ALLAH'IN RASULÜNE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN, RİVAYET HADİSLERİNE KARŞI TAVRIMIZ NASIL OLMALIDIR?
Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, ALLAH’IN RESULÜNE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN RİVAYET HADİSLERİ, NEDEN SORGUSUZ KABUL ETMEMELİYİZ konusu üzerine olacak. Çünkü hiç kimse rivayet edilen bu hadisleri, gerçekten bizzat Rasulün kendisine ait olduğunu bilmiyor, hatta bu konuda hiç bir delil kanıt yok ama her ne hikmetse Müslüman toplumun genel çoğunluğu, hiç kuşku duymadan Kur'an ayeti gibi, inanmakta bir sakınca görmüyor. Önce şunu hatırlatmak isterim, Allah’ın Rasulü elbette Kur’an’ı tebliğ ederken, O günkü topluma kendi üslubuyla, yaşanan dinin hatalarını onlara anlatıp, örnekler verip Allah’ın vahyi ile karşılaştırıp onları ikna etmeye çalışmıştır. Bunda şüphe yok. Allah’ın Rasulünün bu konuda çok zorlu bir çaba içinde olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Tabi bu ikaz ve uyarıların TEK KAYNAĞININ, KUR’AN OLDUĞUNU LÜTFEN UNUTMAYALIM. Rabbimiz bir ayetinde, benim halis kulum her sözü dinler, daha sonra en doğrusunu düşünüp aklını kullanarak uyar diyor. Güvenilecek kaynağın, bilginin yalnız Kur’an olduğunu da apaçık bildiriyor. Buradan alacağımız derse gelince, Allah’ın Rasulüne ait olduğu iddia edilen her hadisin, Kur’an’dan onayını almalıyız. Alıyorsak, bu sözü/hadisi Allah’ın Rasulü söylemiştir, alamıyorsak bu sözü/hadisi Rasul asla söylememiştir demeliyiz ve inanmamalıyız.
Allah’ın Rasulünün yetki ve sorumluluğunu da göz önünde bulundurduğumuz da, Rasulün ümmetini yalnız Kur’an ile uyardığını yine Kur’an’dan öğreniyoruz. O örnek insan bizleri yalnız neyle uyardığını söylüyordu Kur’an’da? “BU KUR’AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19) “BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9 ) Siz bu ayetlerin hükmüne iman ediyor musunuz? Cevabınızı tahmin ediyorum. ELBETTE İMAN EDİYORUZ, KUR’AN’IN BİR AYETİNE BİLE İMAN EDİP HAYATINIZA GEÇİRMEZSENİZ, GERÇEK İMAN ETMEMİŞ OLURSUNUZ, dediğinizi çok iyi biliyorum. Ama Kur'an'ın bir ayetinin bile üstünü örtüp, görmezden geliyorsakta gerçek iman etmemiş olacağımızı lütfen unutmayalım. Bakın Rasul çok net iki konuda açıklama yapıyor bizlere. BİZLERİ YALNIZ KUR’AN İLE UYARMIŞ VE KENDİSİ BİZZAT YALNIZ KUR’AN’A UYMUŞ. Hatta Allah’ın Rasulünün görev tanımını Kur’an yaparken, “RASULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) demiyor muydu?
Gelin bu bilgiler ışığında, günümüzde bizlere İslam’ı anlatanların din adına neler söylediklerine bakalım. Rabbimiz bizlerin Yalnız, Allah’ın ipi Kur’an’a sarılmamızı isteyip, yalnız Kur’an’dan bizleri imtihan edip sorumlu tutacağına hükmettikten sonra, SİZCE DİNDE KAYNAK VE DELİL YALNIZ KUR’AN OLMAYIP, ALLAH’IN RASULÜNÜN BİZLERE RİVAYET YOLLA GELMİŞ HADİSLERİ DE, İSLAM DİNİNDE KAYNAK OLABİLİR Mİ? Çok fazla değil, yukarıda sizlere örneğini verdiğim ayetler bile, Kur’an dışı Rasulün ümmetine asla hiçbir şeyi tebliğ etmesinin ve bunlara uymanız gerekir demesinin mümkün olmadığını gösteriyor. Çünkü Allah bir ayetinde, SAKIN KUR’AN’IN SINIRLARINI AŞMAYIN diye uyarmıyor muydu? Sizce Allah, yazdığım ayetlerin tam tersi hükmü diğer ayetlerde verip, benim vahyimin yanında Rasulümde hükümler verecek, onları da rivayet zinciri ile birbirinize aktarın, onlardan da sorumlusunuz der mi? Zerre kadar düşünen, bizleri Allah ile aldatanların kurduğu bu tuzağı fark edecektir. Hatırlatırım Rabbimiz, BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYOR. Bu konuda Allah’ın Rasulünün bahsettiğim konuda, nasıl uyardığını hatırlayalım. "ONLAR, SANA VAHYETTİĞİMİZDEN BAŞKASINI BİZE KARŞI UYDURMAN İÇİN AZ KALSIN SENİ ONDAN ŞAŞIRTACAKLARDI. (EĞER BÖYLE YAPABİLSELERDİ) İŞTE O ZAMAN SENİ DOST EDİNİRLERDİ." (İsra 73) Bu uyarı ve ikazı alan Allah’ın Rasulü, sizce Allah’ın vahyinin dışında, bunlarda benim hadislerimdir bunlara da uymanız gerekir, demiş olabilir mi ümmetine? Karar sizin, imtihan sizin imtihanınız.
Her şeyden önce şu gerçeği unutmayalım, Allah Kur’an’ı ben koruyorum diyor, başka bilgi ve kaynaktan asla bahsetmiyor. Allah ile aldatıcılar, Allah’ın Rasulünün hadislerini de Allah koruyor diyerek, atalarının inançlarını yaşayabilmek için, hem Rasule hem de Allah’a iftira atmaktan çekinmiyorlar. Çok daha ilginçtir, Rasulün rivayet hadislerinin Kur’an değerinde olduğunu söyleyenler, hadislerin bir kısmını kabul edip bir kısmına neden uymuyorlar, doğrusu bunu da anlamak mümkün değil. İlginçtir hadisleri nakleden kişilerin bir kısmını güvenilir bir kısmını güvenilmez ilan ediyorlar. HANGİMİZ O KİŞİLERİ YAKINDAN TANIYOR, GÜVENİLİR YA DA GÜVENİLMEZ OLDUĞUNA ŞAHİT OLDU? Allah aşkına, yüzlerce yıl öncesinde yaşamış insanlardan bahsediyoruz, onlar hakkında günümüzde ne söylenirse inanıyoruz ve bunları bir de dinin asli unsuru yapabiliyoruz. Dostlarım, kardeşlerim Allah’ın dini böyle bilgilerle yaşanmaz. Din Allah’ın dır ve Onun kanunları ile yaşanır. Allah’ın Rasulünün şöyle bir hadisi de var. ÜMMETİM SİZLER YALNIZ BENİM TEBLİĞ ETTİĞİM VAHYE UYUN, SAKIN DİNDE BÖLÜNMEYİN diye uyardığı Kur’an’ın onayladığı hadislerini, işlerine gelmediği için kabul etmeyenler, Kur’an’ın asla onaylaması mümkün olmayan hadislerini kabul etmekte bir sakınca görmüyorlar. İşte Allah onun için, DÜŞÜN AKLINI KULLAN EY KULUM DİYOR.
Şu gerçeği lütfen unutmayalım. Hadisleri ve onları rivayet eden kişileri değerlendiren hadis âlimleri masum ve hatadan uzak değildirler. Bu âlimlerin hiçbirine vahiy gelmiyor, yaptıkları yanlışlar vahiyle düzeltilmiyordu. Ama Allah’ın Rasulü en küçük bir hatasında, Allah tarafından ikaz ediliyor hatta Kur’an’a geçiriliyordu. MÜSLÜMANLAR, DAHA RASUL HAYATTAYKEN, ONUN BİR SÖZÜ SÖYLEYİP SÖYLEMEDİĞİ, SÖYLEMİŞSE HANGİ ANLAMA GELİP GELMEDİĞİ HUSUSUNDA İHTİLAFA DÜŞMÜŞLERDİR. Daha o gün bile bu ihtilaf Müslümanlar arasında varsa, aradan geçen bunca yıl sonunda nasıl sapmaların ve yanlışların olacağını, din düşmanlarının nasıl İslam dinine bu yolla fitne fesat sokacağını, düşünmek bile istemiyorum. Lütfen unutmayalım, YAHUDİLER BU YOLLA İNANCIMIZA GİRMİŞ VE KENDİ İNANÇLARINI, BATILI DİNİN EMRİ DİYE İSLAM TOPLUMUNA KABUL ETTİRMİŞLERDİR. Çok ilginçtir günümüze gelen hadisleri rivayet eden ve kayda alanlar, birbirilerini yalancılık ve kâfirlikle geçmişte suçladıklarını görüyoruz. Rabbimiz onun için, emin olmadığın bilginin sakın ardına düşmeyin, bunun hesabını sorarım diye Kur’an’da uyarmıştır. Hadisleri rivayet eden kişiler(raviler) güvenilir de olsalar masum değildirler ve dolayısıyla yanılabilirler, hata yapabilirler. Hadisi/sözü yanlış anlayabilirler, maksadının dışında anlayabilirler, unutabilirler, eksik, yanlış veya fazlalıkla rivayet edebilirler. Daha da kötüsü, aradaki rivayet zincirinde, art niyetli kişiler tarafından değiştirebilirler.
LÜTFEN UNUTMAYALIM, HADİSLER RASULÜN VEFATINDAN, ÇOK SONRALARI YAZIYA GEÇİRİLMİŞTİR. Bu zaman zarfında yani 150-200 sene boyunca, kulaktan kulağa ağızdan ağıza dolaşmışlardır. Bu kadar süre geçince bir sözü tam eksiksiz nakletmek, değişikliğe uğramadan aktarmak asla mümkün olamaz. Bu gerçekleri göz ardı edip, Allah’ın bu konuda apaçık verdiği hükümleri görmezden gelerek, DOĞRULUĞUNDAN ASLA EMİN OLAMAYACAĞIMIZ, HATTA KUR’AN’IN ASLA ONAYLAMADIĞI BİLGİLERİ, BİZLER DİNİN İKİNCİ KAYNAĞI YAPARAK, KUR’AN’I AÇIKLAYAN ANLAŞILIR HALE GETİREN BİLGİLER OLARAK BAKARSAK, İNANIN MAHŞER GÜNÜ ÇOK AMA ÇOK ZOR DURUMA DÜŞERİZ. Onun için Rabbimiz, düşün aklını kullan ey kulum yoksa seni pislik içinde bırakırım diye uyarıyor. Dinin tek kaynağı vardır oda sorumlu olduğumuz Kur’an’dır. Birileri hala bu gerçeğin üstünü örtüp, İSLAM KUR’AN VE RESULÜN SÜNNETİ YANİ RİVAYET HADİSLERİ İLE BİRLİKTE YAŞANIR DİYORSA, lütfen onlara değil, Kur’an’a inanalım ve onlara maide suresi 50. Ve Enbiya 10. Ayeti hatırlatalım. “ALLAH'TAN DAHA İYİ, KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ? “AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?”
Bizlere, Resulün rivayet hadisleridir diye nakledilen hadislerin, hiçbirisinin bahsettikleri kişilere ait olduğu konusunda, ne bir delilimiz nede bir kanıtımız yoktur. Kendi düşünce ve inançlarını yazıp, Allah’ın Rasulünün adını kullanarak, nakledilmiş olma ihtimali çok yüksektir. Tekrar etmek istiyorum, onun için Allah, EMİN OLMADIĞIN BİLGİNİN ARDINA DÜŞMEYİN, BUNUN HESABINI SORARIM DİYE BİZLERİ UYARMIŞTIR. Rasule ait olduğu iddia edilen Rivayet hadislerin, ona ait olup olmadığını bizler bilemeyiz. Ama elimizde O’nun söyleme ihtimali olan konuların olduğu ve Allah’ın korumasındaki Kur’an var. Ona danışıp kontrol ederek, BUNU ALLAH’IN RASULÜ SÖYLEMİŞ OLABİLİR, ÇÜNKÜ KUR’AN BÖYLE EMREDİYOR DİYEBİLİRİZ. YA DA KUR’AN BU RİVAYET HADİSİ ONAYLAMIYOR, ALLAH’IN RASULÜ BÖYLE BİR SÖZ SÖYLEMESİ, MÜMKÜN DEĞİLDİR DEMELİYİZ. Tabi, mahşer günü Allah’ın Rasulünün şahit olarak çağrıldığında, onun yüzüne bakabilmek istiyorsak bu yolu izlemeliyiz.
Şunu lütfen unutmayalım. Allah’ın Rasulü, Kur’an’da apaçık belirtildiği gibi ümmetine, yalnız Kur’an‘ı tebliğ etme görevi aldıysa, bizlere düşen İSLAM’A VURULAN RİVAYET PRANGASINI KUR’AN İLE KALDIRMAK OLMALIDIR. Eğer kaldıramazsak, Allah’ın huzuruna Kur’an’ın ipine değil, rivayetlere sarılarak çıkan, BÖYLECE ALLAH’A ŞİRK KOŞARAK İMAN EDENLERİN SAFINDA BULURUZ KENDİMİZİ. Kur’an’ın emrettiği gibi batıldan ve rivayetlerden uzak, yalnız Allah’ın ipine sarılan, onun halis kulları arasında olabilmek dileklerimle.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/