Bu yazımda sizleri düşünmeye davet etmek istediğim ayet, Zümer suresi 65. ayet olacaktır. Allah bu ayette bizlerin öyle bir dikkatini çekiyor ve bana şirk yani ortak koşarsan, BÜTÜN YAPTIKLARIN BOŞA GİDER DİYOR. Sizce bizleri yaratan Rabbimizin, bu uyarısını dikkatle düşünerek, bu hataya düşmememiz gerekmez mi? Bu hatayı bizlerinde yapmaması için, önce şirk koşma yani ALLAH'A ORTAK KOŞMA sözünden, Allah neyi kast ediyor, onu Kur’an'dan doğru anlayalım ki, aynı hataya bizlerde düşmeyelim. Eğer düşmüşsek, hemen vazgeçelim. Kur’an'da Allah'ın çok önemli bir uyarısı var ve diyor ki, "HİÇ KİMSEYİ HÜKMÜME ORTAK ETMEM." Hatta elçisine de hitaben, tebliğ etmek sana hesap görmek bize düşer, yarattığım kulumla aramdan çekil diye uyarır. Acaba bizler Allah'ın bu uyarısından haberdar mıyız ve bu uyarılarla Allah bizlere ne anlatıyor, biliyor muyuz? Allah'a ortak koşmak, ya da şirk koşmak ne anlama geliyor. Bu konuyu ayetlerle anlamaya çalışalım. Çünkü bu hatayı Rabbimiz, DİKKATLİ OLUN AFFETMEM DİYOR.
Zümer 65: SANA VE SENDEN ÖNCEKİLERE ŞÖYLE VAHYEDİLDİ: EĞER ALLAH’A ORTAK KOŞARSAN BİLMİŞ OL Kİ YAPTIKLARIN BOŞA GİDECEK VE MUTLAKA HÜSRANA UĞRAYANLARDAN OLACAKSIN. (Kur'an yolu. Diyanet işleri meali)
Ayette geçen Allah'a ortak koşmak, şirk koşmak anlamındadır. Dikkat ederseniz Allah tüm Resullerine aynı ikazı yaptığını ve ümmetine söyle, Allah'a ortak koşar yani Allah'ın dinde ortağı gibi kabul ettiğin, kişiler ortaya sürerseniz, onları kutsallaştırırsanız, yaptığınız bütün ibadetler, güzel şeyler boşa gider diyor. Bakın bu kısmı çok iyi anlamalıyız. Uyarıların tamamı iman ettiğini söyleyen kişilere yapılıyor. Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, Hıristiyanların yaptığı yanlıştan Kur'an'da örnek verelim önce.
Maide 72: Andolsun ki «Allah, kesinlikle Meryem oğlu Mesih’tir» diyenler kâfir olmuşlardır. Hâlbuki Mesîh «Ey İsrailoğulları! RABBİM VE RABBİNİZ OLAN ALLAH'A KULLUK EDİNİZ. BİLİNİZ Kİ KİM ALLAH'A ORTAK KOŞARSA MUHAKKAK ALLAH ONA CENNETİ HARAM KILAR; artık onun yeri ateştir ve zalimler için yardımcılar yoktur» demişti. ( Diyanet vakfı meali)
Demek ki Allah, elçi olarak görev verdiği Hz. İsa için, Allah'ın oğlu yakıştırması yaparak ilahlaştırılmasını, asla kabul etmiyor ve Allah'a ortak koşma olarak kabul ediyor ve kâfirlerden olduklarını söylüyor. Demek ki hiçbir beşeri, Allah'ın elçisi bile olsa Yaradan'ın yanına koyamayacağımızı, onunda bizlerden farkı olmadığını anlatıyor bizlere. Şimdide kıyamet kopmuş ve mahşer günü huzura gittiğimizde, yaşanacak bir olaydan örnek veriyor Allah. Bakın ne diyor.
Enam 94: Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geldiniz. Size verdiğimiz dünyalık nimetleri de arkanızda bıraktınız. HANİ HAKKINIZDA ALLAH’IN ORTAKLARI OLDUĞUNU ZANNETTİĞİNİZ ŞEFAATÇİLERİNİZİ DE YANINIZDA GÖRMÜYORUZ? Artık aranızdaki bağlar tamamen kopmuş ve (Allah’ın ortağı olduklarını) iddia ettikleriniz, sizi yüzüstü bırakıp kaybolmuşlardır. ( Diyanet meali)
Lütfen bu ayetten ve Allah'ın bu dikkat çekici uyarısından büyük dersler alalım, yoksa hesap günü Allah'ın asla affetmeyeceği o büyük hatayı yapanların safında oluruz. Allah Kur’an'dan imtihanınız bitti, huzuruma geldiniz diyor. Dünyada yaşarken, benden başka edindiğiniz şefaatçileri yanınızda görmüyorum diyor. Çünkü Allah Kur’an'da nasıl uyarmıştı bizleri. "ŞEFAAT TÜMDEN BANA AİTTİR." Peki, bizler bu uyarıyı tebliğ aldığımız halde ne yapmıştık ve inanmıştık ya da hala inanıyoruz. Resuller, din ulemaları, şeyhler, gavslar, da şefaatçidir diye inanmıyor muyuz? Hatta böyle kişiler Allah dostudur onların sözleri, istekleri Allah katında muteberdir, onların şefaatlerine bizleri Allah nasip etisin, diyecek kadar ileri gitmiyor muyuz?
Genel çoğunluğumuz, çok daha ileri giderek, Allah Kur’an'da büyük günahlardan sakınırsanız, küçük günahlarınızın üstünü örterim dediğini tebliğ aldığımız halde, Alla'ın Resulünün şefaatinin, bizlerin büyük günahlarına olacaktır diyenlere inanıyoruz. Yani Allah'ın affetmeyeceğini söylediği günahları, Resulünün affedeceğini söylemiyor muyuz? Bundan büyük şirk olurmu sizce? ALLAH HİÇ BİR ŞEFAATÇİNİN FAYDA ETMEYECEĞİ, O GÜNDEN SAKINIZI DEDİĞİ HALDE, HALA ŞEFAAT YA RESULALLAH DİYORSAK, BİZLERİN İMANI, ALLAH KATINDA NASIL BİR DEĞERDEDİR SİZCE? Yorum ve karar sizlerin. Hâlbuki Kur’an bu konuda bizleri uyarmış ve elçisine bizzat söylemesini isteyerek ne demişti? “Ben kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim, ne de bir zarar verebilirim”
Yunus 106: "VE ALLAH'DAN BAŞKA, SANA FAYDASI DA, ZARARI DA DOKUNMAYACAK OLAN ŞEYLERE YALVARMA! Eğer yalvarırsan, o zaman hiç şüphesiz sen zalimlerden olursun. ( Elmalı meali)
Ne yazık ki bizlerin dilleri, ŞEFAAT YA RABBİM SÖZLERİNİ UNUTTU VE ŞEFAAT YA RESULALLAH sözleri onun yerini aldı. Hesap günü gelmeden, aklımızı başımıza alarak bu hatamızdan dönelim, yoksa Allah'ın asla affetmeyeceği hatayla huzura gideriz. Hatta Allah elçisine bakın kimden yardım, şefaat dilemesini istediğini, söyle onlara diyerek bakın bizleri nasıl uyarıyor.
Cin 20 : (Resulüm!) De ki: BEN ANCAK RABBİME YALVARIRIM VE O'NA KİMSEYİ ORTAK KOŞMAM. (Diyanet vakfı meali)
Ne kadar ilginç değil mi. ALLAH'IN ELÇİSİ YÜCE RABBİMİZDEN ŞEFAAT, AF DİLİYOR AMA BİZLER ALLAH'IN ELÇİSİNDEN ŞEFAAT DİLİYORUZ. Bu nasıl bir mantıktır, doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. Hatta Muhammed 19. ayette Allah elçisine seslenerek, KENDİ GÜNAHLARIN İÇİN ALLAH'A DUA ET DİYOR, ama Müslüman toplumu Kur’an'ı anlayarak kendisi okumadığı ve düşünerek iman etmediği için, YAPTIĞI ÇOK AMA ÇOK BÜYÜK YANLIŞIN FARKINDA BİLE OLAMIYOR. Müslüman toplumlar olarak bizlerin yaptığı çok büyük yanlışa bir örnek daha vermek istiyorum, farkında olmayanlar belki fark eder diye.
Rum 13: Onların, Allah’a koştukları ortaklardan, KENDİLERİ İÇİN ŞEFAATÇİLER DE OLMAYACAKTIR. Artık onlar ortak koştukları şeyleri de inkâr ederler.( Diyanet meali)
Din kardeşlerime hatırlatmak isterim. Mahşer günü Allah'tan başka şefaatçi, yardımcı günahlarımızı bağışlayıcı hiç kimsenin olmadığını, bunun tersini söyleyerek VELİLER, ŞEYHLER, GAVSLAR EDİNEREK, ONLARINDA ALLAH KATINDA, ŞEFAATÇİ OLDUKLARINI SÖYLEYENLERİ ALLAH, ASLA AFFETMEYECEĞİNİ SÖYLÜYOR. Bizler ne yazık ki, Kur’an ile gereken bağı kuramadığımız için, BİZLERİ YARATAN ALLAH'I DA GEREĞİ GİBİ KUR'AN'DAN TANIYAMADIK. Onun kanunlarını, hükümlerini, dindeki sınırlarını öğrenemedik. Çünkü Kur’an ile aramıza girdiler. Buna bizler müsaade ettik. İmtihanımızı Kur’an'dan çalışmak ve yaşamak yerine edindiğimiz velilerin, şeyhlerin, gavs ilan ettiğimiz kişilerin yazdığı beşeri kitapları baş tacı yaptık. Çünkü Kur’an anlaşılması zor ve her bilginin olmadığı kitap olduğuna inandırıldık. Bizden önceki toplumlarda aynı yanlışları yaptıklarını ve Allah'ı tıpkı bizler gibi gerektiği ölçüde tanıyamadıklarını, bakın nasıl söylüyor Kur’an.
Zümer 67: ONLAR ALLAH'I HAKKIYLA TANIYIP BİLEMEDİLER. Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır. Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir. ( Diyanet vakfı meali)
LÜTFEN UNUTMAYALIM, KUR’AN'DA BAHSEDİLEN, ALLAH'A ŞİRK KOŞMAK, BAŞKA ALLAH YADA İLAH EDİNMEKTEN BAHSETMİYOR. ŞİRK KOŞANLAR BİLİYOR Kİ TEK BR ALLAH VARDIR. ŞİRK, ALLAH'IN YALNIZ KENDİSİNDE OLAN YETKİLERİNİ, BEŞERİ KİŞİLERE BİZLERİN VERMEYE ÇALIŞMASI, ALLAH'IN HÜKMÜNE ORTAK ETMESİ ANLAMINDA KULLANILMIŞTIR. Değerli kardeşlerim, dilerim cümlemiz hurafeden ve batıldan uzak, Allah'ın kelamı Kur'an'a sarılan, Rabbimizi gereği gibi tanıyan, Allah'ın halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK