Bugün sizlere hatırlatmak ve üzerinden birlikte düşünerek dersler almak istediğim ayetler, şuara suresi 73 ve 83. ayetler arasında geçen ve Allah ın bizlerin ibret ve dersler alması için verdiği, çok önemli ayetlere birlikte bakalım. Bakalım ki, geçmiş toplumların yaptığı yanlışları, bizlerde tekrar etmeyelim.
Şuara 75 …..83 : İbrahim: "ESKİ ATALARINIZIN VE SİZİN NELERE TAPTIKLARINIZI (Kulluk ettiklerinizi) GÖRÜYOR MUSUNUZ? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Âlemlerin Rabbidir. BENİ YARATAN DA, DOĞRU YOLA ERİŞTİREN DE O'DUR. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. AHİRET GÜNÜNDE YANILMALARIMI, BANA BAĞIŞLAMASINI UMDUĞUM O'DUR. Rabbim! BANA HİKMET VER ve beni iyiler arasına kat.
Aslında Allah, bunlara benzer birçok örneği bizlere Kur’an da veriyor, ders ve ibret alalım diye. Ne yazık ki bu uyarıları bizler, anlamını bilmeden Kur’an ı okuduğumuz için, hiçbir ders almıyoruz. Anlayarak okuyanların bir kısmı da, atalarının inancını savunmak adına, üzerine hiç alınmıyor, bu ayetler geçmiş toplumları anlatıyor deyip geçiyor, masal dinler gibi. Bakın İbrahim peygamberimiz, Allah katından gelmeyen, atalarının rivayet inancını savunanlara ne diyor, lütfen dikkatle okuyalım ve günümüzde bizlerin yaptıkları ile karşılaştıralım. İbrahim peygamberimiz, atalarının batıl inancı ile sapmış toplumları kast ederek, sizin atalarınızın batıl inançları, benim düşmanımdır diyor. Peki, o günkü toplumun inançları neydi? Allah ın gönderdiği rehber uyarılardan sapmış ve beşerin yarattığı hurafe ve batıl inançların oluşturduğu fıkıh inancıyla, dinlerini yaşamalarıydı. Bunlara benzer bilgiler, bu durumda bizlerin dostu, yol göstericisi olabilir mi?
İbrahim peygamberimiz bakın ne diyor. Benim dostum, güvendiğim, yalnız Allah dır diyor ve bakın bu kısma lütfen dikkat devamında ne diyor. “BENİ YARATAN DA, BENİ DOĞRU YOLA ERİŞTİREN DE O'DUR.” Demek ki İbrahim peygamberimiz doğru yolu, Allah ın gönderdiği kitapla, onun uyarılarıyla bulmuş. Peki, bizler günümüzde bu konuda neler söylüyoruz, hatırladınız mı? Yalnız Kur’an ile olmaz, Kur’an da her bilgi yoktur, İslam ı doğru yaşamak için mezheplerin oluşturduğu, FIKIH bilgilerine ve peygamberimizin hadislerine mutlaka muhtacız demiyor muyuz? Böyle bir şirki, bizleri yaratan Allah a nispet etmekten, Rabbime sığınırım. Düşünebiliyor musunuz, Hz, İbrahim doğru yolu, yalnız Allah ın kitabından buluyor, sanki Hz. Muhammed, doğru yolu yalnız Kur’an dan bulamıyor da, onlara ilaveler mi yapıyor? Rabbim bizleri affetsin. İbrahim peygamberimizin sözlerinden, ibret alacağımız bir başka konuda, bakın ne söylüyor.
(AHİRET GÜNÜNDE, YANILMALARIMI BANA BAĞIŞLAMASINI UMDUĞUM O'DUR.)
Düşüne biliyor musunuz, Hz. İbrahim hesabın görüleceği o çetin gün hatalarımı, günahlarımı bağışlamasını umduğum, şefaat beklediğim yalnız Allah dır dediği halde, bizler günümüzde neler söylüyoruz ve günahlarımızı bağışlatacak kimlerin olduğuna inanıyoruz. Ne yazık ki bizlerde günümüzde öyle bir atalar dini yarattık ki, tıpkı Hz. İbrahim ve peygamberimiz Hz. Muhammed in cahiliye döneminde yaşanan dini aratmayan, bir din yarattık ellerimizle.
Bakar mısınız lütfen, peygamberimizde günahlarının bağışlanmasını kimden diliyor ve kimden şefaat ve af bekliyor.
Muhammed 19: Ey Muhammed! Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. HEM KENDİ GÜNAHIN İÇİN, HEM DE MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR İÇİN ALLAH'TAN BAĞIŞLANMA DİLE. Allah, sizin gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir. (Elmalı meali)
Görüyor musunuz, tıpkı İbrahim peygamberimiz gibi, bizlerin resulü örnek İnsan, Hz. Muhammed e Allah, aynı şeyleri söylüyor ve diyor ki, HEM KENDİ GÜNAHIN İÇİN, HEM DE MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR İÇİN ALLAH'TAN BAĞIŞLANMA DİLE. Bizler bunca örnek uyarıları gördüğümüz halde, ayetlerin tam tersini yapmakta ve başta peygamberimizi şefaatçi edinmekte, sakınca görmüyoruz.
Nasıl düşünemiyoruz anlayamıyorum, Hz. İbrahim ve peygamberimiz Hz. Muhammed kendi günahlarını bile bağışlama yetkisi, gücü yokken, nasıl olurda bizlerin günahlarımızın affı için şefaatçi olur. Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatçinin fayda etmediği o günden sakının sözlerini görmezden gelip, peygamberleri, edindiğimiz velileri, şeyhleri, evliyaları şefaatçi nasıl ediniriz? Bu kadar mı düşünmeyi aklı, Kur’an ı bir kenara bıraktık. Hiç mi ders almıyoruz Kur’an dan, bu kadar mı terk ettik Kur’an ı? Dikkat ettiyseniz aynı konularda Kur’an, birçok örnekler vermiştir. Ne yazık ki beşerin yarattığı batıl FIKIH inancı, ruhumuzu ve bedenimizi öyle sarmış ki, gönül gözlerimiz adeta kör olmuş, onun içinde Kur’an gerçeklerini ne yazık ki göremiyoruz.
Örneğini verdiğim ayetin en sonunda, Hz. İbrahim in Allah a duasını, hepimizin her gün yapması gerektiğini düşüyorum. “RABBİM! BANA HİKMET VER VE BENİ İYİLER ARASINA KAT.” Değerli din kardeşlerim. Hikmet ilimdir, bilgeliktir, eğriyi doğrudan ayırabilmektir. Onun içinde Allah dan bizler düşünme ve aklımızı kullanabilme gücünü bizlere bahşetmesini dilemeliyiz. Bu ayette geçen HİKMET kelimesine, bazı art niyetli insanlar, farklı anlamlar verip, işte bakın Allah hikmetle, peygamberimize dine ilave hüküm koyma yetkisi vermiştir diyebilmektedirler. Hâlbuki Allah farklı bir ayette de geçtiği gibi, isteyen her kuluna hikmeti vereceğini bildirmiştir bizlere. Aklını kullanamayan, Kur’an ı anlamadan okuyup, düşünmeyenler, mutlaka birilerinin kölesi olmaya mahkûmdur. Onun için Allah bakın ne diyor, aklını kullanamayanlara.
Yunus 100: Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. ALLAH, AZABI AKILLARINI (GÜZELCE) KULLANMAYANLARA VERİR. (Diyanet meali)
Bizlere düşen, elimizde Kur’an onu anlayarak ve düşünerek okumak olmalıdır. İmanımızı rivayetlerden, batıldan uzak, emin olduğumuz Allah ın kitabı Kur’an dan yaşamalıyız. Çünkü tüm peygamberleri doğru yola ileten, Allah ın gönderdiği rehberler, uyarılardır. Bizlerin de yol göstericisi, bizleri uyaran yalnız ve yalnız Kur’an olduğunu bizlere Allah söylüyorsa, lütfen emin olmadığımız sözlere değil, sorumlu olduğumuz Kur’an ın uyarılarına kulak verelim. Allah ın elçisine yol gösteren yalnız Kur’an olduğuna göre, elçinin yolundan gitmek isteyen, yalnız Kur’an ı takip eder onun yolunu izler.
Zuhruf 44: Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. BUNDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ. (Yaşar Nuri meali)
Allah apaçık hükmünü, kararını vermiş ve demiş ki, SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM VE HESABA ÇEKECEĞİM. Eğer hala yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz diyorsak, Kur’an a iman etmediğimiz gibi, Allah a ve kitabına en büyük saygısızlığı yapmış oluruz. İmtihan sizin imtihanınız, pişman olmak istemiyorsak, Kur’an ın uyardığı gibi, YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILMALIYIZ.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/?ref=aymt_homepage_panel
http://halukgta.blogcu.com/
http://kuranyolu.blogcu.com/
http://hakyolkuran.com/