklama yaparak, şöyle demesi gerekirdi. “EY ÜMMETİM, ALLAH’IN KİTABI ÖZET BİLGİ VERİR, DETAYINI BENİM HADİSLERİMDEN ÖĞRENECEKSİNİZ, ONLARADA KUR’AN GİBİ SARILIN.” Derdi ama asla böyle bilgi, Kur’an’da yoktur. Tam tersine Allah, hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, Kur’an’ı biz açıkladık, yalnız Kur'an'a sarılın diyor. Lütfen Kur’an’dan araştırın, birçok ayette Allah DEKİ KULLARIMA diye başlar ve hükmünü indirir. Örnek ayette olduğu gibi. Eğer Allah Kur’an’ı özet olarak gönderip, detayını Resulüne bırakmış olsaydı, yine bir ayetinde DEKİ KULLARIMA diye başlar ve şöyle bir ayet indirirdi. “EY KULLARIM BEN AYETLERİMİ ÖZET GÖNDERDİM, KAFANIZ KARIŞMASIN DİYE DETAY VERMEDİM. DETAYINI RESULÜMDEN ÖĞRENİN.” Kur’an’ın hiçbir ayetinde böyle bir hüküm olmadığı gibi, tam tersi yalnız bizlerin, Kur’an’ın ipine sarılmamızı, yalnız Kur’an’dan hesaba çekileceğimize hükmetmiştir, yemin ederek Kur'an'ı kolaylaştırdım demiştir. Yoksa Allah'a güven miyor muyuz?
Bizler Kur’an ile buluşamadığımız ve Kur’an’ı anladığımız dilden düşünerek hiç okumadığımız için, Kur’an gerçeklerinden de haberimiz olmadı. Bizlere ne anlatılırsa dinin, Allah’ın emri zannettik. Şimdide apaçık ayetleri görüp tebliğ aldığımız halde batıl ve yanlış bilgiler öyle güç kazandı ki inancımızda, Allah’ın ayetleri görmezden gelinerek, batılı aklayabilmek adına, NE YANİ ALLAH RESULÜNÜ POSTACI DİYE Mİ GÖNDERDİ DİYEBİLİYORUZ. Çünkü Allah’ın Resulüne verdiği yetkiyi, görev ve sorumluluğu Kur’an’dan hiç tebliğ almadık da ondan. Hâlbuki Allah Enam suresi 51. Ayetinde, Resulüne ne tembih etmişti hatırlayalım.
“RABLERİNİN HUZURUNDA TOPLANACAKLARINDAN KORKANLARI, KUR'AN'LA UYAR. ÖYLEKİ, KENDİLERİ İÇİN O'NUN HUZURUNDA NE BİR DOST NE DE BİR ŞEFAATÇİ VARDIR. GEREKİR Kİ ALLAH'TAN KORKARLAR.” (Enam 51)
Eğer bizler Kur’an’ı anlayamasaydık, detaylı olmasaydı, detayını âlim ve veli kişilerden öğrenmemiz gerekseydi, bunun adına imtihan diyemezdik ve Allah da bizleri Kur’an’dan sorumlu tutmaz, Resulüne de kullarımı Kur'an ile uyar demezdi. Öyle olsaydı Allah tüm kullarını değil, yalnız Kur'an'ı anladığını söyleyenleri sorumlu tutardı. Bunu da mı akıl edemiyoruz? Bu kadar açık uyarıyı gördüğümüz ve tebliğ aldığımız halde, hala yalan yanlış inançların etkisindeysek, Kur’an’ı tebliğ aldığımız halde inatla batılı savunuyorsak, BİZLERİN ALLAH GÖZLERİNE PERDE ÇEKMİŞ, KULAKLARINA AĞIRLIK KOYMUŞ, GÖNÜLLERİNİ MÜHÜRLEMİŞ DEMEKTİR. Allah birçok ayette sakın veliler edinip onların ardına düşerek, batılı izlemeyin kendinize şefaatçiler edinmeyin, çünkü şefaat tümden bana aittir diyerek bizleri uyarır. Peki, bu uyarıyı dinliyor ve ders alıyor muyuz? Çok üzgünüm ama hala bu uyarıyı tebliğ almayan o kadar çok Müslüman var ki. Zümer suresi 54. Ayette de AZAP SİZE GELMEDEN ÖNCE, RABBİNİZE DÖNÜN VE ONA TESLİM OLUN. SONRA SİZE YARDIM EDİLMEZ, diyerek çok net uyarır. Peki, bizler günümüzde İslam’ı yaşarken, yalnız Allah’a onun kitabına mı teslim olarak imanımızı yaşıyoruz? Yoksa herkes Kur’an’ı anlayamaz, Kur’an detaylı değildir diyerek edindiğimiz VELİ, ÂLİM dediğimiz kişilere ve DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLAMADIĞIMIZ, RESULÜN HADİSLERİ DEDİĞİMİZ SÖZLERE/HADİSLERE Mİ kendimizi, imanımızı teslim ediyoruz, ne dersiniz?
BİZLER KUR’AN İLE Mİ UYARILIYORUZ, YOKSA RESULE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN RİVAYET, HADİSLERLE Mİ? Karar sizin. Bakın ayetin sonunda, Allah’tan başkasını veli edinenlere, hesap günü yardım edilmeyeceğini söylüyor. Peki, bizler buna inanıyor muyuz? Elbette hayır TAM TERSİNİ SÖYLÜYORUZ VE VELİSİ OLMAYAN’IN VELİSİ ŞEYTANDIR DİYORUZ. Hâlbuki Kur’an’a göre, Allah’tan başkasını veli edinenlerin velisinin, şeytan olabileceği uyarısı Kur’an’da yapılır. İşte bizler İslam’ı şeytanın ve şeytanlaşmış insanların etkisinde, böyle yaşıyoruz farkında olmadan. Makaleme son vermeden, üzerinde dikkatle düşünmemiz gereken ve Resulüne hitaben başlayan ve devamında tüm iman edenleri uyaran ayet üzerinde, sizleri düşünmeye davet ediyorum.
Zuhruf 43-44: SEN, SANA VAH YEDİLENE SIMSIKI SARIL! ELBETTE SEN DOĞRU YOLDASIN. ŞÜPHESİZ Kİ O (KUR’AN), SENİN VE KAVMİN İÇİN (GERÇEĞİ) HATIRLATAN ÖĞÜTTÜR. İLERDE ONDAN SORGULANACAKSINIZ.
Allah Resulünü uyarıyor ve sen sana vah yettiğim Kur’an’a sımsıkı sarıl diyor. Allah'ın Resulünün yalnız, vahye yani Kur'an'a sarıldığını çok açık biliyoruz. Peki bizler Resulü örnek alıp, yalnız vahye mi sarılıyoruz? Yoksa vahyi herkes anlayamaz diyerek, edindiğimiz velilerin kitaplarına mı sarılıyoruz? Sen bunu yaptığın, yani batıl ve rivayetlerden uzak, yalnız benim vahyime sarıldığın için, SEN DOĞRU YOLDA GİDİYORSUN DİYOR ALLAH RESULÜNE. Bu durumda Resulünü örnek alan batıl ve rivayetlerden uzak, yalnız Resulün uyduğuna yani, yalnız Kur’an’a sarılır. Peki bizler öylemi yapıyoruz? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Bunu yapan Allah’ın dosdoğru yolunda ilerler. Devamında da hem Resulüne, hem de tüm iman edenleri uyarıp Allah, sizlere indirdiğim vahiy yani Kur’an, sizler için yol gösterici bir öğüttür ve İLERİDE ONDAN SORGULANACAKSINIZ diyor. Sizce Allah bu hükmünü verdikten sonra, yani bizleri Kur’an’dan sorgulayacağına hükmedip, yemin ederek Kur’an’ı kolaylaştırdığını söylüyorsa, Kur’an detay sız ve her aklı başında kulunun anlayamayacağı bir kitap olabilir mi? Zerre kadar aklı olan ve Allah’a güvenen bu yalanlara, iftiraya asla inanmaz. LÜTFEN ALLAH’IN ADALETİNİ KÜÇÜMSEMEYELİM, ÇOK AMA ÇOKKKKKK PİŞMAN OLURUZ.
Dilerim yalnız Kur’an’ın ipine sarılarak Resulün yolunu izleyen, Kur’an detaylı ve açık değildir demeden, batıldan uzak, Kur’an’ı anlamaya çalışan, ALLAH’IN YOLUNU İZLEYEN, onun halis azınlık kulları arasında oluruz. UNUTMAYALIM İSLAM DİNİNDE DAVET, YALNIZ ALLAH’A YAPILIR. KENDİSİNE DAVET EDENLER, ŞEYTANIN ELÇİLERİDİR.
«ALLAH’A DAVET EDEN, İYİ İŞLER YAPAN VE “BEN MÜSLÜMANLARDANIM!” DİYENDEN DAHA GÜZEL SÖZLÜ KİM OLABİLİR Kİ!» Fussilet 33
«SEN RABBİNİN YOLUNA, GÜZEL ÖĞÜTLE DAVET ET VE ONLARLA EN GÜZEL ŞEKİLDE MÜCADELE ET! ŞÜPHESİZ Kİ RABBİN -EVET YALNIZCA O- KENDİ YOLUNDAN KİMİN SAPTIĞINI İYİ BİLENDİR VE O KİMLERİN DOĞRU YOLA ULAŞTIRILDIĞINI DA İYİ BİLENDİR.» (Nahl 125)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/