Onbir ayın sultanı, Kur’an ın indirilmeye başlandığı, O mübarek aya, bu senede ulaştık şükürler olsun. Dilerim bu ayda, Kur’an ı bolca anlayarak okuyup, ayetler üzerinde düşünerek, dinimize sokulan hurafe ve batıldan kurtuluruz. Bunu yapabilene ne mutlu. Orucun bizden önceki toplumlara da, farz olduğunu ve bakın orucu neden farz kıldığını söylüyor Yaradan.
Bakara 183: Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. UMULUR Kİ KORUNURSUNUZ.
Bir ayet sonrasında ise yine orucun önemini anlatırken, bakın nasıl bir bilgi veriyor. İki farklı meallerden yazalım ki, konuyu daha açık anlayabilelim.
"Zira oruç tutmak kendinize iyilik yapmaktır -keşke bunu bilseydiniz." "Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır."
Demek ki oruç tutmak, bizlerin bedenen sağlık bulması, korunması adına çok önemli. Bilim adamları günümüzde, orucun ne denli faydasının olduğunu bizlere kanıtladılar. Oruç tutabilecek durumda olanların, bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini anlıyoruz ayetlerden. Kur’an hayatın şifrelerini verir ve yol gösterir. Bizlere düşen, bu gerçeklerin farkında olabilmek adına, çaba göstermek olmalıdır. Oruç bedenimize sağlık getirdiği gibi , ruhumuzunda bazı gerçeklerle buluşmasına vesile olmaktadır.
Oruç tutmaktaki asıl amaç aç kalmak yada sağlıklı olmak değil, yokluğun ve bazı şeylere ulaşamamanın verdiği duyguyu da yaşamaktır. Bizler ne yazık ki orucun bu yönü üzerinde, fazla durmayız. Hatta orucumuzu mükellef, arzuladıklarımızın eksiksiz olduğu bir sofrada açarak bozarız. Böyle oluncada hissetmemiz gereken duyguları, çok fazla hissetmeyiz. DAHA DOĞRUSU ORUÇ BEDENİMİZİ, RUHUMUZU YOKSULLUKLA SINAMAK, HAYATIN GERÇEKLERİ İLE EMPATİ YAPABİLME İMKANIDA SAĞLAR. Oruç farklı gelirdeki insanların, eşitlendiği bir andır ve birbirimizi anlayabilmenin de yoludur. Ama bizler bunun ne yazık ki farkında değiliz. Oruç kelimesinin anlamı, belli bir sürede, Allah a karşı verdiğimiz sözün yerine getirilimesidir. Hatta Kur'an da verilen bir örnekte SUSMAK, kendini tutmak anlamında da kullanılmıştır. Kur'an da SAVM diye geçer. Bizler oruçluyken yanlız yemeyip içmemek, cinsel ilişkişye girmemek için söz vermiyoruz. Bizler oruçlu iken, tüm insanlara karşı adaletli, saygılı ve yardım sever olacağımızada söz veriyoruz. Peki yerine getiriyor muyuız? Yorum sizlerin. Şimdide oruç konusunda, Kur’an ın verdiği bilgilere bakalım. Acaba ne zaman oruca başlayacağız ve neler yapacağız. Bakara 187. ayette bu konuda bakın nasıl açıklama yapıyor.
Diyanet Meali: Şafağın aydınlığı, gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun.
Bayraktar Bayraklı Meali: Sabahın beyaz ipliği, siyah ipliğinden ayırt edilinceye kadar yiyiniz, içiniz, sonra akşama kadar orucu tamamlayınız.
Özellikle iki farklı mealden yazdım ki, bugün bizlere dayatılan yanlışı, Allah ın ayetiyle apaçık görebilelim. Sizler ayeti okuduğunuzda, oruca başlama vaktinin ne zaman olduğunu anladınız? Gecenin zifiri karanlığında mı, yoksa gecenin karanlığının son bulduğu, TANYERİNİN AĞARMAYA BAŞLADIĞI, siyah iplikle beyaz ipliğin artık fark edilmeye başlandığı, yani havanın aydınlanmaya yüz tuttuğu zaman damı artık yemeyi, içmeyi bırakın, oruca başlayın diyor Allah?
Allah ın apaçık ayetleri önümüzde durduğu halde, bizleri gecenin zifiri karanlığında, Allah ın oruca başlayın tarifine en az bir saat önce oruca başlatanlara, hiç mi ses çıkarmayacağız? Ses çıkarmak için önce, Allah ın Kur’an da neler söylediğini ilk elden anlayarak okumalı ve üzerinde düşünmeliyiz. Yoksa körü körüne itaat etmiş oluruz ki, bu din adına büyük tehlikedir, Allah ın asla önermediği bir yoldur. Eğer inancımız adına düşünmeyi bırakıp, din ve imanımızı yaşamanın kurallarını, başkalarına havale ettiysek, sonucuna da katlanmasını bilmeliyiz. Allah yemin ederek, anlayabilmemiz için Kur'an ı kolaylaştırdığını söylediyse ve sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye hüküm verdiyse, Kural koyan yalnız Allah olduğunu lütfen unutmayalım. Unutan hesap günü, keşke filancanın sözüne kanmasaydım diyerek yakınacağının örneğini, yine Kur’an çok açık veriyor, bunu unutmayalım. Bizleri sabah ezanı okunduğunda oruca başlatanlar, acaba sabah namazı ezanını vaktinde okutuyorlar mı? Sabah namazını Kur’an tarif ederken, gecenin gündüze yakın, FECİR vaktinde olduğu bilgisini verir. Peki, bu fecir vakti nasıl bir zamandır? Sözlüğe baktığımızda bakın ne diyor. "TAN YERİNİN AĞARMASI. ŞAFAK, SABAH VAKTİ, GÜNEŞ DOĞMADAN EVVEL ŞARKTA HÂSIL OLAN KIZILLIK."
Sabah namazını camide kılanlar bilir. Ezan okunur ama hemen sabah namazının farzı, camide kılınmaz, önce sünneti kılınır, Kur’an okunur FECR vakti yani günün aydınlanmasına yakın vakit geldiğinde, sabah namazının farzı kılınır. ORUCA BAŞLAMA VAKTİNİ, CAMİLERDE OKUNAN SABAH EZANINA BAĞLAYAN DİYANET, ACABA SABAH NAMAZININ FARZINI, CAMİLERDE HEMEN NEDEN KILDIRMIYORLAR. ÇÜNKÜ VAKTİ GELMEDİ DE ONDAN. PEKİ, ORUCA BAŞLAMA VAKTİ GELMEDİĞİ HALDE, NEDEN TOPLUMU ERKEN ORUCA BAŞLATIYORLAR? Bunun vebalini taşıdıklarını anladıklarında, iş işten geçmiş olacak.
Ramazan Kur’an ile buluşmamızın ayıdır. Bu gerçekten yola çıkarak, bizlerde Kur’an ile buluşmalı ve Allah ın uyarılarını, tavsiyelerini anlayarak, bilerek, düşünerek okumalıyız. Okuyalım ki, bizleri Allah ile aldatanların tuzağına düşmeyelim. Allah yemin ederek birçok kez, sizler için bu kitabı kolaylaştırdım der bizlere. Bizler Kur’an ile bir türlü buluşamadığımız içinde, Kur’an ile aramıza girenlerin yanlışlarına uyarız. Böyle olunca da, Allah ın sakın sizleri Allah ile aldatmasınlar uyarından habersiz, din adına bizleri aldatanların oyuna geliriz. ŞUNU LÜTFEN UNUTMAYALIM, SUÇLU YALNIZ TOPLUMU ALLAH İLE ALDATANLAR DEĞİL, AKLINI KUR’AN İLE KULLANMAYAN VE ALDANMANIN ZEMİNİNİ HAZIRLAYAN BİZLERDE, BİR O KADAR SUÇLUYUZ.
Sen Kur’an ı anlayamazsın diyenlerin, lütfen artık oyununa gelmeyelim. Dinin anası muhkem ayetlerinin açık, anlaşılır ve nice örneklerle açıkladık ki anlayasınız diyen Yaradan a kulak verelim, emin olmadığımız bilgilerin ardına düşmeyelim. Aldanmak istemeyen elde Kur’an onun ipine sarılır ve bir öğrenci misali üzerinde dikkatle düşünerek iman eder, imtihanını bizzat kendisi yaşar. RAMAZAN AYINI BİR FIRSAT BİLELİM VE KURAN IN İLK İNDİRİLMEYE BAŞLANDIĞI BU AYDA, BİZLERDE KUR AN I ANLAYARAK, DİKKATLE OKUYARAK GÖNÜLLERİMİZE, RUHUMUZA, AKLIMIZA KUR'AN I İNDİRELİM.
Dilerim Allah dan, Ramazan ayının kıymetini bilerek bu ayı yaşayan, yalnız FURKAN ı rehber edinen ve asla emin olmadığımız bilgilerle inancımızı yaşamayan, Allah ın halis kullarından oluruz. Yine dilerim Ramazan ayı, tüm dünyaya barış, bereket ve huzur getirir inşallah.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK