Günümüz İslam âleminin acıklı durumu, beni her zaman çok düşündürmüştür. Niçin İslam ülkelerinin genelinde, bir geri kalmışlık, düşmanlık, huzursuzluk, acı ve hüzün vardır? İşte bu soruya derinlemesine bir cevap aramadığımız sürece, soruna da çare bulunmamız mümkün olmayacaktır. Bizler acaba İslam ı yaşarken, bir yerlerde çok büyük yanlışlıklar mı yapıyoruz da, böyle bir sonuç çıkıyor ortaya? Çünkü Allah, neye layıksanız onu veririm sizlere diyor. İşte kendimize sormamız gereken en önemli soru, bu olsa gerek. BU SORUNUN CEVABINI CESARETLE ARAYABİLİRSEK, SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE ÇOK BÜYÜK YOL ALACAĞIMIZA İNANIYORUM. ASLINDA TEK CÜMLEYLE ÖZETLEMEK GEREKİRSE, ALLAH NE EMREDİYORSA, BİZLER TERSİNİ YAPIYORUZ.
Bizler Müslüman’ız diyoruz, ama gerçekten bir Müslüman ın taşıması gereken şartlarını taşıyor muyuz? İmanımıza yön veren kurallar, Allah ın rehberinde hüküm verdiklerimidir? Yoksa kendimize Kur’an dan çok uzak bir inanç mı yarattıkta, Allah bizleri cezalandırıyor, ne dersiniz? Birde Müslüman olmayan cennete gidemez, bizler Allah ın sevgili kullarıyız diyoruz, sanki cenneti hak etmiş, Allah ın doğru yolundan gidiyormuşuz gibi. Yahudi ve Hristiyanlarda aynı yanlışı yapmışlardı ve Allah Kur'an da bakın onları ve bizleri nasıl uyarıyordu.
YAHUDİLER VE HIRİSTİYANLAR, "BİZ ALLAH'IN OĞULLARI VE SEVGİLİLERİYİZ" DEDİLER. "ÖYLEYSE GÜNAHLARINIZDAN ÖTÜRÜ SİZE NİÇİN AZABEDİYOR? (Maide 18)
Ne dersiniz, madem bizler Allah ın en doğru yolunda giden Müslümanlarız, ALLAH BİZ MÜSLÜMANLARA NEDEN AZAP EDİYORDA, İSLAM TOPLUMLARINDA SAVAŞ, ACI, KEDER EKSİK OLMUYOR. BUNU HİÇ DÜŞÜNÜYOR MUYUZ? Eğer bu soruların üzerine, hiç korkmadan gidebiliyor ve elimizdeki rehberden bunun cevabını almaya çalışıyorsak, tüm bu sorunların kaynağına inebiliriz. YOK, EĞER HALA BAZI TABULAR YIKILAMIYOR, ENPATİ YAPAMIYOR, HATTA KONUŞMAYI BIRAK, KONUSUNU AÇANLARI DAHİ DİN DÜŞMANI, SÜNNET İNKÂRCISI GİBİ SUÇLARLA SUÇLUYORSAK, daha çok acı çekmemiz ve başkalarının ESARETİNDE yaşamamız, kaçınılmaz olacaktır.
Bizler niçin Müslüman ülkeler olarak, bir araya gelemiyoruz? Geliyoruz diyebilecek var mı aramızda. Şöyle bir düşünün isterseniz, hepsi neredeyse Hıristiyanların ve Yahudilerin kontrolünde ve onların emirleri altında yaşıyorlar. İşin kötüsü onların kontrolünde, Müslüman ı Müslüman a düşürüyorlar. Bu acı gerçeği hala fark edemiyor muyuz? Allah bizlere Enam suresi 159. ayetinde, çok açık ve net bakın ne diyor. "DİNLERİNİ PARÇA PARÇA EDİP GURUPLARA AYRILANLAR VAR YA, SENİN ONLARLA HİÇBİR İLİŞKİN YOKTUR. ONLARIN İŞİ ANCAK ALLAH'A KALMIŞTIR. SONRA ALLAH ONLARA YAPTIKLARINI BİLDİRECEKTİR."
Lütfen Allah ın ayetlerini ve uyarılarını, çok iyi dinleyelim. Eğer Allah ın dinde sakın bölünmeyin, guruplara ayrılmayın dediği ayetlerinin üstünü örter de görmezden gelirsek, acaba bir bütün olarak, güçlü kalabilir miyiz? Bu apaçık Allah ın sözlerini, önerdiği yolu gördüğümüz halde, DİNDE BÖLÜNMENİN GÜZELLİKLERİNİ, BEREKETİNİ ANLATAN BİR TOPLUM OLURSAK, NASIL HUZUR İÇİNDE OLABİLİRİZ? Allah ın Resulünün böyle bir yol izleyenlerle, asla birlikte olamayacağını söyleyen Allah ın sayetlerini, duyan yok mu İslam âleminde? Kulaklar ve gönül bu kadar mı mühürlü? Allah Bakara suresi 42. ayetinde bakın ne diyor. "BİLEREK HAKKI BATIL İLE KARIŞTIRMAYIN, HAKKI GİZLEMEYİN."(Bakara 42 )
Allah bizleri açıkça uyarırken, bizler emin olmadığımız, Kur’an ın hiç bahsetmediği, hüküm vermediği onca bilgiler için de, bunlar Allah katındandır diyoruz. Açıkça Allah ın, sakın hakkı batılla karıştırmayın, emin olmadığınız bilginin ardından gitmeyin hükmüne kulak asmazda, Kur’an ın onay vermediği onlarca konuda, bunlarda Allah ın Resulünün dine koyduğu hükümleridir diyenlere inanır ve iman edersek, sizce bizler bu durumda Kur’an ın/Allah ın ipine mi sarılmış oluruz, yoksa kendi ellerimizle rivayetlerden oluşan beşeri ipleremi sarılmış oluruz? Lütfen unutmayalım Allah ın Resulü, ben sizleri yalnız Kur'an ile uyarma, Kur'an ile hükmetme görevi aldım diyor. Bu durumda bizlerinde uyacağı kitap yalnız Kur'an dır.
Bizler Kur'an ı herkesin anlayamayacağı ve her bilginin detaylı olmadığı bir kitap ilan ettik. Dahada kötüsü ellerimizle yarattığımız, mezheplerin ve fıkıh inancının dine yaptığı ilaveleri Kur'an da göremediğimizde, söylenen iftiralara inandık ve demek ki Kur'an da her bilgi olmuyormuş diyenlere inandık. HALBUKİ ALLAH SİZLERİ KUR'AN DAN SORUMLU TUTUYORUM DEMEMİŞ MİYDİ? ALLAH BÖYLE BİR HÜKÜM VERDİYSE, KUR'AN DA BAHSEDİLMEYEN HİÇ BİR HÜKÜMDENDE, BİZLERİN SORUMLU OLAMAYACAĞIMIZ ÇOK NET AÇIKTIR. İslam toplumda Kur’an devre dışı kalınca, orada ne huzuru, nede mutluluğu bulmak mümkün olmayacaktır. Lütfen artık uyanalım, ayağa kalkalım, silkinelim. Atalım dinimize sokulan hurafe, batıl ve fitne itikatları. Bunu yapamadığımız sürece, Allah ın bizlere verdiği bu cezadan da, asla kurtulamayacağımızı unutmayalım. İbn- i Sina nın bir sözünü hatırlatmak istiyorum sizlere.
"İbn-i Sinâ ya:
- Dünyada devası olmayan bir dert var mıdır? Diye sorduklarında:
- Derdin devasızı, İYİNİN KÖTÜYE MUHTAÇ OLMASIDIR, CEVABINI VERMİŞ."
Sanırım Rabbimize karşı bizler büyük günahlar işliyoruz. Çünkü bugün İslam toplumu olarak, bizler kötüye muhtaç durumuna düştük. Bunu bizler hak ediyoruz. Çünkü Allah ın NURUNU devre dışı bıraktık. Kurtuluşumuz, Kur’an da birleşmekle olur. Kurtuluş bölünmekle, ayrılmakla, gruplaşmakla değil, bir yumruk olmakla gerçekleşir. Müslüman ın dostu, kardeşi yine Müslüman dır. Onun dışında dost arayanlar yanılır. İçimize girip bizden görünenleri artık fark edelim, yoksa bu güzel vatanımızda bir gün, NE EZAN SESİ DUYARIZ, NEDE KUR’AN IN SESİNİ, bunu da unutmayalım.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK