İslam toplumunda, özellikle Mezheplerin FIKIH inancının kabul ettirdiği, çok kullanılan bir kelime vardır SAHİH. Bu sözün anlamı, KUSURSUZ, GÜVENİLİR, HİLESİ OLMAYAN, ŞÜPHESİZ DOĞRU ANLAMINDADIR. Sahih kelimesi, Allah'ın Elçisinin sözleri yani rivayet edilen hadislerinin, özellikle bir kısmı için kullanılır. Yani tasnif edilen bu hadisler, tıpkı Kur’an gibi şüphe götürmeyecek kadar doğru ve güvenilir olarak kabul edilir. Sizce Kur’an ile doğruluğundan emin olamayacağımız beşeri rivayet bir sözü, bilgiyi aynı güvenilirlikte, doğrulukta tutabilir miyiz?
Ne yazık ki bu sözleri, hadisleri aynı değerde tuttuğumuz içindir ki, Kur’an'dan kolaylıkla saptık ve yetmedi Kur’an'a şirk koştuk. Ama bunun farkında bile değiliz. KUR’AN İLE AYNI GÜVENİLİRLİKTE, KUSURSUZ HİÇBİR BİLGİ, SÖZ YOKTUR İSLAM İNANCINDA KUR'AN'A GÖRE. Allah hadi bir benzerini getirsinler bakalım derken, sizce nelerden bahsediyordu? Elbette Allah'ın indirdiği kitabın dışından, atalarının inançlarını rivayet ve sanı bilgileri din diye yaşayanlara, Allah'ın bir uyarısıydı bu sözler. Allah Enam suresi 19. ayetinde Elçisin, şunu söylemesini istiyor bizlere. “BU KUR’AN BANA, ONUNLA SİZİ VE ERİŞTİĞİ HERKESİ UYARAYIM DİYE VAHYOLUNDU.” diyorsa, sizce Kur’an'ın dışından, manası Allah'a ait başka söz/hadis olabilir mi?
Sahih şüphe duyulmayacak kadar doğru anlamındadır ki, BU KELİMEYİ DİNİ KONULARDA KUR’AN'IN DIŞINDA, HİÇBİR SÖZ/HADİS İÇİN KULLANAMAYIZ. Çünkü yanılmayan yalnız Allah dır. Beşer her zaman şaşabilir. Onun içinde Allah'ın Elçisi sağlığında kendi sözlerinin, yanlış aktarılma riski olduğundan, din adına naklini yasaklamış, kayda aldırmamış ve yalnız bir birinize Kur’an'ı nakledin, anlatın demiştir. BİZLER İÇİN GEREKLİ OLSAYDI BU BİLGİLER, HADİSLER ALLAH'IN ELÇİSİ KUR'AN'IN YANINDA, BU SÖZLERİ/HADİSLERİDE KAYDA ALDIRMAZMIYDI?
Sahih Hadis inancı sayesinde, İslam inancına hurafe ve batıl çok rahatlıkla girmiştir. Ayrıca özellikle Yahudiler İslam'a, bu yolla inançlarını çok kolay sokmuşlardır. Dine sokulan fitne ve hurafe inançları korumak, BU BİLGİLERİN DİN İÇİNDE DEVAMINI SAĞLAMAK ADINA, KUR’AN'DAN DELİL BULAMADIKLARINDAN, BUNLARDA KUR’AN GİBİ ŞÜPHE DUYMAYACAĞIMIZ ALLAH'IN SÖZLERİDİR, HADİSLERİDİR ALLAH'IN KORUMASINDADIR düşüncesiyle toplum aldatılmış, kandırılmıştır. EĞER ÖYLE OLSAYDI, ALLAH SİZLERİ KUR'AN'DAN SORUMLU TUTUYORUM DERMİYDİ? Dini bölenler, parçalayanlar İslam dini içinde hükümranlıklarını sürdürmek isteyenler, sahih hadis çatısı altında, birde bunlara öyle bir güç öyle bir paye vermişlerdir ki, hiç kimse sesini bile çıkaramaz olmuştur. Bu hadislere KUTSİ hadis, yani kutsal hadisler adını vermişlerdir.
Kutsi hadislerin ne olduğunu anlatanlar, bu hadislerin MANASI ALLAH'A İFADESİ, SÖZLERİ ALLAH'IN ELÇİSİNE AİT OLDUĞU söylenmiştir. Bunu duyan Müslüman'ın, eğer Kur’an ile bağı kesilmiş ise, İslam'ı birilerinden öğrenip yaşıyorsa, din ve iman adına birilerine tabi olmuşsa, elbette bu sözleri/hadisleri kabul etmesine şaşırmamak gerekir. Onun için Allah veliler edinmeyin, güvenilecek veliniz yalnız benim, yalnız Kur'an'ın ipine sarılın diyor. Kur’an'ı birkaç kez anlayarak ve üzerinde düşünerek okuyan bir Müslüman, bu söylenenleri asla kabul etmez. Çünkü Allah bizleri yalnız Kur’an'ın ipine sarılmamızı ve emin olmadığımız bilgilerin, asla ardına düşmememizi emretmiştir.
Allah Zuhruf 44. ayetinde, SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUYORUM DİYORSA, bunları duyan bir Müslüman, Kur’an'da tek kelime bile bahsedilmeyen konularda, hükümler verilen ve adına SAHİH, KUTSİ hadis dedikleri sözlerin, bilgilerin doğru olacağına asla inanmaz, kabul etmez. Allah hem sizleri Kur'an'dan sorumlu tutuyorum diye hüküm verecek, daha sonrada bizleri kutsi, sahih adı altında Kur'an da olmayan, rivayet edilen bilgilerden hesap mı soracak, ne dersiniz? Sizlere hatırlatacağım ayet üzerinde, lütfen dikkatle düşününüz.
Enam 115–116: RABBİNİN SÖZÜ, DOĞRULUK VE ADALET BAKIMINDAN TAMAMLANMIŞTIR. O'nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir. Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. ONLAR ZANDAN BAŞKA BİR ŞEYE TÂBİ OLMAZ, yalandan başka söz de söylemezler. (Diyanet vakfı meali)
Aslında bu ayet bizlere, çok şeyler anlatıyor. Kur’an gerçeklerini din kardeşlerimize anlattığımızda, yüzlerce yıldır milyonlarca Müslüman buna inanmış kabul etmiş, sizin sözlerinizi çok az bir azınlık söylüyor, neden size inanayım düşüncesine, çok güzel bir cevap bu ayet ve diyor ki, ÇOĞUNLUĞA UYARSAN, SENİ ALLAH YOLUNDAN SAPTIRIRLAR. Allah ayetin başında, Rabbin sözü yani Kur’an, doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır diyor. Bunu duyduktan sonra, Kur’an'ın asla bahsetmediği başka bilgilerin ve sözlerin, Allah katından olduğuna nasıl inanırız. Dikkat çekici ve uyarıcı olanda, bu çoğunluğun, zandan yani doğru bildiğini zannederek, kesin olmayan bilgiye, rivayete bu çoğunluğun tabi olduklarını söylüyor. Bunu yapanlarında, yalandan başka söz söylemedikleri uyarısını yapıyor. Tüm bunları gördüğümüz halde, hala Kur’an'ın dışından bazı sözlerin rivayetlerin, zan bilgilerin, Allah katından olduğuna inanmak, Allah'ın yolundan sapmak olduğu çok açıktır. Bu yola bizleri sürükleyen Mezheplerin FIKIH inancına, çok dikkatle yaklaşmalıyız.
Allah Nisa suresi 87. ayetinde, SÖZ BAKIMINDAN ALLAH'TAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR DİYOR. Araf 185. ayetinde, O HALDE KUR'AN'DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR, diye uyarıyor. Ankebut 51. ayette, KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BİR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYORMU, diye ikaz ediyor. Aynı soruları sormak istiyorum. Allah'ın indirdiği kitabı aramızda, yeterli bulmayanlar mı var da Kur'an'ın dışından SAHİH, KUTSİ bilgiler sözler arıyoruz? Yetmiyor Allah'ım, her konuda Kur'an'da açıklamayı bizler bulamıyoruz diyenlere hatırlatırım, düşünmeden söylediğimiz sözlerin hesabı çok çetin olacaktır, lütfen unutmayalım. Sahih kutsi hadis konusu, o kadar tehlikeli ve risklerle doludur ki, bunlara inanmak bizleri Allah korusun dinden saptırır. Doğruluğundan şüphe duyulmayan, sahih kutsi hadislere, öyle anlamlar veriliyor ki, bunlara inanmak bir Müslüman'ı şirk batağına sokar. Bakın neler söyleniyor.
—Sahih, Kutsi hadislerin manası ve sözleri Allah katındandır.
—Bu hadisler Allah'a nispet edilmiş ve Kutsi yani ilahi ve Rabbani diye nitelendirilmiştir.
Allah Lokman suresi 6. ayetinde bakın bizleri nasıl uyarıyor.
Lokman 6: BAZI İNSANLAR VARDIR Kİ, CAHİLLİKLERİ YÜZÜNDEN BAŞKALARINI ALLAH YOLUNDAN SAPTIRMAK VE O YOLU EĞLENCE VESİLESİ EDİNMEK İÇİN BOŞ LAF SATIN ALIRLAR. İŞTE ONLAR İÇİN AŞAĞILAYICI BİR AZAP VARDIR. (Bayraktar Bayraklı)
Ne dersiniz, bu uyarı sizler üzerinde bir etki yaptı mı? Eğer bizler Kur’an'dan habersiz İslam'ı yaşıyorsak, birileri gelir bizleri boş sözlerle(hadislerle) yolumuzdan saptırırlar. Bizlerde farkında olmadan, Allah'ın huzurunda gülünç duruma düşeriz, Allah korusun. Dine fitne ve batıl sokanlar, inançlarına Kur’an'dan kanıt göstermek adına, ne yazık ki Allah'ın uyarısında bizleri uyardığı yöntemi kullanıyorlar. İnançlarını aklamak adına, ayetlerde geçen kelimelerle oynayarak, farklı anlamlar vererek, ayetlerin asıl anlamlarını değiştirip, hatta gizleyip kendi batıl inançlarını ayete monte etmeye çalışıyorlar. NE YAZIK Kİ BİZLERDE BU TUZAĞA DÜŞÜYORUZ. Çünkü bizlerin Kur’an ile bağımızı kestiler. Sizler Kur’an'dan anlayamazsınız, hüküm çıkartamazsınız dediler. Bizlerde sorgusuzca inandık. İşte sonucunu da görüyoruz. Parçalanmış ve birbirine düşman olmuş Müslüman toplumlar olduk. HATIRLATMAK İSTERİM ALLAH'IN RESULÜ ÖRNEK İNSAN HZ. MUHAMMED, BATIL VE HURAFELERLE YAŞANAN KİTAP EHLİNE TABİ OLMAMIŞ AMA GERÇEKLERİN SÜREKLİ ARAYIŞINDA OLDUĞU İÇİN ALLAH, ONU GÜVEN ELÇİSİ SEÇMİŞTİR. BUNDAN ALACAĞIMIZ ÇOK BÜYÜK İBRET VARDIR. TABİ DÜŞÜNENE, AKLINI KULLANANA. Allah Bakara suresi 42. ayetinde, çok dikkat çekici bir uyarı yapıyor ve bakın ne diyor.
Bakara 42: HAKKI BATILLA KARIŞTIRIP DA, BİLE BİLE HAKKI GİZLEMEYİN. (Diyanet meali)
Eğer bizler sorumlu olduğumuz, Allah'ın koruması altındaki Kur’an'ın yanına, bunlarda Allah'ın hükümleri, kuşku duymayacağımız sözler(hadisler), bunları da Allah koruması altına almıştır dersek, Allah korusun HAKKA BATIL KARIŞTIRMIŞ OLURUZ. Lütfen unutmayalım, Allah Kur’an'da birçok ayetinde yalnız Kur’an'a sarılmamızı ve onun dışına asla çıkmamamızı emreder. Eğer tüm bu uyarıları dikkate almıyor ve hala Kur’an'ın dışından sözlerin/hadislerin ardı sıra gidiyorsak, bataklığın içine batmışız demektir.
Hakka batıl karıştıranlar, Allah'ın uyarısında olduğu gibi kelimelerle oynayıp, Allah'ın yalnız Kur’an'ı korumasına aldığını söylediği halde, kendi inançlarını da dine ilave ederek, bunlarda Allah korumasındadır dersek, hakka batıl karıştırmış oluruz. TÜM BUNLARA İNANANLARA SORMAK İSTERİM, ACABA BU SÖYLEDİKLERİNİZ İNANDIKLARINIZ, NEDEN KUR’AN'DA YOK. Neden Allah yalnız Kur’an'ı koruduğunu söylüyor. Kur'an'ın ipine özellikle sarılın diyor. Neden yalnız Kur'an'dan hesap soracağım diyor. Bu sizleri tedirgin edip, düşündürmüyor mu? İLGİNÇTİR BATIL VE HURAFE İNANÇLARINI AKLAYABİLMEK ADINA, KUR'AN'I ALİM VE VELİ KİŞİLERİNDE KORUDUĞUNA, ALLAH'IN BU GÖREVİ ONLARADA VERDİĞİNE İNANMAK İÇİN, BAZI AYETLERİ TAHRİF EDEREK, ANLAMLAR VEREREK, KENDİLERİNE BÖYLE KANITLAR BİLE YARATMAKTADIRLAR. Kur’an Furkan suresi 1. ayette FURKAN ismiyle anılır. Çünkü FURKAN, eğriyi doğrudan ayıran demektir. Bakın Kur’an'ı ne için indirmiş Allah.
Furkan 1: ÂLEMLERE BİR UYARICI OLSUN DİYE, KULUNA FURKAN’I İNDİREN Allah’ın şanı yücedir. (Diyanet meali)
Allah onlarca, yüzlerce ayetinde bizleri yalnız Kur’an'ın ardı sıra gitmemizi emreder, çünkü bu ayette de açıklandığı gibi, yalnız Kur’an tüm âleme UYARICI ikaz edici, yol gösterici olsun diye indirilmiştir. Sormak isterim, bunca uyarı ayetlere gözlerimizi kapatıp, ayetlerin üstünü örtüp, hala Kur’an'ın yanında, tıpkı Kur’an gibi güvenebileceğimiz, SAHİH VE KUTSİ yani ilahi kutsal bilgilerin, sözlerin/HADİSLERİN olabileceğine nasıl inanırız. Kur’an'ın onaylamadığı, hatta Kur’an'ın yüzlerce ayetine ters düşen, sahih kutsi hadis inancını asla kabul etmemeliyiz. Bizlere Kur’an'ın dışından nakledilen her bilgiyi ve sözü mutlaka Kur’an'ın onayını aldıktan sonra kabul etmeliyiz. Bunun tersini yapan, sorgusuzca söylenenlere inanan, İMANINI ÇOK BÜYÜK RİSKE ATMIŞ OLUR, BUNUDA HATIRLATMAK İSTERİM.
Lütfen şu soruyu kendimize soralım. Allah'ın Elçisi, günümüze kadar rivayet yoluyla gelmiş hadisleri, sağlığında Kur'an'ı kayıt altına aldığı gibi yazdırmamıştır. Peki neden? Madem söyledikleri gibi bu bilgiler, hadisler olmasaydı Kur'an'ı anlayamazdık ve dinimizi yaşayamazdık, namazımızı bile kılamazdık, Allah'ın Elçisi neden kendi sözlerini/hadislerini kayıt altına sağlığında aldırmadı? Tam tersine Kur'an dışından hiç bir sözünün/hadisinin nakledilmesini, yazılmasını yasakladı. Tekrar soruyorum. Allah'ın Elçisi HAŞA bu bilgilerin önemini düşünemedide, ölümünden 200-250 yıl sonra, birilerinin bu bilgilerin önemli oldukları aklına geldi de, kayıt altına mı aldırdı? Buna inanıyor musunuz? Lütfen araştırınız, dört halife devrinde bile, hadis nakletmek yasaktı, çünkü Allah'ın Elçisi yasaklamıştı. Bizler hala bu bilgilerin, sahih mi değil mi tartışmasını yapıyoruz. Karar sizlerin. Hepimiz kendi imtihanımızı, kendimiz vereceğiz. Lütfen unutmayalım, imtihanımızda YALNIZ KUR'AN'DAN OLACAK.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK.
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/