Bir kardeşim benim yazımda, velilerin ardı sıra gitmenin, Allah tarafından yasaklandığı ayetini hatırlattığımda, bana şöyle bir cevap yazmış.
"YASAKLANAN VELİ KAVRAMI, ŞEYTAN VE AVANELERİNE DAVET EDEN VELİLERDİR. BU KEZZAPLARDIR, BELAMLARDIR, PUTLARDIR VS.."
Gelin bu konuya, Kur’an dan cevap arayalım. Acaba Allah, benden başka güveneceğiniz, yardım isteyeceğiniz veliniz, dostunuz yok derken, nelerden bahsediyor ve bu konuda bizleri nasıl uyarıyor.
Araf 3: (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'NDAN BAŞKA VELİLERE UYMAYIN. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Zümer 3: Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O’NUN YANINDA BİRİLERİNİ DAHA VELİLER EDİNEREK, "BİZ ONLARA, BİZİ ALLAH'A YAKLAŞTIRMALARI DIŞINDA BİR ŞEY İÇİN KULLUK ETMİYORUZ." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.
İki ayette de çok açık Allah, din ve iman adına HİÇ ŞÜPHE DUYMADAN GÜVENİLEREK ardı sıra gidilecek, yalnız Allah dır diyor. Çünkü Allah dan ve onun gönderdiği kitaptan başka, güvenilecek kaynağımızın olmadığını açıkça bizlere iletiyor. Hatta elçisine de, sana indirdiğim Kur’an ile onlara hükmet diyerek, konuyu açıklığa kavuşturuyor bir başka ayetinde. Allah ın yanında hiçbir beşeri veli, yani güvenilecek dost edinerek, bu yolla Allah a yaklaşacağını zannedenlerin, yanıldıklarını belirtiyor. Hatta Kur'an beşerin sözlerine değil, Allah ın sözlerine/ayetlerine uymamız gerektiği uyarısnı Kur'an da yapıyor.
Demek ki arkadaşımızın söylediği gibi değilmiş. Neden değilmiş, onu şimdi daha netleştirmeye çalışalım. Arkadaşımız ne diyordu? Allah ın yasakladığı veliler, Allah ın yolundan saptıran kişilerdir diyor ve sanki kabul ettiği, yardım istediği, sığındığı bir veliyi savunur şeklindeydi sözleri. Şimdide şöyle düşünelim. Bizlerin din ve iman adına sonsuz güvenebileceğimiz, hiç şüphe duymadan inanacağımız kişiler olabilir mi? Ya da bizler bazı kişiler için kesin bir hüküm verip, BU KİŞİ ALLAH DOSTUDUR DİYEBİLİRMİYİZ? Bu kişilere inancımızı emanet edip, onun sözleriyle İslam ı yaşayabilir miyiz? Ne dersiniz, önce bunu kendimiz düşünmeliyiz sanırım. Bu sormuzun cevabını Allah Kur'anda veriyor ve Elçisinini örnek vererek bakın ne diyor.
“BİZ, SENDEN ÖNCE HİÇBİR RASÛL VE NEBİ GÖNDERMEDİK Kİ O, BİR TEMENNİDE BULUNDUĞUNDA, ŞEYTAN ONUN DİLEĞİNE İLLE DE BEŞERİ ARZULAR KATMAYA KALKIŞMASIN. NE VAR Kİ ALLAH, ŞEYTANIN KATACAĞI ŞEYİ İPTAL EDER. SONRA ALLAH, KENDİ AYETLERİNİ SAĞLAM OLARAK YERLEŞTİRİR. Allah, bilendir; hikmet sahibidir.” (Hac 52)
Ayete ve uyarısına bakar mısınız lütfen. Allah ın Elçisinin düşüncelerine bile şeytanın beşeri arzu ve vevese katabileceğini söylüyorda, Allah Elçisine yyardım ederek o vesvese ve yanlış düşünceyi kaldırıyor etkisiz hale getiriyor ve Allah ın vahyini eksiksiz ve tam tebliğ etmesini sağlıyorsa, edindiğimiz veli, şeyh türünden beşeri kişilerin sözlerine şeytanın kim bilir neler katabileceğini düşünmek bile istemiyorum. LÜTFEN UNUTMAYALIM, ALLAH IN ELÇİSİ ALLLAH IN KORUMASINDAYDI. Günümüze rivayetler yoluyla ulaşan ve Allah ın Elçisine isnat edilen onca sözlerin/hadislerin, insanların nakli esnasında nasıl şeytanın ilaveler yaptırıp, toplumu Allah ın yolundan saptıracağını unutmayalım. ONUN İÇİN ALLAH, SAKIN DİNİNİZİ YAŞARKEN KENDİNİZE BEŞERİ VELİLER EDİNİP ARDI SIRA GİTMEYİN, GÜVENİLECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM DİYOR. BİZLER ALLAH IN RESULÜNÜN TEBLİĞ ETTİĞİ VAHYE, YANİ KUR'AN A UYARAK, ALLAH IN RESULÜNEDE UYMUŞ OLUYORUZ. Yaşamımızda öyle tecrübelerimiz olmuştur ki, yıllarca güvendiğiniz, savunduğunuz kişilerin bizlere karşı, aklımıza gelmeyecek yanlışlarına şahit olursunuz. Ben buna nasıl güvendim, diye kendinize kızarsınız. Gerçektende buna benzer olaylarla karşılaşırız. İşte Allah da bizi uyarıyor ve sakın inancını birilerine bağlayıp, onun sözleriyle ona güvenerek yaşamayın diyor ve bakın bu konuda bizleri nasıl uyarıyor.
Tevbe 116: Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah'ındır. O diriltir ve öldürür. SİZİN İÇİN ALLAH'TAN BAŞKA NE BİR DOST NE DE BİR YARDIMCI VARDIR. (Diyanet vakfı meali)
Nisa 45: Allah DÜŞMANLARINIZI SİZDEN DAHA İYİ BİLİR. GERÇEK BİR DOST OLARAK ALLAH YETER, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir. (Diyanet vakfı meali)
Yunus 106: SANA NE BİR YARAR, NE DE BİR ZARAR VEREBİLECEK DURUMDA OLMAYAN VARLIKLARI ALLAH'LA BERABER ANIP, ONLARA YALVARIP YAKARMA: çünkü eğer böyle yaparsan muhakkak ki zalimlerden olursun!
Secde 4: Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a kurulandır. SİZİN İÇİN O’NDAN BAŞKA HİÇBİR DOST, HİÇBİR ŞEFAATÇİ YOKTUR. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Diyanet meali)
Allah çok açık bir şekilde bizleri uyarıyor ve diyor ki, inancını yaşarken, sakın Allah dan başka hiç kimseye yani Kur'an dışından hiç kimseye güvenme, araştırmadan emin olmadan yardım alma. Çünkü güvenilecek yardım istenecek yalnız Allah tır. Nedeni de açıklıyor ve bakın ne diyor.
Kalem 7: Doğrusu Rabbin, YOLUNDAN SAPANI EN İYİ BİLENDİR. HİDAYETE ERENİ DE EN İYİ BİLEN O'DUR.
Demek ki bizlerin doğru bir insan zannettiği, yanlış yola sapmış bir insan olabilirmiş. Yanlış yolda zannettiği de belki de, en doğru bir insan olabileceği uyarısını yapıyor Kur’an. BİZLER BİLEMEYİZ AMA ALLAH BİLİR. Çok yakın geçmişte, kendisini Allah dostu, VELİ kişi ilan ettikleri FETO denen zalim kişi, kendisine güvenenleri, ülkesine ihanet etmesine neden olmadı mı? Lütfen bu acı gerçekten ders alalım ve bunlara benzer zalimlerin ardı sıra gitmeyelim. Çok ama çok üzülenlerden oluruz. KİMİN ALLAH DOSTU OLDUĞUNU, KİMİN TAKVACA ÜSTÜN OLDUĞUNU, ALLAH YALNIZ BEN BİLİRİM DİYOR, BUNU UNUTMAYALIM. İşte onun içindir ki Allah, sakın Allah ın yanında veliler, dostlar, şeyhler, efendiler edinmeyin diye özelikle bizleri uyarıyor. Hatta edindikleri velileri, bunlar mahşerde bizlerin şefaatçileri olacak diyenleri de, bakın nasıl ikaz ediyor.
Enam 51: Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için ALLAH'TAN BAŞKA NE BİR DOST, NE DE BİR ŞEFAATÇİ VARDIR. Gerekir ki Allah'tan korkarlar. (Elmalı Hamdi meali)
Bunca açık ayetleri gördükleri halde, hala Allah ın yanında veliler, dostlar edinenlere sözüm olamaz. Çünkü herkes, yaptıklarının hesabını verecektir. Allah sizleri bu dünyaya, imtihan için gönderdim diyor ve imtihanımızı da birilerine yükleyerek, ardı sıra giderek yaşamamızı yasaklıyor. Kur’an ın uyarılarına kulak asmayıp, veliler edinerek, İslam ı onların hükümranlığında yaşayanların, mahşer günü nasıl pişman olacaklarını ve pişmanlıklarını nasıl dile getireceklerini, bakın Rabbimiz şimdiden bizlere nasıl bildiriyor.
Furkan 28. “Yazıklar olsun bana, KEŞKE FALANI DOST EDİNMESEYDİM!” 29. “Andolsun, KUR’AN BANA GELDİKTEN SONRA BENİ ONDAN O SAPTIRDI. Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”
Ahzab 67: Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! BİZ ÖNDERLERİMİZE VE BÜYÜKLERİMİZE İTAAT ETTİK DE BİZİ YOLDAN SAPTIRDILAR.” ( Diyanet meali)
Gerçektende günümüzde, öyle insanlar vardır ki, Allah ın Kur’an da emrettiğinin tam tersini, bunlar Kur’an dan dır, Allah emridir diye topluma anlatıyorlar. Sizce bu yanlış bilgilere inanırsak, bu sözlerin peşi sıra gidersek, mahşer günü aynı yakarışları bizlerde söyleyip, pişman olanların safında olmaz mıyız? Karar ve yorum sizlerin. Allah ın bu uyarıları, tüm iman edenleredir lütfen unutmayalım. Allah elçisi yoluyla, bizlere Kur’an ı tebliğ etmiş ve onun sınırlarını aşmadan, yalnız Kur’an ın ipine sarılarak İslam ı yaşamamızı emretmiştir.
PEYGAMBERİMİZİN YAŞADIĞI DÖNEMDE, ALLAH ELÇİSİNE KESİNLİKLE UYULMASINI İSTEMİŞTİR. ÇÜNKÜ ALLAH, ELÇİSİNİN HER ANINI KONTROL ALTINDA TUTUYORDU. Allah ın Elçisinin devrinde yaşayanların işi bizlerden daha kolaydı, onların başöğretmenleri yanlarındaydı. AMA BİZLERİNDE BÜYÜK GÜVENÇ KAYNAĞI, DAYANAĞI PEYGAMBERİMİZİN BİZLERE EMANETİ, ALLAH IN KORUMASINDAKİ KUR’AN, SAPASAĞLAM ELİMİZDE DURUYOR.
Pişman olmak istemeyen, bu güzel uyarıları dikkate alır. DUYMAZLIKTAN GELEN İSE, HESAP GÜNÜ PİŞMAN OLACAKLARIN SAFINDA YER ALIR. Dilerim hakka batıl karıştırmayan, yalnız Allah ı dost ve veli edinip, Allah ın ipine sarılan, Rabbin azınlık halis kullarından oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK