Yaşadığımız İslam inancında öyle hatalar yapıyoruz ki, Kur’an ne yazık ki terk edildi ve onun yerini, nefislerimizin eseri olan beşeri rivayet ve batıl inançlar aldı. Allah Kur’an'ın ipine sarılın dedikçe, bizler yalnız Kur’an ile İslam yaşanmaz dedik. Allah sizleri Kur’an'dan sorumlu tutuyorum dediği halde, ne yazık ki adeta Allah'a inatla, İMTİHAN OLDUĞUMUZ KİTABI DEĞİŞTİRDİK ve Allah'ın Resulünün, Allah'ın dinine ilaveler yaptığını, açıklanmayan ayetleri açıkladığını iddia ettikleri sözler/hadisler ve onun kitapları, adeta Kur’an'ın önüne geçti, onun yerini aldı. Çünkü Kur’an'ı, her bilginin açıklanmadığı özet bir kitap ilan ettik. Allah bizleri affetsin.
İslam toplumunda karmaşanın, yanlışın ana nedeni, inancımız adına tek bir kaynağın, Kur’an'ın çevresinde buluşamadığımızdandır. Hâlbuki Allah bizleri yalnız Kur’an'a yönlendirmiş ve imanımız adına her bilginin açıklandığını bizzat Kur'an'da söylemiştir. Ne yazık ki günümüz İslam anlayışında, dinin ana kaynağı olarak, KUR’AN VE SÜNNET diye iki kaynak gösterilmektedir. Sünnet diye adlandırılan bilgilerin ise, ne yazık ki Resulün vefatından yaklaşık 200-250 yıl sonra derlenen ve bu bilgilerin Resule ait olup olmadığından emin olamayacağımız kaynaklardır. Her mezhep farklı hadisleri toplamış ve inanmış. İlginç olan günümüzde bu bölünmüşlüğün eseri olarak, Müslüman'ın düşmanının, yine Müslüman olmasıdır.
İslam toplumunda sünnet kavramı, öyle bir hale gelmiştir ki bu inanç, toplumu adeta Kur’an'dan uzaklaştırmıştır. Çünkü bu düşünce ve zihniyet, sünnet yani Resulün hadisleri olmasaydı, Kur’an anlaşılmaz, kapalı kalırdı diyebilme cesaretini göstermişlerdir. Okunduğunda anlaşılmayacak olduğuna inandırılan kitapta, elbette bizlere rehber olmaktan çıkartılacaktır. Atalarının inancını yaşamaya devam etmek isteyenler, ne yazık ki Allah'ın ayetlerinin anlamını da, eğip bükmekten ve anlamlarını değiştirmekten çekinmemişlerdir. Ahzab suresi 21. ayetide, kendi amaçları doğrultusunda saptırdıkları ayetler arasındadır. Gelin önce ayeti yazalım, sonra üzerinde birlikte düşünelim.
Ahzab 21: Andolsun ki Resûlullah sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için, GÜZEL BİR ÖRNEKTİR. (Diyanet vakfı meali)
Allah ayetinde, iman edenler için elçim, SİZLER İÇİN GÜZEL BİR ÖRNEKTİR diyor. Peki, sizler Resulün bizler için örnek oluşundan ne anladınız? Çünkü bu ayette, Allah'ın Resulünün bu örnekliğine, öyle bir anlam veriyor ve atıfta bulunuyorlar ki bakın Allah, Kur’an'ın yanın da Resulünün hadislerinin, yani söylediklerinin, dine ilavelerinin de, dinde yerinin olduğunun önemini anlatıyor, denmektedir. Yani bu ayet, İslam dininde iki kaynağın olduğunun (KUR'AN ve SÜNTET) yani hadislerin kanıtı olarak gösteriliyor. Hâlbuki Allah ne demişti? “BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM.”
Size sormak isterim, siz bu ayetten böyle bir hükmün verildiğini mi anladınız? Hem Allah yalnız Kur’an'ın ipine sarılın, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, sakın emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin diyecek, daha sonrada Kur’an'ın dışından, Resulümde dine ilaveler yapabilir, onun kural ve kanunları da, benim kanunlarım gibidir, onlara da uyacaksınız diyecek, öyle mi? Bunları söylersek Kur’an'da, dinde çelişki yaratmış oluruz. Buna inandığımız içindir ki, İslam âleminde acı ve keder kol geziyor. Resulün sağlığında, Kur’an'ın dışından hiç bir şeyi kayda aldırmadığı halde, tüm bunları nasıl söyleriz ve inanırız. Yoksa HÂŞÂ, Allah'ın Resulü sağlığında akıl edemediğini, yıllar sonra akıl edip kayda alanlar mı var? Bunlara nasıl inanırız.
Allah'ın Resulünün, bizler için güzel bir örnek olması, BİZLER İÇİN İYİ BİR İNSAN OLMAK ADINA, BENZEMEMİZ GEREKEN, GÜZEL BİR MODEL İNSAN OLUŞU ANLATILIYOR. Yoksa Allah'ın Resulü ne dine ilaveler yapmış, nede Kur’an'da gereği gibi anlaşılmayan, açıklanmayan ayetleri açıklamış değildir. Allah Kur’an'ı bizzat kendisinin, nice örneklerle açıkladığını söylüyor.
Elbette Allah'ın Resulü, ayetleri o günkü Ehli kitaba ve ümmi topluma anlatmak, ikna etmek, hatta daha önce hükmü farklı olup, Allah tarafından değiştirilen ayetlerin nedenlerini izah etmek gibi zor bir görevi de vardı. Çünkü daha önce Ehli kitaba gelmiş, bazı hükümlerin, Kur’an'da nesh edildiğini, değiştirildiğini gören Ehli kitap, buna itiraz ediyor ve inanmak istemiyorlardı. Bunları anlatmak, onları ikna etmek zor bir iş olsa gerek. Allah'ın Resulüne verdiği HİKMET, yani bilgelik, ilimle bu işinde üstünden gelmiştir. Hikmet kelimesine de farklı bir anlam verilmiş ve bununda hadisler olduğu söylenmektedir. Hâlbuki hikmet bilgelik, ilim anlamındadır ve farklı bir ayette Allah, dua ettiklerinde istediği kuluna, hikmeti vereceği örneğini anlatır.
Peygamberimiz bizler için gerçekten çok önemli bir örnektir. Örnek oluşu batıl ve hurafeden uzak, Kur’an'ı hayatına geçirmesi, onu yaşaması, insanlarla konuşurken tavrı ve onlara davranışları ile bizlere güzel bir örnektir. Kur’an'ı toplumlara anlatırken, asla sert bir üslup takınmadığını, yumuşak ve hoş görülü tavırlar içinde olduğunu Kur’an'dan anlıyoruz. Hatta Allah Resulüne, SEN İYİ NİYETLİ, HOŞ GÖRÜLÜ OLMASAYDIN, SENİ TERK EDERLERDİ DİYOR. Demek ki Allah'ın Resulü İslam'ı anlatırken takındığı bu tavır, bizlere örnek olmalıdır. Resulün bizler için örnek oluşuna, detaylı bakalım şimdide Kur'an'a.
İnsanlar arasında yardımlaşmayı tavsiye eder ve kendisi buna önem verir, yetimi gözetirdi. Allah'ın Resulü o kadar alçak gönüllüydü ki, karşılaştığı kişilere önce kendisi selam verirdi. Çevresinde güvenilir bir insandı. Onun için kendisine, Muhammedül Emin denmiştir. İnsanları okumaya, ilme teşvik ederdi. Kendisine geleni dinler ve elinden geldiğince sorunlarına çare arardı. Dini konularda delil ve kanıtsız konuşmaz, Kur’an'ı örnek gösterirdi. Kimsenin gönlünü kırmaz, kimseyi küçük görmezdi, bu kendisine iman etmemiş Ehli kitaptan bile olsa. Hoşuna gitmeyen konularda, aniden hiddetlenmez, sabırlı davranırdı. Affedici ve bağışlayıcı bir insandı. Her zaman güler yüzlüydü. Temizliğe tertip ve düzene önem verirdi. Komşu ilişkilerinde çok hassa davranır, kimseyi kırmazdı. Kimsenin hakkında kötü düşünmezdi. Elbette Allah'ın Resulünün örnek davranışları, saymakla bitmez.
Sizlere sormak isterim, Allah Resulümü örnek alın derken, BU ÖRNEKLİĞİ BİZLERİN NEREDEN ALMASINI İSTİYOR OLABİLİR? HERHALDE BİZLERE ULAŞAN RİVAYETLERDEN DEĞİL, ÇÜNKÜ ALLAH EMİN OLMADIĞIN BİLGİLERİN ASLA ARDINA DÜŞMEYİN DİYE UYARIYOR. Ahzap suresi 21. ayeti doğru anlamak istiyorsak, Ali İmran 31. ayet ile birlikte düşünerek anlamalıyız. Ne diyordu hatırlayalım. "DE Kİ: “EĞER ALLAH’I SEVİYORSANIZ BANA UYUN Kİ, ALLAH DA SİZİ SEVSİN VE GÜNAHLARINIZI BAĞIŞLASIN. ÇÜNKÜ ALLAH ÇOK BAĞIŞLAYANDIR, ÇOK MERHAMET EDENDİR.” AYETİN İLK CÜMLESİ ÜZERİNDE, LÜTFEN ÇOK DİKKATLE DÜŞÜNÜN. ALLAH KENDİNİZE VELİLER EDİNİP ONLARA TABİ OLUN DEMİYOR, YALNIZ RESULÜME TABİ OLUN, ONA UYUN DİYOR. PEKİ NEDEN YALNIZ RESULÜNE? ALLAH'IN RESULÜ NEREYE DAVET EDİYORDU, ONUDA HATIRLATACAĞIM.
Bu ayette örnek gösterilip, bakın Allah Resulüme uyun diyor, onunda hadislerine uymak farzdır, diye kendilerine kanıt yaratabiliyorlar. Batılı aklamaya çalışanların unuttukları ayetleri hatırlatalım şimdide. Bakalım Allah neden Resulüme uyun emrini vermiş. Demek ki Allah Resulünede yetki ve sorumlulukları konusunda talimat vermiş olmalı ki böyle söylüyor. "“RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) “BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.” (Kehf 56) “SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40) “BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9 ) Kur'an ile yaşayan, ona güvenen onun nuru ile nurlanan, sanırım batıldan uzak, Allah ne emrediyor doğru anlayacaktır. BURADANDA ŞUNU ÇOK AÇIK ANLIYORUZ. ALLAH RESULÜME UYUN EMRİNİ VERMESİNİN NEDENİ, RESULÜM SİZLERİ YALNIZ KUR'AN İLE UYARACAK VE SİZİ BATIL İNANÇLARINIZDAN ARINDIRACAKTIR DİYOR. YANİ ALLAH'IN EMRİ GEREĞİ TÜM İMAN EDEN MÜSLÜMANLAR YALNIZ KUR2AN'A UYACAK YAALNIZ KUR'AN'IN İPİNE SARILACAK, DİNDE ASLA BAŞKA KAYNAK ARAMAYACAK. İşte Resulünü örnek alan bu yolu izler.
Peki, bizler Allah'ın Resulünün bu örnek davranışlarını Kur'an'dan öğrenip, hayatımıza geçiriyor muyuz? Tabi ki hayır. Tam terssine, bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi inanmayanlara öyle bir tavır içinde oluyoruz ki, onlara küfür ve hakareti kendilerine hak görenler çıkıyor aramızdan. Hatta bu kişileri öldürmekten bile çekinmeyenler var. Aynı kitaba, aynı Resule bile inanmış olmaları, bu zalimliklerini etkilemiyor. BUNU YAPANLAR, ALLAH'IN RESULÜ KUR'AN'DAN DEĞİL, BATIL RİVAYET VE SANI BİLGİLERİN IŞIĞINDA ÖRNEK ALANLARDIR. Onun için Allah bizlere, Resulüm sizler için güzel bir örnektir diyor AMA RESULÜN BU ÖRNEKLİĞİNİ, EN SAĞLAM, GÜVENİLİR BİLGİ KUR'AN'DAN ÖĞRENMEK ŞARTIYLA. BİZLER AYETİN ASLİ ANLAMINI BIRAKMIŞ, KENDİ NEFSİMİZİN YÜKLEDİĞİ ANLAMLARLA, İŞTE GÜNÜMÜZDE İSLAM'I BÖYLE YAŞIYORUZ. Sonucunu sizlere anlatmaya gerek yok sanırım.
Dilerim İslam toplumları olarak, Allah'ın bizlere örnek olarak gösterdiği, Resulünün davranışlarını, hayata bakışını, İslam'ı nereden hangi kaynaktan öğrenndiğini örnek alırız. Bizlerde emin olamayacağımız rivayetlere değil, Allah'ın önerdiği gibi YALNIZ KUR'AN'IN İPİNE SARILARAK YAŞARIZ.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK.