Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Allah Kur’an’da Müslüman toplumların kuracağı devletin yönetim şekline karışıp, mutlaka şöyle ya da böyle bir devlet kuracaksınız diyerek, sınırlar çiziyor mu? Yoksa Allah bazı kriterler verip, bunlar mutlaka devlet yönetiminde olmalıdır, diğer konular çağın gerekleri doğrultusunda değişkendir diyerek, sınırlamıyor serbest mi bırakıyor? Gelin birlikte ona bakalım. Yalnız lütfen Allah’ın Resulünden yüzlerce yıl sonra kurulmuş Müslüman toplumların kurduğu ve kendi kuralları ile şekillendirdiği ve adına İslam devleti, kanunları dedikleri ülkeleri önce kafamızdan lütfen silelim.
Lütfen şunu asla unutmayalım. Allah Kur’an’da sizleri, Kur’an’dan sorumlu tutuyorum diye hüküm verdiyse, bu konuda Allah devleti yönetenlerden ne istiyor, Müslüman olduğunu söyleyen bizlerden bir birey olarak ne istiyor, onu dikkatle Kur’an’dan öğrenmeliyiz. Kur’an’ı anladığı dilden okuyan bir Müslüman, Allah’ın gerçek iman eden kullarından, NASIL BİR DEVLET YÖNETİMİ HAZIRLAMALARI KONUSUNDA, KUR’AN’A YAYILMIŞ ÇOK ÖNEMLİ BİLGİLER VERDİĞİNİ RAHATLIKLA GÖRECEKTİR. Gelin bu konuda Kur’an nelerden bahsediyor ona bakalım.
HER ŞEYDEN ÖNCE ALLAH BİZLERİ YÖNETECEKLERİ, EHİL İNSANLARDAN BİZLERİN SEÇMEMİZİ İSTİYOR. Ehil insan derken, devleti yönetebilecek kıriterlere sahip olması olmazsa olmazımız olmalı, bunu anlıyoruz. Tabi bunu yapabilmemiz için, hiç kimsenin etkisinde kalmadan, düşünerek hareket etmeliyiz. Allah, aklını kullanmayanları pislik, rezillik içinde bırakırım, boşuna demiyor. Çok daha önemlisi Allah, seçtiğiniz devlet yöneticilerinin çıkardığı kanunlara da, uyun emrini veriyor. Buda barışçıl bir düzenin kurulması adına önemli. Demek ki Allah’ın iman etmiş kullarından istediği devlet yönetiminin, günümüz tabiriyle DEMOKRASİ olduğunu anlıyoruz. Devleti yönetenlerinde tek başına kararlar vermeyip, şuraya danışmaları, yani araştırarak kanunlar çıkartmaları isteniyor. Şura suresi 38. ayetinde Allah, ONLARIN İŞLERİ, ARALARINDA DANIŞMA İLEDİR DİYOR. YANİ TEK KİŞİNİN KARAR VERMESİNE ALLAH İZİN VERMİYOR.Tekrar etmek gerekirse, sizleri yönetecekleri sizler seçmelisiniz diye çok net bilgi veriyor. Hatırlarsanız Allah’ın Resulünün vefatından sonra, devleti yöneten dört yöneticide, halkın seçimi ile yönetime gelmiştir. Sanırım şöyle bir soru geldi aklınıza. Ya dört halifeden sonra, neden seçim bir kenara bırakılmış? Demek ki yavaş yavaş toplum ne yazık ki Kur’an’dan uzaklaşmaya başlamış ve ataların dini onun yerini almaya başlamış. Sanırım Müslüman toplumların içindeki varlıklı kişilerin, seçimle yönetime gelinmesi, çok fazla işlerine gelmemiş.
Allah bir Müslüman toplumunun, ilk önce kendi yöneticisini ama Ehil insanlar arasından seçmesini, çok açık Kur’an’dan tebliğ aldık. Peki, bundan sonra ne olacak? Allah onunda uyarısını, seçilmiş kişilere yapıyor ve onları şöyle uyarıyor. "İNSANLAR ARASINDA HÜKMETTİĞİNİZ ZAMAN, ADALETLE HÜKMETMENİZİ EMREDER." Bu konuda farklı uyarılarıda hatırlayalım. “ALLAH’IN HÜKMETTİĞİ GİBİ ONLARA HÜKMEDİN.” KİM ALLAH’IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEZSE, İŞTE ONLAR KÂFİRLERİN TA KENDİLERİDİR.” Peki, Allah nasıl hükmedilmesini istiyordu? Allah’ın indirdiği hükümlerde neler var? Günümüzde kendilerine İslam devleti adını verdikleri ülkeler, Allah'ın hükümleri ile mi hükmediyorlar, yoksa insanların yarattığı mezheplerin dine yaptığı ilavelerle mi? Ne yazık ki bizler Allah’ın hükmettiği gibi değil, kendi nefislerimizin etkisiyle yarattığımız, mezheplerin şekillendirdiği beşeri ŞERİAT hükümleri ile yönetme çabasında oluyoruz. ONUN İÇİN GÜNÜMÜZ TOPLUMUNDA, ŞERİAT DEDİKLERİNDE, HERKESİN TÜYLERİ DİKEN DİKEN OLUYOR VE KORKUYORLAR. TOPLUM NE YAZIK Kİ, İSLAM ÜLKELERİNİN YAŞADIĞI ŞERİATI, ALLAH’IN ŞERİATI ZANNEDİYORLAR. HALBUKİ ALLAH'IN ŞERİATI OKADAR GÜZEL VE HUZUR VERİCİ Kİ, AHHH ONUNLA BİR BULUŞABİLSEK. İŞTE O ZAMAN NASIL ALLAH İLE ALDATILDIĞIMIZIN FARKINDA OLABİLECEĞİZ.
Allah devleti yönetmek için seçilen EHİL insanların, Kur’an’da nasıl hükmedilmesi, nasıl kanunlar çıkartılması gerektiğini, elbette çok geniş açıklıyor kısa başlıklarla ve bakın ne diyor. ADALETLİ OLUN VE KANUNLARINIZIDA BU ÖLÇÜDE ÇIKARTIN. HER İNANCIN RAHATLIKLA, ÖZGÜRCE YAŞAYACAĞI BİR ORTAMIN HAZIRLANMASINI SAĞLAYIN. İNANCINDAN DOLAYI HİÇ KİMSENİN HOR GÖRÜLEMEYECEĞİ, ZORLANMAYACAĞI VE CEZALANDIRILAMAYACAĞI BİR YÖNETİM KURUN. SİZDEN OLMAYAN TOPLUMLARA BİLE ADALETLE HÜKMEDİN. Buradan da şunu anlıyoruz. Müslümanları yönetenler, bu toplumda yaşayan tüm insanların uyması gereken kanunları çıkartırken, farklı inançları da hesap ederek kanunlar çıkarmalı ki, farklı inançlar da özgürce dinlerini yaşayabilsinler. Örnek vermek gerekirse, bugün İran’da kadınların başı açık gezmesine izin verilmiyor. Günümüzde de bir zamanlar, başını örterek Üniversite ye girmelerine izin verilmediği gibi. İkisi de yanlış. Demek ki Allah, yöneticileriniz kanun çıkartırken, bir gurubun inancına göre kanun çıkartmamalıdır diyor. İNANÇLAR YAŞANIRKEN, ÖZGÜRLÜK SAĞLANMASI ÖZELLİKLE İSTENİYOR.
Peki, Allah neden bunu istiyor? İsteseydi Müslümanın toplumda yaşayan insanlara farklı inanca izin vermiyorum, onlarda size uymalıdır diyebilirdi? Demiyor çünkü Allah bu dünyada sizleri İMTİHAN EDİYORUM DİYOR, HATTA DİNDE ZORLAMA YOKTUR DİYE UYARIYOR. Çok daha net bir şekilde tüm kullarına, SİZLERİN İMTİHANINIZ SİZE İNDİRDİĞİM KUR’AN’DAN OLACAK diye de belirtiyor ama kullarını bu konuda imtihanımız gereği özgür bırakıyor. Onun içindir ki Allah Kur’an’da emrettiği bazı hükümleri, hayata geçirme konusunda, bizzat kulunun kendisine bırakmış, ama toplumu ilgilendiren konularda, hiç ayrım yapmadan hükmünü vermiştir. Örnek vermek gerekirse, Allah kulu ile birebir diyaloğuna iletişimine hiç kimsenin karışamayacağını, araya giremeyeceğine, çok açık Kur’an’da bildirmiştir. Resulüne bile tebliğ etmek sana, hesap sormak bize düşer diyerek, kulu ile arasında hiç kimsenin giremeyeceğini bildirir. Ayrıca güvenilecek Veliniz yalnız benim, sakın kendinize Veliler, edinmeyin diye uyarır. TABİ KULUNUN İMTİHANI GEREĞİ BUNU YAPMIŞTIR. Buna örnek vermek gerekirse. Allah salat edin, yani yalnız benden yardım dileyin, yalnız benim rızamı kazanmak için namaz kılın ve benim rızam için hayır yapın zekât verin diye hükmünü verdiyse, hiç kimse bu kişi namaz kılmıyor, oruç tutmuyor zekât vermiyor diye cezalandırılamaz, ya da dışlanamaz. ÇÜNKÜ BUNLARIN HEPSİ İNSANLARIN ÖZGÜRCE YERİNE GETİRECEĞİ İNANCININ, İMTİHANININ GEREKLERİDİR.
Peki, Kur’an O toplumda yaşayan farklı inançlar konusunda ayrım yapmadan, hangi konularda kesin bu suçu işlerse cezalandırılmalıdır demiştir. Örneğin ZİNA. ZİNA BİR TOPLUM SUÇUDUR ve tüm toplumu ilgilendirir ve önü alınmazsa çürümüş, yozlaşmış huzursuz bir toplum oluşur. Allah bunun önüne geçilmesi için mutlaka önlem alınmalı ve cezai bir kural konmalıdır diyor. Sizlere sormak istiyorum, ZİNA ülkemizde suç mu? Hayır, suç değil. Avrupa birliğine uyacağız diye, Allah’ın çok önemle işaret edip uyardığı bu konuyu, bizler nasıl göz ardı ederiz, hala anlayamıyorum. Bir örnek daha verelim. HIRSIZLIK YAPMAK. Hırsızlık bireysel gözükse de, aslında bir toplum suçudur ve din özgürlüğü ile ilgili olmadığı için, o toplumda yaşayan tüm halkı ilgilendirir, daha doğrusu toplumun huzuru ile bağlantılıdır. Allah onun için, hırsızlık yapanında cezalandırılmasını istemiştir. Yine Allah Kur'an'da, kullarını bireysel olarak uyarıp içki, kumar gibi kötü alışkanlıklardan uzak kalması tavsiyesinde bulunur. Ama hiç bir zaman cezadan bahsedilmez. Çünkü bu ve benzeri konularda kişiseldir ve o kişinin imtihanı ile doğru orantılıdır.
ALLAH’IN KUR’AN’DA BAHSETMEDİĞİ KONULAR, ZATEN DİNİN SINIRLARI DIŞINDA DEMEKTİR ve günün şartlarına göre yani toplumun ihtiyaçlarına göre devleti yönetenler kanunlar çıkartır. Kanun çıkartırken dikkat edilmesi gerek çok açıktır. O TOPLUMDA YAŞAYAN FARKLI İNANÇLARIN İNANCINI ENGELLEMEMEK VE ONLARI ZOR DURUMDA BIRAKMAMAK. Günümüzde bırakın farklı dinleri, biz Müslümanlar bile kendi aramızda o kadar farklı inançlarımız var ki, kendimizle uğraşmaktan zaten diğerlerine sıra gelmiyor. Dikkat ederseniz Müslüman ülkelerden toplumlar kaçıyor ve Hristiyan ülkelere göç edip orada yaşamak istiyorlar. Nedenini biliyorsunuz. ALLAH’IN KANUNLARI ŞERİATI İLE DEĞİL, BEŞERİN BATIL KANUNLARINI, ŞERİATINI DİN DİYE YAŞATILMAK İSTENMESİNİN AÇIKLI SONUCUNU YAŞIYORUZ. Onlar Hristiyan olmalarına rağmen, Müslümanlar kendi inançlarını özgürce yaşıyorlar. Üzgünüm ama bizlerin Kur’an ile bağımızı kestiler ve Allah katındandır dedikleri rivayetleri, topluma din diye yaşatıyorlar. Böyle devam ettiği sürece, daha çok acılar çeker, toplumca üzülürüz. Düşünen elbette farkında oluyor, ama düşünmek istemeyene zorla anlatmak mümkün değil.
LÜTFEN ÖNCE, ALLAH’IN ŞERİATINI, KANUNLARINI KUR’AN’DAN ÖĞRENELİM. EĞER ÖĞRENMEZSEK, UYDURULAN BEŞERİ ŞERİATI ALLAH’IN ŞERİATI ZANNEDİP, ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN OYUNCAĞI OLURUZ. BU HATAYI YAPMAYA DEVAM EDERSEK HİÇ BİR TOPLUMU, ALLAH’IN HALİS KATIKSIZ DİNİ İSLAM’A DAVET EDEMEYİZ, TAM TERSİNE İSLAM'DAN KAÇMALARINA NEDEN OLURUZ. ÇÜNKÜ İNSANLAR ÖNCE GÖRDÜKLERİNE BAKIP İNANIRLAR. YANİ ÖNCE ÖRNEK OLACAĞIZ Kİ, ONLARI ALLAH’IN KİTABI KUR’AN İLE BULUŞTURUP, ALLAH'IN GERÇEK ŞERİATINI ANLATABİLELİM.
Dilerim yaşadığımız ülkenin kıymetini biliriz. Allah’ın emrettiği gibi, ADALETLİ VE ÖZGÜR YAŞAYAN HUZURLU BİR ÜLKE OLURUZ. BUNA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/