BU KONU ÇOK FAZLA GÜNDEME GELİYOR VE TOPLUM TEDİRGİN EDİLİYOR, ALDATILIYOR. KONUYU BİRAZ DETAYLI YAZDIM, LÜTFEN SABIRLA OKUYUNUZ. Bazı arkadaşlarımız Kur’an kelimesinden, yalnız Arapça okuduğumuz kitabın olduğunu anlıyor ve diyorlar ki, KUR’AN'IN TERCÜMESİ KUR’AN DEĞİL, MEALDİR. Gerçekten bu sözler doğru olabilir mi? Kur’an'ın yani Allah'ın vahyinin ana özelliği, değişmez kuralı Arapça oluşumudur, yoksa Allah'ın vahyinde bizlere iletmek istediği emirleri yani anlamı, manasımıdır? Meal kelime anlamı olarak anlam, kavram, ortaya çıkan şey, sonuç, netice anlamlarına gelir. Yani Kur’an'ı Arapçasından dilimize çevirip, Allah bizlere ne söylüyor ve bizlerden ne istiyor, onun apaçık her toplumun anlayacağı farklı kelimelerle, tercüme edildiği hali anlamındadır. Bu durumda buna nasıl olurda, Kur’an değildir deriz? KUR’AN ANLAMADIĞIMIZ, BİLMEDİĞİMİZ DİLDEN OLAN HALİMİDİR? Bu sözler, toplumu tedirgin eden, hatta Kur’an'ı anlayarak okumaktan alı koyan sapkın, yanlış düşüncelerdir.
Kur'an'ın kelime anlamı en kısa şekliyle, OKUNAN ŞEY anlamındadır. Allah'ın vahyini tebliğ edip okumak yani vahyin, Allah'ın emirlerinin okunduğu, tebliğ edildiği, bir araya getirildiği kitap anlamındadır. PEKİ NASIL OKUNMASI GEREKEN BİR KİTAP, İŞTE BURASI ÖNEMLİ. Allah'ın vahyini anlamadan okuduğumuzda, tebliği alamayacağımıza göre, gerçek Kur'an yani okunan tebliğ alınan, bizlerin diline çevrilmiş hali olduğu, Kur'an isminden, çok açık anlaşılmaktadır. Arapça bilmeyen bir Müslüman'ın Kur'an'ı Arapça okuması, sizce Kur'an'ın indiriliş amacına uyarmı? Allah tüm kullarına, her kulum Arapça öğrensin demiş olabilir mi? Elbette mümkün değil. AMACA UYMAYAN BİR OKUMAYA BU DURUMDA, KUR'AN DEMEMİZ NE KADAR DOĞRU OLUR? Hadisler olmasaydı, Kur'an anlaşılmazdı diyenler şunu unutuyorlar. Hadislerinde tamamı Arapçadır ve onlarda Türkçeye meal edilmiş, yani tercüme edilmiştir. Onları tercüme ettiğimizde bir sorun çıkmıyor, itiraz eden olmuyor, onlar artık hadis özelliğini kaybetmiştir demiyoruz, ama Kur'an'ı tercüme ettiğimizde, artık O Kur'an değil mealdir diyoruz. BU NASIL BİR ÇELİŞKİDİR BÖYLE. Aslında bu sorunun cevabını, Kur’an'ı düşünerek okuyan bir Müslüman rahatlıkla verebilir. Bakın bu sorunun cevabını, İmamı Azam Ebu Hanife, yüzlerce yıl önce nasıl vermiş.
“Kuran kâğıtlarda Yazılmış ve bizim Okuduğumuz Lafızlar değildir. ESAS KUR’AN O LAFIZLARIN TAŞIDIĞI MANADIR ki, bir kelam-i nefsi ( ALLAH ın zati ile var olmaya devam eden söz ) OLARAK KALIPTAN KALIBA DÖKÜLÜR. O kalıplar sonradan yaratılmış ( Muhdes ) varlıklardır. OYSAKİ ESAS KUR’AN, MAHLÛK OLMAYAN BİR MANADIR.” " İMAM-I AZAM EBU HANIFE söyle demiştir. Namaz kılan kişi isterse Arapça özgün metni okur, isterse Farsça çevirisini. "
Anlamını bilmeden okuduğumuz, Arapça ayetlerin yalnız Kur’an olduğunu söylersek, Allah'ın bizlere rehber olsun diye gönderdiği kitabın amacına, özüne tamamen ters düşen bir hükmü vermiş oluruz Kur’an kelimesine. KUR’AN ALLAH'IN BİZLERE TEBLİĞİDİR, MESAJIDIR, VAHYİDİR. BU TEBLİĞİ EĞER ANLAMINI BİLMEDİĞİMİZ BİR LİSANDA OKUYORSAK, TEBLİĞ GERÇEKLEŞMEMİŞ DEMEKTİR Kİ, BU DURUMDA NASIL OLURDA ASIL KUR’AN YALNIZ ARAPÇADIR DERİZ. KUR'AN'I ANLAMINI BİLMEDEN ARAPÇA OKUDUĞUMUZDA, BİZLER KUR'AN OKUMUŞ SAYILMAYIZ. KUR'AN'I SESLENDİRMİŞ OLURUZ. Allah ne diyor Kur’an'da birçok ayetinde? Kullarım ayetler üzerinde düşünün, aklınızı kullanın. Anlamadan okuduğumuzda, sizce Allah'ın bu emrini yerine bizler getirebilir miyiz? Bunu yapamıyorsak, hala nasıl olurda anlamadan Arapça okusakta bu Kur’an olur, anladığımız dile çevrildiğinde bu Kur’an olmaz deriz. Bu düşünce Kur’an'ın indiriliş amacına ters düştüğü gibi akıl ve mantıkta böyle bir düşünceyi kabul etmez.
Şöyle diyebilirsiniz, bir kısım tercümelerde, meallerde yanlışlık var, ona nasıl Kur'an diyebiliriz. Aslında bu sorunun doğru cevabını eğer veremiyorsak kendimize, bazı düşüncelerin etkisinde kalmış ve aklımızı kullanma, karşılaştırma, araştırma özelliklerimizi kullanmıyoruz demektir. Gerçekten bir çok tercümelerde özellikle, kasıtlı batıl inançlarımızı aklayabilmek adına yapılan yanlışlar var. Ama o yanlışlar düşünen, aklını kulanan ve Kur'an ı bir bütün olarak dikkale okuyan Müslüman için, hiç sorun teşkil etmez. YETERKİ KUR'AN I OKUMAYA BAŞLAMADAN EVVEL, ALLAH IN NAHL 98. AYETİNDE İSTEDİĞİ ŞARTLARI YERİNE GETİRİP, KAFAMIZDAKİ ÖNCE BATIL VE HURAFEDEN KURTULUP, YALNIZ ALLAH A GÜVENİP DAYANARAK KUR'AN I OKUMAYA BAŞLARSAK, ÖZELLİKLE YAPILAN O YANLIŞLARI, DİĞER MUHKEM AYETLERİN YARDIMIYLA HEMEN FARK EDERİZ VE BİZLERE KURULAN TUZAKLARA ASLA DÜŞMEYİZ. Onun için Allah ayetlerde bahsettiği konuları, diğer ayetlerde birçok kez tekrar ettiğini görüyoruz. Bu tekrarların da elbette sebbebini, doğru anlamalıyız.
EĞER KUR’AN I AMACINA UYGUN BİR ŞEKİLDE OKUMUYORSAK, BİZLER ANCAK KUR’AN OKUMUŞ GİBİ YAPMIŞ OLURUZ, AMA ASLA BİZLERE YOL GÖSTERMEZ, ÇÜNKÜ ALLAH IN TEBLİĞİNİ ALMAMIŞ OLURUZ. Daha da kötüsü, Allah bizlerden ne istiyormuş diye Arapça bilenlere sorduğumuzda, anlatılanların doğruluğundan, asla emin olamayız. BU YOLU İZLERSEK, BİZLER KUR'AN I DEĞİL, KUR'AN DAN NE ANLADIĞINI ANLATANLARIN SÖZLERİNE İMAN ETMİŞ OLURUZ Kİ, BUDA ALLAH IN EMRETTİĞİ İMTİHANA TAMAMEN TERS DÜŞER. Allah kulları arasında aracı kabul etmediğini söylüyor, lütfen unutmayalım. İmtihanında özünde bu yatar. Herkes gücü nispetinde, çaba göstermelidir Kur'an ı anlamak için. Bunu yapanın Allah, gönül gözünü açarım ve gerçeklerle buluşmasını sağlarım diyor. Allah gönderdiği kitabın isminden bahsederken, yalnız Kur’an kelimesini kullanmaz, birçok isimler zikreder. Birkaç örnek vermek istiyorum.
Furkan 1: Bütün insanlara bir uyarı olsun diye kuluna, (FURKANI) hakla bâtılı ayıran kitabı indiren Allah, yüceler yücesidir. (Bayraktar Bayraklı)
Hicr 9: Hiç kuşkusuz, O ZİKİRİ/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz.
Nisa 174: Ey insanlar! Rabbinizden size güçlü bir delil geldi ve size aydınlatıcı bir NUR indirdik. (Bayraktar Bayraklı )
Bu ayetlerden de anlıyoruz ki, Allah ın gönderdiği vahiy topluluğunun ismi yalnız Kur’an değil. Allah vahiylerinden bahsederken, bazen Furkan yani eğriyi doğrudan ayıran ismi kullanıyor. Bu durumda bizler, eğriyi doğrudan ayırabilmemiz için, Allah ın kitabını nasıl okumamız gerekir? Cevabı çok açıktır, anladığımız dilden okumalıyız ama bunu birilerinden değil, bizzat Allah ın kitabından bizler öğrenme çabasını göstermeliyiz. İLGİNÇTİR, DÜNYA ÜZERİNDE TÜM BİLİMSEL KİTAPLAR, HER DİLE ÇEVRİLİYOR VE BİLİM ADAMLARI YETİŞİYOR AMA İŞ KUR'AN A GELİNCE İTİRAZLAR BAŞLIYOR, PEKİ NEDEN? SANIRIM NEDENİ ÇOK AÇIK AMA SÖYLEMEYE DİLLERİ VAR MIYOR. İnanın anlamadan okuduğumuz kitaba, istediğimiz kadar FURKAN ya da KUR’AN diyelim, bizlere hiçbir faydası olmaz. Okumakla değil, hayatımıza geçirmekle sevap kazanırız. Allah Kur’an ın indiriliş amacını açıkça bildirmiş ve ne demişti. OKUNSUN, ÜZERİNDE DÜŞÜNÜLSÜN VE KULLARIMA YOL GÖSTERİCİ OLSUN DİYE İNDİRDİK. Eğer anlamını bilmeden okuyorsak, bizlere nasıl yol gösterici olsun? hatırlatmak isterim, din düşmanları, hatta batılı Kur'an a sokmaya çalışanlar, Kur'an ın Arapçasına bile ilaveler yapmaya, tahrif etmeye çalışıyorlar. Elbette başarılı olamayacaklar. Ama bizler uyanık olursak tabi.
Bizleri Kur'an ı, anlamını bilmeden okumaya teşvik etmelerinin nedeni, hatta Türkçe tercümesinden okursan, Kur’an sayılmaz sevapta alamazsın demelerinin asıl nedeni, ne yazık ki toplumu dini konularda istedikleri gibi yönetebilmek adınadır, bu gerçeği asla unutmayalım. Allah İslam dininde, ruhban sınıfı yoktur dedikçe, bizler ellerimizle ruhban sınıfı yarattık. Yarattığımız bu ruhbanlarda, kendi hükümranlığını sürdürebilmek için, toplumu Allah ile aldatarak, herkes Kur’an ı anlayamaz, Arapça başka dillere çevrildiğinde anlamı değişir, bir kelimenin yüzlerce anlamı vardır diyerek, topluma korku salıyorlar. Her ne hikmetse Kur’an ı anladığını iddia edenler, kendi toplantılarında cemaatlerine tercüme edenler, anlayıp topluma Türkçe anlatabiliyorlar. Toplumu, rivayet hadislerle dinini yöneten bu kişilere, hiç kimse sormuyor. Hadislerin orijinali de Arapça. Onlar doğru olarak Türkçeye çevriliyor, bu konuda hiç kimse itiraz etmiyor da, eşi benzeri olmayan Allah ın nuru Kur’an neden çevrilmesin? Bunları söyleyip toplumu aldatanlar, sanki kendileri seçilmiş insanlar gibi, toplumu işte böyle oyalayıp, aldatmaya devam ediyorlar. KUR'AN GERÇEKLERİNİN ORTAYA ÇIKMASINI İSTEMEYEN BU RUHBANLAR, NE YAZIK Kİ KUR'AN IN ANLAYARAK OKUMASINI ENGELLEDİLER. LÜTFEN BU TUZAĞA DÜŞMEYELİM.
Değerli din kardeşlerim. ARAPÇA BİLEN KUR'AN I EN İYİ ANLAYAN OLSAYDI, İSLAM I EN İYİ YAŞAYAN, ANLAYAN ARAPLAR OLURDU. DEMEK Kİ İŞ ARAPÇA BİLMEKTE DEĞİL, KAFALARIMIZIN İÇİNDEKİ BATIL İNANÇTA. Kur’an, Allah ın bizlere gönderdiği, eğriden doğruyu ayırabileceğimiz bir tebliğdir, duyurudur. Bu duyurunun hangi dilden yapıldığının hiçbir önemi yoktur. Eğer Allah ın tebliğini aracısız almaya çalışırken, okuduğumuzu anlayamıyorsak, o tebliğ asla gerçekleşmemiş demektir. Allah ın tebliğini almak isteyen, anlayarak okumalıdır ki, ayetler üzerinde, Allah ın istediği gibi düşünüp akıl edebilsin. Allah gönderdiği tebliğini, Kur’an ı neden Arapça indirdiğini, çok açık bir şekilde bizlere anlatmış ve hatta doğru anlayalım diye örnek vererek izah etmiştir. Eğer bizler hala bu örnekler üzerinde düşünmeyip, anlamaya çalışmıyorsak, bizler Allah ın vahyini hala alamamışız demektir. ALLAH KUR'AN DAN ÖNCE GÖNDERDİĞİ KİTAPLARIN TAMAMINI, O TOPLUMUN DİLİYLE GÖNDERMİŞTİR.
İbrahim 4: Biz, GÖREVLENDİRDİĞİMİZ HER RESULÜ ANCAK KENDİ TOPLUMUNUN DİLİYLE GÖNDERDİK Kİ, ONLARA AÇIK-SEÇİK BEYANDA BULUNSUN. Bunun ardından, Allah dilediğini saptırır, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzlar. Azîz'dir, Hakîm'dir O!
Bu ayeti tebliğ alan bir Müslüman, Allah ın gerçek vahyini okumak tebliğ almak istiyorsa, anlamını bilmese de Arapçasından okumalıdır asla diyemez. Dediğimiz andan itibaren, Kur’an ayetlerine ters düşen bir mantığa kendimizi inandırmış olur. Bakın ayette ne diyor. Kullarım iyice anlayabilsin, yani tebliği gereği gibi anlasınlar diye, biz daha önce gönderdiğimiz tüm elçilerimize, kendi dillerinden kitaplar gönderdik diyor. Bu ayetten çok açık şunu anlıyoruz. Her Müslüman Allah ın vahyini, Furkan ını, nurunu, zikrini, anladığı dilden okumalı ki, tebliği alıp, düşünüp öğüt alabilsin. YANİ ALLAH IN TEBLİĞİNDE Kİ ASIL ÖZELLİK, ARAPÇA OLUŞUNDA DEĞİL, ASIL VAHYİN ÖNEMİ, MANASINDADIR, ANLAMINDADIR. ANLAMADIĞIMIZ BİR KİTAPTAN NASIL HESABA ÇEKİLİRİZ, BUNUDAMI AKIL EDEMİYORUZ? KUR'AN IN TERCÜMESİ KUR'AN DEĞİLDİR DİYENLER, GÜVENDİĞİ CEMAAT YADA TARİKAT LİDERLERİNİN, HOCALARININ KENDİ DİLİMİZE TERCÜME ETTİKERİNE KUR'AN DİYORLAR VE ALLAH BÖYLE BUYURMUŞ, EMRETMİŞ DİYE ANLATIYORLAR. İSTEMEDİKLERİ, KARŞI ÇIKTIKLARI, BUNU HERKES YAPMASIN YALNIZ BİZLER YAPALIMDA, ALLAH IN EMİRLERİ İLE ONLARIN UYDURDUKLARI İFTİRALAR, BATIL İNANÇLAR ORTAYA ÇIKMASIN İSTİYORLAR.
Kur’an ı farklı anlayıp anlatanlar, Allah ın vahyini anlamaya çalışırken, bizzat Kur’an ın örneklerinden yardım almak yerine, rivayet edilen hadislerden yararlanarak anlamaya çalışmaktadırlar. Böyle olunca da, Allah ın bizlerden ne istediğini değil, bizlere öğretilen rivayetler ışığında ayetleri anlamış oluyoruz. Buda bizler için büyük bir tehlikedir. Onun içindir ki bölündük ve parçalandık. Allah bu konuda geleceği bildiği için, bir başka ayetinde de gereken açıklamayı yapıyor ve bakın nasıl bir örnek veriyor. Bu ayetten de hala anlamayıp, esas Kur’an Arapçadır diyorsa bir insan, bazı kişiler tarafından esir alınmış, düşünemiyor Kur’an gerçeklerini göremiyor demektir.
Fussilet 44: EĞER BİZ ONU YABANCI DİLDEN BİR KUR'ÂN YAPSAYDIK ONLAR MUTLAKA: "BU KİTABIN AYETLERİ GENİŞÇE AÇIKLANMALI DEĞİL MİYDİ? ARAP BİR PEYGAMBERE YABANCI DİL, ÖYLE Mİ?" DERLERDİ. Sen de ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır." İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur'ân onlara göre bir körlüktür. SANKİ ONLAR UZAK BİR YERDEN ÇAĞRILIYORLAR (DA DUYMUYORLAR). (Elmalı meali)
Allah bu konuyu, daha nasıl açıkça bizlere bildirsin bilemiyorum. Hala anlayamayanlara, anlamak istemeyenlere, ayetin sonundaki uyarı ders olmalıdır. Bu ayetten şu dersi çıkarmalıyız. Allah hiçbir kulunu, anlayamayacağı bir kitaptan, hükümden sorumlu tutmaz. Onun için Allah ın vahyini mutlaka, anladığımız dilden okumalıyız. Okumalıyız ki, Allah ın bizlerden ne istediğini doğru anlayabilelim ve Allah ile altatıcıların tuzağına düşmeyelim.
Allah ın bu ve benzeri ayetlerinin önüne set çekmek ve toplumun bilinçlenmesini istemeyenler, Müslümanlara öyle bir korku salmışlardır ki, Allah a ve onun kitabına saygısızlığın en büyüğünü yapmışlar ve demişler ki; KUR’AN HER DİLE ÇEVRİLEMEZ. Lütfen unutmayalım, tüm diller evrenseldir ve anlamı değişmemek şartıyla, farklı kelimelerle tüm dillere çevrilebilir. Sizce Allah, tüm kullarının dillerine çevrilemeyen bir rehber kitap gönderip, tüm kullarım Arapça öğrenmelidir diyerek, daha sonra tüm insanları Kur’an dan sorumlu tutar mı? Yanlış Tercüme yapanlar her zaman olacaktır, batıl inançlarının devamı için. Bizlere düşen TÜM TERCÜMELERİ ÖNÜMÜZE KOYUP, DİKKATLE HEPSİNİ OKUYUP, ALLAH IN EMRETTİĞİ GİBİ DÜŞÜNEREK, ARAŞTIRARAK, AYETLERLE KARŞILAŞTIRARAK ÖZELLİKLE YAPILAN YANLIŞLIKLARI ORTAYA ÇIKARMAK, BİZİM İMTİHANIMIZ GEREĞİDİR.
SİZLERE ŞÖYLE BİR SORU SORMAK İSTİYORUM VE DÜŞÜNMENİZİ RİCA EDİYORUM. ALLAH IN NURU KUR'AN DAN, ANLAMINI BİLMEDEN ARAPÇASINDAN OKURSANIZ MI FAYDALANIR VE ALLA IN YOLUNDAN GİDERSİNİZ, YOKSA TERCÜME YANİ MEALLERİNİ ARAŞTIRIP, AYETLERDE ALLAH BİZLERDEN NELER İSTİYOR DİYE OKUDUĞUMUZDA MI KUR'AN DAN FAYDALANIRSINIZ? BELKİ İLK ÖNCE YÜZ 5 YADA 6 SINI GEÇMEYECEK ORANDA YANLIŞ TERCÜMLERDEN, YANLIŞ BİLGİ ALMA HATTA KAFANIZIN KARIŞMA RİSKİMİZ OLABİLİR. AMA BU KONULAR ÜZERİNE ARAŞTIRMALARIMIZI YOĞUNLAŞTIRDIĞIMIZDA, KESİNLİKLE DOĞRULARLA BULUŞURUZ. YA HİÇ ANLAMINI BİLMEDEN OKURSAK SONUÇ NE OLUR? KUR'AN İLE HİÇ BİR BAĞ KURAMAMIŞ OLURUZ VE BİZLERİ İSTEDİKLERİ GİBİ YÖNLENDİRİP ALDATABİLİRLER. SİZCE HANGİSİ DAHA AKILLICA VE MANTIKLI OLAN? SEÇİM SİZLERİN. İMTİHAN SİZİN İMTİHANINIZ. ONUN İÇİN ALLAH DÜŞÜN, AKLINI KULLAN EY KULUM DİYOR.
Dünya üzerinde yazılmış hiçbir beşeri kitaba, böyle bir saygısızlık yapılarak, bu kitap şu dilden, diğer dillere çevrilemez denmemiştir. Arapça, Çince ya da Hintçe yazılmış ilmi kitapların tamamı, tüm dillere çevrilip, anlaşılıyor hatta bu kitaplardan bilim adamları yetişiyorsa, bizler nasıl olurda Allah katından gelmiş, eşi benzeri olmayan bir NUR için, başka dillere tam çevrilemez diyoruz. Bu ne saygısızlık. Buna nasıl inanırız. Allah ın iyi niyetli kullarının, gönül gözünü açacağına söz verdiği gerçeğinden yola çıkarak, ur'an ı/Furkan ı korkmadan, tedirgin olmadan anlamaya çalışalım. Kur'an da yapılan tekrarlar, inanın bizlere çok şeyler anlatıyor ve ayetler tahrif etmek isteyenlerin, yalanlarını ortaya çıkartıyor. Yeterki bizler azimle anlayabilmek için çaba harcayalım. DİN TACİRLERİNİN AMACI, BİZLERİN BU ÇABASINI BALTALAMAK VE BİZLERİ TESLİM ALARAK ALLAH İLE ALDATMAK, BİZLERİN SIRTINDAN GEÇİNMEK İSTİYORLAR. AMA ALLAH IN İZNİYLE, BUNU BAŞARAMAYACAKLAR.
Bu çabamızın sonunda, zamanla gerçekleri nasıl fark edeceğinizi göreceksiniz. GAYRET BİZDEN, YARDIM ALLAH DAN. Bu imtihan zorlu bir imtihan. Özveriyle çaba harcayan, inanın mükâfatını, karşılığını Allah dan görecektir.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK