Bizler İslam'ı yaşarken, mutlaka birilerine tabi olmamız ve onun ardı sıra gitmemizin gerektiğine inanmaya devam edersek, başımıza gelen hataların, acıların çok daha büyükleri ile karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır. Ülkemizin başına bela olan, topluma acı ve ıstırap veren Fethullah denen çete başı, yakın zamana kadar çok saygı gören eli eteği öpülerek, kendisinden şefaat beklenen, hatta alim ilan edilen birisiydi. Peki, ne oldu da bir den bire her şey değişti ve bu şahsın bütün rezillikleri, pislikleri, adaletsizlikleri ortaya çıktı. İşte bu sorunun cevabını artık bizler Kur’an'dan almalıyız ki, böyle zalimlerin tuzağına bir daha düşmeyelim. ÖNEMLE HATIRLATMAK İSTERİM. ALLAH RESULÜNE, TEBLİĞ ETTİĞİN VAHİYDEN YÜZ ÇEVİRMEK İSTEYENLERE ŞUNU SÖYLE DİYOR. “BANA ALLAH YETER. (Tevbe129)” Doğrusu sormamız gerekmez mi, Allah'ın Resulüne Allah yetiyor yani onun vahyi yetiyor, bizlere neden yetmesin?
İlginçtir bu zalim insanın, ALLAH KATINDA TAKVACA ÜSTÜN OLDUĞUNA VE ONUN ŞEFAATİYLE, CENNETE GİDEBİLECEKLERİNE İNANANLAR VARDI ARAMIZDA. Tabi bu düşünce sahiplerinin, zerre kadar Kur’an'dan nasiplenmediklerini hatırlatmak isterim. Nasiplenmiş olsalardı, böyle yanlış düşüncelere asla kapılmazlardı. Kendi aralarında okudukları kitapların öğretisi olan, yani Risale-i Nur kitapları, böyle düşüncelere inanmayı kolaylaştırıyor ve onaylıyor. BÖYLECE SORGULAMADAN İNANAN BİR TOPLUM YARATILMIŞ OLUYOR. Hatırlatırım mahşer günü ALDATILMIŞIM, KANDIRILMIŞIM demekle kurtulacağımızı zannetmeyelim. Çünkü Allah, bizleri düşünerek, aklımızı kullanarak hiç kimseye tabi olmadan, ardı sıra gitmeden inancımızı yaşamamızı emrediyor. Düşünmeyen, aklını kullanmadan birilerinin ardı sıra gidenler içinde uyarısını yapıyor ve ne diyordu Allah hatırlayalım.
Yunus 100: ALLAH'IN İZNİ OLMADIKÇA HİÇ KİMSE İNANAMAZ. O, AKLINI KULLANMAYANLARA KÖTÜ BİR AZAP VERİR. (Diyanet eski meali)
Ne dersiniz toplum olarak, düşünmeden hareket edip, inancımızı birilerine emanet ettiğimiz için, bizleri Rabbimiz cezalandırmış olmasın? Elde Kur’an'ı biraz düşünen ders alacaktır. Öyle yanlış itikatlara/inançlara yönlendirildik ki, mutlaka din adına birilerine tabi olmamız gerektiğine inandırıldık. Hâlbuki Allah bu konuda bizleri uyarıp, GÜVENİLECEK YARDIM İSTENECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM DEDİĞİ HALDE, BİZLER YARDIM İSTENECEK VELİLER, ŞEYHLER, GAVSLAR EDİNDİK. Daha doğrusu bu konuda Allah ne emrettiyse Kur'an'da, bizler tersini yaptık. Bu yetmediği gibi, Allah'ın tekelinde olan değer yargısına bile bizler müdahale ederek, değerlendirmeler yaparak bazı kişileri, ALLAH'IN SEVGİLİ KULLARI, VELİ İNSAN İLAN ETMEKTEN ÇEKİNMEDİK. Hâlbuki Allah bu konuda bizleri uyarmış ve kimin doğru yolda olduğunu, kimlerin takvaca üstün olduğunu yalnız ben bilirim demişti. "-YOLCA DAHA DOĞRU GİDENİN KİM OLDUĞUNU, RABBİNİZ DAHA İYİ BİLİR. "(İsra 84) "-ÇÜNKÜ O, ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINANLARI EN İYİ BİLENDİR." (Necm 32) Toplum olarak Kur’an ile bağımız kesildiği için, bu uyarlardan habersiz, din adına yol göstericiler arıyoruz. Halbuki sizin yol göstericiniz benim ve gönderdiğim Kur’an'dır diyor Allah ve Nisa 87. ayetinde bizleri uyarıyor ve bakın ne diyor.
"SÖZ BAKIMINDAN, ALLAH'TAN DAHA DOĞRU KIM VARDIR!" ( Nisa 87)
Bu ayet Allah'ın Resulü Kur'an'ı Kitap Ehline tebliğ ederken ne maksatla indiriyor biliyor musunuz? Bazı Araplar, senin indirdiğin Kur'an'a uyarız ama bizim atalarımızın inancı da var onlara da inanırız dediklerinde indiriliyor ve Allah diyor ki; SÖZ BAKIMINDAN ALLAH'TAN DAHA DOĞRU KİMVARDIR? Yani Rabbimiz söz/hadis bakımından, Allah'tan daha doğru hiç kimse yoktur. YALNIZ ALLAH'IN VAHYİNE UYUN DİYOR. BİZLER BU UYARIYI HİÇ ÜSTÜMÜZE ALMIYORUZ VE AYNI HATALRI YAPMAYA DEVAM EDEREK, yalnız Kur'an ile İslam yaşanmaz, resulün hadisleri olmasaydı kur'an kapalı kalır anlaşılamazdı deme gafletine düşüyoruz. Bundan büyük saygısızlık olabilir mi? Bakın benzer konularda Rabbimiz nasıl uyarılarda bulunuyor, bu uyarılardan ders alana ne mutlu.
"ALLAH'TAN VE O'NUN ÂYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?" (Casiye 6)
"KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KITABI, SANA INDIRMIŞ OLMAMIZ ONLARA YETMIYOR MU?" ( Ankebut 51)
Allah, cahiliye dönemindeki toplumların yaptığı yanlışları bizlere örnek verip, Kur’an'ın dışından emin olmadığınız rivayet ve sanı bilgilere, inanmayın dediği halde, ne yazık ki bizler o dönemin yaptığı yanlışları yaparak bizler, Kur’an'ın dışından öyle sözlere/hadislere ve bilgilere inandık ki, şimdide neyin doğru neyin yanlış olduğunu fark edemiyoruz. Çok daha kötüsü bizlere anlatılanları Kur'an'da göremediğimizde, bakın demek ki Kur'an'da herşey olmuyormuş diyoruz. DAHA DOĞRUSU FARKINDA OLMADAN BATILI DİN DİYE YAŞIYORUZ VE BU BİLGİLERİ KUR'AN'IN ÖNÜNE GEÇİRİYORUZ AMA FARKINDA DEĞİLİZ.
Allah iman ve yol gösterici olarak bizleri Kur'an ile başbaşa tek başımıza bırakıp, Kur’an ile imtihan ettiğini söylüyor. Ama bu imtihan bizleri korkutmuş olmalı ki, tek başımıza imtihanımızı vermeyi nedense kabullenmiyoruz. Hep birilerine tabi olmayı ve onun sözlerine göre imanımızı yaşamayı seçiyoruz. ALLAH SAKIN BÖYLE YAPMAYIN DEDİĞİ HALDE, UYARILARI DİNLEMİYORUZ. Rabbimiz güvenebileceğimiz dost ve şefaatçinin, bakın yalnız kim olduğunu söylüyor. "O'NDAN/ALLAH’TAN BAŞKA NE BİR DOST, NE DE BİR ŞEFAATÇİNİZ VARDIR. DÜŞÜNÜP DERS ALMIYOR MUSUNUZ?" (Secde 4) Bakın Allah ne diyor, bizler İslam'ı nasıl yaşıyoruz. Allah'ın dışında edindiğimiz şefaatçileri hatırlayın lütfen. İşte cemaatler, tarikatlar toplumu böyle ALLAH İLE ALDATIYOR VE KUR’AN'DAN UZAKLAŞTIRIYORLAR, HATTA ÜLKESİNE BİLE DÜŞMAN YAPIYORLAR. Allah'ın yanında veliler, şefaatçiler edinmenin, Allah ile aracı yapmanın yanlışlığını, bakın Allah nasıl ikaz ederek uyarıyor bizleri bir başka ayetinde.
Kehf 102: O NANKÖRLER, BENDEN AYRI OLARAK KULLARIMI, KENDİLERİNE VELİLER YAPACAKLARINI MI SANDILAR? BİZ KAFİRLERE CEHENNEMİ KONAK OLARAK HAZIRLADIK. (Süleyman Ateş meali)
Kur'an'ın bunca uyarılarından sonra, ALLAH'IN AYETLERİNİ HALA GÖRMEZDEN GELİP NANKÖRLÜK YAPARAK Allah ile aracılar, dostlar, veliler edinerek, kendi imtihanımızdan adeta kaçarcasına, başkalarına imtihanımızı havale ediyorsak, Allah'ın hışmından da kurtulmamız mümkün olmayacaktır. Allah yine bu konuda bizleri uyarıyor ve din, iman adına veliler, dostlar, önderler edinmeyin diye bakın nasıl uyarıyor.
Araf 3: RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUNUZ! O'NU BIRAKIP DA BAŞKA DOSTLARIN PEŞLERİNDEN GİTMEYİNİZ! NE KADAR DA AZ ÖĞÜT ALIYORSUNUZ!. ((Bayraktar Bayraklı)
Uyarı ve ikazlar çok açık ama gözlerimizi batılın sözleri ile perdelediğimiz için, Kur'an gerçeklerini göremiyoruz. Allah bizlere ders olsun diye, BİR CEMAATİN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ. Tabi Kur’an'ın uyarılarından habersiz, İslam'ı yaşadıklarını zanneden bu cemaatin üyelerinin de, nasıl bir batağa battıklarını görme şansları oldu. Topluma, ülkemize yaptıkları bu zulmün, acının hesabını, acaba Allah'a nasıl vereceklerini düşünüyorlar mı? Hiç sanmıyorum. Bu ve buna benzer cemaatler, tarikatlar aramızda kol geziyorlar. Birbirlerinden hiçbir farkları yok. Birisinin boşalttığı yeri, başka bir cemaat, tarikat alıyor. Hepsi toplumu Allah ile aldatıyor ve Allah ile kişi arasında aracılık yapacağını, onlara şefaatte bulunacaklarını vaat ediyorlar. Tabi bunun karşılığında da hiç itiraz etmeden, koşulsuz söylenenler yapılıyor. GELİN ARTIK BAŞIMIZA GELEN BU MUSİBETTEN DERS ALALIM. Din ve iman adına veliler, şeyhler, efendiler edinerek düşünmeden ardı sıra gitmeyelim, yoksa toplum olarak daha çok acılar çekeriz.
Sizlere şahit olduğum, bir konuşmayı nakletmek istiyorum. Bir vatandaşımız diğerine şöyle söylüyor. Çok iyi oldu bahaneyle Fetoculardan kurtulduk, hastane onların elindeydi temizlendi diyordu. Diğeri de soruyor, herhalde artık hâkimiyet yarışı yoktur rahatlamışsınızdır. Diğeri cevap veriyor. ŞİMDİ HASTANEYE MENZİLCİLER HÂKİM. Onların borusu ötüyor. Yorumunu sizlere bırakıyorum.
Enfal 22: ŞÜPHESİZ, YERYÜZÜNDE YÜRÜYEN CANLILARIN ALLAH KATINDA EN KÖTÜSÜ, AKILLARINI KULLANMAYAN (GERÇEĞİ GÖRMEYEN) SAĞIRLAR, DİLSİZLERDİR. (Diyanet meali)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK