Enam 116: YERYÜZÜNDEKİ İNSANLARIN ÇOĞUNLUĞUNA UYARSAN SENİ ALLAH YOLUNDAN SAPTIRIRLAR. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar.
Enbiya 10; And olsun, size öyle bir kitap indirdik ki, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
Kehf 54: Andolsun, BİZ BU KUR’AN’DA İNSANLAR İÇİN HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.(Diyanet meali)
Zuhruf 44: Doğrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve SİZ ONDAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ.
Demek ki çoğunluğun inandığı, doğru olmayabiliyormuş. Çok daha dikkat çekici olan ise, Allah size öyle bir kitap indirdim ki, bütün şan ve şerefiniz, başvuracağınız tek kaynak Kur’an dır diyor. Devamında ki ayette ise, hiç unutmamamız gereken uyarı yapılıyor ve diyor ki, biz Kur’an da HERTÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLDE AÇIKLADIK. Demek ki Kur’an da her bilgi yok demek, Allah ın ayetlerini görmezden gelmek ve inkâr etmek demek olduğu, çok açık anlaşılıyor. En son yazdığım ayet ise son noktayı koyuyor ve diyor ki, SİZ KUR’AN DAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ. Yani Kur’an dan sorumlusunuz. Bu demektir ki, bizlerin din ve iman adına kanıtımız, apaçık/muhkem delilimiz yalnız Kur’an dır. Yaradan bizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorsa, bizlerden istediği her konuyu, yine Kur’an da açıklama yapmış, dolaylı değil, gereken bilgiyi örneklerle detaylı vermiştir.
Bu ayetlere ve bezerlerine iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, Allah ın ayetlerini anlamak için asla başka kaynaklara, beşeri kitaplara ihtiyacı olduğunu söyleyemez. Ne yazık ki bugün bizlere, sizler Kur’an ayetlerini anlayamazsınız diyerek korkutulmuş ve neye inandığını bilemeyen bir toplum olmuşuz.
Kur’an bizleri, yüzlerce ayetinde düşünmeye yönlendirir. Anlayıp düşünebilmemiz içinde, Kur’an ı anladığımız dilden mutlaka okumalıyız. Yaradan ayetlerini verdiği örneklerle izah ederek, toplumun en alt seviyede olan kullarının anlayacağı, çok basit bir üslupla anlatmıştır. Hatta birçok kez yemin ederek, BU KİTABI SİZLER İÇİN KOLYALAŞTIRDIM, DÜŞÜNEN YOKMU DİYE BİZLERİ UYARIR.
Şimdide gelelim Nur suresi 31. ayete. Önce ayetten, başörtüsüne delil gösterilen cümleyi alıntı yapalım. Ayeti özellikle Diyanet mealinden alıyorum ki, burada HIMAR yani genel anlamda kullanılan örtü kelimesine, başörtüsü anlamı verilmiş şekliyle konuyu birlikte düşünelim.
BAŞÖRTÜLERİNİ TA YAKALARININ ÜZERİNE KADAR SALSINLAR. "Nur 31" (Diyanet meali)
Bu cümlede geçen hüküm yani istenen, kadının geleneksel olarak kullandığı örtü ile yakalarından kasıt, göğüs yırtmaçlarının üzerini kapatmaları, yani göğüs dekoltesinin örtülmesi istenmektedir. Dikkat ederseniz istenen yani HÜKÜM, başın örtülmesi değil, göğüs açıklığının örtülmesidir. Şöyle diyebilir misiniz, Arap kadınlarının zaten başları örtülüydü, onun için ayrıca ayette kadına, başını da ört demeye gerek yoktur. Kur’an ın yalnız Araplara indirilmediğini, dünya durdukça tüm topluma rehber olduğunu, önce hatırlatırım.
Bunu söylemek ve düşünmek, Kur’an ın evrensel bir NUR/IŞIK/REHBER olduğu ilkesine ters düşer. KUR’AN BELİRLİ BİR TOPLUMUN GELENEKLERİNİ, HİÇBİR ZAMAN BİR BAŞKA TOPLUMA DİN OLARAK DAYATMAZ, ÖNCE BUNU UNUTMAYALIM. KUR’AN DA BÖYLE BİR ÖRNEKTE YOKTUR. Unutmamamız gereken bir konuda, Allah ın daha önceki toplumlara hüküm verdiği bazı konuların, nesh edildiği yani hükmünün kaldırıldığından da bahseder. Yani geçerli olan geçmiş değil, en son Allah ın gönderdiği kitaptır, onun hükümleridir.
Bazı kardeşlerimiz, bu ayetten başörtüsü hükmünü çıkartabilmek için, AYETTE AÇIKÇA GÖĞSÜN ÖRTÜLMESİ, DOLAYLIDA BAŞIN ÖRTÜLMESİ EMREDİLMİŞTİR, DİYE SAVUNMA YAPIYORLAR. Unutulan, Allah Kur’an da asla hükümlerini dolaylı vermediği, tam tersine her konuda değişik örneklerle açıkladığını, izah ettiğini söylemesidir. Eğer bu ayette dolaylı başörtüsünü emretmiş olsaydı Rabbimiz, mutlaka başka bir ayette, kadın başını örtmelidir der, bunun açıklamasını yapardı. AMA ASLA KUR’AN DA BÖYLE BİR HÜKÜM BULAMAYIZ.
Kur’an o günkü topluma, onların anlayacağı örneklerle konuları anlatır. Allah yapılmasını istediği bir hükmü, toplumun o günkü gelenekleri, şartlarını özellikle dikkate almıştır ki, konu daha iyi anlaşılabilsin. Örneğin Nur suresinde geçen HIMAR örtü, ya da başörtüsü ile istenmeyen göğüs açıklığını örtün diye hüküm verdiyse, kadınların yaşamında kullandıkları bir giysiden yola çıkarak, emrini yerine getirmeleri istemesi çok doğaldır. Bu konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, bir örnek vermek istiyorum.
Diyelim ki Allah Kur’an da, şöyle bir ayet göndermiş olsaydı, bizler bundan ne anlamalıydık?
"KADINLAR GÖMLEKLERİNİ GİYDİKLERİNDE, GÖMLEKLERİNİN BOYUNU GÖBEKLERİNİN ALTINA KADAR UZATSINLAR Kİ, GÖBEKLERİ GÖRÜNMESİN."
Şimdi soruyorum size, bu sözlerden siz ne anlıyorsunuz? Eğer hem gömlek giymek, hem de göbeğin örtülmesi Allah emridir diye anladık diyorsanız, o zaman Nur suresi 31. ayette başörtüsü de farzdır demekte haklısınız derim. Yok, bu ayette Allah göbeğin örtülmesini emrediyor, gömlek ya da daha farklı bir elbiseyle de kapatabilirsiniz diyorsanız, o zaman Nur suresi 31. ayeti, daha dikkatle okuyup, yanlış itikatlarımıza zorla ayetlerden delil aramamalıyız.
Size bir tartışmamız esnasında, bana cevaben yazdığı Sayın Sami Hocaoğlunun yazısından, bir alıntı yapmak istiyorum. Aslında bana cevap verirken bile, kendi düşüncesinin yanlışlığını kendisi söylüyordu farkında olmadan. Bakın bana nasıl bir örnek vermişti.
"Nur 31. ayetin başörtüsünü emreden cümlesi, aslında neyi emretmektedir? Açık ve net olarak şunu: Cahiliye döneminde bir aksesuar olarak başın üzerinden sırta atılan örtüyü bütün bir boynu ve gerdanı da kapatacak şekilde mazbutça örtmeyi. "
Bu sözlere baktığımızda, doğru bir gerçeği önce söylediğini görüyoruz, o da Arapların başın örtülmesi erkekte de kadında da hem aksesuar, hem de geleneklerinde geçen bir giyim, hem de iklim şartlarının bir gerekliliğidir. Demek ki zaten Araplarda başın örtülmesi gelenekmiş. Peki, eğer başın örtülmesi daha önce aksesuarsa, Allah başın örtülme emrini vermiş olsaydı, başınızı o gelenekten örttüğünüz aksesuar örtünüzle, biraz da göğüslerinizi kapatın diye mi verir başörtüsü emrini, YOKSA DAHA ÖNCE DOĞRU DÜRÜST TAKMADIĞINIZ O AKSESUARI, BUNDAN SONRA BENİM EMRİM OLARAK BU ŞEKİLDE TAKACAKSINIZ VE KADIN ASLA SAÇINI GÖSTERMEYECEK Mİ DİYE EMREDERDİ? Dikkat ederseniz ayetlerden, zorlama yöntemle hükümler çıkarmaya çalışıyoruz. Bu yöntem ve anlatım şekli, Kur’an ın anlatım şekli ile asla uyuşmaz. Karar sizlerin.
Yine aynı düşünce Nur suresi 31. ayet konusunda, “BU AYETTE ZATEN ÖTEDEN BERİ KULLANILAN BAŞÖRTÜSÜNE, ÖRTME BİÇİMİ DİLE GETİRİLİYOR” diyor. İYİDE DAHA ÖNCE BAŞIN ÖRTÜLME EMRİ OLDUĞUNU, NEREDEN ÇIKARDIK? HANGİ AYET BUNU BİZLERE AÇIKÇA BİLDİRDİ? Bu bilgileri rivayet hadislerden mi biliyoruz, yoksa bugün Yahudilerin ve Hıristiyanların ellerinde bulunan ve sayısı belli olmayan, tahrif edilmiş kitaplarından mı? Yahudiler kadınların çarşaf ve peçe giymeleri gerektiğine inanır ve bunu ellerindeki Tevrat a dayandırırlar. Hıristiyanlarda yine ellerinde sayısı belli olmayan İncillerinde, kadının başının mutlaka örtülü olması gerektiği yazar. Onun içinde rahibeler bizlere yaklaşık 35 yıl önce dayattıkları, türban şekliyle başlarını örterler. Bu bilgilere göre mi Nur suresi 31. ayeti anlayıp, daha önce zaten başörtüsü farzdı, Allah bu ayet ile başörtüsüne düzenleme getirdi diyoruz. BUNU YAPARSAK KUR’AN A DEĞİL, GÜNÜMÜZDEKİ TAHRİF EDİLMİŞ KİTAPLARA İNANMIŞ OLURUZ.
Yazımın başında sizlere hatırlattığım ayette, Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, sizlere her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyordu. Ne oldu, bu ayetlere yoksa iman etmiyor muyuz? Allah Kur’an da asla hiçbir ayetinde AÇIKÇA/MUHKEM bir şekilde, kadın başını örtmelidir diye bir hüküm vermediği halde, nasıl olurda açıkça hükmedilmeyen bir konuyu, kelimelere dolaylı anlamlar verip, başörtüsü Allah emri diye kabul ederiz. Ayrıca açıkça bu ayet, başörtüsünü emrediyor nasıl deriz. Bir kıyafetin, geçmiş toplumlar tarafından kullanıyor olması, bunun Allah emri olduğunu gösterir mi? Bu mantıkla mı ayetleri anlamalıyız sizce?
Sayın Hayrettin Karaman ın, başörtüsü konusunu anlatırken, dayandığı deliller çok düşündürücü. Sayın Karaman delil olarak peygamberimizin devri ve devamındaki dört halife devrinde kadınların başlarının kapalı olduğunu söylüyor ve günümüze ulaşmış hadislerin tamamında da, kadının başının kapatılması, açıkça belirtilmiştir diyor. Yani apaçık delil, kanıt emin olamayacağımız rivayetler ve toplumun gelenekleri. Çok daha ilginci ise bakın ne diyor konuşmasında.
"PEYGAMBERİMİZİN DEVRİNDE, BAŞI AÇIK BİR TANE HÜR KADIN GÖREMEZSİNİZ."
İnsanlar batıl inançlarına aklın, mantığın ve Kur’an ın asla kabul etmediği, işte böyle delil gösterebiliyorlar. ÇOK DOĞRU, PEYGAMBERİMİZİN DEVRİNDE MÜSLÜMAN BİLE OLSALAR, CARİYELER BAŞLARINI ÖRTEMEZDİ. Peki neden, çünkü başın örtülmesi o devirde, hür kadın olduğunun göstergesiydi de ondan. Eğer Allah, kadın başını örtmelidir demiş olsaydı sizce cariyeler hariç, diğerleri örtsün der miydi?
PEYGAMBERİMİZ, NUR SURESİ 31. AYETİ ÜMMETİNE TEBLİĞ EDERKEN, CARİYELER HARİÇ, HÜR KADINLAR BAŞLARINI ÖRTMELİDİR, BU ALLAH EMRİDİR DEDİĞİNE NASIL İNANIRIZ. Bunu söylemek peygamberimize iftiradır. BÖYLE BİR MANTIĞI, İSLAM DİNİNE SOKMAYA ÇALIŞANLAR, ALLAH IN HUZURUNDA BUNUN HESABINI VERECEKLERDİR.
Başörtüsünün Allah emri olduğunu, bir konuşmasında anlatan Sayın A. Bayındır, Hud suresi 1. ayetini örnek veriyor. Allah gönderdiği ayetlerini bizzat kendisi, ayrıntılı bir şekilde Kur’an da açıklamıştır dedikten sonra, Nur suresi 31. ayette geçen ve başörtülerinizle göğüs açıklığını örtün ayetiyle, açıkça başörtüsünün de, Allah emri olduğunu bu ayet örnek verilerek söylüyor.
Değerli din kardeşlerim, lütfen tarafsız bir şekilde düşünün. Gerçektende Allah Kur’an ayetlerini, gönderdiği diğer ayetlerle açıkladığını, birçok ayetinde söylüyor. HATTA DİYOR Kİ ANLAYASINIZ, YANLIŞA DÜŞMEYESİNİZ, BAŞKALARINA MUHTAÇ OLMAYASINIZ DİYE, KONULARI DEĞİŞİK ÖRNEKLER VEREREK AÇIKLADIK DİYE DE, ÜSTÜNE BASA BASA BELİRTİYOR. Sayın Bayındır Allah ayetlerini bizzat kendisi açıklamıştır diyor. Ama bahse konu ayette, açıkça kadın saçını örtmelidir demediği halde, bunu başörtüsüne delil gösterebiliyor. Doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum.
Nur suresi 31. ayette geçen, HIMAR kelimesinin başörtüsü olduğunu kabul ettiğimizde dahi, ayette geçen hüküm, Allah ın istediği başın örtülmesi mi, göğüs açıklığının örtülmesi mi? Allah ben ayetlerimi nice örneklerle açıkladım diyorsa, başın örtülme emrini böylemi verir, YOKSA KADIN BAŞINI ÖRTMELİDİR Mİ DER. ALLAH HİÇBİR AYETİNDE KADIN SAÇINI NİÇİN ÖRTMELİDİR DİYE AÇIKÇA SÖYLEMİYOR KUR’AN DA? BU SORUYU NEDEN KENDİMİZE SORMUYORUZ? BU KADAR MI BATIL, KUR'AN IN ÖNÜNE GEÇTİ?
Başka bir yazımda verdiğim örneği, tekrar vermek istiyorum. ALLAH HACCI İLAN ET, GEREK YAYA GEREK DEVE SIRTLARINDA, HACCA GİTSİNLER DİYOR. Ama hiç birimiz, Hac emri yaya ya da deveyle yapılır demiyoruz günümüzde, uçaklara binip gidiyoruz. Çünkü emir Hacca gitmek. EMRİ YERİNE GETİRİRKEN, KULLANDIĞIMIZ ARAÇ ZAMANA, MEKÂNA GÖRE DEĞİŞİR, AMA EMİR ASLA DEĞİŞMEZ. Kadın Allah ın emrettiği göğüs açıklığını, ister başörtülerinin bir kısmıyla örter, isterse başka bir kıyafetle örter. Önemli olan, göğsün açıklığının örtülmesi emrini yerine getirmektir.
Diyanet`e sorduğum bu konu ile ilgili soruma, bakın nasıl bir cevap vermişti, bir alıntıyla onu da aktarmak isterim.
"İslâm dini tesettüre böyle önem vermekle birlikte, örtünmenin şekli konusunda ayrıntıya girmemiş, bunu örf ve âdete bırakmıştır. Böylece her çağda ve her bölgede bu emrin yerine getirilmesine imkân verilmiştir. Sonuç olarak tesettür evrensel, sürekli bir hüküm; örtünmenin şekli ise yereldir.
İslam`ın bütün emir ve yasaklarına uyulması, her Müslüman dan beklenir. Ancak inkâr edilmeksizin bunlardan bir veya birkaçına riayet edilmemesi kişiyi dinden çıkarmadığı gibi, diğer dinî görevlerini yerine getirmesine engel teşkil etmez. Örtünme emri de bu çerçevede değerlendirilmelidir. "
Allah ın indirdiği bütün kitaplarda tesettür, yani Allah ın istediği giyim şekli, kadın-erkek ayrımı yapılmadan emredilmiştir. Bunun da sınırları, yine Yaradan ın gönderdiği kitaplarda izah edilmiştir, asla bir kıyafet şekli tarif edilmeden. Tıpkı Nur suresi 31. ayette, kadınların göğüs açıklığını kapatmaları uyarısında olduğu gibi.
Kur’an da ne erkek, nede kadın için kesinlikle bir kıyafet şekli yoktur. Çünkü kıyafet geleneksel, iklimsel şartlara göre değişir. Önemli olan toplumun kabul ettiği, Allah ın koyduğu sınırların dışına taşmamaktır asıl istenen. Onun içinde Ahzab 59. ayette kadınların evden dışarı çıkarken, evin içinde giyindikleri daha açık, daha serbest kıyafetlerle dışarıya çıkmamalarını, dışarı çıkarken dış giysilerini giymeleri istenir. Bunun nedeni açıklanırken de, böylece kadınlar toplum tarafından tanınıp fark edilerek, kötü ve art niyetli kişiler tarafından rahatsız edilmeleri önlenmiş olur diye izah edilir. Lütfen dikkat ediniz, asla bir kıyafetten bahsedilmez, kıyafet tarifi de yapılmaz. ONUN İÇİNDE KUR’AN, EVRENSELDİR DİYORUZ.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim. Başörtüsü bizlerin de çok güzel bir geleneğidir. Bu geleneğimize hiç kimsenin karşı çıkması düşünülemez. AMA HİÇ KİMSEDE, BU GELENEĞİ ALLAH EMRİ OLARAK, BAZI AYETLERİN İÇİNE İLAVE ETMEYE ÇALIŞIP, KUR’AN EMRİ YAPMAYA ÇALIŞAMAZ.
Bu yazdıklarım benim Kur’an dan anladıklarımdır, yalnız beni bağlar. Sizlere düşen, bizlere din adına öne sürülen her konuyu, Kur’an dan araştırıp ve yalnız Kur’an a danışarak öyle kabul etmek olmalıdır. Allah emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin diye bizleri uyarır. Bu uyarıyı duyan ve kulak veren, yalnız Kur’an ın ipine sarılır ve yalnız Kur’an ın apaçık verdiği hükümler ışığında, İmanını yaşamalıdır.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK